Netflix dizisinin yıldızı, kendisine "travma yaşatan" rolü anlattı

Sofia Vergara, gerçek Griselda Blanco'ya benzemesi için kendisine yapılan makyajla ilgili "Dişim, peruğum, burnum. Tüm yüzüm plastikti" demişti (Netflix)
Sofia Vergara, gerçek Griselda Blanco'ya benzemesi için kendisine yapılan makyajla ilgili "Dişim, peruğum, burnum. Tüm yüzüm plastikti" demişti (Netflix)
TT

Netflix dizisinin yıldızı, kendisine "travma yaşatan" rolü anlattı

Sofia Vergara, gerçek Griselda Blanco'ya benzemesi için kendisine yapılan makyajla ilgili "Dişim, peruğum, burnum. Tüm yüzüm plastikti" demişti (Netflix)
Sofia Vergara, gerçek Griselda Blanco'ya benzemesi için kendisine yapılan makyajla ilgili "Dişim, peruğum, burnum. Tüm yüzüm plastikti" demişti (Netflix)

Netflix'in mini dizisi Griselda'da Kolombiyalı acımasız bir uyuşturucu kaçakçısını canlandıran Sofía Vergara, narkotik ticaretinin sıradan insanların hayatlarını nasıl mahvedebileceğini ilk elden biliyor. 

"O dönemi yaşadım"

Pablo Escobar ve Orejuela kardeşlerin herkesçe bilinen isimler haline geldiği dönemde Kolombiya'da olan Vergara, "O dönemi yaşadım" diyor: 

O dönemde herkes, iyi aileler, paralı aileler, bir noktada bu işin bir parçasıydı. Ne yazık ki kardeşim bile.

6 bölümlük mini dizi, 1980'lerin Miami'sinde kokain karteli yöneten Kolombiyalı uyuşturucu kaçakçısı Griselda Blanco'nun gerçek yaşam öyküsüne dayanıyor.

Biyografik dizide Blanco'yu canlandıran Modern Family yıldızı, girdiği bu karmaşık rolle ilgili açıklamalarda bulundu.

52 yaşındaki aktris, böylesine sapkın bir karakteri canlandırmanın kolay olmadığını da kabul etti.

Kolombiya'da kokain ticaretinin en yaygın olduğu dönemde büyüyen Vergara, 1990'ların başında erkek kardeşini kartel fedailerine kurban vermiş. 

Deadline'a konuşan Vergara, insanların koşullar ve zorunluluklar tarafından nasıl yanlış yönlendirilebileceğine değindi.

"Pek çok benzerliğimiz var"

Blanco'nun karmaşıklığından etkilendiğini aktaran Vergara, "'Kim bu kadın?' diye düşündüm" diyerek ekledi:

Araştırmaya başladığımda, eylemlerinin çoğunun Amerika Birleşik Devletleri'nde gerçekleştirildiğini fark ettim. 'Ben bu karakteri tanıyorum' dedim.

Vergara sözlerini şöyle sürdürdü: 

Griselda'yı gördüğümde, eşlerimi öldürdüğümden falan değil ama onun kim olduğunu anladım. Bir bakıma pek çok benzerliğimiz var; ben bir göçmenim, bir anneyim, güçlü bir insanım. Ama herkes korkunç şeyler yapmaz.

Vergara, Blanco'nun erkek egemen suç dünyasındaki yükselişine hayranlık duyuyor ve bunu hem etkileyici hem de tedirgin edici olarak nitelendiriyor. 

"Biraz sarsıldım" 

Kolombiya asıllı yıldız, dizinin gördüğü ilgiyi değerlendirirken şunları söyledi: 

Onu öyle canlandırmak istedim ki insanlar, yaptıklarının yanlış olduğunu bilseler bile, ona destek versin.

"O bir canavardı" diye itiraf eden Vergara, aynı anda hem büyüleyen hem de dehşete düşüren bir karakteri canlandırmanın ikilemini vurguladı.

Blanco'yu canlandırdığı ayları düşünmek hâlâ Vergara'nın tüylerini ürpertiyor. 

"Biraz sarsıldım" diyen aktris ekledi:

Bunu bir daha yapabileceğimi sanmıyorum. Korkunçtu, günde 16, 17 saat protez, peruk, burun, gözlerin üstündeki plastik, takma dişler... 7 ay boyunca hayatım yoktu.

Bu yıl 25 Ocak'ta yayına giren Griselda, halen Netflix üzerinden izlenebilir.

Independent Türkçe, Deadline, Pinkvilla



Otizmde devrim niteliğinde gelişme

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Otizmde devrim niteliğinde gelişme

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Araştırmacılar, otizmin 4 alt tipini keşfederek bu genetik durumun altında yatan biyolojiyi anlamaya yönelik "dönüştürücü bir adım" attı.

Princeton Üniversitesi ve Simons Vakfı'ndan bilim insanları, otizm kohort çalışması SPARK'taki 5 bin çocuğun verilerini analiz ederek bireyleri özellik kombinasyonlarına göre gruplandırdı.

Araştırmacılar belirli özelliklerle ilgili genetik bağlantılar aramak yerine, sosyal etkileşimlerden tekrarlayan davranışlara ve gelişimsel kilometre taşlarına kadar 230'dan fazla özelliği her bir kişide değerlendirdi.

Bu analiz sayesinde otizmin farklı genetik varyasyon modellerine sahip 4 alt tipini tanımlamayı başardılar.

Flatiron Enstitüsü'nde yardımcı araştırmacı bilim insanı ve çalışmanın ortak başyazarı Natalie Sauerwald, "Otizmin tek bir biyolojik hikayesi değil, birden fazla farklı anlatısı olduğunu görüyoruz" diyor.

Bu, geçmişteki genetik çalışmaların neden genellikle yetersiz kaldığını açıklamaya katkı sağlıyor; aslında birbirine karışmış birden fazla farklı bulmacaya baktığımızı fark etmeden bir yapbozu çözmeye çalışıyorduk. Bireyleri ilk başta alt tiplere ayırana kadar resmin tamamını, genetik örüntüleri göremedik.

Bu 4 alt tip Sosyal ve Davranışsal Zorluklar, Gelişimsel Gecikmeyle Birlikte Karma OSB (Otizm Spektrum Bozukluğu), Orta Derecede Zorluklar ve Geniş Çaplı Etkilenme olarak belirlendi.

İlk tip, otizmi olmayan çocuklarla benzer bir hızda gelişimsel kilometre taşlarına ulaşan fakat genellikle dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, anksiyete veya depresyon gibi eşlik eden sorunlar yaşayan çocukları kapsıyor.

İkinci tipte gelişimsel kilometre taşlarına ulaşmada gecikme görülürken eşlik eden rahatsızlıklara dair herhangi bir belirtiye rastlanmıyor.

Üçüncü tip olan Orta Derecede Zorluklar'da otizmle ilgili temel davranışlar olsa da diğer gruplar kadar güçlü değil. Otizmi olmayan çocuklarla benzer bir hızda kilometre taşlarına ulaşıyor ve eşlik eden rahatsızlıklar görülmüyor.

4. tipte en uç ve geniş kapsamlı zorluklar yaşanıyor.

Katılımcıların yüzde 37'sinin yer aldığı birinci ve yüzde 34'ünün bulunduğu üçüncü tip en yaygın gruplar. Yüzde 19'unu içeren ikinci ve yüzde 10'unun olduğu 4. tiplerse en nadir olanlar. 

Bulgular, genetik farklılıkların "yüzeyde benzeyen klinik görünümlerin ardındaki farklı mekanizmalara işaret ettiğini" vurguluyor.

Örneğin hem Geniş Çaplı Etkilenme hem de Karma OSB gruplarındaki çocuklar gelişimsel gecikme ve zihinsel engellilik gibi bazı önemli özellikleri paylaşıyor. Ancak ilk grupta, ebeveynlerden geçmeyen de novo mutasyonların en yüksek oranı görülürken, ikinci grubun nadir kalıtsal genetik varyantları taşıma olasılığı daha fazla.

Bulgular otizmin sadece 4 alt tipi olduğu anlamına gelmiyor; en az 4 tane bulunduğunu ve bunların hem klinik seviyede hem de genom düzeyinde araştırmalar için anlamlı olduğunu gösteren veri odaklı bir çerçevenin keşfedilmesini sağlıyor.

Otizmle mücadele eden ailelerin, çocuklarının hangi otizm alt tipine sahip olduğunu bilmesi yeni bir netlik, kişiye özel bakım, destek ve topluluk imkanı sunabilir.

Independent Türkçe