Kovid-19'un 5. yılı dolarken DSÖ, Çin'e seslendi

Uzun Kovid'in dünya çapında en az 400 milyon kişiyi etkilediği ve yılda küresel ekonominin yüzde 1'ine mal olduğu ortaya konmuştu (Unsplash)
Uzun Kovid'in dünya çapında en az 400 milyon kişiyi etkilediği ve yılda küresel ekonominin yüzde 1'ine mal olduğu ortaya konmuştu (Unsplash)
TT

Kovid-19'un 5. yılı dolarken DSÖ, Çin'e seslendi

Uzun Kovid'in dünya çapında en az 400 milyon kişiyi etkilediği ve yılda küresel ekonominin yüzde 1'ine mal olduğu ortaya konmuştu (Unsplash)
Uzun Kovid'in dünya çapında en az 400 milyon kişiyi etkilediği ve yılda küresel ekonominin yüzde 1'ine mal olduğu ortaya konmuştu (Unsplash)

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Vuhan'da patlak vererek pandemiye dönüşen Kovid-19'un kökenlerini anlamak için Çin'den veri paylaşmasını istedi.

31 Aralık 2019'da DSÖ'nün Çin ofisi, Vuhan'daki zatürre vakalarında görülen artışa dikkat çekmişti. Bunun üzerinden bir ay geçmeden 11 milyonluk kent tecride alınmıştı.

Sonrasında hastalığın tüm dünyaya yayıldığının anlaşılması üzerine 11 Mart 2020'de pandemi ilanı yapılmıştı. 

Karantina ve tecritle geçen yıllarda en az 7 milyon kişinin canını aldığı iddia edilen virüsün kökenine dair sorular hâlâ cevapsız duruyor. 

Yeni bir açıklama yayımlayan DSÖ, şu ifadeleri kullandı:

Kovid-19'un kökenlerini anlamak amacıyla Çin'e veri ve erişim sağlaması için seslenmeyi sürdürüyoruz. Bu ahlaki ve bilimsel bir gereksinim. Ülkeler arasında şeffaflık, paylaşım ve işbirliği olmazsa dünya gelecekteki epidemi ve pandemileri ne yeterince engelleyebilir ne de onlara hazırlanabilir.

Çin Dışişleri Bakanlığı'ndan bu açıklamaya hızlıca cevap geldi. Bugün düzenlenen basın toplantısında konuşan sözcü Mao Ning şöyle dedi:

Kovid-19'un kökenlerinin araştırılması konusunda Çin bilim, açıklık ve şeffaflık ruhunu her zaman benimsemiş, küresel bilimsel takibi aktif olarak destekleyip bu konudaki çabalara katılmış ve tüm siyasi manipülasyonlara kararlılıkla karşı durmuştur.  Kovid-19'un kökenlerinin araştırılması konusunda en fazla veri ve araştırma sonucunu Çin paylaşmış ve en büyük katkıyı sağlamıştır.

Kovid-19'a neden olan SARS-CoV-2 virüsünün laboratuvardan mı sızdığı ya da hayvanlardan mı bulaştığı hâlâ netleştirilemedi. 

Nature Medicine adlı hakemli dergide 9 Ağustos'ta yayımlanan bir araştırmada bildirilen tahmine göre, 2023 sonu itibarıyla dünyadaki yetişkinlerin yüzde 6'sı ve çocukların yüzde 1'i, yani 400 milyon kişi uzun Kovid'e yakalandı. 

2020'de tanımlanan uzun Kovid, SARS-CoV-2 virüsüne yakanlandıktan sonraki üç ayda yeni semptomların ortaya çıkması ve bunların en az iki ay boyunca sürmesini ifade ediyor.

Yaygın semptomlar arasında yorgunluk, nefes almakta zorlanma ve bilişsel işlevlerde gerileme yer alıyor. 

Independent Türkçe, CNN, Guardian



İtalya’da bebek kutusu faciası: Alarm çalışmadı, bir aylık bebek öldü

İtalya'da "bebek kutusu" uygulaması Ortaçağ'a kadar uzanıyor (Unsplash)
İtalya'da "bebek kutusu" uygulaması Ortaçağ'a kadar uzanıyor (Unsplash)
TT

İtalya’da bebek kutusu faciası: Alarm çalışmadı, bir aylık bebek öldü

İtalya'da "bebek kutusu" uygulaması Ortaçağ'a kadar uzanıyor (Unsplash)
İtalya'da "bebek kutusu" uygulaması Ortaçağ'a kadar uzanıyor (Unsplash)

İtalya'da terk edilen bebeklere ayrılan bir kutuda ceset bulundu.

Ülkenin güneyindeki Pulya bölgesinde yer alan Bari kentinde perşembe günü yaşanan olayda, kutunun içindeki bir aylık bebek ölü bulundu.

San Giovanni Battista kilisesinin rahibi Antonio Ruccia, İtalyan medyasına yaptığı açıklamada, beşik işlevi gören kutuya bir bebek bırakıldığında normalde alarmın devreye girmesi gerektiğini söylüyor. 

Rahip, olay sırasında Roma'da olduğunu ve cep telefonuna uyarı gelmediğini belirtiyor.

Ölü çocuk, bir cenaze evi işletmecisi tarafından bulundu. Bu kişi hemen Ruccia'yla iletişime geçti, rahip de polise haber verdi. 

İtalya'nın dört bir yanında bulunan bebek kutuları, kadınların bakamadığı çocuklarını kilise ve hastanelerdeki özel beşiklere bırakmasını sağlıyor. 

Bu beşiklerde bir ısıtma sistemi bulunuyor ve birinin kutuya çocuk bırakması durumunda ilgili kişilere cep telefonları üzerinden uyarı gönderiliyor. 

Ancak polis, ısıtma sisteminin çalışıp çalışmadığının ya da bebeğin beşiğe bırakıldığında canlı olup olmadığının tespit edilemediğini bildiriyor. Bebeğin nasıl öldüğü, otopsinin ardından netleşecek. 

Kilise avlusundaki beşiğe en son Aralık 2023'te bebek bırakılmıştı. Bebeğe daha sonra Maria Grazia adı verilmişti. Rahip Ruccia, bu tür olayların yargılanmaması gerektiğini söyleyerek şu ifadeleri kullanmıştı: 

Bebeğinize bakamayacağınızı fark etmenin ardındaki acıyı kimse tahmin edemez.

Tarihi 13. yüzyıla kadar uzanan bu uygulama, 2006'da yürürlüğe konan bir mevzuatla yenilenmişti. Buna göre kadınlara, doğum belgesinde adlarını belirtmeden doğum yapma ve bakamadıkları bebeklerini herhangi bir ceza almadan hastane ya da kiliselere bırakma izni verilmişti. 

Independent Türkçe, CNN, NDTV