2025'in merakla beklenen 10 filmi

Alacakaranlık (Twilight) serisiyle yıldızı parlayan 38 yaşındaki Robert Pattinson'ın bu yıl gösterime girmesi planlanan iki filmi daha var (Warner Bros. Pictures)
Alacakaranlık (Twilight) serisiyle yıldızı parlayan 38 yaşındaki Robert Pattinson'ın bu yıl gösterime girmesi planlanan iki filmi daha var (Warner Bros. Pictures)
TT

2025'in merakla beklenen 10 filmi

Alacakaranlık (Twilight) serisiyle yıldızı parlayan 38 yaşındaki Robert Pattinson'ın bu yıl gösterime girmesi planlanan iki filmi daha var (Warner Bros. Pictures)
Alacakaranlık (Twilight) serisiyle yıldızı parlayan 38 yaşındaki Robert Pattinson'ın bu yıl gösterime girmesi planlanan iki filmi daha var (Warner Bros. Pictures)

2024'te Deadpool & Wolverine ve Ters Yüz 2 gibi gişe canavarlarını da izledik, Furiosa: Bir Mad Max Destanı (Furiosa: A Mad Max Saga) ve Dune: Çöl Gezegeni Bölüm İki (Dune: Part Two) gibi epik bilimkurguları da. Rekabet (Challengers) ve Anora gibi çarpıcı dramalar, jenerik akmaya başladıktan çok sonra da bizimle kaldı. Cevher (The Substance) ve Cambaz (Longlegs) gibi gerilimler ise içimize işledi ve tüylerimizi ürpertti.

Sırada 2025 ve bizi bekleyen yepyeni filmler var... Başka bir deyişle, henüz kimsenin konuşmadığı ama çok yakında konuşulacağından emin olduğumuz filmler.

Vizyon tarihlerinin sırasına göre, 2025'in sabırsızlıkla beklediğimiz filmlerini sebepleriyle birlikte sıraladık...

Bridget Jones Onun İçin Çıldırıyor

Onu ister sevin ister nefret edin ama Bridget Jones dönüyor, bizden söylemesi... 

Popüler serinin 4. halkası Bridget Jones Onun İçin Çıldırıyor (Bridget Jones: Mad About The Boy), romantik komedi hayranlarıyla buluşmaya hazırlanıyor.

Michael Morris'in yönettiği ve Helen Fielding'in 2013 tarihli aynı adlı romanından uyarlanan film, izleyicisine hem nostalji hem de yenilik vaat ediyor. 

Renée Zellweger, Hugh Grant, Colin Firth ve Emma Thompson gibi yıldız oyuncuların önceki rollerine dönmesi, serinin klasik cazibesini koruyacağına işaret ediyor. Özellikle Firth'ün Mark Darcy rolüyle bu kez bir "hayalet" olarak geri dönmesi fikri, hikayeye ilginç bir dokunuş katacak gibi görünüyor.

Yeni karakterler arasında Oscar adayı Chiwetel Ejiofor ve One Day'le yıldızı daha da parlayan Leo Woodall'ın yer alması, seriyi gençleştirirken dinamik bir enerji de ekliyor.

Bridget Jones Onun İçin Çıldırıyor'un vizyon zamanlaması da manidar: Romantik komedi, 14 Şubat'ta gösterime girecek.

Mickey 17

Robert Pattinson, Bong Joon-ho'nun bilimkurgu filminde uzay yolcusu Mickey 17 rolünde izleyicilerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Edward Ashton'ın 2022 tarihli Mickey7 romanından uyarlanan Mickey 17, bilimkurgu ve kara komediyi buluştururken insanlığın uzak bir buz dünyası olan Niflheim'ı kolonileştirme çabalarını anlatıyor. 

Hikaye, "harcanabilir" bir çalışan olan Mickey Barnes'ın ölümden sonra yeniden dirilen klonları arasında yaşanan gerilim ve kimlik mücadelesine odaklanıyor. 

Bong Joon-ho'nun Parazit (Parasite) ve Snowpiercer gibi yapımlarındaki benzersiz tarzı, 150 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Mickey 17 için büyük bir beklenti yaratıyor.

Romanın varoluşsal ve etik sorularını, Bong'un karakter odaklı yönetmenlik anlayışıyla nasıl ele alacağı merak uyandırıyor. Ödüllü yazar Charles Yu'nun katkılarıyla zenginleşen senaryo, bilimkurgu türüne özgün bir dokunuş sunma potansiyeline sahip. 

Başroldeki Pattinson'a Naomi Ackie, Steven Yeun, Toni Collette ve Mark Ruffalo gibi yıldız isimler eşlik ediyor.

Vizyon tarihi defalarca değişen film, Türkiye'deki sinemaseverlerle 18 Nisan'da buluşacak.

F1 

Formula 1 dünyasını merkezine alan spor ve aksiyon filmi F1, Brad Pitt, Damson Idris, Kerry Condon, Javier Bardem ve Tobias Menzies gibi yıldızları bir araya getiriyor.

Yönetmen koltuğunda Top Gun: Maverick ve Korkusuzlar (Only the Brave) gibi yapımlara da imza atan Joseph Kosinski'nin otuduğu film, emekli bir F1 pilotunun genç bir yeteneğe akıl hocalığı yapma hikayesini anlatıyor. 

Aksiyon filmi, gerçek F1 sürücüleri ve takımlarının yanı sıra ikonik pistlerde çekilen sahnelerle türün meraklıları tarafından uzun süredir merakla bekleniyor. 

F1'de merak uyandıran detaylardan biri de bugüne dek dokunduğu her filmi güzelleştiren efsanevi besteci Hans Zimmer'in müzikleri. 

300 milyon dolarlık bütçesiyle epey iddialı olan F1, yalnızca aksiyon ve dramayı değil, aynı zamanda sporun duygusal yönlerini de ele almayı hedefliyor. Filmde yer alan profesyonel sürücüler arasında Esteban Ocon ve Carlos Sainz de yer alıyor.

27 Haziran'da vizyona girecek F1, Formula 1 meraklıları ve sinema tutkunları için yılın en heyecan verici projelerinden biri olarak öne çıkıyor. F1, sinemalardan sonra Apple TV+'ta da yayına girecek.

Lewis Hamilton'ın da filmin yapımcıları arasında yer aldığını hatırlatalım.

Mission: Impossible - Son Hesaplaşma

Görevimiz Tehlike serisinin 8. filmi Mission: Impossible - Son Hesaplaşma (Mission: Impossible - The Final Reckoning), aksiyon ve casusluk türünün sınırlarını bir kez daha zorlamaya hazırlanıyor. 

Tom Cruise meşhur casus Ethan Hunt rolünde sinemaseverlerin karşısına çıkarken ona Hayley Atwell, Ving Rhames ve Simon Pegg gibi isimler eşlik ediyor. Cruise'un dublör kullanmadan çektiği çılgın aksiyon sahneleri Son Hesaplaşma için beklentileri şimdiden arşa çıkarıyor.

Yönetmen koltuğunda Christopher McQuarrie'nin oturduğu filmin çekimlerinin Norveç, Güney Afrika ve Malta gibi büyüleyici lokasyonlarda gerçekleşmesi, Son Hesaplaşma'nın görsel açıdan yine etkileyici bir deneyim sunacağının sinyallerini veriyor. 

Colin Kittridge ve Erika Sloane gibi eski karakterlerin dönüşü, serinin nostaljik tarafını güçlendirirken, Angela Bassett'ın ABD Başkanı olarak rol alması hikayeye politik bir derinlik katıyor. 

400 milyon dolarlık dev bütçeli filmin ismi olarak Son Hesaplaşma'nın seçilmesi, Ethan Hunt için bir dönemin sonu gibi görünse de Cruise'un seriye devam etme isteği, gelecekte daha fazla macera ihtimaline açık kapı bırakıyor. 

23 Mayıs'ta izleyiciyle buluşacak filmin, yılın gişe canavarlarından biri olacağına şimdiden kesin gözüyle bakılıyor.

Ballerina

2025, Keanu Reeves'in meşhur suikastçısı John Wick'i özleyenler için sıcak bir kucaklaşma vaat ediyor. 

John Wick evreninde geçen Ballerina, ailesinin ölümünden sorumlu katilleri birer birer öldürmeye ant içmiş genç bir suikastçının intikam arayışını anlatıyor.

Ana de Armas'ın başrolde yer aldığı film, karakter odaklı bir hikayeyle dövüş sanatlarının estetiğini birleştiriyor. 

Len Wiseman'ın yönetmenliği ve Chad Stahelski'nin aksiyon sahnelerine katkıları, serinin benzersiz koreografisine yeni bir boyut katmayı amaçlıyor.

Reeves ve Ian McShane gibi tanıdık yüzlerin geri dönüşü, John Wick evreniyle köprü kurarken 2023'te aramızdan ayrılan usta aktör Lance Reddick'in son performansı, filme duygusal bir ağırlık ekliyor. 

The Walking Dead'in sevilen karakteri Daryl'a hayat veren Norman Reedus'ın da rol aldığı filmin defalarca ertelenmesi ve tekrarlanan çekimler, beklentileri yükseltirken bazı endişeleri de beraberinde getiriyor. 

Eğer işler yolunda giderse Ballerina, hem seriye aşina olanlar hem de bağımsız bir aksiyon hikayesi arayanlar için ideal bir film olabilir. Peki bunu ne zaman öğrenebileceğiz? 6 Haziran'da...

28 Yıl Sonra

28 Yıl Sonra (28 Years Later), Danny Boyle'un yeniden yönetmen koltuğuna oturduğu ve Alex Garland'ın kaleminden çıkan hikayeyle devam ediyor. Başrollerde Jodie Comer, Aaron Taylor-Johnson ve Ralph Fiennes'in yer aldığı 28 Yıl Sonra'da, ilk filmin Oscarlı yıldızı Cillian Murphy de Jim rolüyle dönüyor.

Hikaye, Öfke virüsünün dünyayı mahvetmesinden neredeyse 30 yıl sonra, bir adada hayatta kalmaya çalışan bir grubun mücadelesini ve karanlık sırları keşfetme yolculuğunu işliyor.

Boyle ve Garland'ın seriye dönüşü, korku hayranları için nostaljik bir heyecan yaratırken, ikilinin dehası hesaba katıldığında yenilikçi yönler de ekleyecek gibi görünüyor.

Kuzey Britanya'nın karanlık ve melankolik doğası, filmin atmosferini tamamlayarak gerçekçi bir kıyamet sonrası manzara sunuyor. 

iPhone'la çekilen film, hem serinin sadık hayranları hem de yeni izleyiciler için heyecan verici.

28 Yıl Sonra, ilk filmin gösterime girmesinden 23 sene sonra, 20 Haziran'da vizyonda.

Jurassic World: Rebirth

Jurassic World: Rebirth, bilimkurgu ve aksiyonu bir araya getirerek, 6 milyar dolarlık gösterişli seriyi yeniden şekillendirmeye hazırlanıyor. 

Yönetmenliğini İstila (Monsters) ve Godzilla'yla tanınan Gareth Edwards'ın üstlendiği film, izleyicileri tropik bölgelerde geçen, hem görsel hem de duygusal olarak etkileyici bir maceraya sürüklüyor. 

sadfrgt
Filmin senaryosu, 1993 yapımı ilk Jurassic Park'ın senaryosunu da yazan David Koepp imzasını taşıyor (Universal Pictures)

Scarlett Johansson, Mahershala Ali ve Jonathan Bailey'nin liderliğindeki güçlü oyuncu kadrosu, hikayeye derinlik katmayı vaat ediyor. 

Film, insanlık için hayati öneme sahip bir ilaç üretmek adına, dinozorların genetik materyalini toplama görevini merkeze alıyor. 

Serinin önceki halkalarından bağımsız şekilde ilerleyen Rebirth, ilk Jurassic Park'ın bilimsel doğruluğu ve atmosferine dönüş yapmayı hedefliyor. 

Edwards'ın yönetmenlik tarzı ve çekim yapılan egzotik lokasyonların görsel ihtişamı güçlendireceği tamin ediliyor. 

Filmin, eleştirmenlerden olumsuz yorumlar alan 2022 yapımı Jurassic World: Hakimiyet'ten (Jurassic World: Dominion) sonra seriye itibar kazandırması amaçlanıyor. 

Önceki filmlerin yıldızlarını barındırmayan yeni hikaye, seriye taze bir soluk getirecek. 

Jurassic World: Rebirth, Türkiye'de ABD'den iki gün sonra, 4 Temmuz'da gösterime girecek. 

Superman

James Gunn, Superman'i yeniden başlattığı DC Evreni'nin bir parçası olarak bir kez daha beyazperdeye getiriyor. David Corenswet'in Clark Kent/Superman rolünde izleyicilerin karşısına çıkacağı film, görsel olarak etkileyici bir atmosfer sunmayı vaat ediyor. 

Rachel Brosnahan ve Nicholas Hoult gibi isimlerin de rol aldığı film, pratik efektler ve modern IMAX kameralarıyla çekilerek sinematik kaliteyi üst düzeye çıkarıyor.

DC Evreni'nin yeni dönemine güçlü bir başlangıç yapmayı hedefleyen Gunn, önceki projelerinde olduğu gibi mizah, aksiyon ve duygusal derinliği harmanlayarak, izleyicilere unutulmaz bir deneyim sunmak istiyor.

All-Star Superman çizgi roman serisinden ilham alan yapım, kahramanımızın "süperköpeği" Krypto gibi sevilen yan karakterleri de seriye katıyor.

Hasılat rekorları kırması beklenen Superman, 11 Temmuz'da vizyona girecek.

Wicked: For Good

Broadway uyarlaması Wicked şu sıralar gişe rekorlarını altüst ederken, ilk filme bayılanlar şimdiden ikinci kısım için sabırsızlanmaya başladı bile. 

Jon M. Chu'nun yönettiği Wicked: For Good, Oz Diyarı'nın büyüleyici dünyasına güçlü bir dönüş yapmayı vaat ediyor. Winnie Holzman'la Dana Fox'un kaleme aldığı senaryo, Wicked sahne müzikalinin ikinci perdesine sadık kalırken hikayeyi daha derinlemesine keşfetmek için genişletilmiş. 

j7u8kı9l
Wall Street Journal yazarı Kyle Smith, Cynthia Erivo (solda) ve Ariana Grande'nin (sağda) performanslarını övdüğü incelemesinde Wicked için "yılın en eğlenceli filmi" ifadesini kullanıyor (Universal Studios)

Cynthia Erivo ve Ariana Grande, sırasıyla Elphaba ve Glinda'ya hayat verirken onlara Game of Thrones'un yıldızı Peter Dinklage ve Oscar ödüllü Michelle Yeoh gibi isimler eşlik ediyor.

Devam filmi, ilkinde olduğu gibi Broadway müzikalinin unutulmaz şarkılarının ve dramatik dönüm noktalarının eksiksiz bir şekilde aktarılmasını hedefliyor. 

Wicked: For Good, 21 Kasım'da izleyiciyle buluşacak.

Avatar: Fire And Ash

James Cameron, bu yılın sonunda bir kez daha sinemaseverleri Avatar'ın büyülü dünyasında kaybolmaya davet ediyor. 

Avatar: Fire and Ash, Cameron'ın vizyonunu ve sinematik yenilikçiliğini bir kez daha sergileyen epik bir bilimkurgu olarak öne çıkıyor. İlk iki filmin başarılarına dayanarak seriyi ileri taşıyan yapım, Pandora'nın büyüleyici dünyasını ve karakterlerini daha derinlemesine keşfetmeyi vaat ediyor.

scwfergt
Avatar: Fire And Ash için yeni konsept çizim, kasımda gerçekleşen Brezilya D23 etkinliğinde açıklandı (Dylan Cole)

Sam Worthington ve Zoe Saldaña'nın yanı sıra Sigourney Weaver ve Stephen Lang gibi yıldızlar da serinin üçüncü filmi için geri dönüyor. 

Yıllar süren prodüksiyon süreci ve 9 kez ertelenen vizyon tarihi beklentiyi artırırken, filmin kalitesine olan inancı da pekiştiriyor. Pandora'nın hikayesini yalnızca görsel değil, aynı zamanda duygusal açıdan da derinleştiren bu üçüncü film, serinin gelecekteki iki devam halkası için sağlam bir temel oluşturacak.

İlk iki filmin gişe başarıları göz önüne alındığında, Avatar: Fire and Ash'in sinema tarihine damga vurması kaçınılmaz görünüyor.

Avatar serisinin sabırsızlıkla beklenen yeni halkası, 19 Aralık'ta sinemalarda gösterime girecek.



Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
TT

Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)

Yeni bir araştırmaya göre depresyon, ağızda bulunan bakterilerin çeşitliliğinin azlığıyla bağlantılı olabilir.

Siz bu haberi okurken ağzınızda 500 milyar ila 1 trilyon bakteri bulunuyor. Bağırsak mikrobiyomundan sonra ağız, insan vücudundaki en büyük ikinci mikroorganizma topluluğunu barındırıyor.

New York Üniversitesi'ndeki (NYU) araştırmacılar, bu mikropların yapısının depresyonun teşhis ve tedavisinde işe yarayabileceğini söylüyor. Yeni çalışmada, ağızda mikropların çeşitliliğinin azalmasının ruh sağlığıyla ilişkili olduğunu buldular.

NYU Rory Meyers Hemşirelik Okulu'nda araştırmadan sorumlu dekan yardımcısı Dr. Bei Wu, "Ağız mikrobiyomunun, iltihaplanma veya bağışıklık sistemindeki değişiklikler yoluyla depresif semptomları etkilemesi mümkün. Tersine, depresyon beslenme alışkanlıkları, kötü ağız hijyeni, sigara ve alkol kullanımının artması veya ilaç kullanımı gibi değişikliklere yol açabilir ve bunların tümü ağız mikrobiyomunu değiştirebilir" dedi.

Bu ilişkinin hangi yönde işlediğini ve altında yatan mekanizmaları anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var.

Wu, bu hafta BMC Oral Health adlı akademik dergide yayımlanan çalışmanın kıdemli yazarı.

Bu sonuçlara ulaşmak için yazarlar, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketi'nden elde edilen verileri inceledi. 2009'la 2012 arasında 15 binden fazla yetişkinden toplanan anket verilerini kullanarak depresyon belirtilerini tükürük örnekleriyle karşılaştırdılar.

Ayrıca, tükürükteki mikropları tanımlamak ve ağız mikrobiyomunun çeşitliliğini ölçmek için gen dizileme kullandılar. Böylece, mikrobiyal çeşitliliği daha az olan kişilerin depresyon belirtileri gösterme ihtimalinin daha yüksek olduğunu keşfettiler.

Ek analizler, sigara içme, alkol tüketimi ve diş bakımı gibi alışkanlıkların ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkiyi etkilediğini ortaya koydu. Bunların tümü ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor.

Antidepresanlar ve diğer psikotropik ilaçların, tükürük miktarını azaltan ve ağız mikro ortamını değiştiren yan etkileri olduğunu belirttiler.

"Dolayısıyla ilaçlar sadece depresif semptomları hafifletmekle kalmıyor, aynı zamanda ağız sağlığı üzerinde düzenleyici bir etkiye de sahip" dediler.

cdsfvgh
Önceki araştırmalar, ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu göstermişti. İçki içme ve diş bakımı gibi alışkanlıklar ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor (AFP)

Yine de ağızdaki mikropların çeşitliliğinin depresyonu etkileyip etkilemediği, depresyonun ağız mikrobiyomunda değişikliklere yol açıp açmadığı veya simbiyotik bir ilişki olup olmadığı hâlâ belirsiz.

Araştırmacılar, yakın zamanda yapılan bir çalışmanın depresyonla bağırsaktaki bakteri çeşitliliği arasında olası bir bağlantı bulduğunu belirtti. Ayrıca giderek artan sayıda araştırmanın ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu gösterdiğini eklediler. Bunun nedeninin iltihaplanma ve bağışıklık sistemindeki bozukluklar olduğu düşünülüyor.

Araştırmacılar, bu bulguların konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacağını umuyorlar. 2021'de, tahmini 21 milyon yetişkinin geçen yıl en az bir kez majör depresif nöbet yaşadığı tahmin ediliyor.

Wu, "Ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkinin daha iyi anlaşılması, sadece depresyonun altında yatan mekanizmaları öğrenmemize yardımcı olmakla kalmayıp, duygudurum bozuklukları için yeni biyolojik işaretler veya tedaviler geliştirilmesine de katkıda bulunabilir" dedi.

Independent Türkçe