Yarasaların fırtınalarda sörf yaptığı ortaya çıktı

Yeni çalışmada Nyctalus noctula yarasalarının, bir gecede göç ettikleri mesafe rekoru da kırıldı (Wikimedia)
Yeni çalışmada Nyctalus noctula yarasalarının, bir gecede göç ettikleri mesafe rekoru da kırıldı (Wikimedia)
TT

Yarasaların fırtınalarda sörf yaptığı ortaya çıktı

Yeni çalışmada Nyctalus noctula yarasalarının, bir gecede göç ettikleri mesafe rekoru da kırıldı (Wikimedia)
Yeni çalışmada Nyctalus noctula yarasalarının, bir gecede göç ettikleri mesafe rekoru da kırıldı (Wikimedia)

Yarasaların göç ederken fırtınaları sörf yapmak için kullanarak enerji tasarruf ettiği ortaya çıktı. 

Bazı yarasa türleri, tıpkı kuşlar gibi, mevsim değişimlerinde binlerce kilometre uçarak göç ediyor. Fakat bu memelilerin geceleri seyahat etmesi ve yüksek frekanslı seslerle iletişim kurması yolculuklarını incelemeyi zorlaştırıyor.

Max Planck Hayvan Davranışları Enstitüsü'nden bilim insanları, bu sorunun üstesinden gelmelerini sağlayan bir cihaz tasarladı. 

Geliştirdikleri küçük ve hafif sensörler hem yarasaların konumu hem de çevresel koşulları hakkında veri toplama becerisine sahipti. 

Araştırma ekibi, Avrupa boyunca göç ettiği bilinen Nyctalus noctula türündeki 71 dişi yarasaya bu sensörleri taktı. Bu türün dişileri genelde kış mevsimini güneyde geçirerek ilkbaharda kıtanın kuzeyine göç ediyor.

Bilim insanları gelişmiş sensörleriyle üç yıl boyunca bu hayvanların ilkbahar göçünü takip etti. 

Bulguları önde gelen hakemli dergi Science'ta dün (2 Ocak) yayımlanan çalışmada yarasaların şaşırtıcı göç davranışları keşfedildi. 

İlginç gözlemlerden biri, yarasaların belirli bir göç rotasını takip etmemesiydi. Makalenin yazarlarından Dina Dechmann "Göç koridoru yok" diyerek ekliyor: 

Yarasaların ortak bir yol izlediğini varsayıyorduk ama genel olarak kuzeydoğu yönünde tüm arazide hareket ettiklerini gördük.

Araştırmacılar yarasaların bir gecede yaklaşık 400 kilometre göç ederek bu türün rekorunu kırdığını saptadı. 

Yarasaların sık sık durakladığını gözlemleyen ekip, beslenmek için mola verdiklerini düşünüyor. 

Dechmann, "Göçmen kuşların aksine yarasalar, göçe hazırlanırken kilo almaz" diye açıklıyor:

Her gece yakıt almaları gerekiyor ve bu yüzden düz bir rotadan ziyade atlamalı bir rotayla göç ediyorlar.

Fakat bulgular arasında muhtemelen en çarpıcı olanı, yarasaların bazı geceler bir anda yola koyulmasıydı. 

Makalenin başyazarı Edward Hurme "Bazı geceler bir kalkış patlaması gördük; yarasa havai fişekleri gibiydi" diyor. 

Verileri inceleyen ekip, bu gecelerde hava basıncının düştüğünü ve sıcaklığın arttığını tespit etti: Fırtına geliyordu.

Bulgular, yarasaların ilerlemek için fırtına cephelerinde sörf yaptığına işaret ediyor. Ayrıca yarasalar bu gecelerde daha az enerji kullanıyordu. 

Kuşların yolculukları sırasında rüzgar enerjisinden yararlandığı bilinirken, yeni çalışmayla yarasaların da benzer bir şey yaptığı ortaya kondu. Hurme şu ifadeleri kullanıyor: 

Sıcak kuyruk rüzgarlarının desteğini alarak fırtına cephelerini at gibi sürüyorlardı.

Yarasaların göçü hakkında bilgi sahibi olmak, rüzgar türbinlerine çarparak ölmeleri gibi olayların önlenmesini sağlayabilir. Bilim insanları yeni teknolojinin gelecekteki çalışmalara fayda sağlamasını umuyor. 

Independent Türkçe, Science Daily, Discover Magazine, Science



Beyinde Hepatit C virüsü bulundu: Şizofreni ve bipolar semptomlarını açıklayabilir mi?

Virüslerin, bazı psikiyatrik semptomlarla ilişkili olduğu düşünülse de daha önce bir kanıt bulunamamıştı (Pexels)
Virüslerin, bazı psikiyatrik semptomlarla ilişkili olduğu düşünülse de daha önce bir kanıt bulunamamıştı (Pexels)
TT

Beyinde Hepatit C virüsü bulundu: Şizofreni ve bipolar semptomlarını açıklayabilir mi?

Virüslerin, bazı psikiyatrik semptomlarla ilişkili olduğu düşünülse de daha önce bir kanıt bulunamamıştı (Pexels)
Virüslerin, bazı psikiyatrik semptomlarla ilişkili olduğu düşünülse de daha önce bir kanıt bulunamamıştı (Pexels)

Bilim insanları şizofreni ve bipolar bozukluktan muzdarip kişilerin beyin zarında Hepatit C virüsü tespit etti. Bulgular bu kişilerdeki bazı semptomlara enfeksiyonun yol açabileceğine işaret ediyor.

Şizofreni, bipolar bozukluk ve majör depresyon gibi sorunların bazı psikiyatrik belirtileri uzun zamandır viral enfeksiyonlarla ilişkilendiriliyor. Ancak bugüne dek bu teoriyi doğrudan destekleyecek bir virüse beyinde rastlanmamıştı.

Johns Hopkins Üniversitesi'nden araştırmacılar bu durumun virüslerin doğrudan beyne girmeyip beyin zarını hedef almasından kaynaklanabileceğini söylüyor.

Bulguları hakemli dergi Translational Psychiatry'de 14 Temmuz Pazartesi günü yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, şizofreni, bipolar bozukluk veya majör depresyonu olan kişilerin ölümden sonra beyinlerinden alınan koroid pleksus örneklerini, sağlıklı bireylerin beyinlerinden alınanlarla karşılaştırdı.

Koroid pleksus, sıvı dolu boşlukların yani ventriküllerin zarını oluşturan ve özellikle beyni ve omuriliği koruyan beyin omurilik sıvısını üreten hücre topluluğunu ifade ediyor. Daha önceki çalışmalarda beyin içinde virüs keşfedilmediği için virüslerin bulaştığı bilinen bu bölgeye odaklandılar. 

Araştırmacılar 3 binden fazla hücreyi saptayabilen bir teknolojiyi kullanarak şizofreni veya bipolar bozukluktan muzdarip kişilerden alınan örneklerde daha fazla virüs tespit etti. Ancak sadece bu kişilerin beyin zarında Hepatit C vardı. 

Ayrıca kronik Hepatit C tanısı olan bazı kişilerde virüse rastlanmadı. Bu da enfeksiyonun her zaman beyin zarına ulaşmadığını gösteriyor

Bilim insanları daha sonra yaklaşık 285 milyon kişinin sağlık verilerinin tutulduğu bir veritabanına başvurdu. Şizofreni hastalarının yüzde 3,6'sında ve bipolar bozukluğu olanların yüzde 3,9'unda Hepatit C virüsünün belgelendiği saptandı. 

Majör depresyonu olanların neredeyse yüzde 1,8'inde virüs tanısı görülürken, kontrol grubunda bu oran sadece yüzde 0,5'ti. 

Ayrıca beyin zarında Hepatit C olan kişilerin, öğrenme ve hafızayla ilgili beyin bölümü hipokampusunda virüse rastlanmadı. Ancak yine de virüsün varlığı, hipokampustaki gen ifadesini değiştiriyordu. Bu durum zarda meydana gelen bir enfeksiyonun, beyin fonksiyonlarını ve davranışını etkileyebileceği ihtimaline işaret ediyor.

Araştırmacılar bulguların, şizofreni veya bipolar bozukluğu olan herkesin Hepatit C enfeksiyonu olduğunu göstermediği uyarısında bulunuyor. Ancak beyin zarındaki virüsün, semptomlarla ilişkili olabileceğini gösteriyor.

Bu rahatsızlıklardan muzdarip kişilere virüs testi yapılması ve buna yönelik tedavi uygulanması semptomların azaltılmasına katkı sağlayabilir. Enfeksiyon genellikle antiviral ilaçlarla tedavi ediliyor.

Çalışmaya liderlik eden Sarven Sabunciyan "Bulgularımız, bazı kişilerin enfeksiyon nedeniyle psikiyatrik semptomlar yaşıyor olabileceğini gösteriyor" diyerek ekliyor:

Hepatit C enfeksiyonu tedavi edilebildiğinden, bu hastalara antiviral ilaçlar verilerek psikiyatrik semptomlarının azalmasına yardımcı olunabilir.

Independent Türkçe, Johns Hopkins Üniversitesi, Neuroscience News, Translational Psychiatry