3 soruda Çin'de yayılan HMPV virüsü

Soğuk algınlığı benzeri semptomları olan kişilerin, maske takması veya öksürüp hapşırırken ağzıyla burnunu kapatması, HMPV gibi virüslerin yayılmasını engelleyebilir (Pexels)
Soğuk algınlığı benzeri semptomları olan kişilerin, maske takması veya öksürüp hapşırırken ağzıyla burnunu kapatması, HMPV gibi virüslerin yayılmasını engelleyebilir (Pexels)
TT

3 soruda Çin'de yayılan HMPV virüsü

Soğuk algınlığı benzeri semptomları olan kişilerin, maske takması veya öksürüp hapşırırken ağzıyla burnunu kapatması, HMPV gibi virüslerin yayılmasını engelleyebilir (Pexels)
Soğuk algınlığı benzeri semptomları olan kişilerin, maske takması veya öksürüp hapşırırken ağzıyla burnunu kapatması, HMPV gibi virüslerin yayılmasını engelleyebilir (Pexels)

Çin'de insan metapnömovirüsü (HMPV) vakalarındaki artış geniş çapta endişe yaratıyor.

Sosyal medyada HMPV ve influenza A vakaları sonucu hastanelerin dolup taştığı öne sürülerek durum Kovid-19 pandemisine benzetiliyor. 

Ancak Çinli sağlık yetkilileri ve Dünya Sağlık Örgütü henüz acil durum ilan etmedi. 

Diğer yandan Çin Komünist Partisi'ne ait China Daily, HMPV vakalarının 14 yaş ve altındaki çocuklarda artış gösterdiğini aralık sonunda aktarmıştı. 

Birleşik Krallık merkezli Reuters da vakalarda artış olduğunu bildirmişti.

Fakat halihazırda durumun boyutu ve nedeni belirsizliğini koruyor.

1) HMPV nedir?

İnsan metapnömovirüsünün (HMPV) yeni ortaya çıktığı iddia edilse de virüs ilk 2001'de tanımlanmıştı.

Respiratuar sinsityal virüsle (RSV) aynı ailede yer alan HMPV, soğuk algınlığı benzeri belirtilere sahip. 

Öksürük, ateş, burun akıntısı ve boğaz ağrısı gibi semptomlara yol açan virüs, genellikle hafif seyrediyor.

Ancak bazı durumlarda bronşit veya zatürre gibi daha ciddi akciğer hastalıklarına yol açabiliyor.

Uzmanlar; çocuklar, yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıf kişilerin daha yüksek risk altında olduğunu söylüyor. 

HMPV, kış mevsimi ve ilkbaharın başlarında daha yaygın görülüyor.

2) Diğer ülkeler endişenmeli mi?

Kovid-19 pandemisinin arkasındaki SARS-CoV-2'nin ilk Çin'de ortaya çıkmasının da etkisiyle HMPV vakalarındaki mevcut eğilim dünya genelinde endişelere yol açıyor. 

Ancak uzmanlar HMPV'nin yeni bir virüs olmadığının altını çiziyor. 

Birleşik Krallık'taki Warwick Üniversitesi'nden virolog Andrew Easton "HMPV, yüzyılın başında keşfedilmesinden beri dünya genelinde risk altındaki nüfusta önemli bir sorun olarak kabul ediliyor" diyerek ekliyor: 

Bu riskin derecesi yaklaşık 25 yıldır büyük ölçüde aynı kaldı.

Özellikle bir yaşından küçük çocukların risk altında olduğunu söyleyen Easton, bunun RSV ve grip için de geçerli olduğunu ekliyor. 

Kaygıların baş göstermesinin ardından Hindistan sağlık yetkilileri de ülkede olağandışı bir durum yaşanmadığını açıkladı. 

Solunum yolu hastalıklarına dair verileri analiz eden yetkililer, 2024'te ciddi bir artış görülmediğini ifade ediyor.

Sağlık Bakanlığı, Türkiye'deki durumla ilgili bir açıklama yapmadı. 

Diğer yandan daha ciddi bir durumun sözkonusu olup olmadığını anlamak için Çin'deki artışın sebebinin belirlenmesi gerekiyor.

Easton, "Enfeksiyon modellerindeki değişiklikleri tespit etmek ve ardından potansiyel nedenlerin neler olduğunu belirlemek önemli" diyor: 

Enfekte kişilerin davranışlarındaki bir değişikliğin mi daha fazla vakaya yol açtığını, yoksa virüsteki bir değişikliğin mi enfekte bireylerin sayısının artmasına neden olduğunu değerlendirmeliyiz.

Virolog muhtemelen virüsün mutasyon geçirmediğini düşünse de emin olmak için genetik incelemeye ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.

Ayrıca China Daily, Çin'de bu kış solunum yolu enfeksiyonlarının son yıllara göre daha az görüldüğünü aktarmıştı. 

3) HMPV'den korunmak için ne yapılmalı?

Halihazırda herhangi bir HMPV aşısı bulunmuyor. Ayrıca virüse özel olarak geliştirilmiş bir tedavi yöntemi de yok.

Hastalığın tedavisinde semptomların gerilemesi ve yaşamsal belirtilerin stabil tutulması amaçlanıyor.

ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri'ne göre enfeksiyon süresi kişiden kişiye değişse de diğer virüs kaynaklı solunum yolu hastalıklarına benziyor.

Uzmanlar, HMPV'nin grip ve Kovid-19 gibi bulaştığını söyleyerek benzer önlemler alınmasını tavsiye ediyor.

Elleri en az 20 saniye boyunca su ve sabunla düzenli bir şekilde yıkamak, kirli ellerle göz, burun ve ağza dokunmamak ve öksürüp hapşırırken ağzı kapatmak bunlar arasında yer alıyor.

Ayrıca hastayken başka kişilerle yakın temasa girmemek ve mümkünse evde kalmak da önemli. 

Independent Türkçe, Live Science, Hindustan Times, Live Mint, Cleveland Clinic, China Daily, Reuters, CDC



40 bin kişilik araştırma: Kahveyi hangi saatte içtiğiniz ölüm riskini etkiliyor

Bilim insanları, kahvedeki kafein dışındaki bileşiklerin de olumlu sağlık etkileri yarattığını düşünüyor (Pexels)
Bilim insanları, kahvedeki kafein dışındaki bileşiklerin de olumlu sağlık etkileri yarattığını düşünüyor (Pexels)
TT

40 bin kişilik araştırma: Kahveyi hangi saatte içtiğiniz ölüm riskini etkiliyor

Bilim insanları, kahvedeki kafein dışındaki bileşiklerin de olumlu sağlık etkileri yarattığını düşünüyor (Pexels)
Bilim insanları, kahvedeki kafein dışındaki bileşiklerin de olumlu sağlık etkileri yarattığını düşünüyor (Pexels)

Sabah kahve içmenin, herhangi bir sebepten dolayı ölüm riskini gün içinde içmekten daha fazla düşürdüğü tespit edildi.

Kahvenin kalp hastalıkları ve ölüm riskini düşürdüğü çeşitli araştırmalarla ortaya konuyor. Ayrıca tip 2 diyabet, Alzheimer ve karaciğer hastalıklarına yakalanma riskini de düşürdüğü tahmin ediliyor.

ABD'deki Tulane Üniversitesi'nden Prof. Lu Qi liderliğindeki ekip, kahvenin günün hangi kısmında içildiğinin nasıl bir etki yarattığını görmek için kapsamlı bir araştırma yürüttü.

Bilim insanları 1999-2018 döneminde ABD Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketi'ne katılan 40 bin 725 yetişkinin verisini inceledi. Katılımcıların ankete katıldıktan sonraki 9-10 yıllık sağlık kayıtları analiz edilerek risk değerlendirmesi yapıldı.

Araştırmacılar ayrıca bir hafta boyunca nasıl beslendiğinin kaydını tutan 1463 kişinin verisini de çalışmaya dahil etti.

Bulguları hakemli dergi European Heart Journal'da bugün (8 Ocak) yayımlanan çalışmada, katılımcıların yaklaşık yüzde 36'sı öğleden önce kahve içiyordu. Yüzde 16'sı gün boyunca içerken, yüzde 48'i kahve tüketmiyordu.

Bilim insanları sabah kahve içenlerin, kalp-damar hastalıklarından ölme riskinin hiç içmeyenlere göre yüzde 31 daha düşük olduğunu kaydetti. Herhangi bir sebepten ölme riskleri de yüzde 16 daha düşüktü.

Ancak gün içinde kahve içenlerle hiç içmeyenler arasında bu farklar gözlemlenmedi. 

Ayrıca sabah kahvesi grubunda daha çok kahve içenlerin aldığı fayda daha yüksek çıktı. Sabahları bir fincan veya daha az içenlerin ölüm riskindeki düşüş daha azdı.

Dr. Qi "Bulgularımız, sadece kahve içip içmediğinizin ya da ne kadar içtiğinizin değil, günün hangi saatinde kahve içtiğinizin de önemli olduğunu gösteriyor" diyerek ekliyor: 

Diyet rehberlerimizde genellikle vakitle ilgili tavsiye vermiyoruz ancak belki de gelecekte bunu yapmayı düşünmeliyiz.

Yeni çalışma, sabah kahvesinin neden ölüm riskini düşürdüğü sorusuna cevap vermiyor. Ancak bilim insanlarının bazı tahminleri var. 

Örneğin günün ilerleyen saatlerinde kahve içmek biyolojik saat olan sirkadiyen ritmi veya uyku düzenini sağlayan melatonin hormonunun seviyelerini bozuyor olabilir. 

Bu da uyku ve kan basıncı üzerinde etki yaratarak kalp sağlığına zarar verebilir.

Makaleyle birlikte yayımlanan yazısında kardiyolog Prof. Thomas Lüscher, gün boyu kahve içenlerin genellikle az uyuduğunu ifade ediyor.

Araştırmacılar gözlemlenen sağlık etkileri büyük oranda kafeinden kaynaklansa da kahvedeki diğer bileşiklerin de rol oynadığını belirtiyor. 

Kanda iltihaplanmaya neden olan bazı maddelerin genellikle sabahları zirve yaptığını ve bu saatlerde içilen kahvedeki iltihap önleyici bileşiklerin, bunu dengeleyebileceğini söylüyorlar. Bilim insanları bu durumun kafeinsiz kahve için de geçerli olduğunu ekliyor.

Araştırmacılar bulguları desteklemek için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu ve kahve içme saatini değiştirmenin yarattığı etkiyi gözlemlemek gerektiğini belirtiyor.

Independent Türkçe, MedicalXpress, Guardian, CNN, European Heart Journal