1970'lerde baraj inşaatını durduran balığın aslında "var olmadığı" keşfedildi

2022'de Percina tanasinin tehlikede olmadığına karar verilmişti (AP)
2022'de Percina tanasinin tehlikede olmadığına karar verilmişti (AP)
TT

1970'lerde baraj inşaatını durduran balığın aslında "var olmadığı" keşfedildi

2022'de Percina tanasinin tehlikede olmadığına karar verilmişti (AP)
2022'de Percina tanasinin tehlikede olmadığına karar verilmişti (AP)

ABD'de tehlike altında olduğu gerekçesiyle bir barajın yapımını geciktiren balığın yanlış tanımlandığı ortaya çıktı. 

Tennessee eyaletindeki Tellico Barajı'nın inşaatı 1967'de başlamıştı ancak çevreciler, çiftçiler ve arkeolojik alanları sular altında kalacak olan Çerokiler projeyi durdurmak istiyordu.

Baraj karşıtlarından zoolog David Etnier, 1973'te Küçük Tennessee Nehri'nde daha önce hiç görmediğini söylediği bir balığa rastlayınca aradıklarını buldular. 

Percina tanasi adı verilen balığın, ABD Tehlike Altındaki Türler Yasası kapsamına alınması durumunda baraj yapımının durdurulması gerekiyordu.

Küçük balık, çevreciler ve yetkililer arasında uzun süren bir çekişmeye ve baraj yapımının duraklamasına yol açtı.

ABD Yüksek Mahkemesi, 1975'te verdiği kararla Percina tanasiyi yasa kapsamına aldı.

Bu olay en az iki sene boyunca baraj yapımını duraklatsa da Tellico nihayetinde inşa edildi. Balıklar toplanarak başka nehirlere götürüldü. 

Ancak yeni bir araştırmaya göre aslında Percina tanasi diye bir tür yok.

Bulguları hakemli dergi Current Biology'de 3 Ocak Cuma günü yayımlanan çalışmada, Percina tanasi ve diğer balıkların genetik analizleri yapıldı.

Makalenin yazarlarından Jeffrey Simmons'ın, Percina tanasiyi 2015'te Tellico Barajı'nın çok uzağında görmesinin ardından hayvanı yakından incelemeye karar vermişler.

Araştırmacılar bu hayvanın aslında ayrı bir tür olmadığını ve Percina uranidea türündeki balıkların doğu popülasyonunu oluşturduğunu tespit etti. Percina uranidea, tehlike altındaki hayvanlar arasında yer almıyor.

Yale Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Dr. Thomas Near "Teknik olarak Percina tanasi diye bir şey yok" diyor. 

1970'lerdeki mücadelede balığın korunmasına yönelik davayı açan avukat Dr. Zygmunt Plater, yeni çalışmanın genetiğe çok fazla ağırlık verdiğini öne sürüyor. 

Canlılar arasındaki benzerliklere odaklanarak tür sayısını azaltmanın, Tehlike Altındaki Türler Yasası'nın kapsamını daraltacağını savunuyor.

Diğer yandan Dr. Near "Bu çalışma, Tehlike Altındaki Türler Yasası'nı güçlendiriyor çünkü bilimin ek bilgiler ve yeni bakış açılarıyla nasıl güncellenebileceğini gösteriyor" diyor: 

Bu çalışmada kullandığımız yöntemler, çoğu daha fazla tehlike altında olan pek çok yeni türün keşfedilmesini sağlıyor.

Yıllarca Percina tanasi diye bilinen hayvanların tehlike statüsü 2022'de kaldırılmıştı. 

Simmons, "Bu yine de bir başarı hikayesi" diyerek ekliyor:

Bu balığa ne isim verirseniz verin, Tehlike Altındaki Türler Yasası kapsamına alınması işe yaradı.

Independent Türkçe, New York Times, NPR, Current Biology



Dinozorların Kuzey Yarımküre'de sanılandan milyonlarca yıl önce yaşadığı ortaya çıktı

Amerikan Yerlileri'nden Şoşonilerin dilinde Ahvaytum bahndooiveche "çok eski dinozor" anlamına geliyor (Gabriel Ugueto)
Amerikan Yerlileri'nden Şoşonilerin dilinde Ahvaytum bahndooiveche "çok eski dinozor" anlamına geliyor (Gabriel Ugueto)
TT

Dinozorların Kuzey Yarımküre'de sanılandan milyonlarca yıl önce yaşadığı ortaya çıktı

Amerikan Yerlileri'nden Şoşonilerin dilinde Ahvaytum bahndooiveche "çok eski dinozor" anlamına geliyor (Gabriel Ugueto)
Amerikan Yerlileri'nden Şoşonilerin dilinde Ahvaytum bahndooiveche "çok eski dinozor" anlamına geliyor (Gabriel Ugueto)

230 milyon yıllık fosiller, dinozorların Kuzey Yarımküre'de sanılandan milyonlarca yıl önce yaşadığını ortaya koydu.

Bilim insanları dinozorların yaklaşık 230 milyon yıl önce süperkıta Pangea'nın güney kısmı Gondvana'da ortaya çıktığını ve daha sonra kuzeydeki Lavrasya'ya göç ettiğini düşünüyordu. 

Ancak ABD'nin Wyoming eyaletinde keşfedilen fosiller, dinozorların yeryüzüne yayılmasıyla ilgili bilinenlere meydan okuyor.

Wisconsin-Madison Üniversitesi'nden araştırmacılar, 2013'te Popo Agie Formasyonu'nda bulunan birkaç kemik fosilini inceleyerek bunların bir dinozora ait olduğunu tespit etti.

Bulguları hakemli dergi Zoological Journal of the Linnean Society'de dün (8 Ocak) yayımlanan çalışmada, Lavrasya ekvatoruna yakın bir bölgeden çıkarılan fosiller, 230 milyon yıl önceye tarihlendi.

Bilim insanları fosillerin, Gondvana'da bulunan en eski dinozor kalıntılarıyla aynı zamandan kaldığını söylüyor. Bulgular, dinozorların Kuzey Yarımküre'de sanılandan milyonlarca yıl önce yaşadığına işaret ediyor. 

Çalışmanın ortak yürütücülüğünü üstlenen Dave Lovelace "Bu fosillerle birlikte elimizde dünyanın en eski ekvator dinozoru var ve aynı zamanda Kuzey Amerika'nın da en eski dinozoru" ifadelerini kullanıyor.

Araştırmacılar Ahvaytum bahndooiveche adını verdikleri dinozorun sadece birkaç bacak kemiğini bulabildi. Fakat yine de hayvan hakkında önemli bilgiler ortaya çıkarmayı başardılar. 

Ellerindeki kemiklerin yetişkin bir Ahvaytum bahndooiveche'ye ait olduğunu belirleyen ekip, bu dinozorun boyunun yaklaşık 30 santimetre olduğunu tahmin ediyor. Başından kuyruğuna uzunluğuysa 90 santimetre civarındaydı.

Lovelace, "Esasen gerçekten uzun bir kuyruğa sahip bir tavuk büyüklüğündeydi" diyerek ekliyor: 

Dinozorları devasa varlıklar olarak düşünüyoruz ama başlangıçta öyle değillerdi.

Ekip tam olarak nasıl beslendiğini saptayamasa da hepçil bir dinozor olduğunu tahmin ediyor. 

Bulgular, Ahvaytum bahndooiveche'nin şiddetli bir iklim değişikliğinin gerçekleştiği bir dönemde yaşadığına işaret ediyor. 232 ila 234 milyon yıl önce yaşanan bu süreçte iklimin daha nemli olması dinozorların çeşitlenmesine yol açmıştı. 

Bilim insanları aynı formasyonda kemiklerden biraz daha eski katmanlarda, dinozorlar tarafından bırakılmış gibi görünen izler tespit etti. Bu nedenle Ahvaytum bahndooiveche'den önce dinozorların veya yakın akrabalarının bölgede olduğunu düşünüyorlar.

Lovelace "Bu hikayenin bir kısmını tamamlıyoruz ve uzun süredir sahip olduğumuz fikirlerin (parça parça kanıtlarla desteklenen fikirlerin) tam olarak doğru olmadığını gösteriyoruz" diyor: 

Artık elimizde dinozorların düşündüğümüzden çok daha önce Kuzey Yarımküre'de olduğunu gösteren bu kanıt var. 

Independent Türkçe, Interesting Engineering, Phys.org, Zoological Journal of the Linnean Society