47 yaşındaki eşi intihar eden yıldız sessizliğini bozdu

Aubrey Plaza, geçen yıl Francis Ford Coppola'nın tutku projesi Megalopolis'te rol almıştı (Lionsgate Films)
Aubrey Plaza, geçen yıl Francis Ford Coppola'nın tutku projesi Megalopolis'te rol almıştı (Lionsgate Films)
TT

47 yaşındaki eşi intihar eden yıldız sessizliğini bozdu

Aubrey Plaza, geçen yıl Francis Ford Coppola'nın tutku projesi Megalopolis'te rol almıştı (Lionsgate Films)
Aubrey Plaza, geçen yıl Francis Ford Coppola'nın tutku projesi Megalopolis'te rol almıştı (Lionsgate Films)

Oyuncu ve yapımcı Aubrey Plaza, 47 yaşındaki eşi Jeff Baena'nın trajik ölümünün ardından sessizliğini bozdu.

Açıklamada "Bu hayal bile edilemeyecek bir trajedi" dendi: 

Destek veren herkese derinden minnettarız. Lütfen bu süre zarfında mahremiyetimize saygı gösterin.

Her ikisinde de Plaza'nın rol aldığı Life After Beth ve The Little Hours gibi filmlerle tanınan saygın bağımsız film yönetmeni Baena, 3 Ocak'ta yaşamını yitirmişti. Los Angeles Adli Tıp Kurumu tarafından açıklanan rapora göre ölüm nedeni intihardı. 

Hollywood'da şok etkisi yarattı

Baena'nın ölüm haberi Hollywood'da şok etkisi yarattı. O günden bu yana Alison Brie, Adam Pally, Molly Shannon ve daha pek çok isim tarafından sevgiyle anıldı. 

Pazar gecesi, The Brutalist'in 36 yaşındaki yönetmeni Brady Corbet, Altın Küre'de En İyi Yönetmen ödülünü kazanmasının ardından yaptığı konuşmada, "Kalbim Aubrey Plaza ve Jeff'in ailesiyle" diyerek başsağlığı dileklerini paylaştı.

Plaza'nın Los Angeles'ta düzenlenen 82. Altın Küre töreninde bir ödülün sunuculuğunu üstlenmesi bekleniyordu. 40 yaşındaki aktris, trajik olayın ardından görevini yerine getiremedi.

Baena'yla ilişkisi 2011'de başlayan Plaza, yönetmenle 2021'de evlenmişti.

Sosyal medyada da Plaza'ya pek çok destek mesajı geldi. Selma Blair ve Julia Fox gibi isimler de ünlü aktrise destek veren isimler arasındaydı. 

Plaza, 2022 yapımı Spin Me Round filminin çekimleri sırasında yaptığı paylaşımda "Eşim Jeff Baena'yla gurur duyuyorum" diye yazmıştı.

Plaza'nın son Instagram paylaşımına eklediği mesajda ise şu ifadeleri kullandı:

Bu acı dolu zamana hiçbir kelime yaklaşamaz. Sadece sevgi, güç ve herkesten gelen destek. Çok üzgünüm.

Kubrick ve Fellini'den etkilenmiş

Miami doğumlu Baena, eğlence sektöründeki kariyerine başlamadan önce New York Üniversitesi'nde sanat eğitimi almıştı. 

2017'de konuk olduğu podcast'te Marc Maron'a konuşan Baena, Stanley Kubrick'in 1972 yapımı klasiği Otomatik Portakal (A Clockwork Orange) ve Federico Fellini imzalı Sekiz Buçuk'un (8½) kariyerinde son derece etkili olduğunu belirtmişti.

Baena kariyeri boyunca, aralarında 2020 yapımı Horse Girl ve 2016 tarihli Joshy'nin de bulunduğu, 4'ü Sundance Film Festivali'nde gösterilen 5 bağımsız film yönetmişti. 

Independent Türkçe, Deadline, Hollywood Reporter, Daily Mail



Punk ve Emo fosiller bilim insanlarını heyecanlandırdı

Punk ferox (üstte) ve Emo vorticaudum, 430 milyon yıl önce okyanus tabanında yaşıyordu (Nature)
Punk ferox (üstte) ve Emo vorticaudum, 430 milyon yıl önce okyanus tabanında yaşıyordu (Nature)
TT

Punk ve Emo fosiller bilim insanlarını heyecanlandırdı

Punk ferox (üstte) ve Emo vorticaudum, 430 milyon yıl önce okyanus tabanında yaşıyordu (Nature)
Punk ferox (üstte) ve Emo vorticaudum, 430 milyon yıl önce okyanus tabanında yaşıyordu (Nature)

Punk ve Emo fosiller, yumuşakçaların geçmişi hakkında bilinenlere meydan okuyor.

Tür sayısı bakımından dünyanın en büyük hayvan şubelerinden biri olan yumuşakçalar, iki ana gruba ayrılıyor.

Bunlardan daha çok bilineni, salyangoz, istiridye ve ahtapot gibi hayvanları içeren conchifera grubu. Diğer grupsa zırhlı deniz salyangozlarını andıran aculifera ve solucanlara benzeyen hayvanları içeriyor. 

Aculifera grubu hakkında pek bilgi olmadığını söyleyen bilim insanları, Birleşik Krallık'ta iki yeni tür keşfederek bu hayvanların geçmişine ışık tuttu.

Araştırmacılar, 430 milyon önceye tarihlenen fosillere zarar vermemek adına kalıntıları barındıran kayayı kırıp açmadı.

Bunun yerine X ışını taramalarıyla taşın içindekilerin görüntülerini aldılar ve kayadan ince dilimler keserek her katmanın fotoğrafını çektiler. Ardından bu görüntüleri bir araya getirerek organizmaların üç boyutlu görüntülerini çıkardılar.

Bilim insanları, hayvanların üstünü kaplayan dikenlerin iki alternatif rock türüyle ilişkili saç modellerine benzemesinden dolayı bu iki yumuşakçaya Punk ve Emo takma isimlerini uygun gördü. 

Ancak daha sonra türlerin resmi isimleri olarak da bunların kalmasına karar verdiler: Punk ferox ve Emo vorticaudum.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (8 Ocak) yayımlanan makalenin ortak yazarı Dr. Mark Sutton, "Dikenler muhtemelen çoğunlukla koruyucu bir amaç taşıyor" diyor.

Diğer yandan bu deniz canlılarının, vücutlarında biriken kalsiyumdan kurtulmak için de dikenler çıkarmış olabileceğini düşünüyor. 

Araştırmacılar Punk'ın nasıl hareket ettiğinden emin değil ancak Emo'ya ait bir örnekte hayvanın katlanmış bir pozisyonda durması, tırtıllar gibi yavaşça ilerlediğini düşündürüyor. 

Imperial College London'dan Dr. Sutton ayrıca Emo'nun arka kısmında aşağıya doğru bakan dikenler olduğunu söylüyor. Bu dikenler hayvanın okyanus tabanında daha rahat hareket etmesini sağlamış olabilir.

Oxford Üniversitesi'nden Luke Parry, yer almadığı çalışma hakkında "Bu isimleri gerçekten çok sevdim ve bu dikenli yumuşakçalar için kesinlikle uygunlar" diyerek ekliyor: 

Yumuşak dokuların bu şekilde korunduğu yumuşakça fosilleri son derece nadir ve bu yüzden bu alışılmadık eski hayvanların neye benzediğini üç boyutlu görmek muhteşem.

Bilim insanları, Punk ve Emo'nun dikenleri sayesinde diğer aculifera grubu yumuşakçalarından ayrıldığını söylüyor. 

Smithsonian Enstitüsü Ulusal Doğa Tarihi Müzesi'nden Dr. Stewart Edie, ikilinin tuhaf görüntüsünün, yumuşakçaların evrimine dair yaygın kanıya darbe vurduğunu ifade ediyor.

Çalışmada yer almayan Dr. Edie, salyangoz ve istiridyeleri içeren grubun evrimsel yolculukta önde gittiğinin ve aculiferanın çok daha az çeşitliliğe sahip olduğunun varsayıldığını belirtiyor.

Ancak Punk ve Emo, bu grubun sanılandan çok daha geniş bir çeşitliliğe sahip olduğunu gösteriyor. 

Yeni çalışma ayrıca bu hayvanların soyundan gelenlerin neden bugünkü yumuşakçaların çok küçük bir bölümünü oluşturduğu sorusunu da gündeme getiriyor.

Dr. Sutton, "Bu bize yumuşakçalar ortaya çıkmaya başladığında gerçekten etrafta olan şeylere dair neredeyse eşi benzeri görülmemiş bir pencere açıyor" diyerek ekliyor: 

En önemli hayvan gruplarından birinin ilk zamanlarında neler olup bittiğine dair biraz tuhaf, beklenmedik, net bir görüş sunuyor.

Independent Türkçe, New Scientist, New York Times, Nature