OpenAI CEO'su Sam Altman: Elon Musk her türlü kötülüğü yapabilir

OpenAI CEO'su Sam Altman, bir zamanlar yapay zeka şirketini kurmak için Elon Musk'la çalışıyordu. Altman, Musk'ın geleceği hakkında çok iyi şeyler düşünmese de onun yeni siyasi nüfuzunu rakiplerini hedef almak için kullanacağına inanmadığını söyledi (Reuters)
OpenAI CEO'su Sam Altman, bir zamanlar yapay zeka şirketini kurmak için Elon Musk'la çalışıyordu. Altman, Musk'ın geleceği hakkında çok iyi şeyler düşünmese de onun yeni siyasi nüfuzunu rakiplerini hedef almak için kullanacağına inanmadığını söyledi (Reuters)
TT

OpenAI CEO'su Sam Altman: Elon Musk her türlü kötülüğü yapabilir

OpenAI CEO'su Sam Altman, bir zamanlar yapay zeka şirketini kurmak için Elon Musk'la çalışıyordu. Altman, Musk'ın geleceği hakkında çok iyi şeyler düşünmese de onun yeni siyasi nüfuzunu rakiplerini hedef almak için kullanacağına inanmadığını söyledi (Reuters)
OpenAI CEO'su Sam Altman, bir zamanlar yapay zeka şirketini kurmak için Elon Musk'la çalışıyordu. Altman, Musk'ın geleceği hakkında çok iyi şeyler düşünmese de onun yeni siyasi nüfuzunu rakiplerini hedef almak için kullanacağına inanmadığını söyledi (Reuters)

OpenAI'ın CEO'su Sam Altman, şirket yönetiminden dışlanan eski iş arkadaşı Elon Musk'ın "her türlü kötülüğü yapabileceğini ama yeni keşfettiği siyasi nüfuzunu rakiplerini ortadan kaldırmak için kullanmayacağını söylüyor.

Yıllardır süren tartışmaya ve Musk'ın, Altman'la OpenAI'a etik dışı uygulama iddialarını içeren dramatik bir dava açmasına rağmen Altman, Musk'ın siyasi gücünü ve seçilmiş Başkan Donald Trump'la dostluğunu rakiplerini hedef almak için kullanacağını düşünüp düşünmediği sorulduğunda Musk'ı savundu.

Altman, pazar günü Bloomberg'e verdiği röportajda "Bence her türlü kötülüğü yapabilir" dedi.

Bence bize dava açmayı, davaları geri çekmeyi, yeni davalar açmayı ve başka şeyler yapmayı sürdürecek.

Altman şöyle devam etti:

Eş başkanlığın, ya da artık kendine ne diyorsa, sağladığı siyasi gücü iş dünyasındaki bir rakibiyle uğraşmak için kötüye kullanacak mı? Bunu yapacağını sanmıyorum. Gerçekten sanmıyorum.

Musk ve Altman, bir zamanlar ChatGPT'nin ana şirketi OpenAI aracılığıyla insanlığı yapay zekanın tehlikelerinden "kurtarmayı" amaçlıyordu.

Ancak şirketin gidişatıyla ilgili bir anlaşmazlık ve şirket içi güç savaşı ikilinin arasının açılmasına neden olmuştu. Musk, 2018'de şirketten ayrılmıştı ve o zamandan beri kendi yapay zeka şirketini kurmak için çalışıyor.

Altman ve Musk arasındaki savaş, Musk geçen yıl şirkete ve Altman'a dava açınca kamuoyu önünde çirkinleşmişti. Musk, Altman ve diğer yöneticilerin şirketin kuruluş anlaşmasında yer alan insanlığa fayda sağlamayı kârın önünde tutma ilkesini ihlal ettiğini öne sürmüştü.

Musk, Altman ve OpenAI hakkındaki duygularını alaycı sosyal medya paylaşımlarıyla açıkça ifade etmişti.

Sonrasında davayı geri çeken Musk, Altman'la OpenAI'a bir dava daha açmıştı. Bu kez suçlamalarını ağırlaştırmış ve OpenAI'ın şirketin bir yatırımcısı olan Microsoft'la çalışarak bir tekel yarattığını iddia etmişti. Milyarder, şirketin kazanç elde etmeye çalışarak kuruluşundaki kâr amacı gütmeme ilkesini ihlal ettiğini de öne sürmüştü.

OpenAI suçlamaları reddetmişti.

Yapay zeka şirketi, aralıkta Musk'ın şirketin kâr amacı gütmeyen bir şirketten kâr amacı güden bir şirkete dönüşmesi gerektiğinde hemfikir olduğunu gösteren e-posta ve mesajların ekran görüntülerini de içeren uzun ve suçlayıcı bir blog yazısı yayımlamıştı.

Şirket, Musk'ın yönetim kurulunun kendisini CEO yapmayı reddetmesi ve Tesla'yla OpenAI'ı birleştirme önerisini kabul etmemesi üzerine sinirlenerek şirketten ayrıldığını ileri sürmüştü. OpenAI, Musk'ın yapay zeka şirketi xAI'i doğrudan OpenAI'la rekabet etmek için kurduğunu iddia ediyor.

Altman, Bloomberg'e "Pek çok şey söylüyor, bunları hayata geçiriyor, geri alıyor, dava ediliyor, dava açıyor, hükümetle kavga ediyor, hükümet tarafından soruşturuluyor. Bu Elon'ın Elon gibi davranmasından ibaret" diye anlattı.

Ancak Altman, Musk'la yapay zekanın önem taşıdığı ama dikkatli bir şekilde ele alınması gerektiğiyle ilgili hâlâ aynı "görüşte" olduklarına inanıyor.

Musk'ın Trump'a yakınlığına rağmen (Musk, danışma kurulu Hükümet Verimliliği Bakanlığı'nın eş başkanlığına getirilmişti) Altman, Musk'ın gücünü bir rakibi ortadan kaldırmak için kullanacak kadar ileri gideceğini düşünmüyor.

Altman "Haksız çıkabilirim" diye ekledi.

Independent Türkçe



Bilim insanları "Kitlesel yok oluş döneminde miyiz?" sorusunu yanıtladı

İnsan eliyle yeryüzünden silinen hayvanlardan biri olan dodonun soyu 1681'de tükenmişti (AP)
İnsan eliyle yeryüzünden silinen hayvanlardan biri olan dodonun soyu 1681'de tükenmişti (AP)
TT

Bilim insanları "Kitlesel yok oluş döneminde miyiz?" sorusunu yanıtladı

İnsan eliyle yeryüzünden silinen hayvanlardan biri olan dodonun soyu 1681'de tükenmişti (AP)
İnsan eliyle yeryüzünden silinen hayvanlardan biri olan dodonun soyu 1681'de tükenmişti (AP)

Bilim insanları, bazı çalışmaların aksine, halihazırda bir kitlesel yok oluş olayı yaşanmadığını öne sürdü. 

Dünya tarihinde bugüne kadar bilinen 5 kitlesel yok oluş olayı yaşanırken, bunlardan sonuncusu yaklaşık 66 milyon yıl önce Dinozorlar Çağı'nı sona erdirmişti. 

Kitlesel yok oluş, gezegendeki canlı türlerinin yaklaşık yüzde 75'inin 2 milyon yıl gibi kısa bir süre zarfında soyunun tükenmesini ifade ediyor. 2 milyon yıl uzun gibi görünse de Dünya'nın 4,5 milyar yıllık tarihinde aslında çok kısa bir zaman aralığına denk geliyor.

Bazı uzmanlar biyoçeşitlilikteki endişe verici düşüş nedeniyle halihazırda 6. kitlesel yok oluşun yaşandığını ve bunun öncekilerden farklı olarak insan eliyle gerçekleştiğini öne sürüyor.

Ancak bulguları hakemli dergi PLOS Biology'de yayımlanan yeni bir çalışmaya göre bu varsayım yanlış. Araştırmacılar biyoçeşitlilik azalsa da bunun, kitlesel yok oluş kategorisine girecek hızda yaşanmadığını belirledi.

Arizona Üniversitesi'nden John Wiens ve Harvard Üniversitesi'nden Kristen Saban, Dünya Doğayı Koruma Birliği'nin (IUCN) değerlendirmeye aldığı 22 bin bitki ve hayvan cinsi hakkındaki son 500 yılın verilerini inceledi. 

Araştırmacılar, daha kapsamlı bir evrimsel tarihi yansıttığı için tür yerine cins düzeyinde değerlendirme yapmayı tercih etti. Cins, farklı ancak birbiriyle ilişkili türleri gruplandıran biyolojik sınıflandırmayı ifade ediyor. Çalışmaya yaklaşık 163 bin tür dahil edildi.

Bilim insanları 1500'den bu yana 90'ı hayvan ve 12'si bitki olmak üzere toplam 102 cinsin yok olduğunu saptadı.

Araştırmacılar bu rakamın, incelenen canlı gruplarının sadece yüzde 0,5'ine denk gelmesinden dolayı kitlesel yok oluştan söz edilemeyeceğini savunuyor.

Ayrıca soyu tükenen canlıların zaman ve mekan açısından eşit dağılmadığı da gözlemlendi. Örneğin bu olayların dörtte üçünden fazlası adalarda meydana gelmişti. 

Yok oluşların çoğunun memeliler (21 cins) ve kuşlar (37 cins) arasında yaşandığı da belirlendi.

Bunun yanı sıra şaşırtıcı bir şekilde, cins düzeyindeki yok olma oranlarının azalmaya başladığı ve en hızlı kayıpların 1870'ler, 1890'lar ve 1900'lerde yaşandığı tespit edildi.

Wiens bulgular hakkında şu ifadeleri kullanıyor: 

Bitki ve hayvan cinslerinin yok oluşunun çok nadir yaşandığını, bunların çoğunlukla sadece adalardaki cinsler olduğunu ve bu yok oluşların son 100 yılda hızla artmak yerine aslında yavaşladığını gördük.

2023'te yapılan başka bir çalışmada 5 bin 400 omurgalı hayvan cinsi incelenmiş ve canlıların soyunun "hızla tükendiği", halihazırda 6. kitlesel yok oluşun yaşandığı öne sürülmüştü. 

Ancak Wiens bu çalışmanın balıklar, böcekler ve bitkileri hesaba katmaması nedeniyle net bir tablo çizemediğini savunuyor.

Öte yandan bu çalışmada, son 1 milyon yıl içinde hiç olmadığı kadar hızlı bir tür ve cins kaybı yaşandığı için bu sonuca varılmıştı. Makalenin yazarları Gerardo Ceballos ve Paul Ehrlich, CNN'e yaptıkları açıklamada şöyle diyor:

Diğer bir deyişle, önceki yüzyılda kaybolan binlerce türün normal şartlarda yok olması binlerce yıl sürerdi. Bu eğilim evrenseldir ve omurgalılar, omurgasızlar, bitkiler, mantarlar ve mikroplar dahil tüm organizmaları etkiliyor.

Yeni çalışmanın yazarları halihazırda bir yok oluş tehdidi olmasa da biyoçeşitlilikteki azalmanın ciddiyetini koruduğunun altını çiziyor.

Wiens "Gelecekteki yok oluşların, insanları tehdit ettiği için değil, insanların diğer türleri yok oluşa sürüklemesinin ahlaki açıdan yanlış olması nedeniyle durdurulması gerektiğini savunuyoruz" diye açıklıyor.

Manchester Üniversitesi'nden ve iki çalışmada da yer almayan Sadiah Qureshi ise "6. kitlesel yok oluşla ilgili iddialar harekete geçme çağrısı görevi görebilir ancak kayıplarla ilgili kıyametvari iddialar da insanlarda hiçbir şey yapamayacakları hissi yaratabilir" diyerek ekliyor: 

Hâlâ anlamlı bir fark yaratabileceğimizi unutmamalıyız; bu yüzden umudu korumak önemli.

Independent Türkçe, CNN, Phys.org, PLOS Biology, PNAS


Ünlü ressamın tablosundaki renk gizemi aydınlatıldı

Jackson Pollock'un Number 1A, 1948 adlı eseri New York'taki Modern Sanat Müzesi'nde sergileniyor (AP)
Jackson Pollock'un Number 1A, 1948 adlı eseri New York'taki Modern Sanat Müzesi'nde sergileniyor (AP)
TT

Ünlü ressamın tablosundaki renk gizemi aydınlatıldı

Jackson Pollock'un Number 1A, 1948 adlı eseri New York'taki Modern Sanat Müzesi'nde sergileniyor (AP)
Jackson Pollock'un Number 1A, 1948 adlı eseri New York'taki Modern Sanat Müzesi'nde sergileniyor (AP)

Bilim insanları Jackson Pollock'un bir tablosundaki mavi rengin kaynağını tespit etti.

Soyut dışavurumculuğun öncülerinden Amerikalı ressam Pollock'un Number 1A, 1948 adlı eseri, farklı renklerdeki boyaların tuvale sıçratılmasıyla sanatçının klasik tarzını yansıtıyor.

Daha önceki çalışmalarda ressamın temel paletinin parçası olan kırmızı ve sarı pigmentler belirlense de tablodaki canlı mavi renk tanımlanamamıştı.

Pollock'un tuvalde turkuaz boya kullandığı tahmin ediliyordu ancak hakemli dergi PNAS'te 15 Eylül Pazartesi günü yayımlanan çalışma, eserde aslında manganez mavisinin tercih edildiğini saptadı.

Araştırmacılar mavi boyadan örnekler alarak Raman spektroskopisi adlı bir yönteme başvurdu. Bu yöntemde lazerlerle ışık saçılıyor ve boya moleküllerinin titreşimi ölçülerek renk belirleniyor.

Yeni çalışma Pollock'un manganez mavisini kullandığına dair ilk kesin kanıtı sunuyor.

Stanford Üniversitesi'nden makalenin ortak yazarı Edward Solomon, "Bazı çarpıcı renklerin nereden geldiğini moleküler düzeyde anlamak gerçekten ilginç" diyor.

Manganez mavisi bir zamanlar sadece sanatçılar arasında değil, çimento boyası olarak kullanıldığı inşaat sektöründe de yaygındı. Ancak çevreye zarar verdiği endişelerinden dolayı 1990'larda kullanımdan kaldırılmaya başlandı.

Bilim insanları ayrıca örnekleri inceleyerek bu kadar canlı bir renk tonunun nasıl ortaya çıktığını da anlamaya çalıştı.

Araştırmaya göre bu pigment, ışığın elektronlarla etkileşimi sonucu yeşil ve mor ışığı emip yalnızca saf maviyi yansıttığı için bu kadar berrak görünüyor.

New York'taki Modern Sanat Müzesi'nden Abed Haddad, Pollock'un eserleri kaotik görünse de ressamın bu yorumu reddettiğini ve çalışmalarını sistemli bulduğunu söylüyor.

Çalışmanın ortak yazarı Haddad şu ifadeleri kullanıyor:

Aslında bizim çalışma şeklimizle Jackson Pollock'un resim yapma şekli arasında birçok benzerlik görüyorum.

Independent Türkçe, AP, Artnet, PNAS


Komedi ustasından yeni gerilim: İki yıldız başrollerde

Hizmetçi Millie rolündeki Sydney Sweeney'ye (önde) Nina'yı canlandıran Oscar adayı Amanda Seyfried (arkada) eşlik ediyor (Lionsgate)
Hizmetçi Millie rolündeki Sydney Sweeney'ye (önde) Nina'yı canlandıran Oscar adayı Amanda Seyfried (arkada) eşlik ediyor (Lionsgate)
TT

Komedi ustasından yeni gerilim: İki yıldız başrollerde

Hizmetçi Millie rolündeki Sydney Sweeney'ye (önde) Nina'yı canlandıran Oscar adayı Amanda Seyfried (arkada) eşlik ediyor (Lionsgate)
Hizmetçi Millie rolündeki Sydney Sweeney'ye (önde) Nina'yı canlandıran Oscar adayı Amanda Seyfried (arkada) eşlik ediyor (Lionsgate)

Sydney Sweeney ve Amanda Seyfried, The Housemaid fragmanında aynı malikanede tehlikeli bir yakınlık kuruyor.

Paul Feig'in yönetmenliğini üstlendiği gerilim filmi The Housemaid, ABD'de 19 Aralık'ta gösterime girecek. Filmin Türkiye'deki vizyon tarihi ise 9 Ocak 2026.

Oyuncu kadrosunda Brandon Sklenar, Michele Morrone ve Elizabeth Perkins'in de yer aldığı film, 45 yaşındaki Amerikalı yazar Freida McFadden'ın aynı adlı romanından uyarlandı.

The Housemaid, zengin çift Nina ve Andrew'un yanında hizmetçilik yapmaya başlayan Millie'nin hikayesini anlatıyor. Millie, kısa süre sonra çiftin tehlikeli sırlar sakladığını öğreniyor. 

Millie'yi canlandıran Sweeney fragmanda, "Bu işe ihtiyacım var. Kaybedemem. Geri dönmek istemiyorum" sözleriyle dikkat çekiyor.

McFadden'ın 2022 tarihli aynı adlı çok satan romanından uyarlanan senaryoyu Rebecca Sonnenshine kaleme aldı. Küçük Bir Rica (A Simple Favor) ve Ajan (Spy) gibi filmlerle tanınan Feig de kamera arkasına geçti.

Feig ve oyuncular, nisanda CinemaCon sahnesinde filmi tanıtmış ve ilk görüntüleri paylaşmıştı. Feig, neden komedi ağırlıklı projelerden sonra bir gerilim filmi çekmeyi tercih ettiğini şöyle açıklamıştı: 

Gerilim, korku ve komedi bu filmde birbirine öyle güzel sarılıyor ki... Benim için bir hayalin gerçekleşmesi gibi.

Sweeney ise kaynak eserin büyük bir hayranı olduğunu dile getirmişti. "Ben tam bir kitap aşığıyım, okumayı çok seviyorum" diyen oyuncu, McFadden'ın Hizmetçi (The Housemaid) üçlemesini bir haftada bitirdiğini anlatmıştı. Euphoria yıldızı, projeye dair ise şunları eklemişti: 

Karakterler kusurlu ve darmaduman ama bu da onları gerçekçi kılıyor.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Variety