NASA tarih verdi: Mars'taki yaşamı en erken 2035'te keşfedebileceğiz

NASA'nın Curiosity adlı keşif aracının Mars yüzeyine inişi sırasında Sky Crane'i gösteren bir sanatçı çizimi. NASA, bu teknolojiyi Mars Örnek Dönüş Görevi için kullanmayı düşündüğünü açıkladı (NASA/Jet İtki Laboratuvarı-Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü)
NASA'nın Curiosity adlı keşif aracının Mars yüzeyine inişi sırasında Sky Crane'i gösteren bir sanatçı çizimi. NASA, bu teknolojiyi Mars Örnek Dönüş Görevi için kullanmayı düşündüğünü açıkladı (NASA/Jet İtki Laboratuvarı-Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü)
TT

NASA tarih verdi: Mars'taki yaşamı en erken 2035'te keşfedebileceğiz

NASA'nın Curiosity adlı keşif aracının Mars yüzeyine inişi sırasında Sky Crane'i gösteren bir sanatçı çizimi. NASA, bu teknolojiyi Mars Örnek Dönüş Görevi için kullanmayı düşündüğünü açıkladı (NASA/Jet İtki Laboratuvarı-Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü)
NASA'nın Curiosity adlı keşif aracının Mars yüzeyine inişi sırasında Sky Crane'i gösteren bir sanatçı çizimi. NASA, bu teknolojiyi Mars Örnek Dönüş Görevi için kullanmayı düşündüğünü açıkladı (NASA/Jet İtki Laboratuvarı-Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü)

NASA, salı günkü açıklamasında Mars'tan toplanan ve eski mikrobiyal yaşamın izlerini bulmak için yararlanılabilecek düzinelerce kaya ve tortu örneğinin, gelecek birkaç ayın gidişatına bağlı olarak en erken 2035'te, en geç ise 2039'da Dünya'ya getirilebileceğini duyurdu.

Ajans, Kızıl Gezegen'de 30 örnek toplamış ama bunları geri getirmenin maliyeti Mars Örnek Dönüşü görevini geciktirmişti. Başlangıçta 11 milyar dolar tutacağı tahmin edilen görevde geri dönüş tarihi 2040 olarak belirlenmişti. Başkan Bill Nelson, bu maliyeti ve zaman çizelgesini "kabul edilemez" diye nitelemişti.

Şimdiyse ABD uzay ajansı, daha az maliyetli bir çift seçeneği araştırdığını ve hangisini seçeceğine dair nihai kararını muhtemelen gelecek yıl vereceğini söylüyor.

NASA, Curiosity ve Perseverance keşif araçlarını Mars yüzeyine indirmek için daha önce test edilmiş ve başarıyla kullanılmış Sky Crane iniş sisteminden faydalanabilir. Bunun maliyeti 6,6'yla 7,7 milyar dolar arasında olur.

Bunun yerine mevcut ticari ortakların tasarladığı ağır bir iniş aracını da seçebilirler. Bu daha ucuza gelir ve 5,8'le 7,1 milyar dolar arasında tutar.
 

Görsel kaldırıldı.
NASA'nın Perseverance adlı Mars keşif aracı, navigasyon kameralarından birini kullanarak Jezero Krateri'ndeki düz arazinin bu görüntüsünü çekti. Bu, NASA'nın gelecekte Perseverance'ın Mars'taki kaya ve tortu örneklerini toplayacak bir Mars Örnek Dönüşü iniş aracı için değerlendirebileceği bir alan (NASA/Jet İtki Laboratuvarı-Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü)

Nelson, gazetecilere yaptığı açıklamada "Her iki seçenek de ilk uçaktan çok daha basitleştirilmiş, daha hızlı ve daha ucuz bir alternatif" dedi.

Geri dönüşün ne zaman gerçekleştirileceğinin yeni yönetime, ABD Kongresi'ne ve ne kadar para harcamak isteyeceklerine bağlı olduğunu söyledi.

NASA, geçen yıl nisanda Mars'tan Dünya'ya değerli örnekleri getirmek için yenilikçi tasarımlar aradığını açıklamıştı.

Ajans "Bu tür örnekler yalnızca Güneş Sistemi'nin oluşumunu ve evrimini anlamamızı sağlamakla kalmayacak, gelecekteki insan kaşifler için hazırlık yapmak ve NASA'nın eski yaşam belirtileri arayışına desteklemek üzere de kullanılabilir" demişti.
Independent Türkçe

 



Plüton, en büyük uydusunu "öpüp yakalamış"

Plüton (altta) ve Charon birbirlerinin etrafında dönüyor (NASA)
Plüton (altta) ve Charon birbirlerinin etrafında dönüyor (NASA)
TT

Plüton, en büyük uydusunu "öpüp yakalamış"

Plüton (altta) ve Charon birbirlerinin etrafında dönüyor (NASA)
Plüton (altta) ve Charon birbirlerinin etrafında dönüyor (NASA)

Bilim insanları, cüce gezegen Plüton'un en büyük uydusu Charon'u "öpüp yakalama" dedikleri bir süreçle yörüngesine aldığını öne sürdü. 

Plüton'un 5 uydusundan en büyüğü Charon, cüce gezegenin yarısı kadar. Araştırmacılar Charon'un, büyük bir cismin Plüton'la çarpışması sonucu ortaya çıktığını düşünüyordu. 

Çarpışmada uzaya saçılan maddenin bir araya gelerek uyduyu oluşturduğu ve Plüton'un yörüngesine girdiği tahmin ediliyordu. Ay'ın da benzer bir şekilde oluştuğu kabul ediliyor. 

Ancak hakemli dergi Nature Geoscience'ta 6 Ocak Pazartesi günü yayımlanan makaleye göre Plüton ve Charon'un daha farklı bir geçmişi var.

Arizona Üniversitesi'nden Dr. Adeene Denton liderliğindeki ekip, iki cismin gücünü de hesaba kattıkları bilgisayar modelleri oluşturarak sistemin nasıl ortaya çıktığını anlamaya çalıştı.

Dr. Denton, galaksiler veya dev gezegenler arasındaki çarpışmada gücün dikkate alınmadığını ancak Plüton ve Charon gibi küçük cisimlerde bunun kritik bir rol oynadığını söylüyor.

Mars büyüklüğünde bir cisim Dünya'ya çarptığında uzaya erimiş materyal saçılmış ve bu maddeden Ay oluşmuştu.

Dr. Denton, "Plüton ve Charon farklı; daha küçük ve daha soğuklar ve esasen kaya ve buzdan oluşuyorlar. Bu maddelerin gerçek gücünü hesaba kattığımızda, hiç beklemediğimiz bir şey keşfettik" diye açıklıyor.

Araştırmacılar Charon'un, Plüton'a çarptığını ve iki cismin kardan adam gibi bir süre birbirine yapışmış halde kaldıktan sonra ayrıldığını öne sürüyor. 

Bu süreçte bir miktar madde alışverişi yapılsa da her iki cismin de büyük ölçüde ayrı ve sağlam kaldığı düşünülüyor.

Dr. Denton "Gezegen çarpışma senaryolarının çoğu 'vur ve kaç' ya da 'sıyır ve birleş' diye sınıflandırılıyor. Bizim keşfettiğimiz ise tamamen farklı bir şey" diyerek ekliyor:

Cisimlerin çarpışarak kısa bir süre birbirine yapıştığı ve ardından kütleçekimsel bağı koruyarak ayrıldığı bir 'öp ve yakala' senaryosu sözkonusu.

Araştırmacılar Plüton'un diğer küçük uydularının bu çarpışmada salınan maddeden oluşup oluşmadığını anlamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu söylüyor.

Ayrıca Kuiper Kuşağı'nda büyük bir uyduya sahip pek çok cisim olduğu için "öp ve yakala" yaygın bir süreç olabilir. 

Dr. Denton çarpışmanın Plüton ve Charon'un jeolojik evrimini etkilediğini ve yeraltı okyanusları meydana getirmiş olabileceğini düşünüyor. 

Araştırmacı, "Bu ilk şekillenmenin Plüton'un jeolojik evrimini nasıl etkilediğini anlamakla özellikle ilgileniyoruz" diyerek ekliyor: 

Çarpışmadan kaynaklanan ısı ve ardından gelen gelgit kuvvetleri, bugün Plüton'un yüzeyinde gördüğümüz özelliklerin şekillenmesinde kritik bir rol oynamış olabilir.

Independent Türkçe, IFLScience, Guardian, Nature Geoscience