Dünyanın en küçük kedisinin fosili bulundu

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Dünyanın en küçük kedisinin fosili bulundu

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları Çin'in doğusundaki kadim mağarada ev kedisinden daha küçük bir kedi cinsinin fosil kalıntılarını ortaya çıkardı.

Çin Bilimler Akademisi'nden araştırmacılar, Prionailurus kurteni adlı kedinin soyu tükenmiş bir pars kedisi türü olduğunu söylüyor. Bu hayvan, avuç içine sığabilecek kadar küçüktü.

Tür, Çin'in doğusundaki Anhui eyaletinde bulunan Hualongdong mağarasında keşfedilen bir alt çene parçasından tanımlandı.

Annales Zoologici Fennici adlı akademik dergide yayımlanan araştırmaya göre, türün boyutu Güney Asya'nın paslı benekli P. rubiginosus ve Afrika'nın kara ayaklı Felis nigripes gibi en küçük modern kedilerinkiyle karşılaştırılabilir. P. rubiginosus ve Felis nigripes'in maksimum baş ve vücut uzunluklarının sırasıyla 48 cm ve 52 cm olduğu tahmin ediliyor.
 

ukılo
Prionailurus kurteni'nin çene parçası (Qigao Jiangzuo ve diğerleri, Annales Zoologici Fennici)

Çalışmada yeni keşfedilen kedi için "Bu tür, Felidae familyasının bugüne kadar bilinen en küçük fosil üyesini temsil ediyor" deniyor.

Keşif, 300 bin yıl önce başlayan Orta Pleistosen'in sonlarında geniş bir kedigil çeşitliliğine işaret ediyor.

Kedilerin iki ucu! Devasa bir erkek Panthera fossilis olan Sambir aslanı, 353 ila 912 kg ağırlığında olabilir (yaklaşık 500 kg daha olası kabul ediliyor) ve bu da onu muhtemelen bilinen en büyük kedi yapıyor. Öte yandan Prionailurus kurteni bir ev kedisinden daha küçüktü! İkisi de orta Pleistosen'den!

P. kurteni fosilleri nadiren bulunuyor çünkü küçük bedenleri tercih ettikleri ormanlık habitatta hızla çürümüş oluyor. Ancak bilim insanları, son fosilin mağara ortamında daha iyi korunduğunu söylüyor.

Aynı mağara bölgesinde daha önce yapılan kazılarda 300 bin yıl öncesine tarihlenen düzinelerce insan fosili bulunmuştu ve bu fosiller Doğu Asya'daki en eski Homo sapiens kalıntılarından bazılarıydı.

Mağara sakinlerinin hem ilkel hem de modern insanların özelliklerine sahip olduğu görülüyor ve bu da onların Homo sapiens'e doğru evrimleşme sürecindeki eski homininler olduğunu gösteriyor.

Araştırmanın ortak yazarı Jiangzuo Qigao, Xinhua haber ajansına, "Fosilin çene kemiğinde insan kasaplık izlerinin bulunmaması nedeniyle bu kedilerin Hualongdong mağarası sakinlerinin diyetinin bir parçasını oluşturup oluşturmadığı belirsiz" diye konuştu.

Mağara alanında yapılan son kazıda ayrıca yaklaşık 20 eski insana ait fosiller ve soyu tükenmiş bir panda türü de dahil 80'den fazla omurgalı türünün kalıntıları ortaya çıkarıldı.

Araştırmacılar bu fosillerin, eski insanların beslenme biçimlerinin yanı sıra karşılaştıkları olası tehditlerin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olabileceğini söylüyor.

South China Morning Post'a konuşan araştırmacılar, "Bu bulgular, insanların evrimini yeniden yapılandırmamız için önemli" dedi.

Independent Türkçe



Küçük bir balığın günde 27 kere çiftleşebildiği tespit edildi

Boyu 3,6 santimetreye ulaşan medaka balıkları, Japonya'daki pirinç tarlalarında yaşıyor (iNaturalist)
Boyu 3,6 santimetreye ulaşan medaka balıkları, Japonya'daki pirinç tarlalarında yaşıyor (iNaturalist)
TT

Küçük bir balığın günde 27 kere çiftleşebildiği tespit edildi

Boyu 3,6 santimetreye ulaşan medaka balıkları, Japonya'daki pirinç tarlalarında yaşıyor (iNaturalist)
Boyu 3,6 santimetreye ulaşan medaka balıkları, Japonya'daki pirinç tarlalarında yaşıyor (iNaturalist)

Medaka balığının erkeklerinin günde 27 kere çiftleşebildiği bulundu. 

Japon pirinç balığı diye de bilinen medaka, Asya ülkesindeki pirinç tarlası, gölet ve bataklık gibi yerlerde yaşıyor. 

Pek çok balık türü gibi medaka da dış döllenme yoluyla ürüyor. Yani dişiler suya yumurtasını bıraktıktan sonra erkekler spermlerini salarak yumurtayı döllüyor. 

Bilim insanları bu üreme hücrelerini toplamak zor olduğu için balıkların peş peşe çiftleştiği durumlarda başarı oranının nasıl değiştiğinin bilinmediğini söylüyor.

Bunu tespit etmek hayvanların hayatta kalma ihtimallerini anlamaya katkı sağladığı için önem arz ediyor. 

Japonya'dan bilim insanları bu süreci aydınlatmak için bir çalışma yürüterek bulgularını 8 Ocak'ta hakemli dergi Royal Society Open Science'ta yayımladı.

Medaka balıklarının doğal ortamlarında nisandan eylüle kadar süren üreme döneminde dişiler günde bir yumurta bırakırken, erkekler birden fazla yumurtayı dölleyebiliyor. 

Araştırmacılar yürüttükleri deneyde erkek balıkları, bir dişi içeren akvaryumlara koydu. Çiftleşme gerçekleştikten sonra erkekler, başka bir akvaryumdaki dişiyle baş başa bırakıldı.

Erkekler, üst üste üç dişinin yumurtasını döllemeden bırakana kadar bu süreç devam etti.

Bilim insanları medaka balıklarının erkeklerinin bir günde ortalama 19 kere çiftleştiğini saptadı. Bu sayı en düşük 4 olarak kaydedilirken, bazı balıklar bir gün içinde 27 kere çiftleşti. 

Ancak araştırmacılar sperm sayısı ve kalitesinin gittikçe azaldığını gözlemledi. 

Balıklar, ilk üç çiftleşmede günlük spermlerinin yarısından fazlasını kullanırken, bu etkileşimlerin neredeyse hepsi döllenmeyle sonuçlandı.

Diğer yandan 10. çiftleşmeden sonra döllenme kayda değer derecede azaldı ve bir noktadan sonra tamamen kesildi. 

Dişiler çiftleşme sırasında bütün yumurtalarını saldığı için bu durum, çoğu yumurtanın boşa gitmesine yol açabilir. 

Yeni araştırma medaka balıklarının doğal ortamındaki zorlukları yansıtmıyor. Fakat yine de bu hayvanların başarısızlıkla sonuçlanan üreme çabalarını daha iyi anlama yolunda önemli bilgiler sunuyor.

Independent Türkçe, IFLScience, Popular Science, Royal Society Open Science