Dinozorların Kuzey Yarımküre'de sanılandan milyonlarca yıl önce yaşadığı ortaya çıktı

Amerikan Yerlileri'nden Şoşonilerin dilinde Ahvaytum bahndooiveche "çok eski dinozor" anlamına geliyor (Gabriel Ugueto)
Amerikan Yerlileri'nden Şoşonilerin dilinde Ahvaytum bahndooiveche "çok eski dinozor" anlamına geliyor (Gabriel Ugueto)
TT

Dinozorların Kuzey Yarımküre'de sanılandan milyonlarca yıl önce yaşadığı ortaya çıktı

Amerikan Yerlileri'nden Şoşonilerin dilinde Ahvaytum bahndooiveche "çok eski dinozor" anlamına geliyor (Gabriel Ugueto)
Amerikan Yerlileri'nden Şoşonilerin dilinde Ahvaytum bahndooiveche "çok eski dinozor" anlamına geliyor (Gabriel Ugueto)

230 milyon yıllık fosiller, dinozorların Kuzey Yarımküre'de sanılandan milyonlarca yıl önce yaşadığını ortaya koydu.

Bilim insanları dinozorların yaklaşık 230 milyon yıl önce süperkıta Pangea'nın güney kısmı Gondvana'da ortaya çıktığını ve daha sonra kuzeydeki Lavrasya'ya göç ettiğini düşünüyordu. 

Ancak ABD'nin Wyoming eyaletinde keşfedilen fosiller, dinozorların yeryüzüne yayılmasıyla ilgili bilinenlere meydan okuyor.

Wisconsin-Madison Üniversitesi'nden araştırmacılar, 2013'te Popo Agie Formasyonu'nda bulunan birkaç kemik fosilini inceleyerek bunların bir dinozora ait olduğunu tespit etti.

Bulguları hakemli dergi Zoological Journal of the Linnean Society'de dün (8 Ocak) yayımlanan çalışmada, Lavrasya ekvatoruna yakın bir bölgeden çıkarılan fosiller, 230 milyon yıl önceye tarihlendi.

Bilim insanları fosillerin, Gondvana'da bulunan en eski dinozor kalıntılarıyla aynı zamandan kaldığını söylüyor. Bulgular, dinozorların Kuzey Yarımküre'de sanılandan milyonlarca yıl önce yaşadığına işaret ediyor. 

Çalışmanın ortak yürütücülüğünü üstlenen Dave Lovelace "Bu fosillerle birlikte elimizde dünyanın en eski ekvator dinozoru var ve aynı zamanda Kuzey Amerika'nın da en eski dinozoru" ifadelerini kullanıyor.

Araştırmacılar Ahvaytum bahndooiveche adını verdikleri dinozorun sadece birkaç bacak kemiğini bulabildi. Fakat yine de hayvan hakkında önemli bilgiler ortaya çıkarmayı başardılar. 

Ellerindeki kemiklerin yetişkin bir Ahvaytum bahndooiveche'ye ait olduğunu belirleyen ekip, bu dinozorun boyunun yaklaşık 30 santimetre olduğunu tahmin ediyor. Başından kuyruğuna uzunluğuysa 90 santimetre civarındaydı.

Lovelace, "Esasen gerçekten uzun bir kuyruğa sahip bir tavuk büyüklüğündeydi" diyerek ekliyor: 

Dinozorları devasa varlıklar olarak düşünüyoruz ama başlangıçta öyle değillerdi.

Ekip tam olarak nasıl beslendiğini saptayamasa da hepçil bir dinozor olduğunu tahmin ediyor. 

Bulgular, Ahvaytum bahndooiveche'nin şiddetli bir iklim değişikliğinin gerçekleştiği bir dönemde yaşadığına işaret ediyor. 232 ila 234 milyon yıl önce yaşanan bu süreçte iklimin daha nemli olması dinozorların çeşitlenmesine yol açmıştı. 

Bilim insanları aynı formasyonda kemiklerden biraz daha eski katmanlarda, dinozorlar tarafından bırakılmış gibi görünen izler tespit etti. Bu nedenle Ahvaytum bahndooiveche'den önce dinozorların veya yakın akrabalarının bölgede olduğunu düşünüyorlar.

Lovelace "Bu hikayenin bir kısmını tamamlıyoruz ve uzun süredir sahip olduğumuz fikirlerin (parça parça kanıtlarla desteklenen fikirlerin) tam olarak doğru olmadığını gösteriyoruz" diyor: 

Artık elimizde dinozorların düşündüğümüzden çok daha önce Kuzey Yarımküre'de olduğunu gösteren bu kanıt var. 

Independent Türkçe, Interesting Engineering, Phys.org, Zoological Journal of the Linnean Society



Küçük bir balığın günde 27 kere çiftleşebildiği tespit edildi

Boyu 3,6 santimetreye ulaşan medaka balıkları, Japonya'daki pirinç tarlalarında yaşıyor (iNaturalist)
Boyu 3,6 santimetreye ulaşan medaka balıkları, Japonya'daki pirinç tarlalarında yaşıyor (iNaturalist)
TT

Küçük bir balığın günde 27 kere çiftleşebildiği tespit edildi

Boyu 3,6 santimetreye ulaşan medaka balıkları, Japonya'daki pirinç tarlalarında yaşıyor (iNaturalist)
Boyu 3,6 santimetreye ulaşan medaka balıkları, Japonya'daki pirinç tarlalarında yaşıyor (iNaturalist)

Medaka balığının erkeklerinin günde 27 kere çiftleşebildiği bulundu. 

Japon pirinç balığı diye de bilinen medaka, Asya ülkesindeki pirinç tarlası, gölet ve bataklık gibi yerlerde yaşıyor. 

Pek çok balık türü gibi medaka da dış döllenme yoluyla ürüyor. Yani dişiler suya yumurtasını bıraktıktan sonra erkekler spermlerini salarak yumurtayı döllüyor. 

Bilim insanları bu üreme hücrelerini toplamak zor olduğu için balıkların peş peşe çiftleştiği durumlarda başarı oranının nasıl değiştiğinin bilinmediğini söylüyor.

Bunu tespit etmek hayvanların hayatta kalma ihtimallerini anlamaya katkı sağladığı için önem arz ediyor. 

Japonya'dan bilim insanları bu süreci aydınlatmak için bir çalışma yürüterek bulgularını 8 Ocak'ta hakemli dergi Royal Society Open Science'ta yayımladı.

Medaka balıklarının doğal ortamlarında nisandan eylüle kadar süren üreme döneminde dişiler günde bir yumurta bırakırken, erkekler birden fazla yumurtayı dölleyebiliyor. 

Araştırmacılar yürüttükleri deneyde erkek balıkları, bir dişi içeren akvaryumlara koydu. Çiftleşme gerçekleştikten sonra erkekler, başka bir akvaryumdaki dişiyle baş başa bırakıldı.

Erkekler, üst üste üç dişinin yumurtasını döllemeden bırakana kadar bu süreç devam etti.

Bilim insanları medaka balıklarının erkeklerinin bir günde ortalama 19 kere çiftleştiğini saptadı. Bu sayı en düşük 4 olarak kaydedilirken, bazı balıklar bir gün içinde 27 kere çiftleşti. 

Ancak araştırmacılar sperm sayısı ve kalitesinin gittikçe azaldığını gözlemledi. 

Balıklar, ilk üç çiftleşmede günlük spermlerinin yarısından fazlasını kullanırken, bu etkileşimlerin neredeyse hepsi döllenmeyle sonuçlandı.

Diğer yandan 10. çiftleşmeden sonra döllenme kayda değer derecede azaldı ve bir noktadan sonra tamamen kesildi. 

Dişiler çiftleşme sırasında bütün yumurtalarını saldığı için bu durum, çoğu yumurtanın boşa gitmesine yol açabilir. 

Yeni araştırma medaka balıklarının doğal ortamındaki zorlukları yansıtmıyor. Fakat yine de bu hayvanların başarısızlıkla sonuçlanan üreme çabalarını daha iyi anlama yolunda önemli bilgiler sunuyor.

Independent Türkçe, IFLScience, Popular Science, Royal Society Open Science