Oscarlı senarist, Pamela Anderson'a övgüler yağdırdı

Dünya prömiyeri 6 Eylül 2024'te Toronto Uluslararası Film Festivali'nde yapılan film, Pamela Anderson'a Altın Küre adaylığı getirdi (Roadside Attractions)
Dünya prömiyeri 6 Eylül 2024'te Toronto Uluslararası Film Festivali'nde yapılan film, Pamela Anderson'a Altın Küre adaylığı getirdi (Roadside Attractions)
TT

Oscarlı senarist, Pamela Anderson'a övgüler yağdırdı

Dünya prömiyeri 6 Eylül 2024'te Toronto Uluslararası Film Festivali'nde yapılan film, Pamela Anderson'a Altın Küre adaylığı getirdi (Roadside Attractions)
Dünya prömiyeri 6 Eylül 2024'te Toronto Uluslararası Film Festivali'nde yapılan film, Pamela Anderson'a Altın Küre adaylığı getirdi (Roadside Attractions)

Pamela Anderson'ın ismi uzun süredir Oscar'la yan yana anılıyor. Ünlü oyuncu, yeni filmindeki performansıyla eleştirmenleri hayran bıraktı.

Las Vegas'ın şov dünyasında geçen The Last Showgirl'de Anderson, 30 yıllık sahne kariyerinin son döneminde kendini bir yol ayrımında bulan deneyimli şov kızı Shelley'yi canlandırıyor.

"Dikkatimiz dağılmıştı"

Amerikalı oyun yazarı, senarist ve yönetmen Aaron Sorkin, Variety için kaleme aldığı incelemeye "Dikkatimiz dağılmıştı" diye başlıyor.

Şikago Yedilisi'nin Yargılanması'nın (The Trial of the Chicago 7) 63 yaşındaki senaristi, "Pamela Anderson, hayatının büyük bölümünde 'Pamela Anderson' tarafından gölgede bırakıldı" diye yazarak ekliyor:

Sonra Gia Coppola ona Kate Gersten'in kaleme aldığı senaryoyu gönderdi ve Anderson, bu ya da herhangi bir yılın en iyi performanslarından birini sergileyerek dünyanın dört bir yanındaki film festivallerinden ödüller kazandı.

The Last Showgirl'ü "olağanüstü bir film" diye niteleyen Oscar ödüllü Sorkin, 57 yaşındaki Anderson'ın makyaj yapmama tercihini hatırlattığı yazısında, "birbiri ardına gelen sahnelerde bizi şaşırtmaya devam ediyor" diyerek ekliyor:

Kızıyla doruk noktasına ulaştığı sahnede dikkatinizin dağıldığını fark ediyorsunuz. Korkusuz olan makyaj seçimi değil, oyunculuğu.

Entertainment Weekly'den Maureen Lee Lenker, The Last Showgirl için "güzelliği, seçimleri ya da sanatı nedeniyle küçümsenen tüm kadınlar için bir ağıt" ifadesini kullanıyor.

Indiewire'dan Kate Erbland ise "Pamela Anderson, yıldızın olağanüstü yeteneklerinin derinlemesine küçümsenmesinin ürünü" diye yazıyor.

Sosyal Ağ'ın (The Social Network) yazarı Sorkin, "Anderson sadece beklentilere göre değil, şu anda çok az sayıda olan akranlarına göre de harika bir performans sergiliyor" diye ekliyor.

Filmde başroldeki Anderson'a Jamie Lee Curtis, Dave Bautista, Brenda Song, Kiernan Shipka, Billie Lourd ve Jason Schwartzman eşlik ediyor.

2 milyon dolardan düşük bir bütçeyle çekilen The Last Showgirl, ABD'de 8 Ocak'ta izleyiciyle buluştu.

Filmin Türkiye'de vizyon tarihiyse henüz belirlenmedi.

Independent Türkçe, Variety, Entertainment Weekly, Indiewire



Guatemala'daki "kan mağarası"nda vahşi Maya ritüelinin izleri ortaya çıktı

Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)
Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)
TT

Guatemala'daki "kan mağarası"nda vahşi Maya ritüelinin izleri ortaya çıktı

Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)
Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)

Arkeologlar Guatemala'daki bir mağarada, yağmur tanrısını yatıştırmak için insanların kurban edildiği vahşi bir Maya ritüelinden kalan parçalanmış kafataslarını ortaya çıkardı.

Cueva de Sangre ya da "kan mağarası" ilk kez 1990'larda Petén'deki arkeolojik kazı alanında yapılan bir araştırma sırasında keşfedilmişti.

Travmatik yaralanma izleri taşıyan kemikler zemine dağılmış halde bulunsa da yakın zamana kadar iyice incelenmemişlerdi.

Araştırmacılar, Maya halkının yaklaşık iki bin yıl önce mağarayı insan kurban etme ritüelleri için kullandığını gösteren kanıtlar sundu.

Aralarında Kaliforniya Eyalet Üniversitesi'nden Michele Bleuze'in de bulunduğu araştırmacılar, kemiklerin ritüel amaçlı parçalara ayrıldığına dair izler buldu.

Örneğin bir kafatası parçasının bir tarafında balta gibi bir aletle vurulduğunu gösteren bir iz var. Bir bebeğin kalça kemiğindeki benzer bir iz de muhtemelen ölüm anına yakın vakitte meydana gelmiş.

Araştırmacılar kemiklerin gömülmeyip yere saçılmış olmasının ve bazılarının tuhaf bir şekilde dizilmesinin, ritüelde kullanıldıklarına işaret ettiğini söylüyor.

Dahası arkeologlar, mağarada obsidyen bıçaklar ve kırmızı aşıboyası gibi ritüellerde kullanıldığı bilinen şeyler buldu.

Mağara alanı toplamda "yetişkin ve çocuklara ait 100'den fazla insan kemiği parçası" içeriyordu.

Araştırmacılar şöyle yazıyor:

Amerikan Yerlileri kozmolojisinde kutsal, canlı Dünya'nın önemi nedeniyle, insan kalıntılarının yeraltı boşluklarında biriktirilmesi Mezoamerika'da özel bir kültürel öneme sahipti.

Kemiklerdeki yaraların vahşi doğasını ve mağaradaki yüksek yoğunluğunu göz önüne alan araştırmacılar, Cueva de Sangre'nin yaklaşık MÖ 400 ila MS 250'de Mayaların ritüel amaçlı insan kurban etme alanı olduğu sonucuna vardı.

Bilim insanları "Mevcut iskelet unsurlarının türleri, travma, kemiklerin dizilişi ve kemiklerdeki değişiklikler, mağaradaki kalıntıların kurban niteliği taşıdığını güçlü bir şekilde destekliyor" diye yazıyor.

Mağaraya, bir su birikintisine açılan bir geçide inen küçük bir açıklıktan ulaşılabiliyor. Antik Mayalar için mağara muhtemelen sadece marttan mayısa kadar süren kurak mevsimde açıktı, sonrasında yağmurlar mağarayı erişilemez hale getirmiş olmalı.

Araştırmacılar, insan kurban edilen vahşi ritüellerin muhtemelen Maya yağmur tanrısı Chaac'ı yatıştırmak için yapıldığını ancak bu tür uygulamaların doğasını daha iyi anlamak için kemiklerin DNA analizinin yapılması gibi daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu söylüyor.

Gelecekteki araştırmaların, İspanyolların fethinden önce Orta Amerika'daki yaşama da daha fazla ışık tutabileceğini belirtiyorlar.

Independent Türkçe