Beklenen korku filminin yönetmeni konuştu: Tamamen farklı bir yaklaşım

28 Yıl Sonra'nın başrolünde, adı sık sık James Bond'la yan yana anılan 34 yaşındaki aktör Aaron Taylor-Johnson yer alıyor (Sony Pictures Releasing)
28 Yıl Sonra'nın başrolünde, adı sık sık James Bond'la yan yana anılan 34 yaşındaki aktör Aaron Taylor-Johnson yer alıyor (Sony Pictures Releasing)
TT

Beklenen korku filminin yönetmeni konuştu: Tamamen farklı bir yaklaşım

28 Yıl Sonra'nın başrolünde, adı sık sık James Bond'la yan yana anılan 34 yaşındaki aktör Aaron Taylor-Johnson yer alıyor (Sony Pictures Releasing)
28 Yıl Sonra'nın başrolünde, adı sık sık James Bond'la yan yana anılan 34 yaşındaki aktör Aaron Taylor-Johnson yer alıyor (Sony Pictures Releasing)

28 Gün Sonra'nın (28 Days Later) devamı niteliğindeki 28 Yıl Sonra (28 Years Later), bu sene sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor ve yönetmen Danny Boyle, bunun "yepyeni bir şey" olacağına söz veriyor.

68 yaşındaki Boyle, Birleşik Krallık merkezli Empire dergisine verdiği röportajda, "Bu sefer tamamen farklı bir yaklaşım gösterdim" diyerek ekledi: 

Bu 28 yılın size ne verdiğiyle ilgiliydi.

Korku türündeki devam filminin ilk fragmanında yer alan bir zombi, serinin hayranları tarafından ilk filmin yıldızı Cillian Murphy'ye benzetilmişti. 

"Onu ciddiye almadım"

Fragman, kısa sürede sosyal medyada bir spekülasyon çılgınlığına yol açmıştı. Ancak zombinin aktör Angus Neill tarafından canlandırıldığı ortaya çıkmıştı. 

Boyle, "Kız arkadaşıma fragmanı gösterdiğimde 'İnsanlar bunun Cillian olduğunu düşünecek' dedi" diye ekledi: 

Ben de 'Saçmalama' dedim. Onu ciddiye almadım. O zamandan beri biraz burnum sürttü.

Murphy aslında devam filminde yer almayacak ancak serinin ilerleyen bölümlerinde ortaya çıkabilir. 

"Onunla çalışabileceğimizi umuyorum"

Filmin yapımcısı Andrew MacDonald, "Bu filmde onun da yer almasını istedik. Aslında o da yer almak istedi. İlk filmde yok ama ileride bir yerlerde Jim'in de olacağını umuyorum" dedi ve şu ifadeleri kullandı:

Şu anda baş yapımcı olarak yer alıyor ve gelecekte üçlemede bir şekilde onunla çalışabileceğimizi umuyorum.

Murphy 2000'de, Boyle'un 28 Gün Sonra filminde, komadan zombi dünyasına uyanan bisikletli kurye Jim'i canlandırmıştı.

Film, hem eleştirmenlerin beğenisini kazanmış hem de gişede büyük başarı elde etmişti. Daha sonra Murphy'nin rol almadığı 28 Hafta Sonra (28 Weeks Later) adlı bir devam filmi de çekilmiş ancak ilk filmin başarısına yetişememişti.

28 Gün Sonra, 8 milyon dolarlık bütçeyle 84,6 milyon dolar kazanırken devam filmi 15 milyon dolarlık bütçeyle yalnızca 65,8 milyon dolar kazanmıştı. Finansal performanstaki bu eşitsizlik, yeni bir devam filminin yapımını geciktiren faktörlerden biri olmuştu. 

Ayrıca, 28 Gün Sonra'nın yazarı Alex Garland, devam filminin yaratımında yer almadığı için 28 Hafta Sonra'dan pek memnun kalmamıştı.

28 Yıl Sonra'nın başrollerinde Aaron-Taylor Johnson, Ralph Fiennes, Jodie Comer ve Jack O'Connell yer alıyor. 

Üçleme şeklinde planlanan yeni bir serinin ilk halkası olan film, 20 Haziran 2025'te vizyona girecek. 

Independent Türkçe, Empire, GamesRadar



Neden çoğu kişi uykusunda örümcek yuttuğunu düşünüyor?

Bilim insanları, örümceklerin insanların ağzından uzak duracağını söylüyor (Unsplash)
Bilim insanları, örümceklerin insanların ağzından uzak duracağını söylüyor (Unsplash)
TT

Neden çoğu kişi uykusunda örümcek yuttuğunu düşünüyor?

Bilim insanları, örümceklerin insanların ağzından uzak duracağını söylüyor (Unsplash)
Bilim insanları, örümceklerin insanların ağzından uzak duracağını söylüyor (Unsplash)

Çoğu kişi insanların uyurken örümcek yuttuğu iddiasını duymuştur. Hatta bazıları, ortalama bir insanın yılda 8 örümceği mideye indirdiğini öne sürüyor. 

Peki bu iddialar gerçeği ne kadar yansıtıyor? 

Bilim insanlarına göre, örümceklerin insanların ağzına girmesi son derece düşük bir ihtimal.

Örneğin çoğu örümcek türü, insanların yanına yaklaşmayı pek tercih etmiyor. "Onlar senden daha çok korkuyor" ifadesi klişe olsa da bu durumda doğru bir varsayım.

İnsanların nemli ağzı, örümceklere pek çekici gelmiyor. Smithsonian Enstitüsü'nden böcekbilimci Floyd Shockley, örümceklerin oksijen soluduğunu ve ağzı "çoğunlukla karbondioksit ve su buharı içeren sıcak, nemli bir mağara" gibi gördüklerini belirtiyor.

Shockley, birinin piyangoyu kazanma ihtimalinin, uyurken ağzına örümcek girmesinden daha yüksek olduğunu ifade ediyor.

Britanya Araknoloji Topluluğu'ndan Dr. Geoff Oxford da "Biri uyurken sıcak hava alıp verir" diyerek ekliyor:

Neden bir örümcek içeri girsin ki? Böyle bir şey yapmazlar.

Bilim insanları ayrıca bu inanış devam etmesine karşın iddiaları destekleyen vakalara rastlanmadığını söylüyor.

ABD'deki Burke Müzesi'nden örümcek uzmanı Rod Crawford "Bilimsel ya da tıbbi literatürde böyle bir vaka resmi kayıtlarda yer almıyor" diyerek ekliyor: 

Milyonlarca insan bir şekilde başka birini uyurken izlemiştir; peki neden bir örümceğin uyuyan kişinin ağzına girmeye çalıştığına dair tek bir görgü tanığımız yok?

Crawford bugüne kadar kulağında örümcek yakalayan bir kişiye, burnunda bulan iki kişiye ve çocukken, uykularında örümcek olduğunu düşündükleri bir şeyi ağızlarından tutup attığını söyleyen birkaç kişiye rastladığını ifade ediyor.

Kimsenin elinde kanıt olmadığını söyleyen bilim insanı "Bir örümceğin, nefes alan devasa bir canavarı ziyaret edip ağzına gireceğine ikna olmadım" diye ekiyor.

Peki neden insanlar bu iddialara inanmayı sürdürüyor? Cambridge Üniversitesi Zooloji bölümünden Dr. Matt Wilkinson "Bu bir efsane olmasında karşın birçok insan bunu gerçek gibi kabul ediyor" diyor.

IFLScience'a göre, bu iddiaların kaynağı belirsiz. 

"Lisa Birgit Holst" adında birinin 1993 tarihli bir yazısı kaynak gösterilse de daha sonra bunun sahte olduğu ortaya çıkmıştı. Gerçek birine karşılık gelmeyen yazarın isminin "tHis is a Big troLl" (Bu büyük bir trol) ifadesinin anagramı olduğu anlaşılmıştı.

Duke Üniversitesi'nden psikologların bir araştırmasına göre, eğer bir bilginin yanlış olduğuna inanmak gibi bir neden yoksa genellikle bunun nereden öğrenildiği hatırlanmıyor.

Ayrıca bazı uzmanlar, doğru bilgilerle yanlış olanlardan daha sık karşılaşıldığı için bir şeyin otomatik olarak doğru kabul edilebileceğini söylüyor. Bir bilgiye inanmamak ikinci bir adım gerektirdiğinden, iddiaları doğru varsaymak zaman ve enerji tasarrufu sağlıyor.

Örümcekle ilgili iddiaların kabul edilmesinde muhtemelen çok sık tekrar edilmesinin de payı var. Bu durum, insanların örümceklere yönelik korkusuyla birleşince gece uykuda ağza girmeleri gibi "tuhaf" davranışlar sergilemeleri daha inandırıcı gelebiliyor.

Uzmanlar böyle bir şey yaşanma ihtimalinin çok düşük olmasının yanı sıra gerçekleşmesi durumunda bir zarar vermeyeceğini de belirtiyor. 

Virginia'daki Hampden-Sydney College'da biyoloji alanın emeritus profesör olan Bill Shear, eğer böyle bir şey olursa örümceğin mide asidine ineceğini ve "insana hiçbir zarar vermeden" neredeyse anında öleceğini ifade ediyor.

Independent Türkçe, IFLScience, Washington Post, BBC, Burke Müzesi, Psychology of Learning and Motivation, Case Western Reserve Üniversitesi