DNA analizi, Avrupa'nın geçmişindeki ilk kadın merkezli toplumu ortaya çıkardı

Demir Çağı'ndaki mezarlar, kadın odaklı bir toplum yapısına işaret ediyor (Bournemouth Üniversitesi/AP)
Demir Çağı'ndaki mezarlar, kadın odaklı bir toplum yapısına işaret ediyor (Bournemouth Üniversitesi/AP)
TT

DNA analizi, Avrupa'nın geçmişindeki ilk kadın merkezli toplumu ortaya çıkardı

Demir Çağı'ndaki mezarlar, kadın odaklı bir toplum yapısına işaret ediyor (Bournemouth Üniversitesi/AP)
Demir Çağı'ndaki mezarlar, kadın odaklı bir toplum yapısına işaret ediyor (Bournemouth Üniversitesi/AP)

Genetik analizler, Demir Çağı'nda Britanya'da yaşayan Keltlerin kadın merkezli bir topluluğu olduğunu ortaya koydu. Bilim insanları, Avrupa'nın eski dönemlerinde anayerli denen bu toplum biçimine daha önce rastlanmadığını söylüyor.

Roma İmparatorluğu MS 43'te Britanya'yı istila ettiğinde, Jül Sezar ve diğer Romalıların bu yabancı topraklardaki savaşçı kadınlardan söz ettiği yazıları var. Boudica gibi savaşçıların öne çıktığı kayıtlarda, bu toplumlarda kadınların önemli bir yere sahip olduğuna işaret ediliyordu.

Birleşik Krallık'ın Dorset bölgesindeki Keltik mezarlarındaysa, kadınların erkeklere kıyasla çok daha fazla değerli eşyalarla gömüldüğü görülmüştü. Bu mezarlar, MÖ 100'den MS 100'e kadar bölgede yaşayan Durotriges kabilesiyle ilişkilendiriliyor. 

Trinity College Dublin'nden Dr. Lara Cassidy ve ekip arkadaşları bu mezarları tekrar ziyaret ederek 57 kişinin DNA'sını inceledi.

Bulgularını önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (15 Ocak) yayımlayan ekip, kadın merkezli bir toplulukla karşılaştı. 

Araştırmacılar toplumun yapısını anlamak adında, sadece anneden geçen mitokondriyal DNA ve babadan oğula aktarılan Y kromozomuna odaklandı. 

Mitokondriyal DNA analizi, mezarlardaki kişilerin üçte ikisinin tek bir anne soyundan geldiğini ortaya koydu. Diğer yandan erkeklerdeki Y kromozomu çeşitlilik gösteriyordu. 

Bulgular, kadınlar yaşadıkları yerde kalırken, erkeklerin eşleri için farklı yerlere gittiğine, yani anayerli bir toplum yapısına işaret ediyor.

Dr. Cassidy, "Bu tür bir sistem Avrupa'nın tarih öncesi döneminde ilk kez belgeleniyor" diyor. 

Yeni araştırma, eski dönemlerdeki toplumlarda kadınların söz sahibi olmadığı ve daha domestik görevler üstlendiği düşüncesine meydan okuyor. Kadınların yaşadığı yerde kalması, toprakları kontrol etme, miras alma, ekonomide rol oynama ve nüfuz sahibi olma ihtimalinin daha yüksek olduğu anlamına geliyor. 

Diğer yandan bulgular, kadınların toplumda siyasi güce sahip olduğu veya bu dönemde anaerkil bir toplum yapısı olduğu anlamına gelmek zorunda değil.

Anayerli toplumların ne kadar yaygın olduğunu merak eden ekip, daha sonra Britanya'daki Neolitik Çağ'dan Demir Çağı'na kadar yayılan 156 mezarlıkta yatan kişilerin genetiğini inceleledi. 6 ayrı bölgede benzer bir toplum yapısına işaret eden kanıtlar buldular.

Makalenin ortak yazarı Prof. Dan Bradley, "Britanya genelinde, çoğu kişinin anne tarafından, küçük bir gruptan geldiği mezarlıklar gördük" diyerek ekliyor: 

Örneğin Yorkshire'da, MÖ 400'den önce baskın bir anasoy oluşmuştu. Şaşırtıcı bir şekilde bu, adada derin kökleri olan yaygın bir olguydu.

Dr. Cassidy yeni çalışmanın bulguları hakkında "Muhtemelen anayerliliğin çok daha yaygın olduğu dönemler var ve bunun geçmişte kadınları, rollerini ve toplumdaki etkilerini nasıl gördüğümüzle ilgili gerçekten önemli zincirleme etkileri sözkonusu" diyerek ekliyor:

Geçmişteki kadınlara baktığımızda onları yalnızca ev içi alanda ve çok az etkinliğe sahip olarak görmek gibi korkunç bir alışkanlığımız var ve bu gibi çalışmalar durumun hiç de böyle olmadığını vurguluyor. Bugün ve geçmişte pek çok toplumda kadınlar büyük bir etkiye ve güce sahipti ve bunu hatırlamakta fayda var.

Independent Türkçe, IFLScience, Guardian, AP, Nature



Korku klasiği beyazperdeye dönüyor: Yeni uyarlama yolda

Yönetmen koltuğunda Stuart Rosenberg'ün oturduğu 1979 yapımı filmin başrollerinde James Brolin ve Margot Kidder yer alıyordu (American International Pictures)
Yönetmen koltuğunda Stuart Rosenberg'ün oturduğu 1979 yapımı filmin başrollerinde James Brolin ve Margot Kidder yer alıyordu (American International Pictures)
TT

Korku klasiği beyazperdeye dönüyor: Yeni uyarlama yolda

Yönetmen koltuğunda Stuart Rosenberg'ün oturduğu 1979 yapımı filmin başrollerinde James Brolin ve Margot Kidder yer alıyordu (American International Pictures)
Yönetmen koltuğunda Stuart Rosenberg'ün oturduğu 1979 yapımı filmin başrollerinde James Brolin ve Margot Kidder yer alıyordu (American International Pictures)

Son 50 yılın en bilinen korku serilerinden biri, modern tarzda bir yeniden çevrimle sinemaya dönmeye hazırlanıyor. The Amityville Horror, yeni bir uyarlamayla beyazperdeye geri dönecek.

Deadline'ın haberine göre projenin yapımcılığını, son dönemin dikkat çeken korku filmleri Barbarian ve Heart Eyes'la adını duyuran BoulderLight ve Dive/Conquer üstleniyor.

Yeni proje, yalnızca Amityville adını taşıyacak ve yönetmenliğini son olarak SXSW'de prömiyer yapan buluntu film türündeki Deadstream'le öne çıkan Joseph ve Vanessa Winter üstlenecek.

The Amityville Horror ilk kez, Long Island'daki DeFeo ailesinin evinde yaşandığı öne sürülen paranormal olayları anlatan bir kitapla gündeme gelmişti.

Gerçek bir olaya dayanan bu hikayede, Ronald DeFeo Jr. ailesinin büyük bölümünü öldürdüğünü ve cinayetleri kötü bir ruhun etkisi altındayken işlediğini öne sürmüştü. Bu iddialar büyük ölçüde çürütülmüş, DeFeo hayatının geri kalanını hapiste geçirmişti.

Yine de bu hikaye, 1979 tarihli kült yapıma, ardından gelen birçok yeniden çevrime ve sayısız "perili ev" temalı korku filmine ilham vermişti.

Son yılların en ilgi çekici ve ürkütücü korku filmlerine imza atan iki stüdyonun bu hikayeyi yeni bir şekilde ele almak için güçlerini birleştirmesi, projeye dair umutları artırıyor.

Yeni projenin geliştirme süreci hız kazandı ve prodüksiyonun yıl sonuna doğru başlaması planlanıyor.

Independent Türkçe, Deadline, GamesRadar