Meta'nın avukatı "toksik erkeklik ve Neo-Nazi çılgınlığı" yüzünden şirketi bıraktı

Fikri mülkiyet avukatı Mark Lemley "Artık vicdanen onların avukatı olarak hizmet veremem" yazdı

Meta'nın CEO'su Mark Zuckerberg, Donald Trump'ın yemin törenine katılacak (AP)
Meta'nın CEO'su Mark Zuckerberg, Donald Trump'ın yemin törenine katılacak (AP)
TT

Meta'nın avukatı "toksik erkeklik ve Neo-Nazi çılgınlığı" yüzünden şirketi bıraktı

Meta'nın CEO'su Mark Zuckerberg, Donald Trump'ın yemin törenine katılacak (AP)
Meta'nın CEO'su Mark Zuckerberg, Donald Trump'ın yemin törenine katılacak (AP)

Geçmişte Meta'yı temsil eden bir avukat, şirketin son değişiklikleri yüzünden artan hayal kırıklıklarının ardından sosyal medya devini bıraktı.

San Francisco Körfez Bölgesi'nde fikri mülkiyet avukatı ve Stanford Hukuk Fakültesi'nde profesör olan Mark Lemley, şirketin yapay zeka eğitimi için telifli metinler kullandığı iddiasıyla açılan davada Meta'yı temsil ediyordu. Bir grup yazarın açtığı dava, emsal içtihatlarla sonuçlanabilir.

Ancak Lemley, Bluesky'da "Facebook'un toksik erkeklik ve Neo-Nazi çılgınlığına doğru ilerleyişi" diye nitelediği durumu mantığına oturtamadığını söyledi.

Avukat, pazartesi günü davadan ve Meta'nın yasal ekibinden çıkarılmıştı. Lemley, müvekkilinin davada haklı olduğuna inandığı halde şöyle dedi:

Artık vicdanen onların avukatı olarak hizmet veremem.

SFGate'e konuşan Lemley, Meta'nın geçen haftadan beri "cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim üzerinden zihinsel hastalık veya anormallik iddialarında bulunulmasına" izin verdiğini söyledi.

Axios yakın zamanda, seçilmiş başkan Donald Trump'ın gelecek hafta yapılacak yemin töreni öncesinde şirketin çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık programlarını sonlandırıyor gibi göründüğünü bildirmişti. Meta CEO'su Mark Zuckerberg yemin töreninden önce bir resepsiyona ev sahipliği yapacak.

Lemley, SFGate'e şöyle dedi:

Meta bu davada olağanüstü avukatlar tarafından temsil edilmeye devam ediyor ve davayı kazanmaları gerektiğine ve kazanacaklarına inanıyorum. Ancak bunu bensiz yapmak zorunda kalacaklar.

Lemley 2023'ten bu yana dava üzerinde çalışıyordu.

Avukat, sözlerine Facebook'u tamamen bırakmayı düşündüğünü ama uygulamadaki önemli bağlantılarını kaybetmek istemediğini anlatarak devam etti. Bunun yerine, Facebook ya da Instagram'da tanıtılan herhangi bir şeyi satın almayı reddedip Threads hesabını devre dışı bırakmış.

Lemney, başka bir paylaşımında yakın zamanda Joe Rogan'ın podcast'ine konuk olan Zuckerberg'ün kurumsal kültürün "maskülen enerjiden" uzaklaştığını dile getirmesiyle dalga geçti.

Zuckerberg'ün yorumuna karşı çıkan Lemley, Bluesky'da "Aynen öyle, teknoloji şirketlerinin problemi bu, yeterince testosteron olmaması" yazdı.

SFGate'e göre şirketin işgücünün yüzde 64,2'si erkek ve yüzde 35,8'i kadınlardan oluşuyor.

The Independent, cevap hakkı için Meta'ya e-posta gönderdi.

Independent Türkçe



İnsanların 3 milyon yıl önceki akrabasının etle beslenmediği tespit edildi

Australopithecus cinsinin 7 üyesinin dişleri, beslenme biçimlerini açığa çıkardı (Tina Lüdecke)
Australopithecus cinsinin 7 üyesinin dişleri, beslenme biçimlerini açığa çıkardı (Tina Lüdecke)
TT

İnsanların 3 milyon yıl önceki akrabasının etle beslenmediği tespit edildi

Australopithecus cinsinin 7 üyesinin dişleri, beslenme biçimlerini açığa çıkardı (Tina Lüdecke)
Australopithecus cinsinin 7 üyesinin dişleri, beslenme biçimlerini açığa çıkardı (Tina Lüdecke)

İnsanların 3 milyon yıl önce yaşayan akrabalarının büyük ölçüde vejeteryan olduğu ve neredeyse hiç et tüketmediği bulundu.

Pek çok bilim insanı et yemenin insanlığın gelişimi açısından bir dönüm noktası olduğunu düşünüyor. Büyük beyinlerin ortaya çıkmasını buna bağlayan uzmanlar, hayvanların ilk ne zaman yenmeye başlandığını saptamaya çalışıyor.

Daha önce yapılan araştırmalarda bu tarihin 3,4 milyon önceye kadar uzandığı öne sürülmüştü. Etiyopya'da keşfedilen taş aletler ve hayvan kemiklerindeki kesme izlerinin, Australopithecus afarensis türünün et yediği anlamına geldiği düşünülüyordu. 

İnsanları da içeren hominin grubunda yer alan Australopithecus cinsi, hem insan hem maymuna benzer özellikler gösteriyordu. Australopithecus afarensis'in en meşhur üyesiyse, yaklaşık 3,2 milyon yıl önce yaşayan Lucy. 

Max Planck Enstitüsü'nden bilim insanları, bulgularını hakemli dergi Science'ta dün (16 Ocak) yayımladıkları çalışmada et yemenin geçmişine dair bilinenlere meydan okudu.

Araştırmacılar Güney Afrika'nın Johannesburg kentindeki bir mağarada keşfedilen, Australopithecus cinsindeki 7 kişinin diş kalıntılarını analiz etti. Bu homininlerin, Lucy'nin yakın akrabalarından Australopithecus africanus türüne ait olduğu tahmin ediliyor. 

Bilim insanları bu kişilerin et yiyip yemediğini anlamak için geliştirdikleri yeni bir yöntemi kullandı. Bu sayede diş minesinde korunan çok küçük miktarlardaki organik materyaldeki azotu tespit etmeyi başardılar.

Azot elementinin iki farklı formunun veya izotopunun oranının, aynı ekosistemdeki sırtlan ve leopar gibi etçil hayvanlardan ziyade, antilop gibi otçul hayvanların fosilleriyle büyük benzerlik gösterdiğini ortaya koydular. 

Bulgular, sözkonusu 7 kişinin büyük ölçüde bitkisel bir beslenme biçimi izlediğine işaret ediyor.

Makalenin yazarlarından Tina Lüdecke "Bazı örneklerin taş aletler ve kesme izi taşıyan kemiklerle birlikte bulunmasına rağmen verilerimiz, etin Australopithecus için çok önemli bir besin olduğu varsayımına meydan okuyor" diyor:

Modern insanlar dışındaki şempanze ve babun gibi primatlara benzer şekilde, ara sıra et tüketimi mümkün olsa da verilerimiz öncelikle bitkilerden oluşan bir diyete işaret ediyor.

Araştırmacılar bu kişilerin baklagil veya termitlerle beslenmiş olabileceğini düşünüyor ancak yeni çalışmada yapılan testler bu soruya net bir cevap sunmuyor.

Makalenin bir diğer yazarı Alfredo Martínez-García, bulguların et tüketiminin büyük beyinlerin gelişmesini sağladığı teorisini de güçlendirdiğini söylüyor. Bu düşüncesini Australopithecus'un sonraki homininlerden daha küçük bir beyni olmasına bağlayan Martínez-García şöyle açıklıyor:

Australopithecus'un çok fazla et tükettiğini bulsaydık, daha sonraki hominin türlerinde kafatası hacminin genişlemesinin, et tüketmeye başlamaktan kaynaklanmadığı sonucuna varırdık. 

Bilim insanları yeni yöntemi kullanarak diğer soyu tükenmiş hominin veya insan türlerinin ne kadar et tükettiğini öğrenmeyi umuyor. 

Lüdecke "Kritik sorular hâlâ cevaplanmadı: Et yemeye ilk kim başladı, ne zaman başladı ve ne zaman morfolojik adaptasyonları yönlendirecek kadar önemli bir kaynak haline geldi?" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, Reuters, NPR, Science, Max Planck Enstitüsü