Pandemi sonrasında dünya bilime ne kadar güveniyor?

Kovid-19'la birlikte gelen yasaklardan sonra daha çok dile getirilen "Bilim güven krizi yaşıyor" önermesi yeni araştırmayla yanlışlandı (Unsplash)
Kovid-19'la birlikte gelen yasaklardan sonra daha çok dile getirilen "Bilim güven krizi yaşıyor" önermesi yeni araştırmayla yanlışlandı (Unsplash)
TT

Pandemi sonrasında dünya bilime ne kadar güveniyor?

Kovid-19'la birlikte gelen yasaklardan sonra daha çok dile getirilen "Bilim güven krizi yaşıyor" önermesi yeni araştırmayla yanlışlandı (Unsplash)
Kovid-19'la birlikte gelen yasaklardan sonra daha çok dile getirilen "Bilim güven krizi yaşıyor" önermesi yeni araştırmayla yanlışlandı (Unsplash)

Zürih Üniversitesi ve ETH Zürih'teki bilim insanlarının başını çektiği 241 kişilik bir ekip, pandemi sonrasında bilime güveni ölçen en büyük araştırmayı gerçekleştirdi. 

68 ülkeden 72 bine yakın kişiye ulaşılan çalışmada kamuoyunun bilime güveninin hâlâ yüksek olduğu görüldü. 

Araştırmaya liderlik eden akademisyenlerden Viktoria Cologna şu ifadeleri kullanıyor:

Sonuçlarımız bilim insanlarına duyulan güvenin, ülkelerin çoğunda görece yüksek olduğunu gösteriyor. Toplum ve siyasette aktif rol oynamaları isteniyor.

5 üzerinden yapılan değerlendirmede güven derecesi ortalaması 3,62 çıktı.

Anket katılımcıları, bilim insanlarını "nitelikli" (yüzde 78), "dürüst" (yüzde 57) ve "halkın iyiliğiyle ilgili" (yüzde 56) gördüklerini söyledi. 

Ancak bilim insanlarının diğerlerinin fikirlerine önem verdiğini düşünenlerin oranıysa yüzde 42'de kaldı. 

Araştırmanın liderlerinden Niels G. Mede şu uyarıyı yapıyor:

Sonuçlarımız pek çok ülkedeki çok sayıda kişinin bilimin öncelikleriyle kendi önceliklerinin her zaman iyi şekilde örtüşmediğini hissettiğini de gösteriyor. Bilim insanlarının bu sonuçları ciddiye alıp yorumlara ve halkla diyaloğa daha açık olmak için yollar bulmasını öneriyoruz.

Katılımcılar bilimin toplum sağlığını geliştirmek, enerji sorunlarını çözmek ve fakirliği azaltmak gibi konulara önem vermesini isterken savunma sanayii ve askeri teknolojileri geliştirme konusundaki çalışmalara mesafeli yaklaştı. 

Diğer yandan farklı ülkelerdeki çeşitli gruplar arasında farklılıklar da gözlemlendi. 

Çoğu yerde siyasi görüşle bilime güven arasında bir korelasyon görülmese de Batı ülkelerinde sağcıların güveni, solculara göre daha az çıktı. 

Independent Türkçe, ScienceDaily, Zürih Üniversitesi



Çin, Uygurların sınır dışı edilmesi için Tayland'a baskı yapıyor

Aralık 2020'de Hong Kong'da düzenlenen protestolarda hükümet karşıtı göstericiler Uygurlara destek vermişti (AFP)
Aralık 2020'de Hong Kong'da düzenlenen protestolarda hükümet karşıtı göstericiler Uygurlara destek vermişti (AFP)
TT

Çin, Uygurların sınır dışı edilmesi için Tayland'a baskı yapıyor

Aralık 2020'de Hong Kong'da düzenlenen protestolarda hükümet karşıtı göstericiler Uygurlara destek vermişti (AFP)
Aralık 2020'de Hong Kong'da düzenlenen protestolarda hükümet karşıtı göstericiler Uygurlara destek vermişti (AFP)

Çin'in, Tayland'da tutulan Uygur Türklerinin sınır dışı edilmesi için baskı yaptığı bildiriliyor.

BBC'nin aktardığına göre, başkent Bangkok'taki Göçmenlik Gözaltı Merkezi'nde, 43'ü Uygur toplamda yaklaşık 900 kişi yer alıyor. Şimdiye dek 5 Uygur Türkünün gözaltındayken hayatını kaybettiği aktarılıyor. 5 Uygur göçmenin de şehirdeki başka bir hapishanede tutulduğu belirtiliyor. 

Tecrit hücrelerine yerleştirilen Uyguların, Tayland'a kaçak girdiği gerekçesiyle gözaltına alındığı aktarılıyor. 

Gözaltı merkezinin sıcak, aşırı kalabalık ve gerekli hijyen koşullarından yoksun olduğu aktarılıyor. Gazetecilerin içeri girmesine de izin verilmiyor. Taylandlı sivil toplum kuruluşu People's Empowerment Foundation'ın direktörü Chalida Tajaroensuk şunları söylüyor: 

Oradaki koşullar korkunç. Yeterli yiyecek yok, çoğunlukla salatalık ve tavuk kemiğinden çorba yapılıyor. Hem içmek hem de yıkanmak için verilen su kirli. Sadece temel ilaçlar veriliyor, bunlar da yetersiz. Kirli su, sıcak hava ve kötü havalandırma nedeniyle Uygurların çoğunda isilik ya da başka cilt sorunları görülüyor.

Başka bir hak savunucusuysa gözaltı merkezindekilerin "yeryüzündeki cehennemi" yaşadığını belirtiyor.

Adı Niluper diye paylaşılan Uygur göçmen, 2014'te ailecek Çin'den kaçıp Tayland'a gittiklerini fakat burada gözaltına alındıklarını söylüyor. Niluper, bir yıl sonra Taylandlı yetkililerin kendisi ve çocuklarına ülkeden çıkma izni verdiğini fakat eşinin Bangkok'taki gözaltı merkezinde tutulduğunu anlatıyor. Yaklaşık iki hafta önce yetkililerin, eşine Çin'e sınır dışı edilmesine yol açacak bir belgeyi zorla imzalatmaya çalıştıklarını söylüyor. 

Tayland'dan Türkiye'ye gelen Niluper, şöyle devam ediyor: 

Bu durumu çocuklarıma nasıl açıklayacağımı bilmiyorum. Bunu nasıl sindireceğimi bilmiyorum. Sürekli acı içinde, her an eşimin Tayland'dan sınır dışı edildiği haberini alacağım korkusuyla yaşıyorum.

Haberde Tayland'ın, ülkede tutulan Uygurların Türkiye'deki ailelerine kavuşmalarına izin vermemesinin, Çin'in baskısından kaynaklandığı savunuluyor. 

Öte yandan Tayland yönetimi, Uygurların Çin'e sınır dışı edilmesine dair bir plan olmadığını öne sürüyor. Tayland en son 2015'te 109 Uyguru, Çin'e sınır dışı etmişti.

ABD'nin yeni Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Tayland'ın Uygurları sınır dışı etmemesi için elinden geleni yapma vaadinde bulunmuştu. 

Çin, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde zorla çalıştırma, işkence ve "yeniden eğitim kampı" adı altında alıkoyma suçlamalarıyla karşı karşıya.

İnsan hakları örgütleri, bölgedeki yaklaşık 1 milyon kişinin zorla toplama kamplarına ve hapishanelere yerleştirildiğini öne sürüyor. ABD de Uygurlara yönelik muameleyi "soykırım" diye niteliyor.

Pekin yönetimiyse iddiaların gerçeği yansıtmadığını savunuyor.

Independent Türkçe, BBC, Economic Times