Zayıflama iğnesi araştırması: Hangi hastalıklar azaldı, hangileri arttı?

Ozempic ve Wegovy gibi ilaçların 175 hastalıkla ilişkisi incelendi (Reuters)
Ozempic ve Wegovy gibi ilaçların 175 hastalıkla ilişkisi incelendi (Reuters)
TT

Zayıflama iğnesi araştırması: Hangi hastalıklar azaldı, hangileri arttı?

Ozempic ve Wegovy gibi ilaçların 175 hastalıkla ilişkisi incelendi (Reuters)
Ozempic ve Wegovy gibi ilaçların 175 hastalıkla ilişkisi incelendi (Reuters)

Pek çok ünlüye bir anda kilo verdirerek dikkat çeken zayıflama iğnelerinin etkileri daha detaylı araştırılıyor.

Ozempic ve Wegovy adlarıyla pazarlanan semaglutid, Glukagon Benzeri Peptid-1 (GLP-1) hormonunu taklit ediyor.

GLP-1, vücutta doğal olarak üretilen ve kan şekerini düzenleyip tokluk hissi veren bir hormon. 

Nature Medicine adlı bilimsel dergide yayımlanan yeni bir makalede sonuçları açıklanan araştırmada ABD'de tip 2 diyabetten muzdarip 2,4 milyon kişinin verileri incelendi. Bunların 216 bini 2017-2013'te GLP-1 ilaçlarından birini kullanmıştı. 

Bu ilaçların 42 sağlık sorununu yaşama ihtimalini azalttığı ancak 19'unda da riski artırdığı bulundu.

Kalp damar hastalıkları, pıhtılaşma, madde kullanım bozukluğu, psikotik rahatsızlıklar, bakteriyel hastalıklar ve zatürre gibi sorunlarda azalma görüldü.

Mide bulantısı, kusma, gastrit, divertikülit ve karın ağrısı gibi gastrointestinal hastalıklardaysa artış kaydedildi. 

İlaçları kullananlarda düşük tansiyon, bayılma ve artrit ihtimalinin de yükseldiği bildirildi.

ABD Gazi İşleri Bakanlığı'ndan alınan veriler bu araştırmada kullanıldı. Gözleme dayalı çalışmada hiç kimsenin tedavisine ya da davranışına karışılmadı. 

Ancak hastalık ihtimallerindeki artış ve düşüş, yalnızca GLP-1 ilaçlarının kullanımından kaynaklanmıyor olabilir.

Örneğin GLP-1 ilaçlarını kullananlar kendi sağlıklarını düzeltme için daha hevesli ve imkan sahibi olabilir.

Diğer koşulların daha sıkı kontrol altına alındığı bilimsel çalışmalarla ihtimaller daraltılabilir. 

Makalenin yazarları, çoğu yaşlı ve beyaz erkeklerden alınan verilerin toplumun diğer kesimlerini doğrudan yansıtamayabileceğini vurguluyor. 

ABD Gazi İşleri Bakanlığı'nın finanse ettiği araştırmayı gerçekleştiren bilim insanlarından ikisi, maaş almadan Pfizer'a danışmanlık yapıyor. Pfizer henüz Ozempic ya da Wegovy gibi bir ilaç satmasa da konuyla ilgili hazırlıklarını sürdürüyor. 

Makaleyi haberleştiren The Consersation, başka bir çıkar çatışması ihtimali görmediğini bildiriyor. 

Independent Türkçe, The Conversation, The Washington Post



Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
TT

Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)

Arkeologlar, Avustralya'nın Mavi Dağlar bölgesindeki bir mağarada Son Buzul Çağı'na ait nadir eserler ortaya çıkararak kıtanın ilk insanlarının, bir zamanlar bu engebeli dağlarda yaşadığına dair kesin kanıtlar buldu.

İlk Milletler topluluğu üyeleriyle birlikte çalışan araştırmacılar, Sidney'nin batısında yaklaşık 1073 metre yükseklikte yer alan buz gibi bir bölge olan Dargan Sığınağı'nın 20 bin yıl önce ilk insanlar tarafından yerleşim yeri olarak kullanıldığını keşfetti.

Hakemli dergi Nature Human Behaviour'da yayımlanan bulgular, Avustralya'da 700 metrenin üzerindeki bir rakımda yerleşim olduğuna dair bugüne kadarki en eski kanıtı sunuyor.

Bulgular, Mavi Dağlar'ın Son Buzul Çağı'nda yerleşime elverişsiz olduğu yönündeki önceki inanışları tersine çevirirken bu tür buzlu arazilerin, erken insan göçüne engel teşkil etmemiş olabileceğine işaret ediyor.

Araştırma, erken dönem Avustralya yerlilerinin bu elverişsiz koşullara uyum sağlamalarını sağlayan yaratıcılıkları hakkında da yeni soruları gündeme getiriyor.

Son Buzul Çağı'ndaki soğuk hava koşulları Mavi Dağlar'ın 600 metre yukarısındaki üst kesimlere kadar uzanmıştı, sıcaklıklar bugünkünden en az 8,2 derece daha düşüktü ve bitki örtüsü modern zamanlara göre çok daha seyrekti.

Bilim insanları Buzul Çağı'nda bu bölgede odun kaynaklarının kıt olabileceğini ve su kaynaklarının kış boyunca donmuş olabileceğini söylüyor.

Sidney Üniversitesi'nden arkeolog Wayne Brennan, "Şimdiye kadar, Avustralya'nın yüksek kesimlerinin Son Buzul Çağı'nda yaşanması çok zor yerler olduğunu düşünüyorduk" diyor.

Dr. Brennan şu ifadeleri kullanıyor: 

Yine de araştırmalarımız bu zorlu koşullara rağmen insanların, ağaç sınırının yaklaşık 400 metre üzerindeki bu yüksek rakımlı arazide yaşadığını ve buradan geçtiğini gösteriyor.

Arkeologlar mağara alanındaki son kazılarda ocak kalıntıları da dahil, Son Buzul Çağı'na ait yaklaşık 700 eser ortaya çıkardı.

Araştırmacılar bunların çoğunun Avustralya'nın ilk insanları tarafından muhtemelen kesme veya kazıma için kullanılan tarih öncesi aletler olduğunu söylüyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Philip Piper "Dargan Mağarası'nın son 20 bin yılını kapsayan bu kadar sağlam bir kronolojiyi oluşturmamızı sağlayan, eserlerin mükemmel bir şekilde korunmasıydı" diyor.

Gün yüzüne çıkarılan kil taşından aletlerin çoğu yerel üretimdi ancak bir tanesi Dargan Sığınağı'ndan yaklaşık 50 km uzaklıktaki Jenolan Mağaraları bölgesinden gelmiş gibi görünüyor. Bu da eski insanların kuzey ve güney arasında yolculuk yaptığına işaret ediyor.

ghtyju

Araştırmacılar, Mavi Dağlar silsilesi, bitki ve hayvan çeşitliliğiyle tanınan bir UNESCO Dünya Mirası alanı olmasına rağmen, yerli halkın kültürel mirasını korumak için hiçbir önlem alınmadığını söylüyor.

Çalışmanın yazarı ve Darug kadını Leanne Watson Redpath, "Halkımız binlerce yıl boyunca Mavi Dağlar'da yürüdü, yaşadı ve gelişti ve mağaranın orada olduğunu biliyorduk" diyor.

Mağara sadece bir şeyler paylaşmak, hikaye anlatmak ve hayatta kalmak için burayı bir buluşma yeri olarak kullanan atalarımızla somut bir bağ değil, aynı zamanda kültürel kimliğimizin bir parçası. Tüm Avustralyalıların yararı için mirasımıza saygı göstermeli ve onu korumalıyız.

Bilim insanları Son Buzul Çağı'nda bu dağlara hangi ilk insanların ulaştığına henüz emin değil.

Birden fazla yerli grubun bu bölgeyle bağlantılı olabileceğinden şüpheleniyorlar.

Dr. Brennan, "Geleneksel bilgimizle bilimsel araştırmaları birleştirerek tarihimizin bu paha biçilmez mahzenlerini gelecek nesiller için koruyabileceğimizi umuyoruz" diyor.

Independent Türkçe