Güneş Sistemi'ne uğrayan ziyaretçi, 4 gezegenin yörüngesini mi bozdu?

Bilim insanları Güneş Sistemi'ndeki dev gezegenlerin yörüngesindeki sapmanın nedenini anlamaya çalışıyor (NASA)
Bilim insanları Güneş Sistemi'ndeki dev gezegenlerin yörüngesindeki sapmanın nedenini anlamaya çalışıyor (NASA)
TT

Güneş Sistemi'ne uğrayan ziyaretçi, 4 gezegenin yörüngesini mi bozdu?

Bilim insanları Güneş Sistemi'ndeki dev gezegenlerin yörüngesindeki sapmanın nedenini anlamaya çalışıyor (NASA)
Bilim insanları Güneş Sistemi'ndeki dev gezegenlerin yörüngesindeki sapmanın nedenini anlamaya çalışıyor (NASA)

Bilim insanları milyarlarca yıl önce Güneş Sistemi'nin yakınından geçen bir gökcisminin, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'ün yörüngesini değiştirmiş olabileceğini öne sürdü.

Yaklaşık 4,6 milyar yıl önce oluşan Güneş Sistemi'ne dair modellere göre, 4 dev gezegenin yörüngelerinin başlangıçta daireye daha yakın olması bekleniyordu. 

Ancak sistemdeki diğer gezegenler gibi bunların yörüngelerinde de sapma gözlemleniyor. Arizona Üniversitesi Tucson kampüsünden Renu Malhotra, "Teorik astrofizikteki bilmece, yörüngelerin nasıl daha sonra daire biçimini kaybettiğini ve ortalama düzlemlerinden, ne çok fazla ne de çok az eğildiğini anlamaktı" diyor.

Malhotra ve ekip arkadaşları bu gizemi çözmek adına yeni bir çalışma yürüttü.

Henüz hakem değerlendirmesinden geçmeyen ve ön baskı sunucusu arXiv'de yayımlanan çalışmada, 4 milyar yıl önce devasa bir gökcisminin Güneş Sistemi'nin yanından geçmesi ihtimali değerlendirildi.

Araştırmacılar, ziyaretçi cismin kütlesi, hızı ve ne kadar yakından geçtiği gibi etkenleri hesaba katarak 50 binden fazla bilgisayar simülasyonu yürüttü. Bu simülasyonların her biri 20 milyon yıllık bir zamanı kapsıyordu.

Simülasyonların çoğu mevcut Güneş Sistemi'nden çok farklı koşullar yaratırken, yaklaşık yüzde 1'inde dev gezegenlerin yörüngesi bugünkü haline yaklaştı.

Bu senaryolardaki cisimlerin kütlesi, Jüpiter'in iki ila 50 katı civarındaydı ve bazılarının Merkür'e kadar yaklaştığı bir geçiş yapması gerekiyordu.

Bilim insanları, muhtemel senaryolardaki cisimlerin gezegenlere benzemesinden dolayı 10 bin simülasyon daha yürüttü. Çalışmanın ilk aşamasında yıldızlara odaklanan ekip bu sefer karasal gezegenleri de dahil etti.

Simülasyonlara göre Jüpiter'in 8 katı kütleye sahip bir cismin, Mars'ın bugünkü yörüngesinin yakınından geçmesi sonucu Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'ün yörüngesini şimdiki haline getirmiş olabilir. 

Bilim insanları en muhtemel senaryonun bu olduğunu ve yıldızdan küçük tek bir cismin yörüngelerdeki bozulmayı açıklayabileceğini düşünüyor.

Yıldızdan daha az kütleye sahip gökcisimlerinin sayısı daha fazla olduğundan, yıldız yerine bu türden bir cismin geçmesi daha yüksek bir ihtimal. 

Yeni çalışma yörüngelere dair soruya kesin bir cevap sunmasa da bu ihtimalin sapmayı açıklayabileceğini göstermesinden dolayı önem arz ediyor.

Independent Türkçe, Live Science, Daily Mail, arXiv



Vatozların "dev bir erişteye" benzeyen kuyruğunun ne işe yaradığı nihayet ortaya çıktı

Araştırmacılar, Rhinoptera bonasus türündeki vatozların kuyuğunun tehlikelere karşı hayvanı uyardığını düşünüyor (Wikimedia Commons)
Araştırmacılar, Rhinoptera bonasus türündeki vatozların kuyuğunun tehlikelere karşı hayvanı uyardığını düşünüyor (Wikimedia Commons)
TT

Vatozların "dev bir erişteye" benzeyen kuyruğunun ne işe yaradığı nihayet ortaya çıktı

Araştırmacılar, Rhinoptera bonasus türündeki vatozların kuyuğunun tehlikelere karşı hayvanı uyardığını düşünüyor (Wikimedia Commons)
Araştırmacılar, Rhinoptera bonasus türündeki vatozların kuyuğunun tehlikelere karşı hayvanı uyardığını düşünüyor (Wikimedia Commons)

Bazı vatozların kuyruğunun ne işe yaradığı nihayet tespit edildi. Bilim insanları uzun kuyrukların, etraftaki tehlikeleri haber veren bir uyarı sistemi gibi çalıştığını söylüyor.

Dikenli vatoz türleri, kuyruklarıyla avlarını sokarak onları zehirlerken, bazı türlerin kuyruklarının ne işe yaradığı uzun zamandır merak ediliyor.

Bilim insanları deniz şeytanı diye bilinen Manta vatozu ve Rhinoptera bonasus gibi hayvanların, neden bu kadar uzun kuyrukları olduğunu anlamaya çalışıyor. 

Harvard Üniversitesi'nden Júlia Chaumel ve George Lauder, Proceedings of the Royal Society B: Biological Sciences adlı hakemli dergide dün (22 Ocak) yayımlanan araştırmada bu gizemi nihayet çözdü.

Araştırmacılar, Rhinoptera bonasus türünün müzedeki örneklerini ve yakın zamanda ölü bulunan iki üyesini inceledi. 

Bilim insanları, hayvanların videolarını izleyerek kuyrukların suda daha hızlı ilerlemek veya avcılara saldırmak için kullanılmadığını belirledi. Ayrıca kuyrukların bu görevler için epey ince olduğunu da ifade ediyorlar.

Ellerindeki örnekleri bilgisayarlı tomografiyle tarayan ekip, kuyrukların küçük deliklerle kaplı olduğunu buldu. Bu delikler, birçok balık türünde bulunan ve duyu organlarını içeren bir kanala bağlı.

Araştırmacılar bu duyu kanalının, vatozun vücudu boyunca uzandığını ve derisine bağlandığını tespit etti. Bu nedenle kuyruğun, sudaki değişimleri algılayan bir duyu organı olduğunu düşünüyorlar. 

Vatozlar, istiridye gibi avlarını yemek için başlarını kuma gömdüğünde kuyrukları sayesinde yaklaşan avcıları fark ediyor gibi görünüyor. Chaumel şöyle açıklıyor: 

Arkadan yaklaşan bir köpekbalığı suda devasa hareketler yaratır ve böylece vatoz, uzaklaşma vakti geldiğini anlayabilir.

Köpekbalıkları ve vatozlar üzerinde çalışan Matt Ajemian, bunun mantıklı bir açıklama olduğunu ifade ediyor.

Çalışmada yer almayan araştırmacı, vatoz kuyrukları hakkında "Elinize alınca adeta dev bir erişteye benziyor ancak suyun içinde çok sertleşiyor" diyerek ekliyor: 

Kimsenin bu kuyrukların ne işe yaradığına dair bir fikri yoktu.

Kuyrukların erken uyarı sistemi dışında görevleri olabileceğini de düşünen Chaumel, ekibiyle birlikte Manta vatozu gibi türleri incelemeye devam ediyor.

Independent Türkçe, New York Times, Phys.org, Proceedings of the Royal Society B: Biological Sciences