Hepimize "görmeyi" öğreten fikir işçisi: John Berger'ın 4 eseri

John Berger bir nesli radikalleştirmekle kalmadı, haksızlığa ve kötülüğe karşı sanatla direnişin erdemlerini de gösterdi.

Hayatı boyunca birçok çalışma kaleme alan John Berger'ın, Spinoza'nın "hayali çizimleri" hakkındaki Bento'nun Eskiz Defteri ve Picasso'nun Başarısı ve Başarısızlığı eserlerini de öneririz (AFP)
Hayatı boyunca birçok çalışma kaleme alan John Berger'ın, Spinoza'nın "hayali çizimleri" hakkındaki Bento'nun Eskiz Defteri ve Picasso'nun Başarısı ve Başarısızlığı eserlerini de öneririz (AFP)
TT

Hepimize "görmeyi" öğreten fikir işçisi: John Berger'ın 4 eseri

Hayatı boyunca birçok çalışma kaleme alan John Berger'ın, Spinoza'nın "hayali çizimleri" hakkındaki Bento'nun Eskiz Defteri ve Picasso'nun Başarısı ve Başarısızlığı eserlerini de öneririz (AFP)
Hayatı boyunca birçok çalışma kaleme alan John Berger'ın, Spinoza'nın "hayali çizimleri" hakkındaki Bento'nun Eskiz Defteri ve Picasso'nun Başarısı ve Başarısızlığı eserlerini de öneririz (AFP)

Minerva'nın Baykuşu bu hafta, yazar John Berger'ın kitaplarını takip ederek insan ve sanat arasındaki çok katmanlı ilişkilerin incelendiği bir yolculuğa çıkacak. 

1926 doğumlu Britanyalı ressam, şair ve sanat eleştirmeni Berger, yapıtlarıyla bir neslin estetik anlayışını ve sanat eserlerini yorumlama biçimini kökten değiştirdi.

Resim öğretmenliği yaptığı 1950'lerde Birleşik Krallık'ın köklü dergilerinden New Statesman'da 10 yıla yakın sanat eleştirisi yazıları kaleme aldı. Bir yandan da roman ve şiirler yayımladı. 

Sol düşüncede sanatın alımlanışına çok önemli katkılar yapan Berger'ın Uykuya Yatmak kitabı, Metis etiketiyle bu ay okurlarla buluştu. Biz de kalıpları kıran yaklaşımlarıyla herkesi etkileyen yazarın 4 eserini ele aldık.

Uykuya Yatmak

Berger'ın kızı Katya Berger'la kaleme aldığı Uykuya Yatmak, İtalya'daki Mantua şehrinde yer alan San Giorgio Kalesi’ndeki "Gelin Odası"nın (Camera degli Sposi) duvar resimleri üzerine bir meditasyon. 

Uykuya yatmak için tasarlanmış bu özel odadaki tablolar, baba kız arasında ölüm, yaşam, hatıralar ve unutuş gibi çeşitli konular üzerine harika bir sohbet başlatıyor.  

İtalyan gravürcü Andrea Mantegna'nın elinden çıkan eserlerden detaylara yer verilen Uykuya Yatmak, tamamı renkli bir resim kitabı. 

Bergerlar, Rönesans ressamı Mantegna'nın, resimde bir perspektif tekniği olan rakursiye en iyi örnek olarak gösterilen Ölü İsa tablosunu da inceliyor. 

Okurlara ikilinin mektuplaşmalarının yer aldığı Tiziano: Su Perisi ile Çoban'ı da öneririz. Tiziano'nun 1990'larda Venedik'te açılan bir sergisinden yola çıkan kitap, Berger ve kızı arasında sanat ve hayat üzerine bir sohbete dönüşüyor. 

İngilizceden çeviren: Beril Eyüboğlu, 72 s., 2025, Metis Yayınları
 

Görme Biçimleri

Berger'ın 1972'de BBC'de yayımladığı ve sonra da aynı yıl kitaplaştırdığı Görme Biçimleri, onun dünya çapında tanınmasını sağladı.

Batı sanat kanonunu geleneksel bir çerçevede tanıtan Britanyalı sanat tarihçisi Kenneth Clark'ın Medeniyet (Civilization) adlı belgeseline bir yanıt olarak hazırlanan Görme Biçimleri, bu hedefin çok daha ötesine geçerek estetik alanında çığır açıcı bir işe dönüştü.

xzascdfrgt
Berger'ın BBC belgeseli, sanat eleştirmenliğinin kurumsal kapalılığına karşı çıkarak, görme edimini daha demokratik bir zemine taşıdı (@aletheia__/Twitter)

Sanat eserlerini sınırları önceden belirlenmiş parametrelerle okumayı reddeden Berger, yapıtları incelikli bir söylem analizinden geçirerek onlarda gizli duran ideolojik örüntüleri açığa çıkarıyor. Eserlerle ilişkinin imkanları, tarihsel ve toplumsal olanla bağlantımızı da belirliyor: 

Bir doğa resmi 'gördüğümüzde' kendimizi onun içine koyarız. Geçmişte yapılmış sanata 'bakıyorsak' o zaman kendimizi tarihin içine koymuş oluruz. Bu sanatı görmemiz engellendiğinde aslında bizim olan tarihten yoksun bırakılmış oluruz.

Berger'ın klasiğine dönüşen çalışma, Batı sanatındaki nü eserleri ele alırken vurguladığı "eril bakış" yaklaşımıyla, feminist kuramla da dirsek teması kuruyor. Görme Biçimleri, yağlıboya tablolardan reklamlara kadar görselliği ve imgeleri anlamak için gelecek kuşaklara yenilikçi bir yol açtı. 

Kitapta Berger'ın yanı sıra BBC belgeselinde çalışan Sven Blomberg, Chris Fox, Michael Dibb, Richard Hollis'in de imzası var. Bu büyük eser, bu ay Metis Yayınları'nda 30. baskısını yaptı.

İngilizceden çeviren: Yurdanur Salman, 166 s., 2017, Metis Yayınları

G.

1972'de yayımlanan G., Berger'a Birleşik Krallık'ın prestijli Booker Ödülü'nü getirdi. 

Berger, ödül kabul konuşmasında sponsor Booker-McConnell firmasının Karayipler’deki işçileri sömürmesini eleştirerek dikkatleri üzerine çekti. Ayrıca ödül parasının yarısını da siyahların ve azınlıkların hakkı için mücadele veren Britanya Kara Panterleri'ne bağışladı. 

I. Dünya Savaşı öncesinde geçen romanda, Don Juan tarzı hareketli bir hayat süren başkahraman G.'nin hikayesini takip ediyoruz. Gerek cinsel ilişkiler gerekse aşkın zihinsel ve duygusal boyutları hakkındaki incelikli anlatımıyla G., sadece uçarı bir kahramanın kaçamaklarını konu edinmiyor. 
 

zxscdfg
Ressam ve sanat eleştirmeni kimliğiyle tanınan Berger, aynı zamanda başarılı bir edebiyatçıydı (AFP)

Britanya İmparatorluğu'yla Boer halkları arasındaki Boer Savaşı ve 1898'de Milanolu işçilerin ayaklanması gibi olayların arka planda yer aldığı roman, şahsi ve tarihsel deneyimlerin iç içe geçmişliğini de vurguluyor. 

Berger'ın kaleme aldığı kurmaca eserler arasında "Onların Emeklerine" üçlemesini de öneririz. Domuz Toprak, Bir Zamanlar Europa'da, Leylak ve Bayrak romanlarından oluşan üçleme, modern toplumda köylülüğün dönüşümü üzerine çarpıcı bir yaklaşım sunuyor. 

İngilizceden çeviren: Tomris Uyar, 360 s., 2017, Metis Yayınları

Hayvanlara Niçin Bakarız?

Berger'ın 1971'le 2001 arasında kaleme aldığı 7 denemeyi bir araya getiren Hayvanlara Niçin Bakarız?, bunlara ek olarak bir şiir ve çizimi de okurlarla buluşturuyor. 

Homeros'tan günümüze insanlarla hayvanlar arasındaki ilişkiyi inceleyen Berger, bu bağın kapitalizmle birlikte nasıl ortadan kalktığını gösteriyor. Hayvanat bahçelerinin işlevi sorgulanırken, dünyada var olma deneyimimizin geçirdiği şiddetli dönüşüm de gözler önüne seriliyor. 

axscdfrgt
Berger'ın insanlarla hayvanlar arasındaki ilişkinin dönüşümünü incelediği çalışması, kuvvetli bir modern toplum eleştirisi sunuyor (@LAReviewofBooks/Twitter)

Doğa ve insan ilişkisine dair basmakalıp düşüncelerle kestirme yollara kaçmayan bu denemeler, insanın sanatla kazandığı estetik deneyimin her şeye rağmen bir umudu koruduğunu da hatırlatıyor. 

"Hayvanat bahçesi ancak hayal kırıklığı yaratabilir" diyen Berger, merkeze tabii ki yine bir "görme" meselesini yerleştiriyor:

Hayvanat bahçelerinin kamusal amacı ziyaretçilere hayvanlara bakma olanağı sağlamaktır. Oysa hayvanat bahçesine gelen hiçbir yabancı bir hayvanla göz göze gelemez. Olsa olsa hayvanın bakışı şöyle bir parlar, sonra ona bakandan uzaklaşır. Hayvanlar başka yana bakarlar. Görmeden uzaklara bakarlar. Dış dünyayı mekanik olarak tararlar. Karşılaşmalara karşı bağışıklık kazanmışlardır, çünkü hiçbir şeyin artık onların dikkatini çekecek kadar merkezi bir önemi kalmamıştır.

İngilizceden çeviren: Cevat Çapan, 136 s., 2017, Delidolu Yayınları
 

Berger yola ressam olarak başladı ama 2017'de aramızdan ayrıldığında sanat eserlerinden çok romanları, şiirleri ve denemeleriyle ardında bugün herkese ilham kaynağı olmayı sürdüren bir külliyat bıraktı.

1990'larda verdiği bir söyleşide Berger, yazma serüveninin başlangıcını sade ama vurucu şekilde özetlemişti: 

Dünya daha insancıl bir yer olsaydı, hiç yazmazdım. Yalnızca çizerdim.

"Görmek her şeyden önce gelir" diyen Berger, genç sanatçı ve yazarlara mücadelenin erdemlerini öğretirken, imajların asla masum olmadığını da gösterdi. Hâlâ ondan öğrenecek çok şeyimiz var. 

Independent Türkçe



Gökbilimcilerden zorlu keşif: Betelgeuse'un yoldaşı bulundu

Betelgeuse (turuncu) ve yoldaş yıldızı (mavi) arasındaki mesafenin, Jüpiter'le Güneş arasındaki mesafenin 5'te 4'ü kadar olduğu tahmin ediliyor (Uluslararası Gemini Gözlemevi/NOIRLab)
Betelgeuse (turuncu) ve yoldaş yıldızı (mavi) arasındaki mesafenin, Jüpiter'le Güneş arasındaki mesafenin 5'te 4'ü kadar olduğu tahmin ediliyor (Uluslararası Gemini Gözlemevi/NOIRLab)
TT

Gökbilimcilerden zorlu keşif: Betelgeuse'un yoldaşı bulundu

Betelgeuse (turuncu) ve yoldaş yıldızı (mavi) arasındaki mesafenin, Jüpiter'le Güneş arasındaki mesafenin 5'te 4'ü kadar olduğu tahmin ediliyor (Uluslararası Gemini Gözlemevi/NOIRLab)
Betelgeuse (turuncu) ve yoldaş yıldızı (mavi) arasındaki mesafenin, Jüpiter'le Güneş arasındaki mesafenin 5'te 4'ü kadar olduğu tahmin ediliyor (Uluslararası Gemini Gözlemevi/NOIRLab)

Gökyüzünün en parlak yıldızlarından Betelgeuse'un yoldaş bir yıldızı olduğu keşfedildi. Yeni gözlemler, insanlık tarihi boyunca izlenen bu yıldıza dair yıllardır merak edilen bir gizeme ışık tutuyor.

Orion Takımyıldızı'nda yer alan Betelgeuse, Dünya'ya en yakın kırmızı üstdev. Bu devasa yıldızların kütlesi boyutlarına oranla daha küçük oluyor. 

Henüz 10 milyon yaşındaki Betelgeuse da Güneş'in 15 katı kütleye ve 700 katı hacme sahip. Kıyaslamak gerekirse Güneş yaklaşık 4,5 milyar yaşında. 

Bu devasa yıldız son tahminlere göre yaklaşık 100 bin yıl içinde süpernova patlaması geçirecek olmasıyla da gökbilimcilerin ilgisini çekiyor. 

2019-2020 döneminde parlaklığında ciddi bir düşüş yaşandığında süpernova yaşayacağı düşünülmüştü. Ancak yıldızın büyük bir gaz bulutu çıkardığı ve bunun ışığını engellediği ortaya çıkmıştı.

Betelgeuse'un ayrıca parlaklığının artıp azaldığı 5-6 yıllık bir döngüsü de var. Yıllardır anlaşılmaya çalışılan bu döngüye getirilen açıklamalardan biri de Betelgeuse'un bir yoldaşı olduğuydu. 

Ancak Hubble gibi teleskoplarla yapılan gözlemler bir türlü sonuç vermiyordu.

NASA Ames Araştırma Merkezi'nden Dr. Steve Howell liderliğindeki bir ekip, Gemini Kuzey Teleskobu'nu kullanarak Dünya'nın atmosferinden kaynaklanan bozulmaları en aza indirmeyi ve yoldaş yıldızı saptamayı başardı. 

Bulguları hakemli dergi Astrophysical Journal Letters'ta 24 Temmuz'da yayımlanacak çalışmada bu yıldızın, Betelgeuse'un zayıf dış atmosferinin içine girecek kadar yakın bir yörüngede döndüğü saptandı. 

Araştırmacılar gözlemin, bu yıldızın varlığını kesin bir şekilde doğrulamadığını ancak sonuçların, bugüne kadarki tahminlerle uyum içinde olduğunu belirtiyor.

Bilim insanları Betelgeuse ömrünün sonuna yaklaşırken, yoldaşının henüz çekirdeğinde hidrojen yakmaya başlamadığını yani yaşamının anakol diye bilinen bölümüne henüz girmediğini söylüyor.

Paris Gözlemevi'nden Miguel Montargès, yer almadığı çalışmanın bulgularını şöyle açıklıyor:

Ölmek üzere olan bir yıldız var ve henüz tam olarak doğmamış bir yıldız, onun yörüngesinde dönüyor. 

Çalışmada bu mavi-beyaz yıldızın, Betelgeuse'un yoldaşından ziyade kurbanı olacağı da tespit edildi. 

Kırmızı üstdevin süpernova yaşaması durumunda, kendisine çok yakın bu cismin de yok olması bekleniyor. Dr. Howell, süpernova yaşanmadan bile yoldaş yıldızın aslında Betelgeuse'a doğru spiraller çizerek yaklaşık 10 bin yıl içinde yutulacağını söylüyor. 

Dr. Howell, "Tam teşekküllü bir yıldız olmaya aday ama ne yazık ki bunu asla başaramayacak" ifadelerini kullanıyor. 

İki yıldız halihazırda birbirine çok yakın olduğu için ayırt edilemiyor. Çiftin Kasım 2027'de birbirlerinden en uzak hallerine geldiğinde Gemini Teleskobu tarafından tekrar gözlemlenmesi planlanıyor.  

Independent Türkçe, IFLScience, New York Times, NOIRLab