Amazon Nehir yunuslarının tuhaf idrar yapma şekli bilim insanlarını şaşkına çevirdi

Gizemli davranış, iletişim kurma biçimi olabilir

Fotoğraf: (Wikimedia Commons)
Fotoğraf: (Wikimedia Commons)
TT

Amazon Nehir yunuslarının tuhaf idrar yapma şekli bilim insanlarını şaşkına çevirdi

Fotoğraf: (Wikimedia Commons)
Fotoğraf: (Wikimedia Commons)

Bilim insanları, Amazon nehir yunuslarının idrarını yaparken sergilediği yeni ve tuhaf davranış karşısında şaşkına döndü. Hayvan, idrarını yaparken göbeğini yukarı doğru çeviriyor ve bir başka erkek, burnuyla "aktif bir şekilde" idrar akışını takip ediyor.

Genellikle boto diye bilinen bu enteresan yunus, kuzeni şişe burunlu yunustan çok daha az utangaç ve sık sık eğlenceli hareketler sergiliyor.

Önceki çalışmalar botonun diğer yunus türlerine göre yabancı nesnelerden daha az korktuğunu, balıkçıların küreklerini tuttuğunu ve sopalar, kil, kayalar, kütükler ve kaplumbağalarla oynadığını gösteriyor.

Kanadalı biyologlar, botoların idrar yapmayla ilgili düzinelerce "tuhaf davranış" örneğini belgeledi. 

Çalışmamız, havadan idrar yapmanın deniz memelilerinde nadiren görülen ya da nadiren gözlemlenen bir davranış olmasına rağmen, botolarda nispeten yaygın olduğunu gösteriyor.

Araştırmacılar yunusların neden bu davranışı sergilediğinden emin değil ancak eş seçimine katkı sağlamak adına kokuyla işaret bırakma hareketiyle ilgili olabileceğinden şüpheleniyorlar.

Yeni çalışmanın ortak yazarı Claryana Araújo-Wan, New Scientist'e yaptığı açıklamada, "Daha önce hiç görmediğimiz bir şey olduğu için gerçekten şoke olduk" dedi.
 

zxscdfrgt
Amazon yunusunun havadan idrar yapma​sı (Claryana Araújo-Wang)​​​​​​

Botoların 2014'le 2018 arasında gerçekleştirdiği 36 "havadan idrar yapma" vakasını belgeleyen çalışmada, davranışın seyri, süresi ve sosyal bağlamı kaydedildi.

Belgelenen vakaların üçte ikisinde alıcı yunuslar var. Behavioural Processes adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada, "Havadan idrar yapma, bir botonun yavaşça sırt üstü pozisyona geçmesi, penisini suyun üzerine çıkarması ve idrarını havaya bir akış halinde püskürtmesiyle başlıyor" ifadeleri kullanılıyor. 

'Alıcı' bir erkek ortamda bulunduğunda ya rostrumuyla (yunusların burun çıkıntısı -çn.) idrar akışına yaklaşıyor, bazen onu takip ediyor ya da akışın suyla temas ettiği yerde kalıyor.

Bu olayların çoğu yaklaşık 10 saniye sürüyor ve idrar yapanlarla alıcı hayvanlar erkek oluyor. Çalışmada, yunusun burnundaki kılların idrar akışlarını tespit eden bir kimyasal sensör görevi görüyor olabileceği teorisi öne sürülüyor.

Bu tuhaf davranış bir iletişim kurma biçimi olabilir.

Araştırmada, "Genellikle diğer erkeklerin varlığında gerçekleşen havadan idrar yapma, fizyolojik atık giderme ihtiyacının ötesinde sosyal veya iletişimsel işlevlere hizmet ediyor" deniyor.

Karada yaşayan memeliler, bölgelerini işaretlemek, hakimiyet kurmak ve fiziksel durumlarını ilan etmek için idrar kullanmalarıyla bilinse de bu tür davranışları su ortamında gözlemlemek çok daha zor.

Dişli balinalar, dişsiz balinalar ve yunuslar gibi deniz memelilerinde koku alma duyusuna katkı sağlayacak vücut yapıları da olmadığından veya büyük ölçüde küçüldüğünden, idrarın kimyasal iletişim için kullanılması genellikle beklenmiyor.

Ancak son çalışmalar, yunusların hem havada hem de sudaki idrar ve dışkı bileşenleri gibi koku ve salgıları tespit edebildiğini gösteriyor.

Araştırmacılar, botonun dokunma unsurlarını "dokunsal" bir duyuda birleştiren "kısmi" bir koku kullandığından ve bunun koklamaktan ziyade hissedilerek türün diğer üyelerinin fizyolojik durumunu değerlendirmeyi sağladığından şüpheleniyor.

Bu hipotezi test etmek için daha fazla çalışma yapılmasını umuyorlar.

Yeni çalışmada, "Sinyallerin alınıp verildiği davranışsal bağlamı anlamak, aktarılan bilgiyi bağlamsallaştırmaya ve potansiyel işlevini aydınlatmaya katkı sağlar" diye yazıyorlar.

Independent Türkçe



Antarktika'da bulunan kafatası, bilinen en eski kuşa ait çıktı

Bu tasvirde, Geç Kretase döneminde yaşayan Vegavis iaai, Antarktika Yarımadası kıyılarında balık avlamak için suya dalıyor. Bilim insanları, bilinen en eski modern kuş olduğunu söyledikleri hayvana ait bir fosil buldu (Mark Witton, 2025.)
Bu tasvirde, Geç Kretase döneminde yaşayan Vegavis iaai, Antarktika Yarımadası kıyılarında balık avlamak için suya dalıyor. Bilim insanları, bilinen en eski modern kuş olduğunu söyledikleri hayvana ait bir fosil buldu (Mark Witton, 2025.)
TT

Antarktika'da bulunan kafatası, bilinen en eski kuşa ait çıktı

Bu tasvirde, Geç Kretase döneminde yaşayan Vegavis iaai, Antarktika Yarımadası kıyılarında balık avlamak için suya dalıyor. Bilim insanları, bilinen en eski modern kuş olduğunu söyledikleri hayvana ait bir fosil buldu (Mark Witton, 2025.)
Bu tasvirde, Geç Kretase döneminde yaşayan Vegavis iaai, Antarktika Yarımadası kıyılarında balık avlamak için suya dalıyor. Bilim insanları, bilinen en eski modern kuş olduğunu söyledikleri hayvana ait bir fosil buldu (Mark Witton, 2025.)

Bilim insanları Antarktika'da bulunan 69 milyon yıllık bir kafatasının, bilinen en eski modern kuşa ait olduğunu söylüyor.

Kıtadaki ördek ve kazların eski bir akrabası olan bu kuş, Kretase Dönemi'nde, meşhur Tyrannosaurus rex'le yaklaşık aynı zamanlarda, Antarktika kıyılarında yaşıyordu.

Ohio Üniversitesi öğretim üyesi ve Denver Doğa ve Bilim Müzesi'nde Yer ve Uzay Bilimleri Direktörü Dr. Patrick O'Connor bulguyu duyurduğu açıklamada, "Bu fosil, modern kuş evriminin ilk aşamaları hakkında Antarktika'nın bize söyleyecek çok şeyi olduğunun altını çiziyor" dedi.

O'Connor, hakemli dergi Nature'da çarşamba günü yayımlanan ilgili çalışmanın ortak yazarı.

Fosil, Antarktika Yarımadası Paleontoloji Projesi kapsamında 2011'de yapılan bir keşif gezisi sırasında bulunmuştu. Bölgenin, modern ekosistemlerin şekillenmesine nasıl katkı sağladığını anlamak adına halihazırda bir araştırma yürütülüyor.

Pittsburgh Carnegie Doğa Tarihi Müzesi'nden Dr. Matthew Lamanna, ortak yazarı olduğu çalışma hakkında "Antarktika, insanlığın Dinozorlar Çağı'ndaki yaşamı anlamasında birçok yönden son sınır" diyor.

Sivri gagasıyla bu uzun kafatası, Kretase Dönemi'ni de içeren Mezozoyik Çağ'da daha önce keşfedilen ve bilinen tüm kuşlar arasında benzersiz bir beyin şekline sahip. Araştırmacılar, bu özelliklerin Vegavis iaai adlı soyu tükenmiş bir kuşa ait olduğunu ve onu tüm modern kuşları içeren gruba yerleştirdiğini söylüyor.

scdfergthy
Vegavis iaai'nin 69 milyon yıllık dijital rekonstrüksiyonu uzun gagasını gösteriyor. Kuşun özellikleri onu günümüz su kuşlarından ayırıyor (Joseph Groenke [Ohio Üniversitesi] ve Christopher Torres [Pasifik Üniversitesi], 2025)

Vegavis ilk kez 20 yıl önce, Austin Teksas Üniversitesi'nden yeni çalışmanın ortak yazarı Dr. Julia Clarke tarafından bildirilmişti. Ördek ve kaz gibi modern kazsıların erken bir üyesi olduğu öne sürülmüştü. Ancak bu tür kuşlar Kretase sonundaki yok oluş olayından önce son derece nadir ve bu çalışma neredeyse tam bir kafatasına sahip ilk örneği sunuyor.

Kafatası, bugünkü kazsıların aksine güçlü çene kaslarını korumuş ve özellikleri, Vegavis'in su altında ayaklarını kullanarak kendini ittiğine işaret eden ipuçlarıyla tutarlı.

Ohio Üniversitesi Heritage College Osteopatik Tıp Fakülsesi'ndeki Ulusal Bilim Vakfı'nda doktora sonrası araştırmacı olan başyazar Dr. Christopher Torres, "Paleontologlar arasında Vegavis kadar tartışma yaratabilecek çok az kuş var" diyor.

Bu yeni fosil, bu tartışmaların çoğunun çözülmesine katkı sağlayacak. Bunların başında Vegavis'in kuşların evrimsel hayat ağacında nereye tünediği geliyor.

Independent Türkçe