Hollanda'da bulunan "şeytan parası", Ortaçağ ritüellerine ışık tutuyor

Alanda bulunan sikkelerden bir seçki (Jan-Willem de Kort, Mario van IJzendoorn ve Archeocare)
Alanda bulunan sikkelerden bir seçki (Jan-Willem de Kort, Mario van IJzendoorn ve Archeocare)
TT

Hollanda'da bulunan "şeytan parası", Ortaçağ ritüellerine ışık tutuyor

Alanda bulunan sikkelerden bir seçki (Jan-Willem de Kort, Mario van IJzendoorn ve Archeocare)
Alanda bulunan sikkelerden bir seçki (Jan-Willem de Kort, Mario van IJzendoorn ve Archeocare)

Arkeologlar, Hollanda'da Ortaçağ'dan kalma bir kült bölgesinde diobolgeldæ yani "şeytan parası" olarak sunulan bir yığın altın ve gümüş sikkeyi ortaya çıkararak Avrupa'nın bu bölgesindeki Hıristiyanlık öncesi grupların ritüellerine daha fazla ışık tuttu.

Hollanda, Almanya'nın kuzeyi ve Britanya'da, Hıristiyanlık öncesi ritüelleri çok daha iyi anlaşılan Nordik dünyasına kıyasla daha az kült alanı ortaya çıkıyor.

Nordik bölgesindeki Hıristiyanlık öncesi pagan kült alanlarından elde edilen bulgular, Cermen-Nordik dünyasının geri kalanı için her zaman geçerli olmuyor. Ancak araştırmacılar, Hollanda'nın doğusundaki Hezingen'de bulunan sikke yığınının, bölgedeki kült ritüelleri hakkında değerli bilgiler sağladığını söylüyor.

Hezingen kazı alanı ilk kez yaklaşık 5 yıl önce metal dedektörlerinin çok sayıda altın ve gümüş sikke bulmasıyla gün yüzüne çıkmıştı. Arkeologlar bölgenin, alışılmadık bir şekle sahip bir binayı çevreleyen ahşap direklerden yapılmış büyük dairesel bir alan da dahil üç kısımdan oluştuğunu tespit etti.

Bu kazı alanlarının birinde tek bir altın sikke bulunurken, diğerinde, parçalanmış ve bütün halde yaklaşık iki düzine altın sikkenin yanı sıra bir altın kolye ucu ve bir gümüş küpe bulundu.

Hakemli dergi Medieval Archaeology'de yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, üçüncü alanda altın sikke parçaları ve küçük bir kolye ucu keşfedildi.

Ayrıca alanlardan birinde muhtemelen 6. yüzyılda inşa edilmiş eski bir malikaneye ait izlerin yanı sıra ilkbahar ve sonbahar ekinokslarına göre hizalanmış ahşap direkler için 17 çukur bulundu. Bu durum, bölgenin ekinleri ekme veya hasatla bağlantılı mevsimsel ritüellerde kullanılmış olabileceğine işaret ediyor.

Direk çukurlarını ve eserleri inceleyen arkeologlar, Hezingen'in bölgedeki kültürel geçiş döneminde önemli bir kült alanı görevi gördüğü sonucuna vardı.

Araştırmada, "Direkler ilkbahar ve sonbahar ekinoksları sırasında güneşin doğuş ve batışıyla aynı hizada olduğundan, sunular bereket ayinleriyle bağlantılı olabilir" ifadeleri kullanılıyor.

Altın sikkeler ve mücevherler yaklaşık 100 yıllık bir süre boyunca düzenli aralıklarla buraya bırakılmış. Fosfat analizine göre muhtemelen burada hayvanlar da kurban edildi.

Yerel halkın tam olarak hangi tanrılara dua ettiği gizemini koruyor.

Bölgedeki toplumlar Hıristiyanlaşmak için tanrılarını terk etmeye ve pagan kült alanlarında "şeytan parası" sunma ritüellerini bırakmaya zorlandı.

Arkeologlar, Hezingen mezrasının 7. yüzyıla ait, muhtemelen göçmenlerle bağlantılı bir açık hava kült alanı olabileceğinden şüpheleniyor. Alanın kullanımı, bölgenin resmen Hıristiyanlaşmasından en az 50 yıl önce, MS 700 civarında sona ermiş gibi görünüyor.

Alanla ilişkilendirilebilecek yerel seçkinler muhtemelen daha önce Hıristiyan olmuş ya da paganizmden uzaklaşmıştı. Çalışmada, "Belki de burası misyonerler tarafından terk edilmiş, hatta neredeyse bütün değerli şeyler götürülerek kutsallığına saygısızlık edilmişti" deniyor.

Diğer yandan araştırmacılar, bulguların "alternatif yorumlarının" da göz önüne alınması gerektiğini söylüyor.

Independent Türkçe



Antarktika'da bulunan kafatası, bilinen en eski kuşa ait çıktı

Bu tasvirde, Geç Kretase döneminde yaşayan Vegavis iaai, Antarktika Yarımadası kıyılarında balık avlamak için suya dalıyor. Bilim insanları, bilinen en eski modern kuş olduğunu söyledikleri hayvana ait bir fosil buldu (Mark Witton, 2025.)
Bu tasvirde, Geç Kretase döneminde yaşayan Vegavis iaai, Antarktika Yarımadası kıyılarında balık avlamak için suya dalıyor. Bilim insanları, bilinen en eski modern kuş olduğunu söyledikleri hayvana ait bir fosil buldu (Mark Witton, 2025.)
TT

Antarktika'da bulunan kafatası, bilinen en eski kuşa ait çıktı

Bu tasvirde, Geç Kretase döneminde yaşayan Vegavis iaai, Antarktika Yarımadası kıyılarında balık avlamak için suya dalıyor. Bilim insanları, bilinen en eski modern kuş olduğunu söyledikleri hayvana ait bir fosil buldu (Mark Witton, 2025.)
Bu tasvirde, Geç Kretase döneminde yaşayan Vegavis iaai, Antarktika Yarımadası kıyılarında balık avlamak için suya dalıyor. Bilim insanları, bilinen en eski modern kuş olduğunu söyledikleri hayvana ait bir fosil buldu (Mark Witton, 2025.)

Bilim insanları Antarktika'da bulunan 69 milyon yıllık bir kafatasının, bilinen en eski modern kuşa ait olduğunu söylüyor.

Kıtadaki ördek ve kazların eski bir akrabası olan bu kuş, Kretase Dönemi'nde, meşhur Tyrannosaurus rex'le yaklaşık aynı zamanlarda, Antarktika kıyılarında yaşıyordu.

Ohio Üniversitesi öğretim üyesi ve Denver Doğa ve Bilim Müzesi'nde Yer ve Uzay Bilimleri Direktörü Dr. Patrick O'Connor bulguyu duyurduğu açıklamada, "Bu fosil, modern kuş evriminin ilk aşamaları hakkında Antarktika'nın bize söyleyecek çok şeyi olduğunun altını çiziyor" dedi.

O'Connor, hakemli dergi Nature'da çarşamba günü yayımlanan ilgili çalışmanın ortak yazarı.

Fosil, Antarktika Yarımadası Paleontoloji Projesi kapsamında 2011'de yapılan bir keşif gezisi sırasında bulunmuştu. Bölgenin, modern ekosistemlerin şekillenmesine nasıl katkı sağladığını anlamak adına halihazırda bir araştırma yürütülüyor.

Pittsburgh Carnegie Doğa Tarihi Müzesi'nden Dr. Matthew Lamanna, ortak yazarı olduğu çalışma hakkında "Antarktika, insanlığın Dinozorlar Çağı'ndaki yaşamı anlamasında birçok yönden son sınır" diyor.

Sivri gagasıyla bu uzun kafatası, Kretase Dönemi'ni de içeren Mezozoyik Çağ'da daha önce keşfedilen ve bilinen tüm kuşlar arasında benzersiz bir beyin şekline sahip. Araştırmacılar, bu özelliklerin Vegavis iaai adlı soyu tükenmiş bir kuşa ait olduğunu ve onu tüm modern kuşları içeren gruba yerleştirdiğini söylüyor.

scdfergthy
Vegavis iaai'nin 69 milyon yıllık dijital rekonstrüksiyonu uzun gagasını gösteriyor. Kuşun özellikleri onu günümüz su kuşlarından ayırıyor (Joseph Groenke [Ohio Üniversitesi] ve Christopher Torres [Pasifik Üniversitesi], 2025)

Vegavis ilk kez 20 yıl önce, Austin Teksas Üniversitesi'nden yeni çalışmanın ortak yazarı Dr. Julia Clarke tarafından bildirilmişti. Ördek ve kaz gibi modern kazsıların erken bir üyesi olduğu öne sürülmüştü. Ancak bu tür kuşlar Kretase sonundaki yok oluş olayından önce son derece nadir ve bu çalışma neredeyse tam bir kafatasına sahip ilk örneği sunuyor.

Kafatası, bugünkü kazsıların aksine güçlü çene kaslarını korumuş ve özellikleri, Vegavis'in su altında ayaklarını kullanarak kendini ittiğine işaret eden ipuçlarıyla tutarlı.

Ohio Üniversitesi Heritage College Osteopatik Tıp Fakülsesi'ndeki Ulusal Bilim Vakfı'nda doktora sonrası araştırmacı olan başyazar Dr. Christopher Torres, "Paleontologlar arasında Vegavis kadar tartışma yaratabilecek çok az kuş var" diyor.

Bu yeni fosil, bu tartışmaların çoğunun çözülmesine katkı sağlayacak. Bunların başında Vegavis'in kuşların evrimsel hayat ağacında nereye tünediği geliyor.

Independent Türkçe