İnsanların bilinmeyen bir akrabası keşfedildi: Fındıkkıran adam

(Lazarus Kgasi)
(Lazarus Kgasi)
TT

İnsanların bilinmeyen bir akrabası keşfedildi: Fındıkkıran adam

(Lazarus Kgasi)
(Lazarus Kgasi)

1949'da Güney Afrika'daki bir mağarada keşfedilen 1,4 milyon yıllık çene fosilinin, insanların daha önce bilinmeyen bir akrabasına ait olduğu tespit edildi ve türe "fındıkkıran adam" adı verildi.

Araştırmacılar Swartkrans arkeolojik kazı alanında ortaya çıkarılan çene fosilinin, 1960'lardan beri Homo ergaster adlı eski bir insan türüne ait olduğuna inanıyordu.

Ancak çenenin ve bölgede bulunan diğer fosillerin yeni X ışını taramaları, sanal 3D modellerin oluşturulmasını sağlayarak soyu tükenmiş türlerin iç ve dış yapılarının daha iyi anlaşılmasını mümkün kıldı.

Journal of Human Evolution'da yayımlanan çalışmada detaylandırılan yeni bulgular, araştırmacıların çenenin aslında H. ergaster'e ait olmadığı sonucuna varmasına yol açtı.

Fosil, Paranthropus cinsinin, devasa boyutu ve muazzam azı dişleri nedeniyle "fındıkkıran adam" adı verilen yeni bir türüne ait.
 

sxcdfvgrthy
Çene fosilinin fotoğrafları (Lazarus Kgasi)

Araştırmacılar fosilin dentinini (diş minesinin altında dişin büyük kısmını oluşturan sert, yoğun, kemiksi doku) detaylı bir şekilde inceledikten sonra insanların diğer akrabalarınınkiyle karşılaştırdı.

Fosilin diş özelliklerinin, cinsin daha önce keşfedilen P. aethiopicus, P. boisei ve P. robustus diye bilinen örneklerinden farklı olduğunu buldular.

Araştırmacılar çalışmada, "Sonuçlar, SK 15'in H. ergaster varyasyonunun açıkça dışında kaldığını ve en çok Paranthropus morfolojisiyle uyumlu olduğunu gösteriyor" diye yazıyor.

Fosili, P. capensis adını verdikleri yeni keşfedilmiş bir tür kategorisine yerleştirdiler.

Bilim insanları şöyle diyor:

Kesin olmamakla birlikte SK 15'i, bu cinsin şu anda tanınan diğer üç türünden daha zarif bir Paranthropus türü olan Paranthropus capensis'e atfediyoruz.

Yeni bulunan tür "yüksek ihtimalle" 2 milyon yıl önce P. robustus'tan ayrıldı.

Bu, en az iki Paranthropus türünün (P. robustus ve P. capensis) 1,4 milyon yıl önce Güney Afrika bölgesinde aynı dönemde yaşamış ve muhtemelen çeşitli beslenme biçimlerine sahip farklı ekolojik nişlerde yaşamış olabileceği anlamına geliyor.

Araştırmacılar, Paranthropus cinsinin korunmuş örneklerinin incelenerek bunların arasında karışmış P. capensis fosillerinin aranması çağrısı yapıyor. Bilim insanları "Mevcut P. robustus örnek koleksiyonu arasına karışmış diğer P. capensis örneklerinin varlığı, özellikle Swartkrans'tan elde edilen fosil koleksiyonları gözden geçirilerek daha fazla test edilmeli" diyor.

Independent Türkçe



Oxford Üniversitesi kuantum ışınlamada çığır açıcı bir başarıya imza attı

Oxford araştırmacıları, başardıkları kuantum ışınlamanın "kuantum internete" zemin hazırladığını söylüyor (Creative Commons)
Oxford araştırmacıları, başardıkları kuantum ışınlamanın "kuantum internete" zemin hazırladığını söylüyor (Creative Commons)
TT

Oxford Üniversitesi kuantum ışınlamada çığır açıcı bir başarıya imza attı

Oxford araştırmacıları, başardıkları kuantum ışınlamanın "kuantum internete" zemin hazırladığını söylüyor (Creative Commons)
Oxford araştırmacıları, başardıkları kuantum ışınlamanın "kuantum internete" zemin hazırladığını söylüyor (Creative Commons)

Oxford Üniversitesi'nden araştırmacıların kuantum ışınlama yapabilen ölçeklendirilebilir bir kuantum süper bilgisayar inşa etmesiyle, kuantum bilişiminde önemli bir dönüm noktası kaydedildi.

Araştırmacılar, kuantum bilişiminin ölçeklenebilirlik denen sorununa odaklanan bu çığır açıcı adımın, yeni nesil teknolojinin sektörü sarsacak bir düzeyde uygulanabilmesine imkan sağlayacağını öne sürüyor.

Kuantum bilişimi alanı onlarca yıldır var olsa da pratik seviyede gerçekleştirilmesi yönünde önemli ilerlemelerin kaydedilmesi ancak son yıllarda mümkün oldu.

Kuantum fiziğinin özelliklerinden yararlanan bu yeni nesil makineler, geleneksel bitleri (dijital bilgiyi depolayıp aktarmada kullanılan "birler" ve "sıfırlar") kuantum bitleriyle (kübitler) değiştiriyor ve süperpozisyon diye bilinen bir olgu sayesinde kübitler aynı anda bir ve sıfır olarak davranabiliyor.

Bu da kuantum bilgisayarlara, geleneksel bilgi işlem teknolojisini kullanan bugünkü en gelişmiş süper bilgisayarlardan katbekat daha güçlü olma potansiyeli veriyor.

Bilim insanları kuantum ışınlamayı ilk kez gerçekleştirmiyor; daha önceki ekipler de kübitleri hareket ettirmeden veriyi bir yerden başka bir yere aktarmıştı. Ancak bu, bir algoritmanın en küçük bileşenleri olan mantıksal kapıların, bir ağ bağlantısı üzerinden kuantum ışınlamayla taşınmasının ilk örneği.

Araştırmacılar kuantum ışınlama tekniğinin iletişim, hesaplama ve algılamada ultra güvenli bir ağ sunacak geleceğin "kuantum internetine" temel oluşturabileceğini iddia ediyor.

Oxford Üniversitesi Fizik Bölümü'nden Dougal Main, liderliğini üstlendiği çalışma hakkında "Kuantum ışınlamanın önceki sunumları, kuantum durumlarının fiziksel açıdan ayrı sistemler arasında aktarılmasına odaklanmıştı" diyor.

Bizse çalışmamızda, kuantum ışınlamayı kullanarak bu uzak sistemler arasında etkileşimler yaratıyoruz. Bu etkileşimleri dikkatli bir şekilde ayarlayarak birbirinden ayrı kuantum bilgisayarlardaki kübitler arasında mantıksal kuantum kapıları (kuantum bilişimin temel işlemleri) gerçekleştirebiliyoruz. Bu çığır açıcı adım, farklı kuantum işlemcileri etkili bir şekilde 'birbirine bağlayarak' tamamen entegre tek bir kuantum bilgisayara dönüştürmemizi sağlıyor.

axSdfergt
Dougal Main ve Beth Nichol ağa dağıtılmış kuantum bilgisayar üzerinde çalışıyor (John Cairns)

Araştırmacılar ayrıca bu kuantum sisteminin mevcut teknolojiyi kullanarak inşa edilip ölçeklendirilebileceğini gösterdi.

Ekibin baş araştırmacısı ve Birleşik Krallık Kuantum Hesaplama ve Simülasyon Merkezi'nin baş bilim insanı Profesör David Lucas, "Deneyimiz, ağa dağıtılmış kuantum bilgi işlemenin mevcut teknolojiye uygun olduğunu gösteriyor" diyor.

Kuantum bilgisayarların ölçeklendirilmesi, gelecek yıllarda fizikte yeni anlayışların yanı sıra yoğun mühendislik çabaları gerektirecek çetin bir teknik zorluk olmaya devam ediyor.

Bulgular hakemli dergi Nature'da yayımlanan "Distributed quantum computing across an optical network link" (Optik ağ bağlantısı üzerinden dağıtılmış kuantum bilişimi) başlıklı çalışmada aktarıldı.

Independent Türkçe