Yeni yöntemle içme suyu zehirli kimyasallardan arındırılabilir

Araştırmacılar, çözümün daha ucuz ve daha sürdürülebilir olduğunu söylüyor

Pıhtılaşma deneyleri PFAS'ın giderildiğini gösteriyor (Emerging Contaminants Research Lab)
Pıhtılaşma deneyleri PFAS'ın giderildiğini gösteriyor (Emerging Contaminants Research Lab)
TT

Yeni yöntemle içme suyu zehirli kimyasallardan arındırılabilir

Pıhtılaşma deneyleri PFAS'ın giderildiğini gösteriyor (Emerging Contaminants Research Lab)
Pıhtılaşma deneyleri PFAS'ın giderildiğini gösteriyor (Emerging Contaminants Research Lab)

Yeni bir araştırmaya göre içme suyu, akvaryumları temizlemek için yaygın kullanılan bir tür aktif karbonla toksik sonsuz kimyasallardan arındırılabilir.

Kalıcı kimyasallar (per- ve polifloroalkil maddeler/PFAS) yapışmaz pişirme gereçleri, kozmetik, leke tutmaz kumaşlar, yangın söndürme köpükleri, gıda ambalajları ve su geçirmez giysiler gibi çok sayıda ürünün imalatında kullanılan bir endüstriyel kimyasal sınıfı.

Çevrede yüzlerce hatta binlerce yıl kalıcı olan bu maddeler, yetişkinlerde doğurganlığın azalması ve çocuklarda gelişimsel gecikmelerin yanı sıra bazı kanser risklerinin artmasıyla da ilişkilendiriliyor.

Araştırmacılar uzun zamandır bu kimyasalları çevreden uzaklaştırmanın ya da en azından zararsız inorganik bileşiklere dönüştürmenin yollarını arıyor.

Environmental Science and Technology adlı akademik dergide yayımlanan yeni çalışma, PFAS'ın granüler aktif karbon veya GAC adı verilen yaygın bir malzemeyle ısıtılmasının bu kimyasalları bozundurabileceğini gösteriyor.

ABD'deki Missouri Üniversitesi'nden, çalışmanın yazarlarından Feng Xiao, "Organik çözücüye ya da gerçekten yüksek sıcaklıklara ihtiyacınız yok. PFAS'ı granül aktif karbon veya GAC'le ısıtmanız yeterli" dedi.

Hava ve su filtrelerinde yaygın  kullanılan GAC, ısıtılmış kömür, odun veya karbon açısından zengin diğer malzemelerin granüllerini içeriyor. Ev akvaryumlarını temizlemek ve içme suyunu filtrelemek için yaygın kullanılıyor ve internetten kolayca satın alınabiliyor.

Son çalışma, PFAS'ın GAC'le yaklaşık 300 santigrat derecede ısıtılmasının PFAS'ın yüzde 90 oranında mineralleşmesine yol açtığını ve toksik maddenin zararsız inorganik florine dönüştüğünü gösteriyor.

PFAS'ın bu şekilde mineralizasyonu için yüksek basınç veya çözücülerle birlikte 700 derecenin üzerinde sıcaklıklar gerekiyor.

Dr. Xiao, GAC'ın ucuz olması ve birçok kez yeniden ısıtılabilmesi nedeniyle yeni yöntemin daha uygun maliyetli ve sürdürülebilir olduğunu söylüyor. "GAC işin içine girdiğinde, PFAS'ın termal bozunması çok daha hızlı gerçekleşiyor ve mineralizasyon daha yoğun oluyor" diye açıklıyor.

Ters ozmoza kıyasla pahalı bir işlem değil ve sıradan bir fırınla yerel ölçekte yapılabilir.

Bulgular, PFAS yönetiminde bir dönüm noktasını temsil ediyor.

Dr Xiao, "Orta Batı'da çok fazla herbisit kullanıyor ve hayvanlara çok fazla ilaç veriyoruz. Bu maddeler yüksek miktarda PFAS içerebilir" diyor.

Bu yeni arındırma yöntemi sayesinde, sözkonusu bileşiklerin hayatımızdaki varlığını büyük ölçüde azaltabiliriz.

Independent Türkçe



183 milyon yıllık ender fosiller, deniz canavarının mozaik vücudunu gözler önüne serdi

Bazı pleziyozorların yüzgeçlerinin pullarla ve vücudunun geri kalanınınsa yumuşak deriyle kaplı olduğu tespit edildi (Joschua Knüppe)
Bazı pleziyozorların yüzgeçlerinin pullarla ve vücudunun geri kalanınınsa yumuşak deriyle kaplı olduğu tespit edildi (Joschua Knüppe)
TT

183 milyon yıllık ender fosiller, deniz canavarının mozaik vücudunu gözler önüne serdi

Bazı pleziyozorların yüzgeçlerinin pullarla ve vücudunun geri kalanınınsa yumuşak deriyle kaplı olduğu tespit edildi (Joschua Knüppe)
Bazı pleziyozorların yüzgeçlerinin pullarla ve vücudunun geri kalanınınsa yumuşak deriyle kaplı olduğu tespit edildi (Joschua Knüppe)

Son derece nadir rastlanan 183 milyon yıllık fosiller, pleziyozorların vücudunun hem deri hem de pullarla kaplı olduğunu ortaya çıkardı.

215 milyon yıl önce ortaya çıktığı düşünülen pleziyozorlar, 66 milyon yıl önce dinozorlarla birlikte yeryüzünden silinmişti. 

İlk örnekleri yaklaşık 200 yıl önce keşfedilen bu deniz canavarları, uzun bir boyna, yüzgeçlere ve iğne keskinliğinde dişlerle dolu bir ağza sahipti.

Elde edilen fosiller sayesinde iskelet yapıları detaylıca öğrenilse de yumuşak dokuların zamana karşı daha dayanıksız olması dış görünüşlerinin anlaşılmasını zorlaştırıyordu. 

Ancak Almanya'daki Posidonia Şeyli denen jeolojik formasyonunda bulunan 183 milyon yıllık fosiller, bu gizemi nihayet aydınlattı. 

Bulguları hakemli dergi Current Biology'de 6 Şubat'ta yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, bir pleziyozorun yüzgeç ve kuyruğundan alınan yumuşak doku örneklerini analiz etti. Sözkonusu örneğin ait olduğu türün ismi daha sonra belirlenecek.

Son derece iyi korunmuş yumuşak dokuları inceleyen ekip, hayvanın kuyruğunun insanlarınkine benzer deriyle kaplı olduğu sonucuna vardı. Buna karşılık yüzgeçleri, bugünkü bazı deniz kaplumbağaları gibi pullarla kaplıydı.

Araştırmacılar, aynı dönemde yaşayan ihtiyozor gibi deniz sürüngenlerinin pulsuz olmasından dolayı bu durumun şaşırtıcı olduğunu söylüyor.

İsveç'teki Lund Üniversitesi'nden Miguel Marx, başyazarı olduğu çalışma hakkında "Pürüzsüz deri ve pul mozaiğinin yanı sıra fosilleşmiş pleziyozor derisinin ince kesitlerindeki hücreleri görselleştirmek inanılmaz bir andı" diyor: 

Deri hücrelerinin 183 milyon yıldır korunduğunu gördüğümde şoke olmuştum. Neredeyse bugünkü bir deriye bakmak gibiydi.

Nesli tükenmiş hayvanların nasıl hareket ettiğini kesin olarak bilmek zor ancak bilim insanları, pleziyozor pullarının, yüzgeçlerin arka kenarını sertleştirerek suda daha fazla itiş gücü sağladığını düşünüyor.

Pullar ayrıca okyanus tabanında yiyecek ararken daha rahat hareket etmelerine de fayda sağlamış olabilir. 

Marx "Bunlar ikonik hayvanlar ve onları yeniden yapılandırma şeklimiz yaklaşık 200 yıldır değişmedi, bu yüzden bu büyük bir güncelleme" diyerek ekliyor: 

Evrimsel geçmişlerine ve okyanustaki yaşama nasıl adapte olduklarına dair bakış açımızı değiştiriyor.

Omurgalılar üzerine çalışan paleontolog Dr. Robin O'Keefe, insan derisinin bu deniz canavarlarına benzediğini gösteren bulguları "çarpıcı" diye tanımlıyor.

Ancak çalışmada yer almayan Dr. O'Keefe'ye göre pullar, hayvanın okyanus tabanında vakit geçirdiğine dair yeterince kanıt sunmuyor. 

Araştırma ekibi gibi bu özelliğin itiş gücünü artırdığını düşünen bilim insanı "Sürekli dipte oturacaksanız, aşırı verimli bir kanada sahip olmanıza gerek yok" diyor: 

Bu gerçekten etrafta dolaşan aktif bir avcı hayvandı.

Independent Türkçe, IFLScience, New York Times, Current Biology