18 bin yıl önce Polonya'da yaşayan insanların birbirlerini yediği ortaya çıktı

Maszycka mağarasından çıkan yenmiş insan kalıntıları (Antonio Rodríguez-Hidalgo/IAM
Maszycka mağarasından çıkan yenmiş insan kalıntıları (Antonio Rodríguez-Hidalgo/IAM
TT

18 bin yıl önce Polonya'da yaşayan insanların birbirlerini yediği ortaya çıktı

Maszycka mağarasından çıkan yenmiş insan kalıntıları (Antonio Rodríguez-Hidalgo/IAM
Maszycka mağarasından çıkan yenmiş insan kalıntıları (Antonio Rodríguez-Hidalgo/IAM

Polonya'daki bir mağaradan çıkarılan fosiller, Avrupa'daki erken insan topluluklarının yaklaşık 18 bin yıl önceki savaş döneminde yamyamlık yaptığını, hatta bazen düşmanlarının beyinlerini yediğini gösteriyor.

Scientific Reports adlı akademik dergide yayımlanan bulgular, günümüz Polonyası'nda yaşayan Magdalenian avcı-toplayıcılarının cenaze ve ritüel uygulamalarına daha fazla ışık tutuyor.

Önceki araştırmalar, eski insan topluluklarının ya ritüel amaçlı ya da açlık koşulları nedeniyle yamyamlığa başvurduğunu öne sürüyordu.

Son çalışma, Krakow yakınlarındaki Maszycka mağarasından 19. ve 20. yüzyıllar boyunca 1960'lara kadar yapılan bir dizi kazı sırasında alınan düzinelerce kemik üzerinde yamyamlığa dair kanıtlar gösteriyor.

Kemiklerin çoğu parçalanmış halde bulunduğundan, insan kalıntıları oldukları anlaşılamamıştı.

Günümüzdeyse 53 kemik üzerindeki kesik izlerini 3D mikroskopi teknikleri kullanarak analiz eden bilim insanları, "cesetlerin beslenme amaçlı kullanıldığını" doğrulayabiliyor.
 

axsdcfrgty
Maszycka mağarasının girişi (Darek Bobak)

Analiz, cesetlerin ölümden kısa süre sonra, çürümeye fazla zaman verilmeden işlendiğini doğruluyor.

Araştırmacılar, fosil insan kemikleri üzerindeki işaretlerin çoğunun, kesilip yenen hayvan kemikleri üzerindeki işaretlerle tutarlı olduğunu gösteriyor.

Hatta bazı fosil kemiklerin, besin açısından zengin iliklerinin yenmek üzere çıkarılması için kırılarak açıldığı görülüyor.

Kafataslarındaki kesik izleri, besin açısından zengin bir organ olan beyne erişmek için kafa derisinin ve etin çıkarıldığına işaret ediyor. Kemiklerdeki izler ve kasıtlı kırıklar "kas demetlerinin, beynin ve iliğin çıkarıldığına" işaret ediyor. Araştırmacılar, "Bu sistematik hareketler, en besleyici kısımlara öncelik verilerek cesetlerin kapsamlı bir şekilde tüketildiğini gösteriyor" diyor.

Rovira i Virgili Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Francesc Marginedas, "İskeletteki kesik izlerinin ve kasıtlı kırılmaların yeri ve sıklığı, cesetlerin besinsel olarak sömürüldüğünü açıkça gösteriyor ve tüketim olmadan cenaze töreni hipotezini ortadan kaldırıyor" dedi.
 

dfergthy
Maszycka mağarasındaki kemik kalıntılarında kesik izleri ve darbeler (Antonio Rodríguez-Hidalgo/IAM)

İnsan kemikleri hayvan kemikleriyle karışık halde bulundu, bu da birlikte tüketilmiş olabileceklerini düşündürüyor.

Tüm kemikler aşağı yukarı aynı döneme tarihlendiğinden, araştırmacılar hayvanların ve insanların aynı olayda, muhtemelen savaş zamanında öldürülmüş olabileceğinden şüpheleniyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Palmira Saladié, "Yamyamlık, insan evriminde çeşitli zamanlarda belgelenmiş bir davranış. Tarih öncesi bağlamlarda, hem hayatta kalma ihtiyaçlarına hem de ritüel uygulamalara ve hatta gruplar arası şiddet dinamiklerine karşılık gelebilir" dedi.

Araştırmacılar, yaklaşık 20 bin yıl önce Son Buzul Maksimum'u takip eden demografik genişlemenin kaynaklar için rekabeti yoğunlaştırmış olabileceğini ve bunun da farklı erken insan toplulukları arasında çatışmalara yol açmış olabileceğini söylüyor.

Böyle bir çatışmanın bazı durumlarda savaş yamyamlığıyla sonuçlanmış olabileceğinden şüpheleniyorlar.

Independent Türkçe



183 milyon yıllık ender fosiller, deniz canavarının mozaik vücudunu gözler önüne serdi

Bazı pleziyozorların yüzgeçlerinin pullarla ve vücudunun geri kalanınınsa yumuşak deriyle kaplı olduğu tespit edildi (Joschua Knüppe)
Bazı pleziyozorların yüzgeçlerinin pullarla ve vücudunun geri kalanınınsa yumuşak deriyle kaplı olduğu tespit edildi (Joschua Knüppe)
TT

183 milyon yıllık ender fosiller, deniz canavarının mozaik vücudunu gözler önüne serdi

Bazı pleziyozorların yüzgeçlerinin pullarla ve vücudunun geri kalanınınsa yumuşak deriyle kaplı olduğu tespit edildi (Joschua Knüppe)
Bazı pleziyozorların yüzgeçlerinin pullarla ve vücudunun geri kalanınınsa yumuşak deriyle kaplı olduğu tespit edildi (Joschua Knüppe)

Son derece nadir rastlanan 183 milyon yıllık fosiller, pleziyozorların vücudunun hem deri hem de pullarla kaplı olduğunu ortaya çıkardı.

215 milyon yıl önce ortaya çıktığı düşünülen pleziyozorlar, 66 milyon yıl önce dinozorlarla birlikte yeryüzünden silinmişti. 

İlk örnekleri yaklaşık 200 yıl önce keşfedilen bu deniz canavarları, uzun bir boyna, yüzgeçlere ve iğne keskinliğinde dişlerle dolu bir ağza sahipti.

Elde edilen fosiller sayesinde iskelet yapıları detaylıca öğrenilse de yumuşak dokuların zamana karşı daha dayanıksız olması dış görünüşlerinin anlaşılmasını zorlaştırıyordu. 

Ancak Almanya'daki Posidonia Şeyli denen jeolojik formasyonunda bulunan 183 milyon yıllık fosiller, bu gizemi nihayet aydınlattı. 

Bulguları hakemli dergi Current Biology'de 6 Şubat'ta yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, bir pleziyozorun yüzgeç ve kuyruğundan alınan yumuşak doku örneklerini analiz etti. Sözkonusu örneğin ait olduğu türün ismi daha sonra belirlenecek.

Son derece iyi korunmuş yumuşak dokuları inceleyen ekip, hayvanın kuyruğunun insanlarınkine benzer deriyle kaplı olduğu sonucuna vardı. Buna karşılık yüzgeçleri, bugünkü bazı deniz kaplumbağaları gibi pullarla kaplıydı.

Araştırmacılar, aynı dönemde yaşayan ihtiyozor gibi deniz sürüngenlerinin pulsuz olmasından dolayı bu durumun şaşırtıcı olduğunu söylüyor.

İsveç'teki Lund Üniversitesi'nden Miguel Marx, başyazarı olduğu çalışma hakkında "Pürüzsüz deri ve pul mozaiğinin yanı sıra fosilleşmiş pleziyozor derisinin ince kesitlerindeki hücreleri görselleştirmek inanılmaz bir andı" diyor: 

Deri hücrelerinin 183 milyon yıldır korunduğunu gördüğümde şoke olmuştum. Neredeyse bugünkü bir deriye bakmak gibiydi.

Nesli tükenmiş hayvanların nasıl hareket ettiğini kesin olarak bilmek zor ancak bilim insanları, pleziyozor pullarının, yüzgeçlerin arka kenarını sertleştirerek suda daha fazla itiş gücü sağladığını düşünüyor.

Pullar ayrıca okyanus tabanında yiyecek ararken daha rahat hareket etmelerine de fayda sağlamış olabilir. 

Marx "Bunlar ikonik hayvanlar ve onları yeniden yapılandırma şeklimiz yaklaşık 200 yıldır değişmedi, bu yüzden bu büyük bir güncelleme" diyerek ekliyor: 

Evrimsel geçmişlerine ve okyanustaki yaşama nasıl adapte olduklarına dair bakış açımızı değiştiriyor.

Omurgalılar üzerine çalışan paleontolog Dr. Robin O'Keefe, insan derisinin bu deniz canavarlarına benzediğini gösteren bulguları "çarpıcı" diye tanımlıyor.

Ancak çalışmada yer almayan Dr. O'Keefe'ye göre pullar, hayvanın okyanus tabanında vakit geçirdiğine dair yeterince kanıt sunmuyor. 

Araştırma ekibi gibi bu özelliğin itiş gücünü artırdığını düşünen bilim insanı "Sürekli dipte oturacaksanız, aşırı verimli bir kanada sahip olmanıza gerek yok" diyor: 

Bu gerçekten etrafta dolaşan aktif bir avcı hayvandı.

Independent Türkçe, IFLScience, New York Times, Current Biology