Ülkeler sıraya girdi: Sundance'te izleyiciyi kusturan filme büyük ilgi

Emilie Blichfeldt'in ilk yönetmenlik denemesi olan The Ugly Stepsister'ın başrolünde drama dizisi Kids in Crime'la tanınan Norveçli yıldız Lea Myren (sağda) var (Scanbox Entertainment)
Emilie Blichfeldt'in ilk yönetmenlik denemesi olan The Ugly Stepsister'ın başrolünde drama dizisi Kids in Crime'la tanınan Norveçli yıldız Lea Myren (sağda) var (Scanbox Entertainment)
TT

Ülkeler sıraya girdi: Sundance'te izleyiciyi kusturan filme büyük ilgi

Emilie Blichfeldt'in ilk yönetmenlik denemesi olan The Ugly Stepsister'ın başrolünde drama dizisi Kids in Crime'la tanınan Norveçli yıldız Lea Myren (sağda) var (Scanbox Entertainment)
Emilie Blichfeldt'in ilk yönetmenlik denemesi olan The Ugly Stepsister'ın başrolünde drama dizisi Kids in Crime'la tanınan Norveçli yıldız Lea Myren (sağda) var (Scanbox Entertainment)

Sundance Film Festivali'nde en çok konuşulan yapımlardan biri olan ve Külkedisi (Cinderella) masalından ilham alan korku filmi The Ugly Stepsister, büyük ilgi görüyor.

Yönetmen Emilie Blichfeldt'in imzasını taşıyan ve klasik peri masalını korku türünde yeniden yorumlayan yapım, dünya prömiyerinden önce Kuzey Amerika, Birleşik Krallık ve Avustralya-Yeni Zelanda haklarını Shudder'a satmıştı. 

Beden korkusu (body horror) türündeki filmin İskandinavya'daki dağıtımını da Mer Film ve Scanbox üstlenecek.

The Ugly Stepsister'ın dağıtım hakları Fransa'da ESC Films, Almanya ve Avusturya'da Capelight, İspanya'da Beta Films, İsrail'de Lev Cinema, Macaristan'da ADS ve Portekiz'de Vendetta Filmes tarafından satın alındı. 

Prensi kazanmak istiyor

İtalya, Yunanistan ve Ukrayna gibi ülkelerle görüşmelerin devam ettiği bildiriliyor.

Film, prensin ilgisini kazanmak için her yolu denemeye hazır olan Elvira'nın hikayesini anlatıyor. 

Güzelliğin acımasız bir güç aracı olduğu bu krallıkta Elvira, balonun en gözde kadını olabilmek için büyüleyici Agnes'la kıyasıya bir rekabete giriyor. 

Filmin başrollerinde Lea Myren, Thea Sofie Loch Naess ve Ane Dahl Torp yer alıyor.

Variety, geçen ay fİlmin Sundance'teki prömiyeri sırasında bir izleyicinin koridora kustuğunu yazmıştı. Haberde ayrıca filmde, "kahramanın tenya yemesi, kirpik dikilmesi ve barbarca bir burun estetiğine maruz kalması gibi, kaba kozmetik cerrahiyi içeren birkaç rahatsız edici sahne" olduğu ifade edilmişti.

Bazı eleştirmenler filmi Coralie Fargeat imzalı Oscar adayı Cevher (The Substance) ve Raw'a benzetmişti.

Saplantının karanlık sonuçları

Fantastic Film Fans'ten Jason Osiason, "Bu dengesiz Külkedisi yorumu, üvey kız kardeşin bakış açısından izleyiciyi kıpır kıpır eden bir beden korkusu kaosu sunuyor" diye yazarak ekledi:

Güzellik ve idealize edilmiş romantizm arayışının acımasızlığını keşfederek, saplantının karanlık sonuçlarını gözler önüne seriyor. Mide gurultularını rahatsız edici şekilde kullanıyor ve finaldeki unutulmaz sahnesiyle, izleyenlerin içini titretecek bir yoğunlukla akıllarda yer etmeye aday!

The Ugly Stepsister, festival yolculuğuna devam ederek bu ay düzenlenecek 75. Berlin Uluslararası Film Festivali'nde Panorama bölümünde Avrupa prömiyerini gerçekleştirecek.

Independent Türkçe, Variety, Rotten Tomatoes



Tazmanya'da 122 yıllık şişe içinde mesaj bulundu

Şişe, Tazmanya'daki Cape Bruny Deniz Feneri'nde uzman ressam tarafından bulundu (Brian Painter/Tasmanya Parklar ve Yaban Hayatı Servisi)
Şişe, Tazmanya'daki Cape Bruny Deniz Feneri'nde uzman ressam tarafından bulundu (Brian Painter/Tasmanya Parklar ve Yaban Hayatı Servisi)
TT

Tazmanya'da 122 yıllık şişe içinde mesaj bulundu

Şişe, Tazmanya'daki Cape Bruny Deniz Feneri'nde uzman ressam tarafından bulundu (Brian Painter/Tasmanya Parklar ve Yaban Hayatı Servisi)
Şişe, Tazmanya'daki Cape Bruny Deniz Feneri'nde uzman ressam tarafından bulundu (Brian Painter/Tasmanya Parklar ve Yaban Hayatı Servisi)

Tazmanya'da, Avustralya'nın en eski deniz fenerlerinden birinin duvarına gizlenmiş 122 yıllık bir şişe mesajı gün yüzüne çıkarıldı. Keşif, tarihçilerin büyük ilgisini çekti.

Nadir bulunan bu mesaj, bu hafta Tazmanya'daki Bruny Adası'nda yer alan Cape Bruny Deniz Feneri'nin fener odasında, rutin koruma çalışmaları sırasında keşfedildi. Buluntuyu fark eden kişi, uzman ressam Brian Burford'dı.

Tazmanya Parklar ve Yaban Hayatı Servisi (PWS), ressamın duvarın paslanmış bölümünde çalışırken "alışılmadık bir şey" fark ettiğini ve daha yakından incelediğinde bunun içinde mektup bulunan cam şişe olduğunu anladığını belirtti.

Şişe, Hobart'a getirildi ve Tazmanya Müzesi ve Sanat Galerisi'nden (TMAG) konservatörler, bitüm kaplı mantarı keserek içindeki hassas içeriği dikkatlice çıkardı.

İçinde, Hobart Denizcilik Kurulu'nun o zamanki Deniz Fenerleri Müfettişi James Robert Meech tarafından kaleme alınmış, 29 Ocak 1903 tarihli, el yazısıyla yazılmış iki sayfalık mektup bulunan bir zarf vardı.

Mektupta, deniz fenerinde yapılan önemli iyileştirmeler, ahşap merdivenin yerine yeni demir spiral merdivenin takılması, yeni beton zemin ve yeni fener odasının yapılması gibi ayrıntılar yer alıyordu.

dfghty
Tazmanya'daki Cape Bruny Deniz Feneri'nde uzman ressam tarafından bulunan şişe (Brian Painter/Tazmanya Parklar ve Yaban Hayatı Hizmetleri)

Ayrıca, ışığın yanıp sönme dizisindeki değişiklikler kaydedilmiş. Daha önce 50 saniyelik döngüyle yanıp sönen ışık, üç saniyelik aydınlık ve ardından 19,5 saniyelik karanlık şeklinde değiştirilmiş ve projede yer alan bekçilerin ve işçilerin adları listeleniyor. PWS'ye göre çalışmalar Denizcilik Kurulu'na 2 bin 200 sterline mal olmuş, bu da bugün yaklaşık 474 bin Avustralya dolarına (yaklaşık 12,5 milyon TL) denk geliyor.

PWS Tarihi Miras Müdürü Annita Waghorn, mesajın durumunun olağanüstü olduğunu söyledi.

"Mektup tek parça halinde çıktığında odadaki heyecanı hissedebiliyordunuz" dedi.

Bu mektup bize deniz fenerinde yapılan çalışmalar ve bu çalışmaları üstlenen kişiler hakkında fikir veriyor. Bu bilgiler, Bruny Adası ve Cape Bruny Deniz Feneri'nin zengin tarihine katkıda bulunuyor.

scdfrgt
Cape Bruny deniz fenerindeki şişede yazarın imzaladığı mesajın ikinci sayfası (Tazmanya Parklar ve Yaban Hayatı Servisi)

TMAG konservatörleri, eski kağıdı korumak için nemlendirme işlemi kullanarak gevşetip düzleştirdi. Mektup nihayetinde halka açık olarak sergilenecek ancak yeri henüz doğrulanmadı.

İlk olarak 1838'de faaliyete geçen Cape Bruny Deniz Feneri, 1996'da hizmet dışı bırakılıp yerine yakındaki güneş enerjisiyle çalışan ışık konana kadar 150 yıldan uzun bir süre gemilere Avustralya'nın en tehlikeli sularından bazılarında rehberlik etmişti.

Buluntu, tarihçileri ve PWS yetkililerini şaşırttı çünkü fener odası 1903'te kurulduğundan beri mühürlü duvar alanına kimse erişmemişti.

Yerel medyanın "son yılların en önemli deniz feneri keşiflerinden biri" diye nitelendirdiği mesaj, eyaletin denizcilik geçmişine ışık tutan bir zaman kapsülü niteliğinde.

Independent Türkçe