Caretta carettaların manyetik alanı kullanıp yiyecek bulunca "dans ettiği" tespit edildi

Caretta carettaların manyetik alanı kullanıp yiyecek bulunca "dans ettiği" tespit edildi
TT

Caretta carettaların manyetik alanı kullanıp yiyecek bulunca "dans ettiği" tespit edildi

Caretta carettaların manyetik alanı kullanıp yiyecek bulunca "dans ettiği" tespit edildi

Caretta carettaların manyetik alan sayesinde yiyecekle ilişkilendirdikleri bölgeleri hatırladığı ve buraya ulaşınca "dans ettiği" bulundu.

Kuşlar, kaplumbağalar ve bazı balıklar gibi düzenli göç eden hayvanlar, nerede olduklarını ve nereye gideceklerini belirlemek için Dünya'nın manyetik alanından yararlanıyor. 

Sürekli aynı bölgeleri ziyaret eden deniz kaplumbağalarının, yönlerini bulmak için bu yola başvurduğu bilinse de sürecin detayları tam olarak anlaşılamamıştı. 

Teksas A&M Üniversitesi'nden Dr. Kayla Goforth ve ekip arkadaşları, bu gizeme ışık tutmak için caretta carettalarla bir çalışma yürüttü. 

Hakemli dergi Nature'da dün (12 Şubat) yayımlanan makalenin yazarları, caretta carettaların göçün ardından geri dönerken, özellikle besin kaynaklarıyla ilişkili manyetik alanları hatırlayabildiğini gösteren ilk çalışmayı yaptıklarını söylüyor.

Araştırmacılar ABD'nin Kuzey Karolina eyaletinin kıyılarından yaklaşık 15 yavru caretta caretta toplayarak onları ayrı ayrı büyük akvaryumlara yerleştirdi. Bir bobin sistemi tasarlayarak manyetizma dereceleri değişen alanlar yarattılar. 

Akvaryumların her biri iki manyetik alan içerirken, bunlardan birinde kaplumbağalara yemek veriliyor, diğerindeyse hiçbir şey almıyorlardı. Bilim insanları kaplumbağaları iki ay boyunca farklı akvaryumlara koyarak tepkilerini ölçtü. 

Ardından hayvanlar tekrar akvaryumlara kondu ancak bu sefer iki manyetik alanda da yiyecek verilmedi. 

Ekip, normalde beslendikleri alana gelen kaplumbağaların "dans etmeye" başladığını gözlemledi. 

Dr. Goforth, "Kaplumbağa dansı, esaret altında sergiledikleri bir yiyecek arama davranışı ve gerçekten çok sevimli" diyerek ekliyor: 

Kafalarını ve ağızlarını suyun dışına çıkarıyor, yüzgeçlerini hızla hareket ettirip dönmeye başlıyorlar.

Dr. Goforth, akvaryumdaki caretta carettaların besinleri yukarıdan geldiği için bu dansı muhtemelen doğal ortamlarında yapmadıklarını söylüyor.

Bulgular, caretta carettaların manyetik alanları birbirinden ayırt ederek bunları hafızalarına kaydettiğini gösteriyor. Araştırmacılar ilk deneyin ardından yaptıkları testlerde 4 ay boyunca bunu hatırlayabildiklerini görürken, sürenin daha uzun olduğunu tahmin ediyorlar. Dr. Goforth, çoğu caretta carettanın yavruyken terk ettikleri bölgeye yaklaşık 20 yıl sonra ilk yumurtalarını bırakmak için geri döndüğünü belirtiyor.

Bilim insanları daha sonra deniz kaplumbağalarının, nerede olduklarını (harita algısı) ve nereye gideceklerini (pusula algısı) anlamak için aynı biyolojik mekanizmadan yararlanıp yararlanmadığını test etti.

Dr. Goforth, "Karmaşık kimyasal reaksiyonlar, hayvanlara manyetik alanları mümkün olan en kısa şekilde algılama yeteneği sağlayabilir" diyor: 

Bu hipotezi test etmenin yolu, onları bu kimyasal reaksiyonları bozduğuna inanılan radyo frekansı alanlarına maruz bırakmak.

Telefon gibi cihazlardan da yayılan radyo frekansına maruz kalan caretta carettaların pusula algısı bozulurken, harita algısında bir sorun görülmedi. Bu durum kuşlara benzer kimyasal reaksiyonların, yönlerini bulmalarını sağladığını göstetiriyor. Ancak harita algısının etkilenmemesi, nerede olduklarını anlamak için farklı bir mekanizmaya başvurduklarına işaret ediyor.

Bilim insanları bulguların koruma çalışmaları açısından önem taşıdığını belirtiyor. Caretta carettalar, gemi trafiğinin yoğun olduğu veya çok fazla telefon kullanılan bölgelerdeyken, yönlerini bulmakta zorlanabilir.

Çalışmada yer almayan biyolog Dr. Daniel Evans "Deniz kaplumbağalarının sürekli geri döndüğü alanlar onlar için önemli ve bu bölgelerin korunması için güçlü bir değerlendirmeye ihtiyaç var" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, Popular Science, CNN, Nature



Çin’de bunama vakaları neden daha hızlı artıyor?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Çin’de bunama vakaları neden daha hızlı artıyor?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Çin'de Alzheimer hastalığıyla diğer demans türlerinin orantısız bir sağlık yükü oluşturduğu ve vaka oranlarının küresel ortalamadan daha hızlı arttığı uyarısını yaptı.

Çarşamba günü PLOS One adlı akademik dergide yayımlanan yeni araştırma, ülkede demansı mümkün olduğunca erken önlemek için acil ve etkili müdahalelerin uygulanması çağrısında bulunuyor.

Alzheimer ve diğer demans türleri, (ADD; Alzheimer Dissease and Demantia / Alzheimer Hastalığı ve Demans), dünya çapında artan oranlarla giderek daha ciddi bir nörolojik sağlık sorunu haline geliyor.

Ancak bilim insanları, özellikle Çin'deki bunamaların gerçek hastalık yükü ve risk faktörlerinin yeterince anlaşılmadığını söylüyor.

Mevcut çalışmada araştırmacılar, Dünya Bankası ve Dünya Sağlık Örgütü gibi kurumlar tarafından başlatılan halka açık veri tabanı Küresel Hastalık Yükü'nden (GBD) alınan, 30 yıldan uzun süreye yayılan küresel sağlık verilerini analiz etti.

Veri tabanı, 204 ülke ve bölgede 370’in üzerinde hastalık ve sağlık sorunuyla bunlara karşılık gelen 88 risk faktörü hakkında veri içeriyor.

1990'la 2021 arasındaki son analizlere dayanarak bilim insanları, Çin'de demans vakalarının üç katına, küresel vakalarınsa iki katına çıktığını tespit etti.

"ADD, küresel hastalık yükü en ağır hastalıklardan biri. Çin'de ve küresel olarak ADD'nin hastalık yükü 1990'dan 2021'e kadar yıldan yıla arttı" diye yazdılar.

Çalışmada, "2021'e gelindiğinde, Çin'in hastalık yükü üç kat artarken, küresel hastalık yükü iki katına çıktı" dendi.

y6u78ı9
ADD'nin 1990-2021 küresel hastalık yükü haritası. İki cinsiyet ve tüm yaşlar için 100 bin kişi başına düşen ölümlerdeki yıllık değişim (Liu, Geng., 2025, PLOS One)

Kısmen daha uzun yaşam süreleri nedeniyle kadınların erkeklere kıyasla demansın genel yükünü daha fazla taşıdığı tespit edildi.

Ancak araştırmacılar, erkeklerin bu hastalıktan ölüm oranlarının biraz daha yüksek olduğunu söylüyor.

Gelecek 15 yıl için eğilimleri tahmin eden bilim insanları, daha etkili müdahaleler yapılmadığı takdirde demans oranlarının özellikle Çin'de artmaya devam edeceği uyarısını yapıyor.

Araştırmacılar, diyabet gibi hastalıklardan kaynaklanan yüksek kan şekerinin Çin de dahil dünya genelinde demans için önde gelen risk faktörü olduğunu, bunu sigara ve yüksek vücut ağırlığının izlediğini söylüyor.

"Sigara, yüksek açlık kan şekeri düzeyleri ve yüksek vücut kitle indeksi, aralarında yüksek açlık plazma glukozunun baskın konuma sahip olduğu üç ana risk faktörü" diye yazdılar.

Bilim insanları Çin'de demans vakalarındaki artışın büyük ölçüde nüfus artışı ve değişen yaş demografisine bağlı olabileceğinden şüpheleniyor.

"Gelişen bir ülke olarak Çin, ekonomik dönüşüm ve yaşam tarzındaki büyük değişiklikler nedeniyle diyabet hastalarının sayısında önemli bir artış yaşadı" diye yazdılar.

Araştırmacılar, demans vakalarındaki artışı yavaşlatmak adına özellikle yaşlı yetişkinler arasında yüksek kan şekeri ve sigara kullanımının azaltılması için çaba gösterilmesi çağrısında bulunuyor.

Erken müdahalenin klinik hedeflerine ulaşmak için cinsiyete özgü risk faktörlerini hedef alan müdahalelere ihtiyaç duyulacağını belirtiyorlar.

Independent Türkçe