Eleştirmenler yeni Kaptan Amerika filmini yerden yere vurdu: Rekora koşuyor

Sadece iki MSE filmi Rotten Tomatoes'da daha düşük puana sahip.

Fotoğraf: Marvel
Fotoğraf: Marvel
TT

Eleştirmenler yeni Kaptan Amerika filmini yerden yere vurdu: Rekora koşuyor

Fotoğraf: Marvel
Fotoğraf: Marvel

Kaptan Amerika: Cesur Yeni Dünya (Captain America: Brave New World), gişe canavarı yeni filmin eleştirmenlerden olumsuz yorumlar almasının ardından, Marvel filmleri arasında utanç verici bir Rotten Tomatoes rekoru kırmaya çok yaklaştı.

Cesur Yeni Dünya, Avengers: Endgame'in sonunda görevi Steve Rogers'tan (Chris Evans) devralan Anthony Mackie'nin Kaptan Amerika rolündeki ilk uzun metraj filmi. Filmde ayrıca Harrison Ford, Giancarlo Esposito ve Danny Ramirez de rol alıyor.

Marvel filmleri gişeye hükmetmeyi sürdürse de eleştirmenlerin Endgame'den bu yana çıkan yapımlara karşı çok daha sert davranması dikkat çekiyor ve 2019'dan sonra gösterime filmlerin 5'i, halihazırda Rotten Tomatoes'da en düşük puanlara sahip.

Cesur Yeni Dünya yüzde 51'lik bir puanla açılışını yaptı ki bu, internet sitesinde taze bir puan (Rotten Tomatoes'da "taze", olumlu bir derecelendirme anlamına geliyor -çn.) almak için gereken yüzde 60'ın çok altnda. Sadece iki Marvel Sinematik Evreni (MSE) filmi daha düşük puan almıştı; yüzde 47'yle Eternals ve yüzde 46'yla Ant-Man ve Wasp: Quantumania.

The Independent'tan Adam White iki yıldızlı eleştirisinde Cesur Yeni Dünya'nın "bitmek bilmeyen gecikmelerinin ve yeniden çekimlerinin düşündürdüğü gibi bir felaket olmadığını" ancak "MSE'nin artık sadece işlevsel eğlence üretmeye bel bağlamayı göze alamayacağını" yazıyor.

Eleştirmenler genel olarak 2008'den bu yana MSE'ya karşı cömert davranırken diğer 32 filmin hepsi internet sitesinde taze puan aldı. Ancak genel kanaat, stüdyonun yapımlarının kalitesinin 2019'dan bu yana düştüğü yönünde.
 

x cvdfgb
Harrison Ford, Kaptan Amerika: Cesur Yeni Dünya'da Kızıl Hulk rolünde (Marvel)

Mackie, filmde canlandırdığı Kaptan Amerika karakterini "onurlu, haysiyetli ve dürüst" bir adam olarak tanımlamıştı. Ancak bu niteliklerin bugünkü Amerika'yı temsil etmediğini söylemesi, ardından Cesur Yeni Dünya'nın basın turunu zorlu bir hale getirdi.

Viral video, Cumhuriyetçileri kızdırmakta gecikmedi ve filmin boykot edilmesi çağrısı yaptılar, bazıları da filmi "duyarcı saçmalığı" diye tanımlayacak kadar ileri gitti. Muhafazakar siyasi yorumcu Dan Bongino, Mackie'nin sözlerinin yer aldığı bir videoyu X'te paylaşarak "İzlemeyeceğim bir başka b*ktan film" demişti.

Mackie, Instagram'da "Şunu açıkça ifade edeyim, ben Amerikalı olmaktan gurur duyuyorum ve Kaptan Amerika gibi bir kahramanın kalkanını kuşanmak hayatımın en büyük onuru" yazarak yanıt vermişti.

Aktör sözlerini şöyle tamamlamıştı:

Ülkemize hizmet eden ve etmiş kişilere son derece saygı duyuyorum. Kaptan Amerika, dünyanın her yerinden insanların ilişki kurabileceği evrensel özelliklere sahip.

Independent Türkçe



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature