Bekleyiş sona erdi: Kült filmin devamı 40 yıl sonra geliyor

Zamanla kült bir klasiğe dönüşen Define Avcıları, 2017'de ABD Kongre Kütüphanesi tarafından Ulusal Film Arşivi'ne dahil edilerek korunması gereken yapımlar arasına alınmıştı (Warner Bros)
Zamanla kült bir klasiğe dönüşen Define Avcıları, 2017'de ABD Kongre Kütüphanesi tarafından Ulusal Film Arşivi'ne dahil edilerek korunması gereken yapımlar arasına alınmıştı (Warner Bros)
TT

Bekleyiş sona erdi: Kült filmin devamı 40 yıl sonra geliyor

Zamanla kült bir klasiğe dönüşen Define Avcıları, 2017'de ABD Kongre Kütüphanesi tarafından Ulusal Film Arşivi'ne dahil edilerek korunması gereken yapımlar arasına alınmıştı (Warner Bros)
Zamanla kült bir klasiğe dönüşen Define Avcıları, 2017'de ABD Kongre Kütüphanesi tarafından Ulusal Film Arşivi'ne dahil edilerek korunması gereken yapımlar arasına alınmıştı (Warner Bros)

Define Avcıları'nın (The Goonies) devam filmi, neredeyse 40 yıl sonra geliyor.

Warner Bros, 1985 yapımı klasiğin devam filmini resmen hayata geçirmeye hazırlanıyor. Yeni filmin senaryosunu, Yaşlı Henry'yle (Old Henry) tanınan Potsy Ponciroli kaleme alacak. 

Yönetmen henüz belli değil

İlk filmin arkasındaki isimlerden Steven Spielberg ve Chris Columbus yapımcılığa geri dönerken, Lauren Shuler Donner da yürütücü yapımcı olarak projede yer alacak. Ancak henüz bir yönetmen belirlenmiş değil.

Spielberg'ün hikayesinden uyarlanan ve Richard Donner tarafından yönetilen Define Avcıları, kült bir macera filmi olarak sinema tarihine geçmişti. 

Film, evlerini yıkım tehdidinden kurtarmak isteyen bir grup çocuğun, eski bir hazine haritasını keşfetmesiyle başlayan büyük serüvenini anlatıyordu. 

Define Avcıları, düşük bütçesine rağmen gişede büyük başarı elde etmişti. Gösterime girdiği dönemde, 19 milyon dolarlık maliyetle 125 milyon dolar gişe hasılatı elde eden yapım, zaman içinde popüler kültürde kendine ikonik bir yer edinmişti. Film, unutulmaz karakterleri ve efsanevi replikleriyle hafızalara kazınmıştı.

Filmde Josh Brolin, Sean Astin, Corey Feldman, Ke Huy Quan ve Martha Plimpton gibi isimleri geniş kitlelere tanıtarak onların kariyerlerine büyük bir ivme kazandırmıştı. 

Ke Huy Quan "sıcak baktığını" söylemişti

Yeni filmin konusu ya da oyuncu kadrosu açıklanmasa da Ke Huy Quan, 2023'te Altın Küre kazandıktan sonra "eğer fırsat olursa Define Avcıları'ndaki karakterini yeniden canlandırmaya sıcak bakacağını" belirtmişti. Ancak yönetmen Richard Donner'ın Temmuz 2021'de hayatını kaybetmesi nedeniyle bunun pek mümkün olmadığını da sözlerine eklemişti.

"O geminin kaptanını, onu çok seviyorum, maalesef kaybettik. Define Avcıları 2 çekilecek mi, gerçekten bilmiyorum?" diyen Quan'ın bu sözlerine rağmen devam filmi için yıllardır süren spekülasyonlar sonunda netlik kazanmış oldu.

Independent Türkçe, Variety, Hollywood Reporter 



Narsisistlerin dışlanma hissini daha fazla yaşadığı bulundu

Gizli narsisistler kendilerine acıyarak durumlarını gizlerken büyüklenmeci narsisistler kendilerini çok önemli gördüklerini açığa vuruyor (Pixabay)
Gizli narsisistler kendilerine acıyarak durumlarını gizlerken büyüklenmeci narsisistler kendilerini çok önemli gördüklerini açığa vuruyor (Pixabay)
TT

Narsisistlerin dışlanma hissini daha fazla yaşadığı bulundu

Gizli narsisistler kendilerine acıyarak durumlarını gizlerken büyüklenmeci narsisistler kendilerini çok önemli gördüklerini açığa vuruyor (Pixabay)
Gizli narsisistler kendilerine acıyarak durumlarını gizlerken büyüklenmeci narsisistler kendilerini çok önemli gördüklerini açığa vuruyor (Pixabay)

Journal of Personality and Social Psychology adlı bilimsel dergide yeni yayımlanan bir makale, narsisistik kişilik özelliklerine sahip kişilerin kolay kolay kaçamadığı ve gittikçe daha fazla dibe battığı döngüyü detaylandırdı. 

Kendi benliğine daha fazla bağlanan kişilerin, sosyal ortamlardaki işaretleri daha negatif görme ihtimalinin daha fazla olduğu belirtildi. 

Narsisistlerin gösterdiği baskın kişilik özelliklerinin de dışlanma ihtimallerini artırdığına işaret edildi. 

Bu iki durumun birleşmesiyle birlikte narsisistik özelliklerin zamanla daha da şiddetlendiği ve kendi kendini yenileyen bir döngünün devreye girdiği vurgulandı. 

İsviçre'deki Basel Üniversitesi'nden Christiane Büttner, başyazarı olduğu makale hakkında konuşurken araştırmalarının kişilik özelliklerinin günlük yaşamı nasıl etkilediğine ışık tuttuğunu söylüyor:

Pek çok kişi, narsisizmi kibir ve kendini bazı şeylere layık görme üzerinden değerlendiriyor ama bizim araştırmamız sosyalleşmeden kaynaklanan acıları narsisistlerin de sıklıkla yaşadığını gösteriyor.

ABD, Almanya, Britanya, İsviçre ve Yeni Zelanda'da yaşayan onbinlerce kişinin dahil edildiği büyük ölçekli anketler ve deneylere dayandırılan çalışmada, sosyal dışlamadan en çok kimin, niye muzdarip olduğu ele alındı. 

Sosyal ortamların dominasyonu için etraftaki işaretlere daha çok dikkat eden büyüklenmeci narsisistlerin daha fazla dışlanma hissini yaşadığı bulundu.

Doğrulanmayan diğer ihtimalse kendilerini üstün gören bu kişilerin kötü davranışları hissetmeyeceğiydi. 

Ancak daha da ilginci, narsisistlerin gerçekten dışlanmaları oldu.

Büttner, bulgularına göre "dışlanma ve narsisistik özelliklerin zamanla birbirini beslediğini" aktarıyor.

Birleşik Krallık'taki Surrey Üniversitesi'nde sosyal psikoloji dersleri veren Erica Hepper, dahil olmadığı araştırmanın önceki bulguları desteklediğini söylüyor:

Narsisistlerin daha bencil ve empati yoksunu olduğunu ve zamanla daha az sevildiğini, ilişkilerinde sorun yarattığını halihazırda biliyoruz. Narsisistler kanıt olmasa da diğerlerinin kendilerine zarar vereceğini düşünebilir. Bizim araştırmalarımız, bunun narsisistlerin büyüklenmeci ama aynı zamanda kırılgan benliklerini durmadan savunma ihtiyacı duymasından kaynaklandığını öne sürüyor. Her zaman egolarına yönelik tehditleri ararlar ki bunları kolaylıkla savuşturabilsinler.

Büttner, son araştırmanın kısıtlamalarını da saydı. Katılımcıların kendi dışlanma anlatılarına dayanan ve patolojik ölçüde narsisist olanları dahil etmeyen çalışmanın ıskaladığı şeyler bulunabileceğini belirtti. 

Konuyla ilgili bundan sonra yapılacak araştırmaların iş yerleri ve sosyal medya gibi geniş gruplardaki çatışmaların yönetimi ve dışlanmanın kötü sonuçlarını azaltma konusunda etkili olabileceğini sözlerine ekledi. 

Independent Türkçe, Washington Post, CNN