93 puanlı medikal drama yeni sezon onayını kaptı

Halihazırda ilk 6 bölümü izleyiciyle buluşan The Pitt, IMDb kullanıcılarından 10 üzerinden 8,4 puan aldı (Max)
Halihazırda ilk 6 bölümü izleyiciyle buluşan The Pitt, IMDb kullanıcılarından 10 üzerinden 8,4 puan aldı (Max)
TT

93 puanlı medikal drama yeni sezon onayını kaptı

Halihazırda ilk 6 bölümü izleyiciyle buluşan The Pitt, IMDb kullanıcılarından 10 üzerinden 8,4 puan aldı (Max)
Halihazırda ilk 6 bölümü izleyiciyle buluşan The Pitt, IMDb kullanıcılarından 10 üzerinden 8,4 puan aldı (Max)

Dijital yayın platformu Max, Pittsburgh'deki bir hastanenin acil servisinde geçen medikal drama The Pitt için ikinci sezon onayını verdi. 

1994'ten 2009'a kadar süren popüler drama ER'ın yıldızı Noah Wyle'ın başrolünde olduğu dizi, R. Scott Gemmill tarafından yaratıldı. 

John Wells'in yürütücü yapımcılığını üstlendiği dizi, Pittsburgh Travma Tıp Hastanesi'nde görev yapan Dr. Michael "Robby" Robinavitch'in, birlikte çalıştığı asistan ve stajyer doktorlarla birlikte geçirdiği 15 saatlik vardiyasını, gerçek zamanlı olarak takip ediyor. 

15 bölümün her biri, Robby'nin çılgın gününün bir saatini kapsıyor. Prömiyerini 9 Ocak'ta yapan dizinin, ilk sezon finali ise 10 Nisan'da yapılacak.

The Pitt'in kadrosunda ayrıca Tracy Ifeachor, Patrick Ball, Katherine LaNasa, Supriya Ganesh ve Fiona Dourif gibi isimler yer alıyor.

"Bu yolculuğa bir sezon daha devam edecek olmaktan mutluluk duyuyoruz"

Max'in orijinal içeriklerden sorumlu başkanı Sarah Aubrey, dizinin ikinci sezon onayını şu sözlerle duyurdu:

The Pitt'in, 2025'ten bir acil servis ortamında, doktor ve hemşirelerin kahramanca mücadelesini gerçekçi bir şekilde yansıtan, modern bir drama olarak izleyiciler tarafından büyük ilgi görmesi bizi heyecanlandırdı.

Aubrey ayrıca Wells, Gemmill, Wyle ve Warner Bros. Television'la iş birliği yapmayı "son derece tatmin edici bir deneyim" diye niteleyerek ekledi: 

Bu yolculuğa bir sezon daha devam edecek olmaktan mutluluk duyuyoruz.

Gemmill, Wells ve Wyle da ortak bir açıklamayla memnuniyetlerini dile getirdi:

The Pitt'in ilk sezonuna gösterilen ilgiden dolayı son derece mutlu ve minnettarız. Max ve Warner Bros. Television'daki iş ortaklarımızın muazzam desteği sayesinde ikinci sezonda da bu hikayeleri anlatmaya devam edeceğiz.

Eleştirmenler çok beğendi

The Pitt'in izlenme rakamları paylaşılmadı ancak dizi, araştırma şirketi Nielsen'ın en çok izlenen 10 orijinal içerik listesine girememişti. Öte yandan medikal drama hem eleştirmenlerden hem de izleyicilerden olumlu yorumlar almıştı. 

Hollywood Reporter yazarı Daniel Fienberg, "The Pitt, medikal dramalar konusunda deneyimli bir ekip tarafından titizlikle hazırlanmış, yapısal anlamda etkileyici bir dizi olarak öne çıkıyor" değerlendirmesinde bulunmuştu.

Dizi, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 93 gibi kusursuza yakın bir puana sahip.

The Pitt, Türkiye'de BluTV üzerinden izleyiciyle buluşuyor.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Variety, Deadline



Narsisistlerin dışlanma hissini daha fazla yaşadığı bulundu

Gizli narsisistler kendilerine acıyarak durumlarını gizlerken büyüklenmeci narsisistler kendilerini çok önemli gördüklerini açığa vuruyor (Pixabay)
Gizli narsisistler kendilerine acıyarak durumlarını gizlerken büyüklenmeci narsisistler kendilerini çok önemli gördüklerini açığa vuruyor (Pixabay)
TT

Narsisistlerin dışlanma hissini daha fazla yaşadığı bulundu

Gizli narsisistler kendilerine acıyarak durumlarını gizlerken büyüklenmeci narsisistler kendilerini çok önemli gördüklerini açığa vuruyor (Pixabay)
Gizli narsisistler kendilerine acıyarak durumlarını gizlerken büyüklenmeci narsisistler kendilerini çok önemli gördüklerini açığa vuruyor (Pixabay)

Journal of Personality and Social Psychology adlı bilimsel dergide yeni yayımlanan bir makale, narsisistik kişilik özelliklerine sahip kişilerin kolay kolay kaçamadığı ve gittikçe daha fazla dibe battığı döngüyü detaylandırdı. 

Kendi benliğine daha fazla bağlanan kişilerin, sosyal ortamlardaki işaretleri daha negatif görme ihtimalinin daha fazla olduğu belirtildi. 

Narsisistlerin gösterdiği baskın kişilik özelliklerinin de dışlanma ihtimallerini artırdığına işaret edildi. 

Bu iki durumun birleşmesiyle birlikte narsisistik özelliklerin zamanla daha da şiddetlendiği ve kendi kendini yenileyen bir döngünün devreye girdiği vurgulandı. 

İsviçre'deki Basel Üniversitesi'nden Christiane Büttner, başyazarı olduğu makale hakkında konuşurken araştırmalarının kişilik özelliklerinin günlük yaşamı nasıl etkilediğine ışık tuttuğunu söylüyor:

Pek çok kişi, narsisizmi kibir ve kendini bazı şeylere layık görme üzerinden değerlendiriyor ama bizim araştırmamız sosyalleşmeden kaynaklanan acıları narsisistlerin de sıklıkla yaşadığını gösteriyor.

ABD, Almanya, Britanya, İsviçre ve Yeni Zelanda'da yaşayan onbinlerce kişinin dahil edildiği büyük ölçekli anketler ve deneylere dayandırılan çalışmada, sosyal dışlamadan en çok kimin, niye muzdarip olduğu ele alındı. 

Sosyal ortamların dominasyonu için etraftaki işaretlere daha çok dikkat eden büyüklenmeci narsisistlerin daha fazla dışlanma hissini yaşadığı bulundu.

Doğrulanmayan diğer ihtimalse kendilerini üstün gören bu kişilerin kötü davranışları hissetmeyeceğiydi. 

Ancak daha da ilginci, narsisistlerin gerçekten dışlanmaları oldu.

Büttner, bulgularına göre "dışlanma ve narsisistik özelliklerin zamanla birbirini beslediğini" aktarıyor.

Birleşik Krallık'taki Surrey Üniversitesi'nde sosyal psikoloji dersleri veren Erica Hepper, dahil olmadığı araştırmanın önceki bulguları desteklediğini söylüyor:

Narsisistlerin daha bencil ve empati yoksunu olduğunu ve zamanla daha az sevildiğini, ilişkilerinde sorun yarattığını halihazırda biliyoruz. Narsisistler kanıt olmasa da diğerlerinin kendilerine zarar vereceğini düşünebilir. Bizim araştırmalarımız, bunun narsisistlerin büyüklenmeci ama aynı zamanda kırılgan benliklerini durmadan savunma ihtiyacı duymasından kaynaklandığını öne sürüyor. Her zaman egolarına yönelik tehditleri ararlar ki bunları kolaylıkla savuşturabilsinler.

Büttner, son araştırmanın kısıtlamalarını da saydı. Katılımcıların kendi dışlanma anlatılarına dayanan ve patolojik ölçüde narsisist olanları dahil etmeyen çalışmanın ıskaladığı şeyler bulunabileceğini belirtti. 

Konuyla ilgili bundan sonra yapılacak araştırmaların iş yerleri ve sosyal medya gibi geniş gruplardaki çatışmaların yönetimi ve dışlanmanın kötü sonuçlarını azaltma konusunda etkili olabileceğini sözlerine ekledi. 

Independent Türkçe, Washington Post, CNN