Netflix'in Polonya yapımı yeni dizisi izleyicileri ekrana kilitledi

Holigan, 29 Ocak'ta izleyiciyle buluştu (Netflix)
Holigan, 29 Ocak'ta izleyiciyle buluştu (Netflix)
TT

Netflix'in Polonya yapımı yeni dizisi izleyicileri ekrana kilitledi

Holigan, 29 Ocak'ta izleyiciyle buluştu (Netflix)
Holigan, 29 Ocak'ta izleyiciyle buluştu (Netflix)

Netflix'in Polonya yapımı yeni dizisi Holigan (The Hooligan), sürükleyici hikayesi ve beklenmedik olay örgüsüyle büyük ilgi görüyor.

Dizi, 17 yaşındaki Kuba'nın, babasının onu tanıştırdığı dünyada yolunu bulmaya çalışmasını konu alıyor. 

Geçen ay yayına giren Holigan, kısa sürede platformun en çok izlenen 10 dizisi arasına girmeyi başardı.

Netflix, 18 yaşından küçük izleyiciler için uygun olmadığını belirttiği dramanın konusunu şöyle özetliyor:

17 yaşındaki Kuba, hapisten çıkan holigan babasının izinden gitme isteğine karşı koyamaz. Ne de olsa futbol demek, aile demektir.

Diziyi izleyenler, sosyal medyada ve IMDb'de olumlu yorumlar yaparak Holigan'ı övgüye boğdu.

"Her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş"

Bir izleyici, IMDb'de şunları yazdı:

Gerçekten iyi çekilmiş, iyi düşünülmüş ve planlanmış bir dizi. Çok fazla Polonya yapımı film veya dizi izlemedim, bu yüzden 5 bölümün de bu kadar başarılı olması beni şaşırttı.

Bir başka izleyici ise dizinin sürükleyiciliğini vurgulayarak şunları söyledi:

Bazı diziler sadece izlenir, bazılarıysa yaşanır. Bu dizi kesinlikle ikinci kategoriye giriyor. İlk bölümden itibaren muhteşem sinematografisi ve gerilim dolu hikayesiyle sizi içine çekiyor. Renk paletinden dinamik ve duygusal sahnelere kadar her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş.

Futbola ilgi duymayan izleyiciler bile dizinin etkileyiciliğini kabul etti:

İlginç bir hikaye, izleyiciyi içine çekiyor. Futbol dünyasının bir parçası olmayanlar için bile izlemeye değer.

YouTube'daki fragmanının altına yapılan yorumlarda da izleyiciler ikinci sezon beklentilerini dile getirdi.

"Umarım ikinci sezon gelir"

Bir hayran, "Az önce bitirdim. Gerçekten çok iyiydi, umarım ikinci sezon gelir" diye yazarken diğeri ekledi:

Bu dizi şaşılacak derecede iyiydi.

Dizinin başrollerinde Marta Żmuda Trzebiatowska, Wojciech Zieliński, Kamil Nożyński, Mila Jankowska ve Karol Pocheć gibi isimler yer alıyor.

Holigan'ın yönetmen koltuğunda Polonyalı sinemacı Łukasz Palkowski oturuyor. Senaryo ise Klaudiusz Kuś tarafından kaleme alındı.

5 bölümden oluşan ilk sezonun ardından ikinci sezon olup olmayacağı ise henüz bilinmiyor.

Independent Türkçe, Daily Mail, Metro



Narsisistlerin dışlanma hissini daha fazla yaşadığı bulundu

Gizli narsisistler kendilerine acıyarak durumlarını gizlerken büyüklenmeci narsisistler kendilerini çok önemli gördüklerini açığa vuruyor (Pixabay)
Gizli narsisistler kendilerine acıyarak durumlarını gizlerken büyüklenmeci narsisistler kendilerini çok önemli gördüklerini açığa vuruyor (Pixabay)
TT

Narsisistlerin dışlanma hissini daha fazla yaşadığı bulundu

Gizli narsisistler kendilerine acıyarak durumlarını gizlerken büyüklenmeci narsisistler kendilerini çok önemli gördüklerini açığa vuruyor (Pixabay)
Gizli narsisistler kendilerine acıyarak durumlarını gizlerken büyüklenmeci narsisistler kendilerini çok önemli gördüklerini açığa vuruyor (Pixabay)

Journal of Personality and Social Psychology adlı bilimsel dergide yeni yayımlanan bir makale, narsisistik kişilik özelliklerine sahip kişilerin kolay kolay kaçamadığı ve gittikçe daha fazla dibe battığı döngüyü detaylandırdı. 

Kendi benliğine daha fazla bağlanan kişilerin, sosyal ortamlardaki işaretleri daha negatif görme ihtimalinin daha fazla olduğu belirtildi. 

Narsisistlerin gösterdiği baskın kişilik özelliklerinin de dışlanma ihtimallerini artırdığına işaret edildi. 

Bu iki durumun birleşmesiyle birlikte narsisistik özelliklerin zamanla daha da şiddetlendiği ve kendi kendini yenileyen bir döngünün devreye girdiği vurgulandı. 

İsviçre'deki Basel Üniversitesi'nden Christiane Büttner, başyazarı olduğu makale hakkında konuşurken araştırmalarının kişilik özelliklerinin günlük yaşamı nasıl etkilediğine ışık tuttuğunu söylüyor:

Pek çok kişi, narsisizmi kibir ve kendini bazı şeylere layık görme üzerinden değerlendiriyor ama bizim araştırmamız sosyalleşmeden kaynaklanan acıları narsisistlerin de sıklıkla yaşadığını gösteriyor.

ABD, Almanya, Britanya, İsviçre ve Yeni Zelanda'da yaşayan onbinlerce kişinin dahil edildiği büyük ölçekli anketler ve deneylere dayandırılan çalışmada, sosyal dışlamadan en çok kimin, niye muzdarip olduğu ele alındı. 

Sosyal ortamların dominasyonu için etraftaki işaretlere daha çok dikkat eden büyüklenmeci narsisistlerin daha fazla dışlanma hissini yaşadığı bulundu.

Doğrulanmayan diğer ihtimalse kendilerini üstün gören bu kişilerin kötü davranışları hissetmeyeceğiydi. 

Ancak daha da ilginci, narsisistlerin gerçekten dışlanmaları oldu.

Büttner, bulgularına göre "dışlanma ve narsisistik özelliklerin zamanla birbirini beslediğini" aktarıyor.

Birleşik Krallık'taki Surrey Üniversitesi'nde sosyal psikoloji dersleri veren Erica Hepper, dahil olmadığı araştırmanın önceki bulguları desteklediğini söylüyor:

Narsisistlerin daha bencil ve empati yoksunu olduğunu ve zamanla daha az sevildiğini, ilişkilerinde sorun yarattığını halihazırda biliyoruz. Narsisistler kanıt olmasa da diğerlerinin kendilerine zarar vereceğini düşünebilir. Bizim araştırmalarımız, bunun narsisistlerin büyüklenmeci ama aynı zamanda kırılgan benliklerini durmadan savunma ihtiyacı duymasından kaynaklandığını öne sürüyor. Her zaman egolarına yönelik tehditleri ararlar ki bunları kolaylıkla savuşturabilsinler.

Büttner, son araştırmanın kısıtlamalarını da saydı. Katılımcıların kendi dışlanma anlatılarına dayanan ve patolojik ölçüde narsisist olanları dahil etmeyen çalışmanın ıskaladığı şeyler bulunabileceğini belirtti. 

Konuyla ilgili bundan sonra yapılacak araştırmaların iş yerleri ve sosyal medya gibi geniş gruplardaki çatışmaların yönetimi ve dışlanmanın kötü sonuçlarını azaltma konusunda etkili olabileceğini sözlerine ekledi. 

Independent Türkçe, Washington Post, CNN