Kariyerinde ilk: Kate Winslet yönetmen koltuğunda

Stephen Daldry'nin yönettiği Okuyucu'yla (The Reader) 2009'da En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazanan Kate Winslet, kameranın hem önünde hem de arkasında iz bırakmaya hazırlanıyor (The Weinstein Company)
Stephen Daldry'nin yönettiği Okuyucu'yla (The Reader) 2009'da En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazanan Kate Winslet, kameranın hem önünde hem de arkasında iz bırakmaya hazırlanıyor (The Weinstein Company)
TT

Kariyerinde ilk: Kate Winslet yönetmen koltuğunda

Stephen Daldry'nin yönettiği Okuyucu'yla (The Reader) 2009'da En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazanan Kate Winslet, kameranın hem önünde hem de arkasında iz bırakmaya hazırlanıyor (The Weinstein Company)
Stephen Daldry'nin yönettiği Okuyucu'yla (The Reader) 2009'da En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazanan Kate Winslet, kameranın hem önünde hem de arkasında iz bırakmaya hazırlanıyor (The Weinstein Company)

Kate Winslet, ilk kez yönetmen koltuğuna oturacağı Goodbye June adlı aile dramasıyla kariyerinde yeni bir sayfa açmaya hazırlanıyor. 

Netflix için çekilecek filmde Winslet, yönetmenliğin yanı sıra yapımcılık ve oyunculuk da yapacak. Filmde ona Toni Collette, Johnny Flynn, Andrea Riseborough, Timothy Spall ve Helen Mirren gibi yıldız isimlerden oluşan bir kadro eşlik edecek.

Senaryosu, Winslet'in oğlu Joe Anders tarafından kaleme alınan Goodbye June, günümüz Britanyası'nda geçiyor ve ani, zorlayıcı bir durum karşısında bir araya gelen parçalanmış kardeşlerin hikayesini anlatıyor.

Filmin çekimleri, bu yıl içinde Britanya'da başlayacak. 

Winslet her ne kadar daha önce bir film çekmemiş olsa da yapımcılığını ve başrolünü üstlendiği Lee'nin yönetmenliğinde son derece aktif bir rol oynamıştı. Lee, BAFTA ödüllerinde En İyi Britanya Filmi dalında adaylık almıştı.

İlk olarak Screen Daily'nin duyurduğu haber, Winslet'in uzun süredir yönetmenlik tekliflerini geri çevirdiğini ancak artık kadın yönetmenlerin sinema sektöründeki varlığını artırma sorumluluğu hissettiğini ortaya koyuyor.

"Kadın yönetmenler daha fazla olmalı"

49 yaşındaki Winslet, geçen sonbaharda Elizabeth Day'in How to Fail podcast'ine konuk olduğunda, neden şimdiye kadar yönetmenlik yapmadığını ve bu konuda nasıl bir sorumluluk hissettiğini şu sözlerle dile getirmişti:

Film setlerinde birlikte çalıştığım insanlar, ister bir oyuncu ister ekip üyesi olsun, bana sürekli 'Neden yönetmiyorsun?' diye soruyordu. Ben de 'Hayır, hayır, bunu söylemeyi bırakın. Neden herkes bunu söylüyor?' diye karşılık veriyordum. Ama artık sektördeki kültürü değiştirmeye olan ihtiyaç karşısında, yönetmenlik yapmamamın kadınlara ihanet gibi olduğunu hissediyorum. Bunu içimde giderek daha güçlü bir şekilde duyuyorum.

Ayrıca, kadın yönetmenlerin sektörde daha fazla yer almasının önemine dikkat çekerek ekledi: 

Ne kadar çok kadın yönetmen olursa, o kadar fazla kişiye ilham verebiliriz.

Teknik bilgilere hakimiyeti sayesinde kendini artık bir filmi yönetmeye hazır hissettiğini belirten Winslet, "Bir işi gerçekten doğru şekilde nasıl yapacağımı bilmeden asla o işe kalkışmam" demişti.

Winslet son olarak HBO'nun mini dizisi The Regime'le ekranlara gelmiş ve buradaki performansıyla Altın Küre adaylığı kazanmıştı. Bu sayede aynı törende birden fazla kategoride aday gösterilme başarısını elde etmişti.

Independent Türkçe, Screen Daily, Hollywood Reporter, Variety



Kronik hastalık riskini azaltan 7 yaşam tarzı değişikliği

Sağlıklı bir beslenme düzeni, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek için önemli faktörlerden biridir. (AFP)
Sağlıklı bir beslenme düzeni, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek için önemli faktörlerden biridir. (AFP)
TT

Kronik hastalık riskini azaltan 7 yaşam tarzı değişikliği

Sağlıklı bir beslenme düzeni, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek için önemli faktörlerden biridir. (AFP)
Sağlıklı bir beslenme düzeni, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek için önemli faktörlerden biridir. (AFP)

Yeni bir araştırma, bazı yaşam tarzı değişikliklerinin kronik hastalık riskini azaltabileceğini ve vücut sağlığını önemli ölçüde iyileştirebileceğini ortaya koydu.

Şarku’l Avsat’ın CNN’den aktardığına göre, bu değişiklikler arasında sigarayı bırakmak, sağlıklı beslenmek, düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı kiloyu korumak, kan basıncını kontrol etmek, kan şekerini kontrol etmek ve kolesterol seviyesini kontrol etmek yer alıyor.

Araştırmacılar, bu faktörlerin insanların yaşamları boyunca vücudun çeşitli organlarının sağlığı üzerindeki etkilerine ilişkin 483 çalışmayı inceledi.

Sonuçlara göre, bu yedi faktörden en az üçünün ideal seviyelerde tutulması, genetik yatkınlık olsa bile, kalp ve damar hastalıkları riskinin azalmasıyla ilişkiliydi.

Tüm faktörlerin ideal seviyelerde tutulması ise vücudun çeşitli organlarına fayda sağladı ve çeşitli kronik hastalıklardan korudu.

Çalışmanın baş araştırmacısı ve Atlanta'daki Emory Üniversitesi'nin Neil Hodgson Woodruff Hemşirelik Fakültesi ve Uluslararası Diyabet Araştırma Merkezi'nde yardımcı doçent olan Dr. Liliana Aguayo yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bu çalışmada, bu yedi basit yaşam tarzı değişikliğinin, en uygun düzeyde uygulandığında, baştan ayağa tüm sağlık yönlerini etkilediğini gördük. Bu değişiklikler, sadece kalp ve damar sağlığını değil, tüm vücut sağlığını kapsıyor.”

Aguayo sözlerini şöyle sürdürdü: “Temel mesaj, küçük ve anlamlı değişiklikler yapmak için hiçbir zaman erken veya geç olmadığıdır. Beslenme, fiziksel aktivite, sigara veya risk faktörlerinin yönetimi (kilo, tansiyon, kolesterol, şeker) alanlarında yapılan küçük iyileştirmeler, sadece kalp sağlığı için değil, vücudun tüm bölümleri için de büyük faydalar sağlayabilir.”

Yeni çalışma, Amerikan Kalp Derneği Dergisi’nde yayınlandı.