HBO duyurdu: The Last of Us'ın ikinci sezon tarihi belli oldu

Ellie'yi canlandıran 21 yaşındaki Bella Ramsey, HBO'nun rekortmen dizisi Game of Thrones'daki Lyanna Mormont rolüyle çıkış yapmıştı (HBO)
Ellie'yi canlandıran 21 yaşındaki Bella Ramsey, HBO'nun rekortmen dizisi Game of Thrones'daki Lyanna Mormont rolüyle çıkış yapmıştı (HBO)
TT

HBO duyurdu: The Last of Us'ın ikinci sezon tarihi belli oldu

Ellie'yi canlandıran 21 yaşındaki Bella Ramsey, HBO'nun rekortmen dizisi Game of Thrones'daki Lyanna Mormont rolüyle çıkış yapmıştı (HBO)
Ellie'yi canlandıran 21 yaşındaki Bella Ramsey, HBO'nun rekortmen dizisi Game of Thrones'daki Lyanna Mormont rolüyle çıkış yapmıştı (HBO)

Bekleyiş sona eriyor... HBO, The Last of Us'ın ikinci sezonunun, 13 Nisan'da izleyiciyle buluşacağını duyurdu.

Pedro Pascal ve Bella Ramsey'nin başrollerini paylaştığı ilk sezon, PlayStation'ın sevilen video oyununu ekrana taşırken, ikinci sezonsa devam oyunu The Last of Us: Part II'yi konu alacak. 

Devam oyununda olduğu gibi, yeni sezon da 5 yıl sonrasına bir zaman atlamasıyla başlayacak ve yaşadıklarıyla olgunlaşmış Joel ve Ellie'yi, zombi tehdidiyle karşı karşıya getirecek.

Yeni oyuncular katıldı

Bu sezonda kadroya katılan isimler arasında Abby rolündeki Kaitlyn Dever başı çekiyor. Ona Dina'yı canlandıran Isabela Merced, Jesse rolünde Young Mazino ve Mel'i oynayan Ariela Barer eşlik ediyor. 

Ayrıca Catherine O'Hara, rolü henüz açıklanmayan bir konuk oyuncu olarak yeni sezonda yer alacak. 

Oscar adayı aktör Jeffrey Wright, The Last of Us: Part II oyunundaki rolünü yeniden canlandırmaya hazırlanıyor. 59 yaşındaki Wright, Seattle merkezli Washington Kurtuluş Cephesi'nin acımasız lideri Isaac rolüyle geri dönecek.

Video oyun serisinin ortak yaratıcısı Neil Druckmann ve senarist/yapımcı Craig Mazin, The Last of Us'ı hem yazıyor hem de dizinin yönetici yapımcılığı üstleniyor. İkili, ilk sezonda dizinin bazı bölümlerini yönetmişti. İkinci sezonda da yer yer yönetmen koltuğuna geçtiler.

"Asla sıkılmayacaksınız"

Mazin, Entertainment Weekly'ye yaptığı açıklamada, bu sezonun 7 bölümden oluşacağını ve her birinin "yoğun" olacağını söylemişti.

"Her bölüm adeta doyurucu bir yemek gibi olacak" diyen Mazin, sözlerini şöyle sürdürmüştü: 

Bu sezon 7 bölümden oluşuyor ve her biri yoğun, dolu dolu bölümler. Eğer aksiyon, dram ve kapsam, bir yapımı destansı kılan unsurlar olarak görülüyorsa, her bir bölüm izleyiciyi sarsacak kadar güçlü olacak. Asla sıkılmayacaksınız.

HBO, yeni sezona dair birkaç kısa tanıtım videosu ve görsel yayımlamıştı. Ancak henüz uzun ve kapsamlı bir fragman paylaşılmadı. 

Sezonun, oyundaki hikayenin ne kadarını işleyeceği henüz tam olarak bilinmiyor. 

4 sezon sürecek

HBO yöneticisi Francesca Orsi, geçen hafta Deadline'a verdiği röportajda, dizinin 4 sezon sürmesinin planlandığını söylemişti. Bu da ikinci oyunun yalnızca küçük bir kısmının ikinci sezona dahil edileceği anlamına geliyor.

The Last of Us, HBO'nun Game of Thrones'un finalinden bu yana en büyük yapımlarından biri olmuş, bölümleri platformlar arası ortalama 30 milyon izleyiciye ulaşmış ve 8 Emmy kazanmıştı. 

Storm Reid ve Nick Offerman, konuk oyuncu dallarında ödüle layık görülen isimler arasındaydı.
Independent Türkçe, Variety, Deadline, Hollywood Reporter, Entertainment Weekly



Narsisistlerin dışlanma hissini daha fazla yaşadığı bulundu

Gizli narsisistler kendilerine acıyarak durumlarını gizlerken büyüklenmeci narsisistler kendilerini çok önemli gördüklerini açığa vuruyor (Pixabay)
Gizli narsisistler kendilerine acıyarak durumlarını gizlerken büyüklenmeci narsisistler kendilerini çok önemli gördüklerini açığa vuruyor (Pixabay)
TT

Narsisistlerin dışlanma hissini daha fazla yaşadığı bulundu

Gizli narsisistler kendilerine acıyarak durumlarını gizlerken büyüklenmeci narsisistler kendilerini çok önemli gördüklerini açığa vuruyor (Pixabay)
Gizli narsisistler kendilerine acıyarak durumlarını gizlerken büyüklenmeci narsisistler kendilerini çok önemli gördüklerini açığa vuruyor (Pixabay)

Journal of Personality and Social Psychology adlı bilimsel dergide yeni yayımlanan bir makale, narsisistik kişilik özelliklerine sahip kişilerin kolay kolay kaçamadığı ve gittikçe daha fazla dibe battığı döngüyü detaylandırdı. 

Kendi benliğine daha fazla bağlanan kişilerin, sosyal ortamlardaki işaretleri daha negatif görme ihtimalinin daha fazla olduğu belirtildi. 

Narsisistlerin gösterdiği baskın kişilik özelliklerinin de dışlanma ihtimallerini artırdığına işaret edildi. 

Bu iki durumun birleşmesiyle birlikte narsisistik özelliklerin zamanla daha da şiddetlendiği ve kendi kendini yenileyen bir döngünün devreye girdiği vurgulandı. 

İsviçre'deki Basel Üniversitesi'nden Christiane Büttner, başyazarı olduğu makale hakkında konuşurken araştırmalarının kişilik özelliklerinin günlük yaşamı nasıl etkilediğine ışık tuttuğunu söylüyor:

Pek çok kişi, narsisizmi kibir ve kendini bazı şeylere layık görme üzerinden değerlendiriyor ama bizim araştırmamız sosyalleşmeden kaynaklanan acıları narsisistlerin de sıklıkla yaşadığını gösteriyor.

ABD, Almanya, Britanya, İsviçre ve Yeni Zelanda'da yaşayan onbinlerce kişinin dahil edildiği büyük ölçekli anketler ve deneylere dayandırılan çalışmada, sosyal dışlamadan en çok kimin, niye muzdarip olduğu ele alındı. 

Sosyal ortamların dominasyonu için etraftaki işaretlere daha çok dikkat eden büyüklenmeci narsisistlerin daha fazla dışlanma hissini yaşadığı bulundu.

Doğrulanmayan diğer ihtimalse kendilerini üstün gören bu kişilerin kötü davranışları hissetmeyeceğiydi. 

Ancak daha da ilginci, narsisistlerin gerçekten dışlanmaları oldu.

Büttner, bulgularına göre "dışlanma ve narsisistik özelliklerin zamanla birbirini beslediğini" aktarıyor.

Birleşik Krallık'taki Surrey Üniversitesi'nde sosyal psikoloji dersleri veren Erica Hepper, dahil olmadığı araştırmanın önceki bulguları desteklediğini söylüyor:

Narsisistlerin daha bencil ve empati yoksunu olduğunu ve zamanla daha az sevildiğini, ilişkilerinde sorun yarattığını halihazırda biliyoruz. Narsisistler kanıt olmasa da diğerlerinin kendilerine zarar vereceğini düşünebilir. Bizim araştırmalarımız, bunun narsisistlerin büyüklenmeci ama aynı zamanda kırılgan benliklerini durmadan savunma ihtiyacı duymasından kaynaklandığını öne sürüyor. Her zaman egolarına yönelik tehditleri ararlar ki bunları kolaylıkla savuşturabilsinler.

Büttner, son araştırmanın kısıtlamalarını da saydı. Katılımcıların kendi dışlanma anlatılarına dayanan ve patolojik ölçüde narsisist olanları dahil etmeyen çalışmanın ıskaladığı şeyler bulunabileceğini belirtti. 

Konuyla ilgili bundan sonra yapılacak araştırmaların iş yerleri ve sosyal medya gibi geniş gruplardaki çatışmaların yönetimi ve dışlanmanın kötü sonuçlarını azaltma konusunda etkili olabileceğini sözlerine ekledi. 

Independent Türkçe, Washington Post, CNN