Ünlü oyuncudan Harry Potter itirafı: Epey sıkıcı

Fotoğraf: Warner Bros.
Fotoğraf: Warner Bros.
TT

Ünlü oyuncudan Harry Potter itirafı: Epey sıkıcı

Fotoğraf: Warner Bros.
Fotoğraf: Warner Bros.

Harry Potter yıldızı Jason Isaacs, seriye düşkünlüğüne rağmen filmlerin "yapımının o kadar da eğlenceli olmadığını" ve "epey sıkıcı" olabileceğini itiraf etti.

Şu sıralar The White Lotus'un üçüncü sezonunda rol alan Isaacs, 21 Şubat Cuma günü BBC'nin The One Show programına katılarak fantastik serideki deneyimleri hakkındaki soruyu cevapladı.

8 Harry Potter filminin 6'sında Lucius Malfoy'u canlandıran 61 yaşındaki oyuncu, ailesiyle birlikte filmleri izlediğinde hâlâ duygulandığını ifade etti.

Sunucular Alex Jones ve Roman Kemp'e, "Filmlerde oynamış olmama rağmen, yeğenlerimi tura götürdüğümde ve o şey ortaya çıktığında ve siz Büyük Salon'da olduğunuzda, her seferinde gözyaşlarına boğuluyorum. İnanılmaz derecede dokunaklı" dedi .

Isaacs yine de filmlerde rol almanın her zaman eğlenceli olmadığını söyleyerek bu duyguyu hafifletti.

Bu kitaplarda ve bu filmlerde gerçekleşen bazı sihirler var. Bu korkunç bir itiraf ama onları yapmak o kadar da eğlenceli değildi. Bu büyük özel efektli filmleri çekmek epey sıkıcı.

xcsdvfgh
Jason Isaacs, Harry Potter ve Sırlar Odası'nda (Harry Potter and The Chamber of Secrets) Lucius Malfoy rolünde (Warner Bros.)​​​​​

Tüm bu zevkler, kitabın hayatlarını değiştirdiği insanları gördüğümde ve onlarla tanıştığımda ortaya çıkıyor. Ve hâlâ insanlar onu okuyup çocuklarıyla paylaşıyor. Bazıları hayatlarının bu kitap sayesinde kurtulduğunu söylüyor ve ben de onlara inanıyorum. Bir şeyler oldu, kim bilir neden? Ama bu malzemeler bir araya geldiğinde ve sufle yükseldiğinde, dünya çapında bir sevgi yarattı. Ve bir aidiyet duygusu.

Warner Bros. ve HBO, Harry Potter'ı televizyon için yeniden başlatma sürecinde. Yeni dizi J.K. Rowling'in kitap serisinin bir başka doğrudan uyarlaması olacak ve her sezon bir kitabı kapsayacak. Bu da daha önce Daniel Radcliffe, Alan Rickman ve Maggie Smith gibi yıldızların oynadığı rolleri yeni bir grup oyuncunun canlandıracağı anlamına geliyor.

Üç genç başrol için oyuncu seçmeleri Eylül 2024'te başlamıştı. Tanınmayan isimler, Potter, Ron Weasley ve Hermione Granger rollerine seçildikten sonra ünlü olacak.

Aralarında John Lithgow, Gary Oldman, Richard Harris, Paapa Essiedu, Sharon Horgan, Brett Goldstein ve Cillian Murphy'nin de bulunduğu çok sayıda oyuncu şimdiden bazı ikonik rollerle ilişkilendirildi.

Independent Türkçe



Bilim insanları primatları inceledi: Alfa erkek kural değil istisna

Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)
Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)
TT

Bilim insanları primatları inceledi: Alfa erkek kural değil istisna

Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)
Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)

Bilim insanları primat türlerinde alfa erkek olgusunun pek de gerçek olmadığını tespit etti. Geniş kapsamlı araştırma, dişi ve erkekler arasındaki hiyerarşik ilişkinin daha karmaşık olduğuna işaret ediyor.

İnsanların da içinde yer aldığı primat grubunda ya erkeklerin ya da dişilerin popülasyondaki hakim cinsiyet olduğu düşünülüyordu. Genellikle erkeklerin gruptaki hakimiyeti elinde tuttuğuna inanılıyordu.

Ancak hakemli dergi PNAS'te dün (7 Temmuz) yayımlanan çalışmada durumun sanıldığı kadar net olmadığı ve beklendiğinden daha fazla popülasyonda dişilerin egemen olduğu ortaya çıktı.

Araştırmacılar maymunlar, lemurlar, tarsiyerler ve lorisler gibi 121 primat türüne ait 253 popülasyondan 5 yıl boyunca veri topladı. Ekip varsayımların ötesinde daha net bilgi edinmek adına ayrıntılı davranış kayıtları toplayıp grup içindeki kavgaları ve kazananları derledi.

Çalışmada karşı cinsler arasındaki kavga ve tartışmaların sanılandan çok daha sık yaşandığı saptandı. Bir grup içindeki anlaşmazlıkların ortalama yarısı dişi ve erkekler arasında geçti. 

Araştırma genelinde incelenen kavgaların yaklaşık yüzde 90'ını erkekler kazandığı için bu açıdan net bir erkek hakimiyeti olduğu söylenebilir.

Öte yandan araştırmacılar popülasyonların sadece yüzde 17'sinde bu durumun gözlemlendiğini söylüyor. İnsanların en yakın akrabalarından şempanze ve bonobolar bu kesimde yer alırken, lemur ve bonoboların da olduğu primat popülasyonlarının yüzde 13'ünde net bir dişi egemenliği vardı.

Geri kalan yüzde 70'lik kısımdaysa bir cinsiyetin diğeri üzerindeki hakimiyet ya orta düzeydeydi ya da hiç yoktu.

Fransa'daki Montpellier Üniversitesi'nden çalışmanın başyazarı Dr. Élise Huchard, "Sıkı bir erkek egemenliği gerçekten azınlıkta" diyerek ekliyor: 

Bunun çoğunluk olmasını beklemiyorduk çünkü literatürü iyi biliyoruz ancak yüzde 20'nin altında kalmasını pek beklemezdik.

Erkek egemenliğinin daha net olduğu gruplarda, bu cinsiyetin vücut veya dişlerinin daha büyük olduğu gözlemlendi. Ayrıca dişilerin kaçıp ağaçlara tırmanamadığı popülasyonlarda da benzer bir durum vardı.

Öte yandan dişiler hakimiyetini, üremeden gelen güçleriyle kazanıyordu. Dr. Huchard, "Bir dişi çiftleşmek istemiyorsa, erkek bu konuda hiçbir şey yapamaz" diye açıklıyor: 

Dişiler üremeyi kontrol ettiklerinde, bunu erkeklere karşı bir güç mekanizması olarak kullanabiliyorlar.

Bilim insanları ayrıca dişilerin birbirleriyle rekabet ettiği ve erkeklerin yavrulara daha fazla baktığı gruplarda da dişi egemenliğinin daha yaygın olduğunu gözlemledi. Bu türlerde dişiler ya genellikle yalnız oluyor ya da sadece erkek-dişi çiftleri halinde yaşıyorlar. Bu durum tek eşliliğin dişi hakimiyetiyle bağlantılı olduğu anlamına gelebilir.

Araştırmacılar bu sonuçların doğrudan insanlara uygulanamayabileceğini ancak yakın akraba türlerdeki cinsiyet rollerinde şaşırtıcı bir esnekliğe işaret ettiğini söylüyor. 

Dr. Huchard, "Bu sonuçlar, insanlık tarihinde daha sonra ortaya çıkan tarım toplumlarına kıyasla daha eşitlikçi olan avcı-toplayıcılar arasındaki kadın-erkek ilişkileri hakkında bildiklerimizle epey örtüşüyor" diyor.

Independent Türkçe, Science Alert, BCC Science Focus, PNAS