George R.R. Martin'den popüler oyun için film sinyali

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

George R.R. Martin'den popüler oyun için film sinyali

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

Game of Thrones'un yaratıcısı George R.R. Martin, bir Elden Ring filmi ihtimaliyle ilgili sinyal verse de bu yapıma dahil olmasının önünde büyük bir engel olduğunu itiraf etti.

Martin ve Hidetaka Miyazaki'nin birlikte yazdığı Elden Ring, 2022'de piyasaya sürüldüğünde yılın en çok satan oyunlarından biri olmuştu.

FromSoftware'in geliştirip Bandai Namco'nun yayımladığı rol yapma oyunu, "The Lands Between"in karanlık fantezi dünyasını keşfeden sürgündeki bir savaşçıyı izliyor.

Elden Yüzüğü'nün (Elden Ring) gücünü geri kazanarak nihayetinde Elden Lordu olmak ve topraklara düzen veya kaosu geri getirmekle görevliler.

Oyun piyasaya çıktığında övgü dolu eleştiriler aldı ve yüzlerce ödül kazandı ancak halihazırda onaylanan herhangi bir devam oyunu yok. IGN kısa süre önce Martin'e yeni bir oyun hakkında soru sordu ancak yazar konuyu geçiştirerek bunun yerine daha büyük bir şey üzerinde çalışılıyor olabileceğine dair ipucu verdi.

İnternet sitesine konuşan Martin "Bu konuda çok fazla bir şey söyleyemem ama Elden Ring'in filminin çekilmesiyle ilgili bazı konuşmalar var" dedi.

Ancak Martin bu açıklamasına bir uyarı ekleyerek hâlâ Buz ve Ateşin Şarkısı'nın (A Song of Fire and Ice) uzun süredir beklenen bir sonraki kitabı The Winds of Winter (Kış Rüzgarları) üzerinde çalışmasının, filme dahil olmasını engelleyebileceğini söyledi.

IGN'e "Bunun [Elden Ring filminin] gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini göreceğiz ve benim ne ölçüde katılacağımı bilmiyorum" dedi.

Son kitabımın birkaç yıl gerisindeyim, bu da yapabileceğim şeylerin miktarını sınırlıyor.

ujık
Elden Ring (Bandai Namco)

Martin, serisinin 6. romanı olacak Winds of Winter'ı 2010'da yazmaya başladı ancak çok sayıda gecikme yaşadı.

Yazar, 2023 itibarıyla romanda 1000'den fazla sayfa yazdığını ancak hâlâ taslakla "boğuştuğunu" söylemişti. Aralık 2024'te romanı asla bitiremeyebileceğini itiraf etmişti.

The Hollywood Reporter'a konuşan yazar, "Ne yazık ki 13 yıl geciktim. Bunu her söylediğimde, 'Nasıl 13 yıl geç kalabilirim?' diyorum. Bilmiyorum, her seferinde bir gün geçiyor" demişti.

Martin "Ama bu hâlâ bir öncelik" diye eklemişti. 

Birçok insan şimdiden benim için ölüm ilanları yazıyor. 'Ah, asla bitiremeyecek' [diyorlar]. Belki de haklılar. Bilemiyorum. Şu anda hayattayım! Oldukça canlı görünüyorum!

Independent Türkçe



Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
TT

Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)

Yeni bir araştırmaya göre depresyon, ağızda bulunan bakterilerin çeşitliliğinin azlığıyla bağlantılı olabilir.

Siz bu haberi okurken ağzınızda 500 milyar ila 1 trilyon bakteri bulunuyor. Bağırsak mikrobiyomundan sonra ağız, insan vücudundaki en büyük ikinci mikroorganizma topluluğunu barındırıyor.

New York Üniversitesi'ndeki (NYU) araştırmacılar, bu mikropların yapısının depresyonun teşhis ve tedavisinde işe yarayabileceğini söylüyor. Yeni çalışmada, ağızda mikropların çeşitliliğinin azalmasının ruh sağlığıyla ilişkili olduğunu buldular.

NYU Rory Meyers Hemşirelik Okulu'nda araştırmadan sorumlu dekan yardımcısı Dr. Bei Wu, "Ağız mikrobiyomunun, iltihaplanma veya bağışıklık sistemindeki değişiklikler yoluyla depresif semptomları etkilemesi mümkün. Tersine, depresyon beslenme alışkanlıkları, kötü ağız hijyeni, sigara ve alkol kullanımının artması veya ilaç kullanımı gibi değişikliklere yol açabilir ve bunların tümü ağız mikrobiyomunu değiştirebilir" dedi.

Bu ilişkinin hangi yönde işlediğini ve altında yatan mekanizmaları anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var.

Wu, bu hafta BMC Oral Health adlı akademik dergide yayımlanan çalışmanın kıdemli yazarı.

Bu sonuçlara ulaşmak için yazarlar, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketi'nden elde edilen verileri inceledi. 2009'la 2012 arasında 15 binden fazla yetişkinden toplanan anket verilerini kullanarak depresyon belirtilerini tükürük örnekleriyle karşılaştırdılar.

Ayrıca, tükürükteki mikropları tanımlamak ve ağız mikrobiyomunun çeşitliliğini ölçmek için gen dizileme kullandılar. Böylece, mikrobiyal çeşitliliği daha az olan kişilerin depresyon belirtileri gösterme ihtimalinin daha yüksek olduğunu keşfettiler.

Ek analizler, sigara içme, alkol tüketimi ve diş bakımı gibi alışkanlıkların ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkiyi etkilediğini ortaya koydu. Bunların tümü ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor.

Antidepresanlar ve diğer psikotropik ilaçların, tükürük miktarını azaltan ve ağız mikro ortamını değiştiren yan etkileri olduğunu belirttiler.

"Dolayısıyla ilaçlar sadece depresif semptomları hafifletmekle kalmıyor, aynı zamanda ağız sağlığı üzerinde düzenleyici bir etkiye de sahip" dediler.

cdsfvgh
Önceki araştırmalar, ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu göstermişti. İçki içme ve diş bakımı gibi alışkanlıklar ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor (AFP)

Yine de ağızdaki mikropların çeşitliliğinin depresyonu etkileyip etkilemediği, depresyonun ağız mikrobiyomunda değişikliklere yol açıp açmadığı veya simbiyotik bir ilişki olup olmadığı hâlâ belirsiz.

Araştırmacılar, yakın zamanda yapılan bir çalışmanın depresyonla bağırsaktaki bakteri çeşitliliği arasında olası bir bağlantı bulduğunu belirtti. Ayrıca giderek artan sayıda araştırmanın ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu gösterdiğini eklediler. Bunun nedeninin iltihaplanma ve bağışıklık sistemindeki bozukluklar olduğu düşünülüyor.

Araştırmacılar, bu bulguların konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacağını umuyorlar. 2021'de, tahmini 21 milyon yetişkinin geçen yıl en az bir kez majör depresif nöbet yaşadığı tahmin ediliyor.

Wu, "Ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkinin daha iyi anlaşılması, sadece depresyonun altında yatan mekanizmaları öğrenmemize yardımcı olmakla kalmayıp, duygudurum bozuklukları için yeni biyolojik işaretler veya tedaviler geliştirilmesine de katkıda bulunabilir" dedi.

Independent Türkçe