Ödüle doymayan dizi rekora koşuyor: İzleyici sayısını yüzde 40 artırdı

The White Lotus'un üçüncü sezonunda rol alan isimler arasında, son olarak Netflix'in övülen draması His Three Daughters'da rol alan 44 yaşındaki Carrie Coon (solda), True Detective'in Maggie Hart'ı Michelle Monaghan (ortada) ve Iron Man'in 50 yaşındaki yıldızı Leslie Bibb (sağda) de var (HBO)
The White Lotus'un üçüncü sezonunda rol alan isimler arasında, son olarak Netflix'in övülen draması His Three Daughters'da rol alan 44 yaşındaki Carrie Coon (solda), True Detective'in Maggie Hart'ı Michelle Monaghan (ortada) ve Iron Man'in 50 yaşındaki yıldızı Leslie Bibb (sağda) de var (HBO)
TT

Ödüle doymayan dizi rekora koşuyor: İzleyici sayısını yüzde 40 artırdı

The White Lotus'un üçüncü sezonunda rol alan isimler arasında, son olarak Netflix'in övülen draması His Three Daughters'da rol alan 44 yaşındaki Carrie Coon (solda), True Detective'in Maggie Hart'ı Michelle Monaghan (ortada) ve Iron Man'in 50 yaşındaki yıldızı Leslie Bibb (sağda) de var (HBO)
The White Lotus'un üçüncü sezonunda rol alan isimler arasında, son olarak Netflix'in övülen draması His Three Daughters'da rol alan 44 yaşındaki Carrie Coon (solda), True Detective'in Maggie Hart'ı Michelle Monaghan (ortada) ve Iron Man'in 50 yaşındaki yıldızı Leslie Bibb (sağda) de var (HBO)

HBO, The White Lotus'un en popüler sezonuna çok yakın...

Şirkete göre, dizinin üçüncü sezonunun ikinci bölümü, pazar gecesi ABD genelinde tüm platformlarda 3,4 milyon izleyiciye ulaştı. Bu, ilk bölümün 2,4 milyonluk izleyici sayısına kıyasla yüzde 40'lık bir artış anlamına geliyor.

Yüzde 92'lik artış

Öte yandan sezonun açılış bölümü halihazırda ABD'de toplam 10,2 milyon izleyiciye ulaştı. Bu da The White Lotus'un ikinci sezonunun açılış bölümünün ilk hafta izleyici sayısına kıyasla yüzde 92'lik bir artış gösterdiğini ortaya koyuyor. 

Aynı gün içinde izlenme sayıları baz alındığında ise üçüncü sezonun ikinci bölümü, şimdiden ikinci sezonun ikinci bölümünü geride bırakmış durumda. Bu da sezonun geri kalanı için son derece umut verici bir gelişme.

An itibarıyla The White Lotus, platform tarihinde yeni bölümleriyle geri dönen en başarılı ikinci orijinal dizi konumunda. Önünde yalnızca House of the Dragon'un ikinci sezonu bulunuyor.

Dizinin en yüksek aynı gün izleyici sayısına sahip bölümü halen ikinci sezon finali. Bu bölüm 4,1 milyon izleyiciye ulaşmıştı. Ancak üçüncü sezonun bu rakamı da aşması muhtemel görünüyor. Hatta Deadline'ın aktardığına göre bu rekor, nisanda yayına girmesi beklenen sezon finalinden çok daha önce kırılabilir.

8 bölümden oluşan üçüncü sezon, Tayland'daki lüks bir tatil beldesinde geçiyor ve bir hafta boyunca burada konaklayan farklı misafirler ve çalışanların yaşadıklarını konu alıyor.

Yıldız isimler buluştu

Bu sezonun kadrosunda Leslie Bibb, Jason Isaacs, Michelle Monaghan, Carrie Coon, Parker Posey, Dom Hetrakul, Aimee Lou Wood ve Patrick Schwarzenegger gibi isimler yer alıyor. İlk sezonda rol alan Natasha Rothwell da üçüncü sezonda geri dönüyor.

Temmuz 2021'de prömiyeri yapılan ilk sezon, Hawaii'de geçiyordu. 13 kategoride 20 Emmy adaylığı elde eden sezon bunlardan 10'unu kazanmayı başarmıştı.

Aralık 2022'de izleyiciyle buluşan ikinci sezon ise Sicilya'da geçmiş ve En İyi Drama Dizisi de dahil olmak üzere 23 Emmy adaylığı ve 5 galibiyet elde etmişti.

The White Lotus'un üçüncü sezonu, Türkiye'de BluTV üzerinden izleyicilerle buluşuyor. Yeni sezonun yayın platformundaki prömiyer tarihiyse 17 Şubat.

Mike White'ın beğenilen seyahat antolojisinin 4. sezon onayını aldığı geçen ay duyurulmuştu. HBO, 4. sezonun prodüksiyonuna ne zaman başlanacağını ise henüz açıklamadı.

Independent Türkçe, Deadline, Variety



Harvardlı psikiyatr yanıtladı: Neden bazı gençler kendilerinden nefret ediyor?

Psikiyatr, kendinden nefret etme davranışına ilişkin örüntülerin gençlikte başladığını belirtiyor (Unsplash)
Psikiyatr, kendinden nefret etme davranışına ilişkin örüntülerin gençlikte başladığını belirtiyor (Unsplash)
TT

Harvardlı psikiyatr yanıtladı: Neden bazı gençler kendilerinden nefret ediyor?

Psikiyatr, kendinden nefret etme davranışına ilişkin örüntülerin gençlikte başladığını belirtiyor (Unsplash)
Psikiyatr, kendinden nefret etme davranışına ilişkin örüntülerin gençlikte başladığını belirtiyor (Unsplash)

Harvardlı psikiyatr Blaise Aguirre, gençlerin kendinden nefret etme davranışını mercek altına aldı.  

CNN’in konuştuğu Aguirre, ergenlikte kişinin dünya bakışını ve başkalarıyla ilişkisini belirleyen temel unsurun benlik algısı olduğunu söylüyor.

Kendinden nefret etme davranışının patolojik boyutlara varmasında yetersizlik hissi büyük rol oynuyor. Psikiyatr, buna dikkat çekerek şu ifadeleri kullanıyor: 

Bu olduğunda, kendinize karşı beslediğiniz nefret, aldığınız kararların çoğunu, başvurduğunuz işleri, gittiğiniz okulları ve romantik partner seçimlerinizi şekillendirmeye başlar. Bir kişinin benliğine işlemiş bir özellikten bahsediyorum. Kendinden nefret etmek böyle bir şeydir.

Kendinden nefret etme davranışının çocuklukta başladığını vurgulayan Aguirre, bundan muzdarip gençlerin genellikle okulda zorbalığa uğradığını ya da duygusal istismara maruz kaldığını söylüyor.

Uzman psikiyatr, günümüzde teknolojinin de bu sorunda büyük rolü olduğuna işaret ediyor: 

Büyük şirketler, teknolojiyi kendinden nefret edenlere bir şeyler satmak için nasıl kullanacağını öğrendi. Mesajlar şöyle: Yeterince uzun değilsin, yeterince güzel değilsin, cildin yeterince genç görünmüyor, yeterince zayıf değilsin, yeterince güçlü değilsin, yeterince kaslı değilsin ve yeterince zeki değilsin.

Aguirre, dev firmaların bu stratejiyle “Bizim ürünümüzü satın alırsan, daha iyi biri olacaksın” mesajını vermeyi hedeflediğini de sözlerine ekliyor.

Kendinden nefret etmeyle depresyon arasında bir ilişki bulunduğunu belirten psikiyatr, bunların birbirine karıştırılmaması gerektiğinin de altını çiziyor. Bilim insanı, depresyon tedavisi başarılı olsa bile kendinden nefret etme davranışının sürebileceğini ifade ediyor.

Ebeveynlerin yaklaşımlarının, sorunların çözümünde önemli olduğunu belirten Aguirre, anne babaların çocuklarını gerçekten dinlemesi gerektiğini söylüyor: 

Bir çocuk cidden zorlandığında, güven vermeye çalışmadan onu samimi şekilde dinlemek fark yaratabilir. ‘Sen sevilesi birisin. Bir sürü arkadaşın var. İyi olacaksın’ demeyin. Bunun yerine, yaşadıklarının onlara ne kadar acı verdiğini dinleyin.

Sorunu hızlı şekilde çözmeye kalkışmanın problemi daha da büyütebileceğini ifade eden Harvardlı bilim insanı, “Buradaki fikir, sorunu çözmeye çalışmadan, en azından onlar duyulduklarını hissedene ve siz de sorunu derinlemesine anlayana kadar onlarla birlikte oturmaktır” diyor.

Independent Türkçe, CNN, Psychology Today