Disney+ paylaştı: Beklenen Star Wars dizisinden yeni sezon

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Disney+ paylaştı: Beklenen Star Wars dizisinden yeni sezon

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Disney+, büyük bir merakla beklenen dizisi Andor'un ikinci sezonundan ilk görüntüleri paylaştı.

Yeni sezondan ilk fragman, Emmy adayı Yıldız Savaşları (Star Wars) dizisinin yeni görüntülerini gözler önüne seriyor.

Yaklaşan sezon, hikayeyi tamamlayarak 2016 yapımı Rogue One: Bir Star Wars Hikayesi'ndeki (Rogue One: A Star Wars Story) olaylara doğrudan bağlanacak. Andor'un ilk üç bölümü, Türkiye'de 23 Nisan'dan itibaren Disney+'ta yayımlanacak. Ardından her hafta yeni bölümler izleyiciyle buluşacak.

12 bölümlük sezon, her biri üçer bölümden oluşan 4 kısma ayrılacak. Her hikaye, Rogue One olaylarından önceki ardışık birkaç günü kapsayacak.

İkinci sezonun resmi açıklaması şöyle:

İkinci sezonda karakterler ve aralarındaki ilişkiler giderek daha da derinleşecek; savaşın gölgesi yaklaşırken Cassian, İsyan Hareketi'nin kilit isimlerinden biri haline gelecek. Herkes sınanacak ve riskler arttıkça ihanetler, fedakarlıklar ve çatışan çıkarlar daha da keskinleşecek.

Fragmanda, Rogue One'da 55 yaşındaki Avustralyalı oyuncu Ben Mendelsohn'ın canlandırdığı Orson Krennic karakterinin dönüşü dikkat çekiyor. Ayrıca hayranların favori droidi K-2SO da Alan Tudyk'in sesiyle yeniden izleyiciyle buluşuyor.

Dizinin yaratıcısı Tony Gilroy, ikinci sezon hakkında şu yorumda bulundu:

Andor'u yapmanın en heyecan verici yanlarından biri, hikayenin geniş ölçeği ve tanık olduğumuz karakter çeşitliliği: Sıradan insanlar, İmparatorluk yöneticileri, tutkulu devrimciler... Hepsi de epik kararlar veren, korkutucu sonuçlarla yüzleşen gerçek insanlar. Cassian'ın yolculuğu hikayemizin kalbi ve omurgası ancak diziyi özel kılan şey bir bütün olarak tüm karakterler. İkinci sezonda izleyicileri nelerin beklediğini görmek için sabırsızlanıyorum.

Andor'un ikinci sezonunda Diego Luna, Stellan Skarsgård, Genevieve O'Reilly, Denise Gough, Kyle Soller ve Forest Whitaker gibi isimler rol alıyor.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Variety



Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
TT

Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)

Yeni bir çalışma, özellikle günlük kalorinin yüzde 22'sinden fazlasının proteinden geldiği yüksek proteinli beslenme biçimlerinin, ateroskleroz gelişimine yani atardamarların sertleşmesine katkıda bulunarak kalp sağlığı sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Pittsburgh Üniversitesi'nden araştırmacılar hem hayvan hem de küçük ölçekli insan deneylerini kullanarak fazla proteinin, özellikle de et ve yumurta gibi hayvansal kaynaklarda bulunan lösin adlı amino asidin, arteriyel plak oluşumunda rol oynayan temel bağışıklık hücreleri makrofajlarda mTOR sinyalini tetiklediğini keşfetti.

Hakemli dergi Nature Metabolism'de çarşamba günü yayımlanan çalışmanın başyazarı Dr. Babak Razani, "Yaklaşık yüzde 22 kilokalori protein içeren yemekler yemek, protein ve lösinin riski artırdığı eşik noktasına denk geliyor" diyor.

Ancak tüm uzmanlar aynı fikirde değil. Razani'nin ekibinin 2020'de yaptığı bir çalışma, yüksek proteinli beslenme biçimlerini kardiyovasküler hastalık riskinin artmasıyla ilişkilendirmişti.

2023'te insanlar üzerinde yapılan daha büyük bir çalışmada, yüksek ve standart seviyede protein içeren diyetler arasında kardiyovasküler çıktılar açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştı.

Araştırmada yer almayan kardiyolog Dr. Stephen Tang, çalışmanın herhangi bir sonuca varılamayacak kadar küçük ölçekli olduğunu iddia ediyor. Yine de bu çalışmanın, kalp uzmanlarının bitki ağırlıklı beslenme biçimlerine giderek daha fazla yöneldiğine dair artan kanıtlara işaret ettiğine değiniyor.

Medical News Today'e konuşan Tang, "Ben olsam farklı bir şey yapmazdım" diyor. 

Ancak bu çalışma, yüksek proteinin doğru yol olmadığına dair daha fazla kanıt sunuyor. Kardiyologlar genellikle proteine değil, kolesterol ve yüksek tansiyona odaklanır. Bu çalışma, bitki temelli beslenmenin kalp sağlığına iyi geldiğini doğruluyor.

1984'te yapılan bir çalışmada ekmek, sebze, meyve, kuruyemiş, fasulye ve makarna gibi gıdalardan elde edilenler bitkisel protein diye tanımlanmıştı. Bunlardan daha fazla tüketen kadınların sağlıklı yaşlanma olasılığı yüzde 46 daha fazlayken, hayvansal proteinlere bel bağlayanların yaşlandıkça sağlıklı kalma ihtimali yüzde 6 daha azdı.

Mevcut beslenme kılavuzları genel olarak proteinin günlük kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını tavsiye ederken, alt sınırı vücut ağırlığının bir kilogramı başına yaklaşık 0,8 gram (enerjinin yaklaşık yüzde 11'i) olarak belirlemek çoğu yetişkin için yeterli.

Amerikan Kalp Derneği de protein niteliğinin kritik olduğunu belirtiyor. Fasulye, mercimek, kuruyemiş, tohumlar ve omega-3 bakımından zengin yağlı balıklar gibi bitki bazlı proteinleri tercih edip kırmızı ve işlenmiş etlerle doymuş yağ tüketimini sınırlandırmayı öneriyor.

Harvard araştırmacıları da aşırı proteinin doğası gereği zararlı olmadığını ancak hayvansal proteine fazla bel bağlamanın bitkisel proteine kıyasla kolesterolü ve ölüm riskini artırabileceğini ifade ediyor.

Independent Türkçe