Ünlü oyuncudan çok beğenilen dizisi The Penguin'le ilgili üzen açıklama

İlk bölümü 19 Eylül'de yayına giren The Penguin, Matt Reeves'in yönettiği The Batman'deki olaylardan sonra geçiyor ve Oz'un, eski patronu Carmine Falcone'un ölümüyle Gotham'ın yeraltı dünyasının kontrolünü ele geçirmeye çalışmasıyla başlıyor (HBO)
İlk bölümü 19 Eylül'de yayına giren The Penguin, Matt Reeves'in yönettiği The Batman'deki olaylardan sonra geçiyor ve Oz'un, eski patronu Carmine Falcone'un ölümüyle Gotham'ın yeraltı dünyasının kontrolünü ele geçirmeye çalışmasıyla başlıyor (HBO)
TT

Ünlü oyuncudan çok beğenilen dizisi The Penguin'le ilgili üzen açıklama

İlk bölümü 19 Eylül'de yayına giren The Penguin, Matt Reeves'in yönettiği The Batman'deki olaylardan sonra geçiyor ve Oz'un, eski patronu Carmine Falcone'un ölümüyle Gotham'ın yeraltı dünyasının kontrolünü ele geçirmeye çalışmasıyla başlıyor (HBO)
İlk bölümü 19 Eylül'de yayına giren The Penguin, Matt Reeves'in yönettiği The Batman'deki olaylardan sonra geçiyor ve Oz'un, eski patronu Carmine Falcone'un ölümüyle Gotham'ın yeraltı dünyasının kontrolünü ele geçirmeye çalışmasıyla başlıyor (HBO)

Bir dizi, The Penguin kadar büyük bir başarı yakaladığında, ikinci sezon neredeyse kaçınılmazdır. Ancak Gotham'da işler biraz farklı işliyor ve dizinin başrolü Colin Farrell, bunun iyi bir fikir olup olmadığından pek emin değil.

Gizmodo, "HBO'nun The Penguin dizisinin böylesine büyük bir başarı elde edeceğini kimse tahmin edemezdi" ifadesini kullandığı haberinde şöyle diyor:

Süper kahramansız bir süper kahraman dizisi.

Batman'in meşhur kötü adamına odaklanan bir yapımın hem eleştirmenler hem de izleyiciler tarafından bu kadar sevilmesi ve ödül sezonunda büyük başarılara imza atması şaşırtıcıydı. 

Başrol oyuncuları Farrell ve Cristin Milioti, birçok ödül kazandı; dizi de öyle. 

Televizyon yazarları ve eleştirmenler, The Penguin'in bu yıl kasımda dağıtılması planlanan Emmy ödüllerinde de büyük başarı yakalayacağını düşünüyor. Bu da elbette ikinci bir sezonun geleceği fikrini doğuruyor. Ancak işin aslı o kadar da basit değil.

Hafta sonu gerçekleştirilen SAG Ödülleri'nde The Penguin'deki çarpıcı performansıyla En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazanan Farrell, Variety'den Marc Malkin'e verdiği röportajda ikinci sezon hakkında şunları söyledi:

Bunu istemiyorum. Aslında istemiyor da değilim. O 8 saatin içine her şeyimizi koyduk. Sırf 'başarılı' oldu diye tekrar yapmak zorunda kalıp, insanların çoğunlukla beğendiği şeyin seyreltilmiş bir versiyonunu sunmayı istemem.

"İçimde güçlü bir arzu yok"

48 yaşındaki İrlandalı aktör, sözlerine "O yüzden acelem yok" diye devam etti:

İçimde güçlü bir arzu da yok... Tabii eğer Matt Reeves'in sinematik evreniyle uyumlu, paralel bir hikaye fikri bulunur ve gerçekten iyi olursa buna açığım. Ama şu an benim için bir öncelik değil.

The Penguin'in hikayesi, Reeves'in 2022 yapımı The Batman filminin sonuyla kusursuz şekilde örtüşüyor ve 2027'de vizyona girecek The Batman Part II'deki olaylarına doğrudan bağlanıyor. 

Farrell'ın da bu devam filminde yer alacağı doğrulandı. Dolayısıyla The Penguin'in ikinci sezonu çekilse bile, bunun filmden sonra olması gerektiği yorumları yapılıyor.

"Penguen mecburen aralıklı oruç tutuyor"

Gotham'ın en ürkütücü kötü adamlarından birine dönüşen Farrell, geçen yıl verdiği röportajda bitmek bilmeyen kıyafet ve makyaj katmanları nedeniyle sık sık kahvaltı ve öğle yemeğini es geçerek aç kaldığını söylemişti:

Tuvalete gitmek biraz zor oluyordu. Kahvaltı ya da öğle yemeği yemiyorum, bu yüzden Penguen mecburen aralıklı oruç tutuyordu. Tüm katmanlar, düğmeler ve fermuarları açıp kendimi bulmak için GPS'e ihtiyaç duyuyordum.

Colin Farrell ve Cristin Milioti'nin başrollerini paylaştığı dizide ayrıca Rhenzy Feliz, Deirdre O'Connell, Clancy Brown, Carmen Ejogo ve Michael Zegen rol alıyor. Mark Strong ise geçmişi gösteren sahnelerde Falcone'u canlandırıyor.

Independent Türkçe, Variety, Gizmodo



5 bin yıl önce Avrasya'da yayılan vebanın arkasından koyunlar çıktı

Avrasya bozkırında bulunan 4 bin yıllık koyun kemiklerinde veba tespit edildi (Björn Reichhardt)
Avrasya bozkırında bulunan 4 bin yıllık koyun kemiklerinde veba tespit edildi (Björn Reichhardt)
TT

5 bin yıl önce Avrasya'da yayılan vebanın arkasından koyunlar çıktı

Avrasya bozkırında bulunan 4 bin yıllık koyun kemiklerinde veba tespit edildi (Björn Reichhardt)
Avrasya bozkırında bulunan 4 bin yıllık koyun kemiklerinde veba tespit edildi (Björn Reichhardt)

Tunç Çağı'nda Avrasya'da yaşanan veba salgının yayılmasında koyunların kritik bir rol oynamış olabileceği tespit edildi. 

İnsanlara bulaşan pek çok hastalık hayvansal kökenli. Hayvanlarda bulunan patojenler bir noktada insanlara geçerek onlar arasında yayılıyor. 

Tarihteki en ölümcül zoonotik hastalıklardan biri olan veba da sıçanların üzerinde yaşayan pireler yoluyla insanlara bulaşarak milyonlarca kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı. 

Diğer yandan 14. yüzyıldaki Kara Ölüm diye bilinen salgından sorumlu patojen, yaklaşık 5 bin yıl önce yayılmaya başlayan patojenden genetik olarak farklı. İnsanlar arasında yayılan bu Yersinia pestis türünün yaklaşık 2 bin yıl önce ortadan kaybolduğu düşünülüyor.

Ancak uzmanlar bu patojenin insanlara nasıl sıçradığını bilmiyordu. Bilim insanları hayvanlardaki hastalıkların geçmişte insanlara nasıl bulaştığını öğrenerek gelecekte yaşanabilecek bu tür olaylara karşı hazırlıklı olabilir.

Aralarında Harvard Üniversitesi'nden isimlerin de yer aldığı bir araştırma ekibi, Tunç Çağı'ndaki Yersinia pestis'in kökenini saptamak için bugünkü Rusya'da bulunan Arkaim arkeolojik kazı alanındaki hayvanlarının kemiklerini ve dişlerini inceledi.

Araştırmacılar 4 bin yıllık bir koyunda, o dönemde insanlara bulaştığı bilinen Y. pestis türünü tespit etti.

Bilim insanları koyundan alınan Y. pestis genomunu diğer eski ve modern genomlarla karşılaştırdı. Koyundan alınan örnek, aynı zamanlarda yakın bir bölgede yaşayan bir insana bulaşan patojenin genomuna çok benziyordu. 

Bulguları hakemli dergi Cell'de dün (11 Ağustos) yayımlanan makalenin ortak yazarı Dr. Christina Warinner şöyle diyor:

Bir koyuna ait olduğunu bilmeseydik, herkes bunun başka bir insan enfeksiyonu olduğunu varsayardı; neredeyse ayırt edilemezler.

Ekip, patojenin henüz bilinmeyen bir yaban hayvanından koyunlara ve oradan da insanlara sıçradığını tahmin ediyor. Öte yandan hastalığın insanlardan koyunlara bulaşmış olması da muhtemel. 

Sözkonusu patojen, diğer veba salgınlarından farklı olarak pireler aracılığıyla bulaşmasını sağlayacak genetik materyalden yoksun. Araştırmacılar bu nedenle başka bir kaynaktan yayılmış olması gerektiğini söylüyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden makalenin bir diğer yazarı Dr. Felix Key "Elimizdeki bulgular eski koyun ve insan enfeksiyonlarının, hâlâ bilinmeyen bir kaynaktan muhtemelen münferit olaylarla yayıldığını gösteriyor" diyerek ekliyor:

Sıradaki adım, o kaynağı bulmak.

Araştırmacılar o dönemde bölgede yaşayan Sintaşta-Petrovka halkının sığır, koyun ve at yetiştiriciliğiyle ilgilendiğine de dikkat çekiyor.

Çalışmanın yazarlarından Dr. Taylor Hermes "Bu erken dönem çoban topluluklarının tahıl depoları, fareleri ve pireleri çekmezdi ve daha önce Sintaşta bireylerinde Y. pestis enfeksiyonları bulunmuştu" diyerek soruyor: 

Kayıp halka çiftlik hayvanları olabilir mi?

Bu toplulukların kullandığı hayvanların yabandaki canlılarla temasa geçmesi hastalığın yayılmasını sağlamış olabilir.

Bilim insanları bunu ve patojenin kısa sürede nasıl geniş bir alana yayıldığını anlamak için çalışmalarına devam etmeyi planlıyor.

Independent Türkçe, Popular Science, Cosmos Magazine, Cell