Ünlü oyuncu, Frank Sinatra'yı canlandırmak istiyor

İkinci sezon onayını alan Paradise'ta James Marsden, ABD Başkanı Cal Bradford'ı oynuyor (Disney+)
İkinci sezon onayını alan Paradise'ta James Marsden, ABD Başkanı Cal Bradford'ı oynuyor (Disney+)
TT

Ünlü oyuncu, Frank Sinatra'yı canlandırmak istiyor

İkinci sezon onayını alan Paradise'ta James Marsden, ABD Başkanı Cal Bradford'ı oynuyor (Disney+)
İkinci sezon onayını alan Paradise'ta James Marsden, ABD Başkanı Cal Bradford'ı oynuyor (Disney+)

James Marsden, bir Frank Sinatra biyografisinde ünlü şarkıcıyı canlandırmaya son derece sıcak bakıyor. 

Tıpkı Timothée Chalamet'nin Bob Dylan: Tam Bir Bilinmez'de (A Complete Unknown) Bob Dylan'ı canlandırması ya da Jamie Foxx'un 2004 yapımı Ray'de Ray Charles'ı oynaması gibi, Marsden da Sinatra'nın hayatını beyazperdeye taşımak istiyor.

"Bugüne kadar onun hakkında büyük bir film yapılmadı"

Eleştirmenlerden övgü dolu yorumlar alan bilimkurgu dizisi Paradise'ın yıldızı, Sinatra'yı canlandırmaya ilgi duyduğunu yeni bir röportajında dile getirdi.

"Her zaman eski şarkıcıları taklit etmeyi sevmişimdir, özellikle Bobby Darin, Frank Sinatra ve Dean Martin gibi isimleri" diyen Amerikalı oyuncu, New York Post'a verdiği röportajda sözlerine şöyle devam etti: 

Frank Sinatra'nın hayatında anlatılabilecek o kadar ilginç hikayeler var ki... Ve nedense bugüne kadar onun hakkında büyük bir film yapılmadı.

51 yaşındaki Marsden, Sinatra'nın hayatının hem karanlık ve çalkantılı hem de ilham verici yönleriyle anlatılabilecek birçok hikaye sunduğunu belirtti. Aktör, "Şimdiye kadar biyografik bir filmde kimseyi canlandırmadım" diye ekledi.

Sinatra'nın hayatı, daha önce de farklı yapımlara ilham kaynağı olmuştu. 1992'de CBS'te yayımlanan Sinatra adlı mini dizide Philip Casnoff, 1998 yapımı televizyon filmi The Rat Pack'te Ray Liotta, 2003'te Stealing Sinatra'da James Russo, aynı yıl Unutulmaz Gece'de (The Night We Called It A Day) Dennis Hopper ve 2012 tarihli Benim Yolum'da (Cloclo) Robert Knepper, ünlü şarkıcıyı canlandırmıştı.

Marsden, "Jamie Foxx'un Ray Charles'ı canlandırdığı gibi bir biyografi filminde oynamak gerçekten çok eğlenceli olurdu" diyerek ekledi: 

Bunu yapmayı çok isterim. Üstelik kendi sesimle şarkı söylediğim bir rol olurdu.

Foxx, Ray'deki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar kazanmıştı.

Scorsese, DiCaprio'yu düşünüyor

Öte yandan Marsden, Sinatra'nın hayatının beyazperdeye taşınmasını beklerken rol için büyük bir rekabetle karşı karşıya kalabilir. Zira Martin Scorsese uzun süredir bir Sinatra biyografisi üzerinde çalışıyor ve başrol için Leonardo DiCaprio'nun adı geçiyor. Jennifer Lawrence'ın da Sinatra'nın ikinci eşi Ava Gardner'ı oynaması planlanıyordu ancak proje şimdilik askıya alındı.

Öte yandan Taksi Şoförü'nün (Taxi Driver) senaristi Paul Schrader da bir Sinatra biyografisi çekmek istediğini belirtmişti. Hatta Mayıs 2024'te Variety'ye verdiği röportajda, Sinatra'nın yaşlılığını canlandırması için Kevin Spacey'yle görüştüğünü açıklamıştı.

Independent Türkçe, IndieWire, Deadline, New York Post, Variety



James Gunn: Superman, Amerika'nın hikayesi

Pearl ve The Greatest Hits gibi yapımlarla da tanınan 31 yaşındaki Amerikalı aktör David Corenswet, ikonik süper kahraman Superman rolünde (Warner Bros.)
Pearl ve The Greatest Hits gibi yapımlarla da tanınan 31 yaşındaki Amerikalı aktör David Corenswet, ikonik süper kahraman Superman rolünde (Warner Bros.)
TT

James Gunn: Superman, Amerika'nın hikayesi

Pearl ve The Greatest Hits gibi yapımlarla da tanınan 31 yaşındaki Amerikalı aktör David Corenswet, ikonik süper kahraman Superman rolünde (Warner Bros.)
Pearl ve The Greatest Hits gibi yapımlarla da tanınan 31 yaşındaki Amerikalı aktör David Corenswet, ikonik süper kahraman Superman rolünde (Warner Bros.)

DC Stüdyoları eş CEO'su James Gunn, Superman karakterinin kökenlerine sadık kalan yeni filmiyle ilgili konuştu. 

11 Temmuz'da vizyona girecek yapımda David Corenswet, Lois Lane'le birlikte Daily Planet'ta muhabirlik yapan ikonik süper kahramanı canlandırıyor. 

Filmde Superman, hem ülke içinde hem de dünya genelinde yaşanan krizlerle karşı karşıya geliyor. Bu sırada Nicholas Hoult tarafından canlandırılan teknoloji milyarderi Lex Luthor'ın yükselme planları da devreye giriyor.

Gunn, The Times'a verdiği röportajda Superman'in göçmenlik deneyimini temsil ettiğini hatırlatarak şunları söyledi:

Superman, Amerika'nın hikayesidir. Farklı yerlerden gelen göçmenlerin ülkeyi şekillendirmesidir. Ama benim için bu, en temelde insani nezaketin bir değer olduğunu ve artık yitirildiğini anlatan bir hikaye.

"Film temelde insan nezaketiyle ilgili"

Filmin ABD'deki siyasi kutuplaşma ortamında nasıl karşılanacağı sorulduğunda ise Gunn şu ifadeleri kullandı:

Evet, farklı kesimlerde farklı tepkiler alacaktır ama film temelde insan nezaketiyle ilgili. Elbette bunu yanlış anlayıp sadece nezaketten bahsettiğimiz için alınacak bazı tipler olacak. Ama umurumda değil.

Gunn, Superman'in politik bir film olduğunu kabul ediyor ancak bunun sadece siyasetten ibaret olmadığını da vurguluyor:

Evet, içinde siyaset var. Ama başka bir düzlemde bu bir ahlak öyküsü. 'Ne olursa olsun asla öldürme' ilkesine bağlı Superman'le daha esnek bir bakış açısına sahip Lois'in ilişkisi üzerinden anlatılıyor. Temelde ahlaki inanç farklılıklarının iki insanı nasıl birbirinden uzaklaştırabileceğini ele alıyoruz.

"Tam da şu anda böyle birine ihtiyaç var"

Filmin verdiği mesajla aile dostu eğlence arasındaki dengeyi gözetmeye çalıştığını belirten yönetmen, asıl amacının insani bir hikaye anlatmak olduğunu söylüyor:

Bu Superman, insanların birbirine olan güvenini kaybettiği bir dönemde karşımıza çıkıyor. Ben tamamen iyi olan bir adamın hikayesini anlatıyorum. Böyle birine tam da şu anda ihtiyaç var çünkü kültürel figürlerin internetteki kabalığı, toplumda genel bir hoyratlık hissi yarattı.

Gunn, dijital çağın insanlar üzerindeki etkisine de değinerek sözlerini şöyle tamamladı:

Buna ben de dahilim. Milyonlarca insanın internette durmaksızın öfke nöbetleri geçirdiği bir dönemden geçiyoruz. Bir kültür olarak nasıl ilerleyeceğiz? Neyin gerçek olduğunu bilmiyoruz, insan beyni için bu gerçekten tehlikeli bir durum. Eğer bir düğmeye basıp interneti ortadan kaldırabilseydim, ciddi ciddi düşünürdüm. Filmlerimle dünyayı değiştirmek gibi bir iddiam yok ama eğer bu filmden sonra birkaç kişi biraz daha nazik olursa mutlu olurum.

Independent Türkçe, Deadline, The Times, Hollywood Reporter