Zaman üstü bir şarkı ve TikTok'la yeniden doğan grup: bôa

Neredeyse 30 yıl önce yayımlanan şarkıları Duvet'in viral olmasıyla global bir fenomene dönüşen bôa'yla, İstanbul'daki kapalı gişe konserleri öncesinde yeniden doğuşlarını konuştuk

Free ve Bad Company'nin efsanevi vokalisti Paul Rodgers'ın kızı olan Jasmine Rodgers, solo kariyerine devam ederken aynı zamanda zooloji eğitimi aldı ve doğa gözlemciliği üzerine çalıştı (Cem Gültepe)
Free ve Bad Company'nin efsanevi vokalisti Paul Rodgers'ın kızı olan Jasmine Rodgers, solo kariyerine devam ederken aynı zamanda zooloji eğitimi aldı ve doğa gözlemciliği üzerine çalıştı (Cem Gültepe)
TT

Zaman üstü bir şarkı ve TikTok'la yeniden doğan grup: bôa

Free ve Bad Company'nin efsanevi vokalisti Paul Rodgers'ın kızı olan Jasmine Rodgers, solo kariyerine devam ederken aynı zamanda zooloji eğitimi aldı ve doğa gözlemciliği üzerine çalıştı (Cem Gültepe)
Free ve Bad Company'nin efsanevi vokalisti Paul Rodgers'ın kızı olan Jasmine Rodgers, solo kariyerine devam ederken aynı zamanda zooloji eğitimi aldı ve doğa gözlemciliği üzerine çalıştı (Cem Gültepe)

Sosyal medyanın, özellikle de hiç hazzetmediğim TikTok'un gücü ve "her şey" üzerindeki yadsınamaz etkisinden uzun uzun bahsetmek niyetinde değilim. Ama dönem dönem neredeyse her videonun fon müziği olarak aynı şarkıların tercih edildiğinin elbette siz de farkındasınızdır. Bu sayede anaakım sayılmayan müzisyenlerin şarkıları bile inanılmaz dinlenme rakamlarına erişiyor ya da unutulmaya yüz tutmuş klasikler yeni kitlelere ulaşıyor. Misal, bôa'nın 1998'de yayımladığı Duvet...

Britanyalı alternatif rock grubu, neredeyse 30 yıl önce çıkardıkları Duvet'le adeta global bir fenomene dönüştü. Kült anime dizisi Serial Experiments Lain'in jenerik müziği olan şarkı, yıllar içinde anime meraklıları arasında efsaneleşti desek abartmış olmayız. Ama Duvet, asıl büyük çıkışını 2022'de, TikTok sayesinde yaptı. 

Viral olan şarkının dinlenme rakamlarıyla birlikte bôa'nın hayran kitlesi de patladı. Grup, şimdilerde tüm platformlarda günde 1 milyondan fazla dinlenme alıyor. Spotify'da ise 9,7 milyon aylık dinleyiciye ulaştı.

zxcdfvghy
Bir yandan Londra’daki bilim müzesinde çalışan davulcu Lee Sullivan, müzik prodüksiyonu ve besteciliğe odaklandı (Cem Gültepe)

2024 itibarıyla 600 milyonun üzerinde dinlenmeye ulaşan Duvet, TikTok'ta bir değil tam üç kez viral oldu. Şarkı, günde 20 binden fazla defa kullanıldı.

1993'te kurulan grup, tam bir 1990'lar sound'una sahip. Yer yer The Cranberries'e benzetebilir, bazen The Sundays, hatta belki de Alanis Morissette tınıları alabilirsiniz. 

"İstanbul'da olduğum için inanılmaz heyecanlıyım"

bôa, sessiz kaldığı 20 yılın ardından ilk yeni albümleri Whiplash'le müzik dünyasına geri döndü. Grup, albümle birlikte aralarında ABD, Avrupa, Çin ve Avustralya'nın da olduğu devasa bir turneye çıktı. Büyük çaplı turnenin bir ayağı da İstanbul. bôa, 18 ve 19 Şubat'ta Zorlu PSM'de biletleri çıktığı gibi tükenen iki konser verdi. 

bôa'nın solisti Jasmine Rodgers, böyle bir ilgi göreceklerini hiç tahmin etmediğini söylerken, "Ama burada olduğum için inanılmaz heyecanlıyım" diyerek ekliyor:  

Keşfetmek istediğim çok şey var ama sanırım hepsini görmeye zaman yetmeyecek!

Türkiye'de böyle tutkulu bir hayran kitlesi görmeyi beklemediğini itiraf edenlerden biri de bas gitarist Alex Caird. "Türk hayranlarımızın bizi bu kadar sevmesi büyük bir onur" diyor ve klasiklerden şaşmayarak ekliyor:

Türk lokumu yiyip kahve içmek için sabırsızlanıyorum. Ve tabii ki hayranlarımızı görmek için...

Grubun davulcusu Lee ve böylesine bir ilgiyi beklemediğini itiraf ederken, "Daha önce hiç çalmadığımız ülkelerde konser verip insanların şarkılarımızı bildiğini görmek inanılmaz bir his" diyor.

xcvfbgnh
Daha önce Jack Antonoff ve Passion Pit gibi isimlerle çalışmış olan yapımcı Chris Zane, Whiplash'teki şarkıları taze bir yaklaşımla ele aldı (Cem Gültepe)

Ve işte bôa, alkışlar eşliğinde tam vaktinde %100 Studio sahnesine çıkarken, konseri 1998 tarihli ilk albümleri The Race of a Thousand Camels'dan Deeply'yle açıyor. Şarkı aralarında dinleyicileriyle iletişim kurmayı ve teşekkür etmeyi asla ihmal etmiyorlar. Son derece mütevazı ve açıkçası yıllar sonra bu kadar büyük bir turneye çıkmalarından ötürü şaşkınlar. "Siz olmasanız burada olamazdık" diyor Jasmine. Ve bunu kalbinin derinliklerinden gelerek, tüm içtenliğiyle söylediği o kadar belli ki...

"Şarkılarımızın nasıl fark edildiğini görmek beni mutlu ediyor"

Rodgers, bu şaşkınlığı sohbetimizde de sık sık dile getiriyor. Duvet'in tam üç kez viral olması ve milyonlarca yeni dinleyici kazanmalarından bahsederken, "Bu gerçekten büyük bir sürpriz oldu" diyor. Onu en çok mutlu edense, müziklerini seven kemik kitlenin büyüdüğünü görmek:

Bu inanılmaz... Şarkılarımızın nasıl fark edildiğini görmek beni mutlu ediyor. Dinleyicilerin müziğimizi sosyal medyadaki videolarda kullanıyor veya kendi yorumlarını sunuyor. Bu daha önce hiç deneyimlemediğimiz bir şeydi. Ayrıca sahnede bu şarkıları çalmak da çok duygusal bir deneyim oldu.

Alex ise "İnsanların hâlâ bizimle bağ kurduğunu bilmek harika bir his" diyerek ekliyor: 

Kesinlikle büyük bir sürpriz oldu.

Davulcu Lee Sullivan ise "Yeni dinleyici kitlesi kazanmak harika" dese de bu durumun müziklerine bakışını değiştirmediğinin altını çiziyor.

zxcdfvgrt
Alex Caird, müzik eğitmeni ve ressam olarak kariyer yaptı ve sanatsal üretimlerine devam etti (Cem Gültepe)

bôa'yı sosyal medya sayesinde kısa süreli popülarite yakalayan diğer gruplardan ayıran, bir değil birkaç kez yeniden keşfedilmesi. Duvet, bir şekilde zamandan bağımsız kalmayı ve belirli bir çağa ait olmamayı başarıyor. Ne zaman Spotify'a baksam şarkının dinlenme sayısı artıyor. Orijinal, akustik, yavaşlatılmış ya da hızlandırılmış versiyonlarının her biri dinleyicide ayrı bir tat bırakıyor.

"Aşk ve kayıp gibi evrensel temalara dokunuyor"

"İçinde melankoli ve hüzün var ama aynı zamanda güçlü bir akışı da var" diyor Jasmine. Şarkısının dinleyiciler üzerindeki gizemli büyüsünü çözmeye çalışırken, "Belki de bu yönü ona umut dolu bir his katıyor" diye ekliyor.

Alex, şarkının işlediği konuların, onu "zaman üstü" kıldığını söylüyor:

Şarkı, aşk ve kayıp gibi evrensel temalara dokunuyor, bunlar her zaman geçerli konular. Ayrıca parçanın içinde farklı bölümler var ve bu da ona kendine özgü, yükselen bir atmosfer katıyor.

"Duvet kesinlikle bir şans"

Bazı gruplar, eski şarkılarının yenilerini gölgede bırakmasından rahatsızlık duyabiliyor. Ancak bôa onlardan biri değil ve Jasmine, Duvet'in çok özel bir parça olduğunu gayet iyi biliyor. 

Duvet, Serial Experiments Lain'le özdeşleşmiş durumda. Çok özel bir şarkı ve yıllar içinde birçok anıya eşlik ettiğini biliyoruz. Tabii ki yeni müziğimizin de aynı şekilde karşılanmasını isteriz. Ancak konserlerde hem eski hem de yeni şarkılarımızın heyecanla karşılandığını görmek inanılmaz bir his.

Alex ve Lee, Duvet'i "kesinlikle bir şans" olarak gördükleri konusunda hemfikir. Alex, "Elbette yeni şarkılarımızın da aynı ilgiyi görmesini isteriz ama müziğimizi çalabilme ve dinleyicilere ulaştırabilme fırsatına sahip olduğumuz için minnettarız" derken, Lee ekliyor:

Bu şarkıyı sevmemek için bir sebep yok! Ama aynı zamanda başka harika parçalarımız da var ve zamanla onların da hak ettiği ilgiyi göreceğine inanıyorum.

"Bir ayağımız geçmişte, diğer ayağımız günümüzde"

bôa'nın erken dönem albümleriyle kıyaslandığında Whiplash, daha kişisel ve toplumsal temalara odaklanıyor. 20 yıl sonra gelen bu olgunluk dönemi albümünden bahsederken Jasmine, "Whiplash için 'ayrılıklar, çöküşler ve boşanmalar' teması diyebiliriz" ifadesini kullanıyor.

zxsdfgy
Prestijli dergi Rolling Stone, bôa'ayla ilgili "Alternatif rock sahnesinin gizli hazinelerinden biri, sonunda hak ettiği ilgiyi görüyor" yorumunu yapıyor (Cem Gültepe)

Alex ise Ekim 2024'te dinleyiciyle buluşan Whiplash'ten bahsederken "Hepimiz doğal olarak gelişiyoruz" diyerek ekliyor: 

Bir ayağımız geçmişte, diğer ayağımız günümüzde. Bu sayede eskiyle bağlantıyı korurken, aynı zamanda değişim de gösterebiliyoruz. Hayatta ilerledikçe müziğimizin de buna paralel olarak şekillendiğini düşünüyorum.

"Kendimize sadık kalmak istedik"

bôa, Whiplash'i yayımlamadan önce müzik sektöründen uzun bir süre uzak kaldı. Jasmine, bu süre zarfında çalışmalarına solo olarak devam etse de "Alex ve Lee'yle tekrar çalışmak inanılmazdı" diyor:

Kendimize sadık kalmak istedik ve bence bunu başardık.

Alex, Whiplash'i yaparken geçmişteki işlerine layık olma baskısını az da olsa hissettiğini söylese de "Bu aslında iyi bir şey" diyerek ekliyor: 

Bu süreç, ortaya çıkardığımız işin değerini anlamamızı sağladı.

Lee ise yeni albüm üzerinde çalışırken kendini daha özgür hissettiğini itiraf ediyor:

Ama prova yapmaya başladığımız anda, yine o klasik bôa sound'unu yakaladık ve bunu sürdürmek istedik.

"Her şeyi adım adım ilerleteceğiz"

Peki bôa için Whiplash, yeni bir dönemin başlangıcı mı yoksa tek seferlik bir geri dönüş mü? Jasmine, "Yeni şarkılar gelirse, neden olmasın?" diyerek açık kapı bırakırken Alex, biraz daha heyecanlı ama bir yandan da temkinli görünüyor:

Bu canlanmayı daha da ileri taşımak istiyoruz. Şu an için her şey çok hızlı gelişti ve biz de sürece adapte olmaya çalışıyoruz.

Lee'nin istekli olduğu da parıldayan gözlerinden belli. "Umarım yeni bir dönemdir" derken temkini de elden bırakmıyor: 

Ama her şeyi adım adım ilerleteceğiz.

zxsdfrgt
Yeni albüm Whiplash, grubun yaşadığı kişisel iniş çıkışları ve toplumsal çalkantıları yansıtıyor (Cem Gültepe)

Grubun hem eski hem de hayranları, bu dönüşün kalıcı olmasını umuyor; konserdeki enerji işte tam olarak bunu söylüyor. The Race of a Thousand Camels'la başlayan performans, yine aynı albümün en sevilen şarkılarından Fool'la sona eriyor gibi görünüyor. 

Zaman üstü bir şarkı

bôa'nın sosyal medya sayesinde filizlenen genç hayranları, henüz duymak için geldikleri Duvet çalınmamış da olsa salonu terk etmeye yelteniyor. Neyse ki tecrübeli hayranlar da orada... Ne yapılması gerektiğinin bilincinde, "bis" için alkış tutuyorlar. 

bôa, alkışlar ve çığlıklar eşliğinde yeniden sahnedeki yerini alıyor. Twilight ve Walk With Me'nin çalınmasından sonra sıra, herkesin beklediği o ana geliyor: "And you don't seem to understand" (Ve sen anlamıyor gibisin) sözleriyle başlıyor Duvet... Neredeyse herkesin eli telefonuna gidiyor, bense o anları telefonuma değil hafızama kaydetmeyi seçiyorum. Ve dolu dolu bir buçuk saatlik konserin sonunda evime dönerken Alex'e katılmadan edemiyorum: Bu gerçekten de "zaman üstü" bir şarkı...

Independent Türkçe



Efsane oyuncu Gene Hackman eşiyle birlikte ölü bulundu

Gene Hackman, Mart 1993'te Akademi Ödülleri'nde En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü kazanmıştı (AP)
Gene Hackman, Mart 1993'te Akademi Ödülleri'nde En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü kazanmıştı (AP)
TT

Efsane oyuncu Gene Hackman eşiyle birlikte ölü bulundu

Gene Hackman, Mart 1993'te Akademi Ödülleri'nde En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü kazanmıştı (AP)
Gene Hackman, Mart 1993'te Akademi Ödülleri'nde En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü kazanmıştı (AP)

60 yıla yayılan kariyerine iki Oscar, iki BAFTA, 4 Altın Küre ve bir SAG Ödülü sığdıran usta aktör Gene Hackman yaşamını yitirdi. Gene Hackman ve piyanist eşi Betsy Arakawa, ABD'nin New Mexico eyaletine bağlı Santa Fe'deki evlerinde köpekleriyle birlikte ölü bulundu.

Santa Fe İlçe Şerifliği'nden yapılan açıklamada, "Çarşamba öğleden sonra Gene Hackman ve eşinin evlerinde ölü bulunduğunu doğrulayabiliriz" dendi. Açıklamada ayrıca, soruşturmanın devam ettiği ancak şu aşamada olayın bir cinayet şüphesi taşımadığı ifade edildi:

Şu anda ölümle ilgili ön soruşturma aşamasındayız ve arama emrinin onaylanmasını bekliyoruz.

Hackman, William Friedkin imzalı 1971 yapımı Kanunun Kuvveti'yle (The French Connection) ilk, 1992'deyse Clint Eastwood'un revizyonist westerni Affedilmeyen'deki (Unforgiven) performansıyla da ikinci Oscar'ını kazanmıştı.

Santa Fe İlçe Şerifi Adan Mendoza, çarşamba gece yarısından hemen sonra, yerel medyaya çiftin ve köpeklerinin hayatını kaybettiğini doğruladı. Hackman 95, 34 yıldır evli olduğu eşiyse 63 yaşındaydı.

Hollywood'un efsane ismi

1930'da Kaliforniya'da dünyaya gelen Hackman, henüz 16'sındayken yaşını büyük göstererek orduya katıldı ve 4 buçuk yıl hizmet verdi. Askerlikten sonra New York'ta kısa bir süre yaşadıktan sonra oyunculuk kariyerine yöneldi.

"Ben oyunculuk için eğitildim, şöhret için değil. Roller oynamak için eğitildim, menajerler, avukatlar ve basınla uğraşmak için değil" diyordu.

Aktörlük kariyerine 1960'larda tiyatro sahnesinde başlayan Hackman, ilk kez 1961 yapımı Mad Dog Coll'daki figüranlığıyla beyazperdeyle tanıştı. Ardından televizyon projelerinde rol olan oyuncu ilk önemli sinema deneyimini Warren Beatty'nin 1964 yapımı filmi Lilith'le yaşayacaktı. 

Beatty, Hackman'ın yeteneğinden etkilenerek 1967'deki Bonnie ve Clyde'da (Bonnie and Clyde) ona Buck Barrow rolünü verdi. Bu performans, Hackman'a En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında ilk Oscar adaylığını kazandırdı.

sadfrgt
Hackman, Arthur Penn'in yönettiği gerilim filmi Hedef'te (Target) Matt Dillon'la rol almıştı (AFP) 

Ancak onu gerçek anlamda yıldız yapan rol, Kanunun Kuvveti'ndeki sert polis Jimmy "Popeye" Doyle oldu. Filmdeki ikonik metro sahnesi ve karakterin sert tavırları, Hackman'a En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ını getirdi. 1975'te çekilen devam filminde de rolünü tekrarladı.

Bundan sonra hem eleştirmenlerin beğenisini kazanan Francis Ford Coppola imzalı Konuşma (The Conversation) ve Gece Planı (Night Moves) gibi filmlerde hem de gişe rekorları kıran Poseidon Macerası (The Poseidon Adventure) gibi yapımlarda oynadı.

Komediye olan yeteneğini 1974 yapımı Genç Frankenstein'da (Young Frankenstein) gösterdi ve Süpermen (Superman) serisinde Lex Luthor rolünde izleyici karşısına çıktı. Ancak yönetmen Richard Donner'ın yapımcılar tarafından görevden alınması Hackman'ı rahatsız etti ve serinin sonraki filminde yer almayı reddetti. Yine de 1987'de Süpermen 4'te (Superman 4: The Quest for Peace) rol aldı.

1980'ler, Hackman'ın kariyerinde bir başka başarılı dönemdi. Mississippi Yanıyor'daki (Mississippi Burning) FBI ajanı rolüyle bir kez daha En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar'a aday gösterildi. Yönetmen Alan Parker, Hackman'ı "çok sezgisel ve içgüdüsel bir oyuncu" diye tanımlıyordu.

1991'de Affedilmeyen'deki sadist şerif Bill Daggett rolü ona ikinci Oscar'ını getirdi. 

Hackman, 1998'de Will Smith'le birlikte rol aldığı Devlet Düşmanı'ndaki (Enemy of the State) Edward "Brill" Lyle karakteriyle unutulmaz bir performans sergiledi.

John Grisham uyarlamaları Şirket (The Firm) ve Jüri'de (Runaway Jury) zekası ve acımasızlığıyla öne çıkan karakterleri canlandırdı. Özellikle Jüri'de eski ev arkadaşı Dustin Hoffman'la ilk kez birlikte rol aldı. 

2001'de Wes Anderson imzalı Tenenbaum Ailesi'ndeki (The Royal Tenenbaums) performansıyla büyük övgü alsa da 2004'te rol aldığı Welcome to Mooseport'tan sonra oyunculuğu bıraktı.

Hackman, kararını şu sözlerle açıklamıştı: 

Bu iş benim için çok stresli. Filmlerde yapılan fedakarlıklar işin doğası gereği var ama bir noktada artık bunu yapmak istemediğimi fark ettim.

Beyazperdeyi bıraktıktan sonra sadece ABD Deniz Piyadeleri'nin tarihine dair iki belgeselin anlatımını üstlendi.

"Yazmanın yalnızlığını seviyorum"

Oyunculuğu bıraktıktan sonra Hackman, tarihsel kurgu türünde kitaplar yazmaya başladı. Daniel Lenihan'la birlikte Wake of the Perdido Star, Justice for None, Vermillion ve Escape from Andersonville adlı eserleri kaleme aldı.

Ayrıca tek başına Payback at Morning Peak ve Pursuit adlı romanları yazdı.

"Yazmanın yalnızlığını seviyorum. Oyunculukla benzer yönleri var ama daha özel bir alan. Söylemek istediklerim üzerinde daha fazla kontrolüm var" diye açıklıyordu.

sdwefrgt
Gene Hackman, 19 Ocak 2003'te Beverly Hills'te düzenlenen 60. Altın Küre Ödülleri törenine 12 yıl önce evlendiği Betsy Arakawa'yla katılmıştı (AP)

Hackman, 1956'da Faye Maltese'le evlendi ve çiftin üç çocuğu oldu ancak 1986'da boşandılar. 1991'de Betsy Arakawa'yla evlenen Hackman, emekliliğini New Mexico'da geçiriyordu.

80'den fazla filmde rol alan Hackman, aynı zamanda yetenekli bir golfçü, ressam ve yarış pilotuydu. 1983'te Daytona Dayanıklılık Yarışı'na katıldı.

Şöhretten uzak durmayı tercih eden oyuncu, kariyeri boyunca nadiren röportaj verdi.

"Kendinizi bir yıldız olarak görmeye başladığınız anda, canlandırdığınız karakterlerden bir şey kaybedersiniz" diyordu.

Hollywood'un en saygın ve en üretken oyuncularından biri olan Gene Hackman, ardında unutulmaz bir miras bıraktı.

Kaynaklar: BBC, New York Post, People