Pompeii'yi yerle bir eden patlama, kurbanın beynini nasıl cama çevirdi?

Herkulaneum'da, Collegium Augustalium'daki yatağında bulunan kişinin kalıntıları (Pier Paolo Petrone)
Herkulaneum'da, Collegium Augustalium'daki yatağında bulunan kişinin kalıntıları (Pier Paolo Petrone)
TT

Pompeii'yi yerle bir eden patlama, kurbanın beynini nasıl cama çevirdi?

Herkulaneum'da, Collegium Augustalium'daki yatağında bulunan kişinin kalıntıları (Pier Paolo Petrone)
Herkulaneum'da, Collegium Augustalium'daki yatağında bulunan kişinin kalıntıları (Pier Paolo Petrone)

Vezüv Yanardağı'nın volkanik patlamasında hayatını kaybeden bir kişinin kafatasında bulunan cam benzeri madde, arkeologların MS 79'da Pompeii ve Herkulaneum'u yok eden olaylar dizisini çözmesini sağladı.

Perşembe günü Scientific Reports'ta yayımlanan çalışmada camla benzerlikler taşıyan gizemli madde incelenerek bunun, kişinin beyninin kalıntıları olduğu tespit edildi.

Araştırmacılar bu kişinin beyninin muhtemelen "hızlı ısınma" ve ardından "çok hızlı soğuma" sonucu cama dönüştüğünden şüpheleniyor.

Cam, bir sıvının hızla soğuması ve katılaşırken kristalleşmemesi gerektiğinden nadiren doğal yollarla meydana geliyor.

Cam oluşması için maddenin, çevresinin çok üzerinde bir sıcaklıkta katı hale gelmesi gerekiyor.

Dolayısıyla organik bir maddenin cam benzeri bir şekil alması son derece ender yaşanıyor çünkü ortam sıcaklıkları, organik maddenin temel bileşeni olan suyun katılaşması için nadiren yeterince düşük oluyor.

Bu nedenle doğada cam oluşumu çoğunlukla kumlu arazilere kuyrukluyıldız çarpmasıyla sınırlı.

Doğal yolla meydana geldiği düşünülen tek organik cam parçası 2020'de İtalya'nın Herkulaneum kentinde keşfedilmiş ancak maddenin nasıl oluştuğu netlik kazanmamıştı.

Yeni çalışmada şu ifadelere yer verildi: 

Burada, MS 79'daki Vezüv patlamasının sıcak piroklastik akıntı birikintileri içine gömülmüş ve görünüşe göre erkek bir insan bedeninin kafatasında bulunan camsı görünüme sahip maddenin, beynin çok yüksek sıcaklıkta benzersiz bir vitrifikasyon sürecinden geçmesiyle oluştuğunu ve dünyada bu türden tek olay olduğunu gösteriyoruz.

xsadefrgt
Pompeii'deki kişinin kafatasının içinde bulunan organik cam örneği (Pier Paolo Petrone)

Bilim insanları, Collegium Augustalium'daki yatağında yatarken bulunan Herkulaneumlu bireyin kafatası ve omuriliğinde keşfedilen cam parçalarını analiz etti. X ışınları ve elektron mikroskobu kullanarak ileri düzeyde görüntüleme yapan araştırmacılar, beynin cam haline gelebilmesi için en az 510 derecenin üzerinde ısıtıldıktan sonra hızla soğuması gerektiğini saptadı.

Sözkonusu kişi yalnızca şehri kaplayan ateş taşıyan rüzgar ve kül tarafından ısıtılmış olsaydı bu tür bir organik cam oluşamazdı. Çünkü bu akıntıların sıcaklıkları 465 dereceden daha yüksek değildi ve yavaş yavaş soğumaları gerekirdi.

Araştırmacılar bu analize ve modern volkanik patlamalar üzerine yapılan çalışmalara dayanarak Vezüv'ün patlaması sırasında ilk ölümcül olayın hızla dağılan aşırı ısınmış bir kül bulutu olduğu sonucuna vardı.

Bu olay muhtemelen bireyin sıcaklığını 510 derecenin üzerine çıkarmış ve ardından bulut dağılırken hızla ortam sıcaklığına indirmişti.

Araştırmacılar, bireyin kafatası ve omurgasının muhtemelen beyni tam bir termal bozulmadan koruyarak bu eşsiz organik cam parçalarının oluşmasına izin verdiğini söylüyor.

Independent Türkçe



Yaşlanan Japonya çareyi robotlarda buldu

AIREC adlı robotun, yatak yaralarını önleyip bez değiştirebildiği Waseda Üniversitesi'nde gösterildi (Reuters)
AIREC adlı robotun, yatak yaralarını önleyip bez değiştirebildiği Waseda Üniversitesi'nde gösterildi (Reuters)
TT

Yaşlanan Japonya çareyi robotlarda buldu

AIREC adlı robotun, yatak yaralarını önleyip bez değiştirebildiği Waseda Üniversitesi'nde gösterildi (Reuters)
AIREC adlı robotun, yatak yaralarını önleyip bez değiştirebildiği Waseda Üniversitesi'nde gösterildi (Reuters)

Sıkı göç politikasına, düşük doğum oranlarına ve çalışma çağındaki nüfusun azalmasına sahne olan Japonya'da yaşlıların bakımı için robotlar geliştiriliyor.

Yapay zekayla çalışan bir robotun sırtüstü yatan bir erkeği nazikçe yan çevirebildiği, Waseda Üniversitesi'nde gazetecilere gösterildi. 

Bu hareketin yatak yaralarını önleyip bez değiştirme konusunda faydalı olacağı bildirildi. 

150 kilogram ağırlığındaki insansı robotun adı AIREC. Bu prototip, yaşlıların bakımı için geliştiriliyor. 

Devlet desteği alan projenin başındaki Shigeki Sugano şu ifadeleri kullanıyor:

Son derece gelişmiş toplumumuzun yaşlandığı ve doğumların azaldığı düşünüldüğünde, hem yaşlılarda ve tıbbi bakımda hem de günlük hayatlarımızda robotların desteğine ihtiyaç duyacağız.

Sugano insanlarla temas kuracak robotların daha zeki ve hassas olması gerektiğine işaret ediyor:

Tüm dünyada insansı robotlar geliştirilse de nadiren insanlarla doğrudan temasa giriyorlar. Fabrikalarda çalıştırılıyorlar ya da ev işleri yapıyorlar. İnsanlar denkleme girince güvenlik ve hareketlerini her bir insana göre nasıl ayarlayacakları da mevzubahis oluyor.

Sugano'nun ekibinin robotu AIREC, bir kişinin ayağa kalkması ve çorap giymesine yardım edebiliyor. Çamaşır katlama ve yumurta pişirme gibi faydaları da var.

Ancak bilim insanı, AIREC'in halka erişiminin 2030'u bulmasını beklediğini ve 10 milyon yenden (yaklaşık 2,4 milyon TL) aşağı bir fiyat etiketine sahip olamayacağını da söylüyor.

Japonya'da ciddi bir nüfus krizi yaşanıyor. İçişleri ve İletişim Bakanlığı'nın nisanda yayımladığı verilere göre, ülkenin nüfusu son 13 yıldır düşüşte.

Doğum oranlarının artırılması amacıyla 4 gün çalışma düzenine geçmek gibi sıradışı tedbirler alınıyor.

II. Dünya Savaşı sonrasında, 1947-1949'da doğan "baby boomer" kuşağının 75 yaşını aştığı ve 2024'te doğan bebek sayısının 9 yıldır üst üste düştüğü düşünüldüğünde yaşlıların bakımı için eleman bulmanın zorluğu anlaşılabiliyor. 

Aralık ayında bakım sektöründe açılan her 4,25 işe yalnızca bir kişi başvurdu. 

Son yıllarda ülkedeki göçmen işçilerin sayısı artsa da 2023'te yalnızca 57 bin civarındaydı. Bu da yabancıların, işgücünün yüzde 3'ünden azını oluşturdukları anlamına geliyor.

Yaşlı bakımına odaklanan Zenkoukai şirketinin müdürlerinden Takashi Miyamoto, "Başımızı zar zor suyun üstünde tutuyoruz. 10-15 yıla durum daha da iç karartıcı olacak. Bunun önüne geçmek için en iyi şansı teknoloji sunuyor" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, CNN