2,4 milyon bebeğin hayatını kurtaran "Altın Kollu Adam" öldü

Fetüsün ve yenidoğanın hemolitik hastalığının yol açtığı olumsuz durumlar, onun kanıyla engelleniyordu (Avustralya Kızılhaçı)
Fetüsün ve yenidoğanın hemolitik hastalığının yol açtığı olumsuz durumlar, onun kanıyla engelleniyordu (Avustralya Kızılhaçı)
TT

2,4 milyon bebeğin hayatını kurtaran "Altın Kollu Adam" öldü

Fetüsün ve yenidoğanın hemolitik hastalığının yol açtığı olumsuz durumlar, onun kanıyla engelleniyordu (Avustralya Kızılhaçı)
Fetüsün ve yenidoğanın hemolitik hastalığının yol açtığı olumsuz durumlar, onun kanıyla engelleniyordu (Avustralya Kızılhaçı)

Avustralya'nın Yeni Güney Galler eyaletindeki bir bakımevinde yaşayan James Harrison'ın 17 Şubat'ta hayatını kaybettiği açıklandı. 

Ülkesinde "Altın Kollu Adam" diye bilinen Harrison'ın ölüm haberi dünyada yankılandı zira kendisi yaptığı kan bağışlarıyla 2,4 milyon bebeğin hayatını kurtarmıştı. 

Ender görülen Anti-D, 88 yaşındaki adamın kanında bolca bulunuyordu. 

Bu antikor, kendi kanlarıyla doğmamış bebeklerine saldırma riski taşıyan hamilelere veriliyor. Böylece bebeklerin kalp yetmezliği ve anemi gibi ölüme varan durumlarla karşı karşıya kalması engelleniyor.

Anti-D uygulamaları 1960'larda geliştirilmeden önce bu sorunu yaşayan her iki bebekten biri ölüyordu.

Harrison'ın kızı Tracey Mellowship, babasının çok sayıda hayat kurtarmaktan dolayı büyük gurur duyduğunu belirterek "Kan vermenin acı vermediğini ve kurtarılan hayatın sizinki de olabileceğini hep söylerdi" dedi. 

Kendisinin yanı sıra Harrison'ın torunlarından ikisinin de kan uyuşmazlığı gerekçesiyle Anti-D aldığını hatırlatan Mellowship, "Bizim gibi pek çok ailenin onun iyilikseverliği sayesinde var olduğunu duymak onu mutlu ederdi" ifadesini de kullandı.

Ölüm haberinden sonra açıklama yapan Avustralya Kızılhaçı, 14 yaşındayken ciddi bir göğüs ameliyatı geçiren Harrison'ın kendisine yapılan kan nakillerinden sonra bağışçı olmaya karar verdiğini bildirdi. 

Altın Kollu Adam'ın 18 yaşından 81 yaşına kadar her iki haftada bir kan plazması bağışı yaptığı vurgulandı. 

Avustralyalı, 2005'te en çok kan bağışı yapan kişi rekorunu kırmıştı. Ancak bu paye, 2022'de bir Amerikalı tarafından elinden alındı.

Brett Cooper, 17 yılda 1200'ü aşkın kan bağışı yaptı. Geride bıraktığı Altın Kollu Adam'ın kan bağısı sayısıysa 1173.

Harrison'ın kanının nasıl Anti-D zengini olduğu net değil ancak 14 yaşındayken kendisine nakledilen kanlarla bağlantılı olabileceği düşünülüyor. 

Avustralya'da 200'den az Anti-D bağışçısı var fakat her yıl ülkede yaklaşık 45 bin anne bu konuda yardıma ihtiyaç duyuyor. 

Anti-D'nin laboratuvarlarda geliştirilip insanlarda kullanılmasına yönelik çalışmalar sürdürülüyor. 

Independent Türkçe, BBC, UPI



İlk kez bir Antik Mısırlının tam genomu çözüldü

Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)
Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)
TT

İlk kez bir Antik Mısırlının tam genomu çözüldü

Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)
Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)

Bilim insanları ilk kez bir Antik Mısırlının tüm genomunu diziledi. Yaklaşık 4 bin 500 yıl önce yaşayan adamın kalıntıları, antik uygarlıktan gelen en eski genetik veriyi de sunuyor.

Uzmanlar, bölgenin sıcak iklimi DNA'nın kolayca bozunmasına yol açtığı için Antik Mısır'dan genetik kayıtlar bulmanın epey zorlu bir iş olduğunu söylüyor. Ayrıca bu toplumda yaygın olan mumyalama da yumuşak dokuları muhafaza etmesine karşın DNA'nın düzgün bir şekilde korunmasını engelliyor.

Bugüne kadar Antik Mısır'dan sadece üç kişinin genomunun bir kısmı dizilenmişti. Ayrıca bu kişiler uygarlığın daha geç dönemlerinde yaşamıştı. 

Bulguları önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (2 Temmuz) yayımlanan çalışmadaysa, bu örneklerden en az bin yıl daha önceye ait bir genom ilk kez tamamen dizilendi. 

Kahire'nin güneyindeki Nuwayrat köyünde 1900'lerin başında bulunan kalıntılar, kayaya oyulmuş bir mezarın içine yerleştirilmiş bir çömlek kabın içindeydi.

Liverpool John Moores Üniversitesi'nden Dr. Adeline Morez Jacobs liderliğindeki araştırmacılar, 4 bin 500 ila 4 bin 800 yıl önce yaşamış kişinin kemiklerini inceledi. Ayrıca dişinden aldıkları örneklerle genomunu dizileyen ekip, Antik Mısırlı hakkında eşsiz bilgiler elde etti.

VFDGH
Adamın kalıntılarını içeren çömlek 1902'de keşfedilmişti (Garstang Arkeoloji Müzesi/Liverpool Üniversitesi)

İlk piramitler inşa edilirken yaşayan kişinin kalıntıları, 44-64 yaşında ölen bir erkek olduğuna işaret ediyor. Makalenin yazarlarından Joel Irish, MÖ 2855 ila 2570'de hayatını kaybeden adam hakkında "Öldüğünde muhtemelen 60'lı yaşlarındaydı, ki bu o dönem için inanılmaz derecede ileri bir yaş" diyor.

Bilim insanları kişinin genetik materyalinin yüzde 80'inin beklendiği gibi Kuzey Afrika kökenine sahip olduğunu tespit etti. Ancak yüzde 20'si, Batı Asya ve Mezopotamya bölgesindeki insanlara dayanıyordu.

Araştırmacılar Antik Mısır ve Mezopotamya halkları arasında bir ilişki olduğunu uzun zamandır düşünüyordu. Arkeolojik bulgular bu etkileşime güçlü kanıtlar sunsa da bugüne kadar genetik bir veri elde edilememişti. 

Harvard Üniversitesi'nden Iosif Lazaridis, yer almadığı çalışmanın bulguları hakkında "Bu örnek bize, bu kadar erken bir tarihte Mısır'da çoğunlukla Kuzey Afrikalı soyundan gelen ancak Mezopotamya'dan da bir miktar soy katkısı olan insanlar olduğunu söylüyor" diyor: 

Bu coğrafi açıdan mükemmel derecede mantıklı.

Araştırmacılar bulunan kemiklerde artrit ve osteoporoz belirtilerinin yanı sıra yaşamının büyük bölümünde aşağı baktığını ve öne doğru eğildiğini gösteren işaretler tespit etti. Ayrıca kollarını uzun süre önünde tuttuğunu, ağır malzemeler taşıdığını ve sert yüzeylere oturduğunu gösteren bulgulara rastlandı. 

Ekip bu verilere dayanarak bu kişinin ağır işçilik yaptığı ve muhtemelen çömlekçi olduğu sonucuna vardı. Irish çömlekçi çarkının da Mısır'a bu dönemde geldiğini söyleyerek ekliyor:

Öte yandan bir çömlekçiye genellikle böyle üst sınıf bir cenaze töreni düzenlenmez. Belki de olağanüstü yetenekli ya da başarılı olduğu için sosyal statüsü yükselmişti.

Bilim insanları Antik Mısır ve Mezopotamya ilişkisine ışık tutan yeni çalışmanın sadece tek bir genom örneğine dayandığına ve daha fazla kanıt bulmayı beklediklerine değiniyor. Bu sayede iki bölgede yakın zamanda ortaya çıkan yazının kökenlerini ve farklı toplumlar arasındaki göçleri daha iyi anlamayı umuyorlar.

Makalenin ortak yazarı Dr. Linus Girdland-Flink "Bu, insan genetik varyasyonu bulmacasının sadece bir parçası: Bugüne kadar yaşamış her insan ve onların genomu bu bulmacanın benzersiz bir parçasını oluşturuyor" diyerek ekliyor:

Hiçbir zaman herkesin genomunu dizileyemeyeceğiz ancak insanlık tarihinde bugün kim olduğumuzu şekillendiren önemli olayları doğru bir şekilde yeniden yapılandırmak için dünyanın dört bir yanından yeterince çeşitli örnek toplamayı umuyoruz.

Independent Türkçe, CNN, New Scientist, Nature