Jenna Ortega'nın yeni filmi coşkuyla karşılandı

Hollywood'un 22 yaşındaki yükselen yıldızı Jenna Ortega, geçen yıl Tim Burton'ın yönettiği Beterböcek Beterböcek'te (Beetlejuice Beetlejuice) rol aldı (A24)
Hollywood'un 22 yaşındaki yükselen yıldızı Jenna Ortega, geçen yıl Tim Burton'ın yönettiği Beterböcek Beterböcek'te (Beetlejuice Beetlejuice) rol aldı (A24)
TT

Jenna Ortega'nın yeni filmi coşkuyla karşılandı

Hollywood'un 22 yaşındaki yükselen yıldızı Jenna Ortega, geçen yıl Tim Burton'ın yönettiği Beterböcek Beterböcek'te (Beetlejuice Beetlejuice) rol aldı (A24)
Hollywood'un 22 yaşındaki yükselen yıldızı Jenna Ortega, geçen yıl Tim Burton'ın yönettiği Beterböcek Beterböcek'te (Beetlejuice Beetlejuice) rol aldı (A24)

Parçalanmış bedenler, mor kan ve ölümcül tek boynuzlu atlar...

Bütün bunlar, Death of a Unicorn'u ABD'nin Austin kentinde düzenlenen SXSW Film Festivali'nin büyük sürprizlerinden biri haline getiren unsurlar. Kara komedi türündeki film, cumartesi günü gerçekleşen prömiyerinde coşkulu bir seyirciyle buluştu.

"Çekimler çok eğlenceliydi"

Death of a Unicorn, hafta sonu kaçamağı yapmak için milyarder patronunun evine gitmek üzere yola çıkan Elliot ve Ridley adındaki baba-kızın, arabalarıyla tek boynuzlu bir ata çarpmasını konu alıyor. 

Richard E. Grant'in canlandırdığı patron, tek boynuzlu atın mucizevi faydalar sağladığını fark edince olaylar gelişiyor. 

Jenna Ortega ve Paul Rudd'ın başrollerini paylaştığı filmde ayrıca Will Poulter, Téa Leoni, Richard E. Grant, Anthony Carrigan, Sunita Mani ve Jessica Hynes yer alıyor.

Film sonrası düzenlenen soru-cevap etkinliğinde Tea Leoni, seyirciye seslenerek, "Çekimler çok eğlenceliydi ve gösterim sırasında sizin tezahüratlarınızı duymak gerçekten özeldi" dedi.

Filmin duygusal merkezinde Elliot ve Ridley'nin gerilimli baba-kız ilişkisi yer alıyor. Bu nedenle Ortega'nın, "Filmin çekimlerine başlamadan sadece bir-iki gün önce tanıştık" demesi salonu şaşırttı.

Paul Rudd ise şakayla karışık ekledi: 

Neyse ki bu konuda tecrübeliyiz. Jenna gerçek hayatta bir kız çocuğu, ben de gerçekten bir babayım.

Filmin en büyük alkışını ise büyük ölçüde sessiz ama son derece etkileyici performansıyla Anthony Carrigan aldı. Carrigan, Leopold ailesinin yılgın uşakları Griff rolüyle film boyu tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor.

"Bazen hiçbir şey söylemenize gerek kalmaz"

"Replikler elbette önemli" diyen Carrigan ekledi: 

Ama bu inanılmaz oyuncuların performanslarına karşılık vermek başlı başına bir keyifti. Bazen hiçbir şey söylemenize gerek kalmaz.

Death of a Unicorn, daha önce Blow the Man Down ve Resurrection'da yapımcı olarak görev yapan Alex Scharfman'ın ilk yönetmenlik denemesi.

Ritüel (Midsommar), Ayin (Hereditary) ve Korkuyorum'la (Beau Is Afraid) tanınan Ari Aster'ın yönetici yapımcı görevini üstlendiği filmin müziklerini usta sinemacı John Carpenter, oğlu Cody Carpenter ve Daniel Davies'le birlikte besteledi.

A24 yapımı Death of a Unicorn, ABD'de 28 Mart'ta gösterime girecek. Filmin Türkiye sinemalarında gösterilip gösterilmeyeceğiyse henüz belli değil.

Independent Türkçe, Variety, ScreenRant



Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
TT

Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)

Yeni bir araştırmaya göre depresyon, ağızda bulunan bakterilerin çeşitliliğinin azlığıyla bağlantılı olabilir.

Siz bu haberi okurken ağzınızda 500 milyar ila 1 trilyon bakteri bulunuyor. Bağırsak mikrobiyomundan sonra ağız, insan vücudundaki en büyük ikinci mikroorganizma topluluğunu barındırıyor.

New York Üniversitesi'ndeki (NYU) araştırmacılar, bu mikropların yapısının depresyonun teşhis ve tedavisinde işe yarayabileceğini söylüyor. Yeni çalışmada, ağızda mikropların çeşitliliğinin azalmasının ruh sağlığıyla ilişkili olduğunu buldular.

NYU Rory Meyers Hemşirelik Okulu'nda araştırmadan sorumlu dekan yardımcısı Dr. Bei Wu, "Ağız mikrobiyomunun, iltihaplanma veya bağışıklık sistemindeki değişiklikler yoluyla depresif semptomları etkilemesi mümkün. Tersine, depresyon beslenme alışkanlıkları, kötü ağız hijyeni, sigara ve alkol kullanımının artması veya ilaç kullanımı gibi değişikliklere yol açabilir ve bunların tümü ağız mikrobiyomunu değiştirebilir" dedi.

Bu ilişkinin hangi yönde işlediğini ve altında yatan mekanizmaları anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var.

Wu, bu hafta BMC Oral Health adlı akademik dergide yayımlanan çalışmanın kıdemli yazarı.

Bu sonuçlara ulaşmak için yazarlar, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketi'nden elde edilen verileri inceledi. 2009'la 2012 arasında 15 binden fazla yetişkinden toplanan anket verilerini kullanarak depresyon belirtilerini tükürük örnekleriyle karşılaştırdılar.

Ayrıca, tükürükteki mikropları tanımlamak ve ağız mikrobiyomunun çeşitliliğini ölçmek için gen dizileme kullandılar. Böylece, mikrobiyal çeşitliliği daha az olan kişilerin depresyon belirtileri gösterme ihtimalinin daha yüksek olduğunu keşfettiler.

Ek analizler, sigara içme, alkol tüketimi ve diş bakımı gibi alışkanlıkların ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkiyi etkilediğini ortaya koydu. Bunların tümü ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor.

Antidepresanlar ve diğer psikotropik ilaçların, tükürük miktarını azaltan ve ağız mikro ortamını değiştiren yan etkileri olduğunu belirttiler.

"Dolayısıyla ilaçlar sadece depresif semptomları hafifletmekle kalmıyor, aynı zamanda ağız sağlığı üzerinde düzenleyici bir etkiye de sahip" dediler.

cdsfvgh
Önceki araştırmalar, ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu göstermişti. İçki içme ve diş bakımı gibi alışkanlıklar ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor (AFP)

Yine de ağızdaki mikropların çeşitliliğinin depresyonu etkileyip etkilemediği, depresyonun ağız mikrobiyomunda değişikliklere yol açıp açmadığı veya simbiyotik bir ilişki olup olmadığı hâlâ belirsiz.

Araştırmacılar, yakın zamanda yapılan bir çalışmanın depresyonla bağırsaktaki bakteri çeşitliliği arasında olası bir bağlantı bulduğunu belirtti. Ayrıca giderek artan sayıda araştırmanın ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu gösterdiğini eklediler. Bunun nedeninin iltihaplanma ve bağışıklık sistemindeki bozukluklar olduğu düşünülüyor.

Araştırmacılar, bu bulguların konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacağını umuyorlar. 2021'de, tahmini 21 milyon yetişkinin geçen yıl en az bir kez majör depresif nöbet yaşadığı tahmin ediliyor.

Wu, "Ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkinin daha iyi anlaşılması, sadece depresyonun altında yatan mekanizmaları öğrenmemize yardımcı olmakla kalmayıp, duygudurum bozuklukları için yeni biyolojik işaretler veya tedaviler geliştirilmesine de katkıda bulunabilir" dedi.

Independent Türkçe