Al Pacino, kariyerindeki favori rollerini açıkladı

Senaryosunu Oliver Stone'un kaleme aldığı 1983 yapımı Yaralı Yüz'de Al Pacino'ya Michelle Pfeiffer eşlik etmişti (Universal Pictures)
Senaryosunu Oliver Stone'un kaleme aldığı 1983 yapımı Yaralı Yüz'de Al Pacino'ya Michelle Pfeiffer eşlik etmişti (Universal Pictures)
TT

Al Pacino, kariyerindeki favori rollerini açıkladı

Senaryosunu Oliver Stone'un kaleme aldığı 1983 yapımı Yaralı Yüz'de Al Pacino'ya Michelle Pfeiffer eşlik etmişti (Universal Pictures)
Senaryosunu Oliver Stone'un kaleme aldığı 1983 yapımı Yaralı Yüz'de Al Pacino'ya Michelle Pfeiffer eşlik etmişti (Universal Pictures)

Usta oyuncu Al Pacino, uzun ve efsanevi kariyeri boyunca tam 9 kez Akademi Ödülü'ne aday gösterildi. Ancak Pacino, kendisine yıllar içinde pek çok ödül kazandıran performanslarına rağmen en çok 1990 yapımı Dick Tracy'de rol alırken eğlendiğini ve 1983 tarihli Brian De Palma klasiği Yaralı Yüz'de (Scarface) canlandırdığı Kübalı mülteci Tony Montana karakterinin onun için "favori" olduğunu açıkladı.

Pacino, bu açıklamayı Köpeklerin Günü'nün (Dog Day Afternoon) 50. yıldönümü için düzenlenen özel gösterimde yaptı. 

Kaliforniya'nın Santa Monica kentinde gerçekleşen etkinlikte efsanevi oyuncu, film sonrası düzenlenen soru-cevap bölümünde "Dürüst olayım, benim için Yaralı Yüz'ün eline su dökecek bir film yok" dedi.

84 yaşındaki Oscarlı yıldız, bu seçiminin ardındaki nedeniyse şöyle açıkladı:

Bir zamanlar Los Angeles'ta Tiffany adında bir sinema vardı, artık yok. Eski filmleri oynatırlardı. Orada 1932 yapımı Yaralı Yüz'ü gösterdiklerini duyunca birkaç arkadaşımla gitmiştim. Yönetmen Howard Hawks'un çektiği, başrolünde o dönemin en büyük oyuncularından Paul Muni'nin yer aldığı bu filmi izlediğimde resmen büyülenmiştim.

Pacino, azılı banka soyguncusu John Wojtowicz'in hikayesinden ilhamla çekilen Köpeklerin Günü'ndeki performansıyla 1976'da En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar adaylığı kazanmıştı. 

Filmdeki Sonny Wortzik karakteri hayranların en sevdiği rollerden biri olsa da Pacino, Warren Beatty'nin 1990 yapımı Dick Tracy filminde canlandırdığı Big Boy Caprice karakterini oynarken inanılmaz keyif aldığını söyledi. 

Aynı etkinlikte Pacino'ya en zorlayıcı rolleri de soruldu. Usta aktör, oynadığı rollerin neredeyse yarısının zorlayıcı olduğunu düşündüğünü ve Köpeklerin Günü'nün de kesinlikle bunlardan biri olduğunu söyledi. 

Independent Türkçe, Variety, MovieWeb



Yiyeceklerin yapısının tokluk hissinde rol oynayabileceği tespit edildi

Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
TT

Yiyeceklerin yapısının tokluk hissinde rol oynayabileceği tespit edildi

Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)

Bilim insanları yiyeceklerin yapısının tokluk hissini etkileyebildiğini tespit etti. 

Obezite gibi hastalıkların artışında modern beslenme alışkanlıkları kritik bir rol oynuyor. Ultra işlenmiş gıdalar da bu sorunun temel nedenleri arasında sayılıyor.

Öte yandan bu yiyecekler genellikle yağ, şeker ve tuz gibi sağlığa risk teşkil ettiği bilinen besinleri de yüksek miktarda içeriyor. Uzmanlar gıdaların nasıl "işlendiğinin" gözden kaçabileceğini söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Imperial College London ve Quadram Enstitüsü'nden araştırmacılar gıdaların yapısının, etkilerini nasıl değiştirdiğini anlamak üzere bir çalışma yürüttü.

Bulguları hakemli dergi Nature Metabolism'de yayımlanan çalışmada 10 sağlıklı yetişkin 4 günlüğüne bir kliniğe yerleştirildi. Katılımcılara beslenme sondası takılarak mide ve üst ince bağırsaklarından düzenli numune alındı. Böylece gıdaların nasıl sindirildiği ve bunun bağırsaktaki metabolizma sonucu ortaya çıkan maddeleri nasıl etkilediği değerlendirildi.

Katılımcılar, hücreleri kırılmış veya bütün haldeki nohut unundan yapılan lapalarla beslendi. Yani bir lapadaki nohutlar, geleneksel nohut unu yapımında olduğu gibi doğal hücre yapısı bozulacak şekilde işlenmişti. Diğerindeyse hücrelerin bozulmaması için farklı bir işlem uygulandı.

Araştırmacılar, besin değerleri birebir aynı olan bu gıdaların vücutta farklı etkilere yol açtığını gözlemledi. 

Hücre yapısı bozulan nohut unundan yapılan lapa, daha hızlı sindirilerek kandaki glikoz seviyesini, diğer lapaya kıyasla 2 ila 4 kat daha fazla yükseltti.

Parçalanmamış hücrelere sahip gıda ise daha yavaş sindirildi. Ayrıca iştahı bastırmasıyla bilinen GLP-1 ve PYY hormonları daha uzun süre boyunca salgılandı. Katılımcılar da daha uzun süre tokluk hissettiğini bildirdi. 

Çalışmanın çok az kişiyle yapılmış olması gibi önemli bir sınırlılığı var. Ancak bulgular obezite ve tip 2 diyabetle mücadelede, gıdaların yapısının kayda değer bir rol oynayabileceğine işaret ediyor.

Makalenin yazarlarından Gary Frost "Gıdaların yapısının değiştirilmesi, nihayetinde halkı tip 2 diyabet gibi kronik hastalıklardan korumaya katkı sağlayabilir ve bu araştırma bu yüzden çok heyecan verici" diyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Mingzhu Cai ise zayıflama iğnelerinin başarısına değinerek şu ifadeleri kullanıyor:

Ozempic gibi GLP-1 agonistleri hakkında çok fazla tartışma dönüyor. Doğal GLP-1 seviyeleri asla bu ilaçların dozuna ulaşmayacak olsa da nasıl ve nerede salındığını anlayarak vücudumuzun üretebileceği dozları artırma şansımız var.

Bulgular, gıdaların işlenme biçimindeki farklılıkların yalnızca tokluk hissini artırmakla kalmayıp daha sağlıklı sonuçlar da doğurabileceğini gösteriyor.

Independent Türkçe, Imperial College London, Quadram Enstitüsü, Nature Metabolism