Neandertal ve modern insan melezi çocuğun yaşı belirlendi

Araştırmacılar, hem modern insan hem de Neandertal özelliklerine sahip çocuğa ait önkol kemiği parçalarını inceledi (João Zilhão/AP)
Araştırmacılar, hem modern insan hem de Neandertal özelliklerine sahip çocuğa ait önkol kemiği parçalarını inceledi (João Zilhão/AP)
TT

Neandertal ve modern insan melezi çocuğun yaşı belirlendi

Araştırmacılar, hem modern insan hem de Neandertal özelliklerine sahip çocuğa ait önkol kemiği parçalarını inceledi (João Zilhão/AP)
Araştırmacılar, hem modern insan hem de Neandertal özelliklerine sahip çocuğa ait önkol kemiği parçalarını inceledi (João Zilhão/AP)

Bilim insanları hem modern insan hem de Neandertal özellikleri taşıyan çocuğun kalıntılarının yaşını belirledi.

Portekiz'in Lapedo Vadisi'ndeki Lagar Velho kazı alanında 1998'de yapılan çalışmalarda 4-5 yaşında öldüğü düşünülen bir çocuğun iskeleti bulunmuştu. Bilim insanları çocuğun diş büyüklükleri gibi özelliklerinin modern insanlara (Homo sapiens), vücut ölçülerininse Neandertallere benzediğini gözlemlemişti.

Lapedo çocuğu denen bu kişinin melez olduğu düşüncesi ilk başta pek kabul görmese de aradan geçen yaklaşık 30 yılda yapılan araştırmalar, iki insan türünün birlikte yaşadığı ve çiftleştiğini ortaya koydu. Hatta Afrika dışındaki modern insanların genomunun yüzde 1 ila 4'ü Neandertal kökenli. 

Araştırmacılar, Lapedo çocuğunun ne zaman yaşadığını saptama zorluğu da yaşıyordu. Klasik radyokarbon tekniğiyle yapılan analizler zaman aralığını daraltsa da yeterince güvenilir sonuçlar vermiyordu. Özellikle kemiklerin arasında büyüyen kökler ve bitki gibi şeylerden kaynaklar kirlilik sorun yaratıyordu.

Hakemli dergi Science Advances'ta 7 Mart Cuma günü yayımlanan çalışmada yeni bir teknik kullanan bilim insanları, Lapedo çocuğunun 27 bin 780 yıl ila 28 bin 550 yıl önce yaşadığını saptadı.

Bileşiğe özgü radyokarbon analizi (CSRA) denen bu yöntem, doğrudan kemikten karbon alarak kirlilik sorunun üstesinden geliyor. Makalenin başyazarı Bethan Linscott, "Bileşiğe özgü radyokarbon tarihlemenin en önemli faydası, arkeolojik kemiklerdeki kirlenmeyi gidermede son derece etkili olması" diyor:

Bu özellikle iyi korunmamış kemiklerle uğraşırken önemli çünkü bu tür örneklerde bulunan eser miktardaki kirlilik bile tarihin doğruluğunu ciddi şekilde etkileyebilir.

Bilim insanları ayrıca çocuğun mezarında keşfedilen ve cenaze ritüelinin parçası olduğu varsayılan tavşan kemikleri, kızıl geyik kemikleri ve odun kömürünü de tekrar inceledi.

Bulgular sadece tavşan kemiklerinin çocukla aynı döneme ait olduğuna, diğerlerinin daha eskiye dayandığına işaret ediyor. Bilim insanları tavşanın, Lapedo çocuğunun kefene sarılan bedeninin üzerine adak olarak yerleştirildiğini tahmin ediyor.

Miami Üniversitesi'nden Linscott "Çocuğun kalıntılarını başarılı bir şekilde tarihlendirebilmek, ona hikayesinin küçük bir parçasını geri vermek gibi hissettirdi ki bu muazzam bir ayrıcalık" ifadelerini kullanıyor.

Wellesley Koleji'nden Adam Van Arsdale ise yer almadığı çalışmanın bulgularını şöyle değerlendiriyor:

Lagar Velho'dan herhangi bir genetik kanıtımız olmasa da alanın yaşı hakkında ek bir doğrulama sağlamak, Neandertallerin yerini Homo sapiens'in alma sürecinin nasıl gerçekleşmiş olabileceğini morfoloji temelinde daha iyi anlamamızı sağlıyor.

Bilim insanları yaklaşık 40 bin yıl önce soyu tükenen Neandertallerin ve modern insanların ne kadar süre birlikte yaşadığı ve aktarılan özelliklerin nasıl faydaları olabileceğini çözmeye çalışıyor.

Independent Türkçe, Live Science, Discover Magazine, AP, Science Advances



Netflix'in suç dramasına övgü yağıyor: İkinci sezon şart

Netflix'in David Fincher imzalı sevilen dizisi Mindhunter'la tanınan Holt McCallany, The Waterfront'ta Harlan Buckley rolünde (Netflix)
Netflix'in David Fincher imzalı sevilen dizisi Mindhunter'la tanınan Holt McCallany, The Waterfront'ta Harlan Buckley rolünde (Netflix)
TT

Netflix'in suç dramasına övgü yağıyor: İkinci sezon şart

Netflix'in David Fincher imzalı sevilen dizisi Mindhunter'la tanınan Holt McCallany, The Waterfront'ta Harlan Buckley rolünde (Netflix)
Netflix'in David Fincher imzalı sevilen dizisi Mindhunter'la tanınan Holt McCallany, The Waterfront'ta Harlan Buckley rolünde (Netflix)

Gençlik dizisi Dawson's Creek ve korku serisi Çığlık'ın (Scream) yaratıcısı Kevin Williamson imzalı yeni suç draması The Waterfront, haziranda Netflix'te yayımlanmasının ardından kısa sürede geniş bir izleyici kitlesine ulaştı.

8 bölümlük dizi, dünya çapında 11,6 milyon kez izlendi ve 70 ülkede Netflix'in en popüler 10 yapımı arasına girmeyi başardı. 

Kuzey Carolina sahilinde geçen hikaye, Buckley ailesinin zayıflamaya başlayan balıkçılık imparatorluğunu odağına alıyor. Görünüşte geleneksel bir aile olsalar da perde arkasında ihanet, karanlık sırlar ve organize suçlarla kuşatılmış karanlık bir dünya gizleniyor.

The Waterfront, sıradan bir ailenin suç dünyasına karışmasını anlatan drama dizisi Ozark'a benzetiliyor.

Dizinin kadrosunda 1990'ların yıldız isimlerinden Holt McCallany, Çıtır Kızlar'la (Coyote Ugly) tanınan Maria Bello ve popüler dizi Supergirl'den Melissa Benoist gibi dikkat çekici oyuncular yer alıyor. 

The Waterfront, aile bağlarının karanlık yüzünü ve bir mirası korumak için nelerin göze alınabileceğini çarpıcı biçimde işliyor.

Sosyal medyadaki izleyici yorumları da dizinin ne kadar etkileyici olduğunu gözler önüne seriyor. X'te bir kullanıcı, "The Waterfront tam olarak Ozark havası veriyor. Dalmaya hazırım!" paylaşımında bulunurken, bir diğeri, "Melissa Benoist için geldim, hikaye için kaldım. Gerçekten çok iyi bir dizi" yorumunu yaptı.

Bir Reddit kullanıcısı, The Waterfront için "İzlemeye değer" derken, bir başkası ise "Ozark'ı hatırlattı... İnsanı o kadar germiyor ama yine de sağlamdı" ifadesini kullandı.

Bir diğer izleyiciyse, diziyi şöyle özetledi: 

Gergin, kaotik, tempolu ve izlemesi çok eğlenceli!

İnternette heyecan dalga dalga yayılırken, pek çok kişi ikinci sezonun çekilmesi için Netflix'e çağrıda bulunuyor. "Lütfen ikinci sezonu istiyoruz" diyen bir hayrana başka biri şöyle katılıyor: 

Eğer benim gibi Ozark'ı sevdiyseniz, sıradaki Netflix maratonunuz The Waterfront olmalı. Çılgın sürprizlerle dolu. Gerçekten muhteşem.

Dizinin yaratıcılarından Kevin Williamson, New York Post'a verdiği röportajda The Waterfront'u yazarken kendi geçmişinden ilham aldığını söylemişti. Bir kıyı kasabasında büyüyen Williamson, balıkçı babası Wade ve bir otelde çalışan annesi Faye'le denizcilikle iç içe bir yaşam sürmüş.

"Ben balıkçı bir aileden geliyorum. Sadece babam değil, tanıdığım herkes balıkçıydı" diyen yönetmen, aynı zamanda kariyeri boyunca sıklıkla işlediği ihanet ve ahlaki gri alanlar gibi temaları bu yapımda da merkezine alıyor.

Independent Türkçe, Express, LadBible, New York Post