En kirli 20 şehir açıklandı

13 kentle listeye giren Hindistan'a bağlı Bynirhat en kirli yer olarak belirlendi (AFP)
13 kentle listeye giren Hindistan'a bağlı Bynirhat en kirli yer olarak belirlendi (AFP)
TT

En kirli 20 şehir açıklandı

13 kentle listeye giren Hindistan'a bağlı Bynirhat en kirli yer olarak belirlendi (AFP)
13 kentle listeye giren Hindistan'a bağlı Bynirhat en kirli yer olarak belirlendi (AFP)

Hava kalitesi takibine odaklanan İsviçre şirketi IQAir'ın derlediği ölçümlerin sonuçları bugün yayımlandı. 

Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) hava kalitesi için belirlediği standardı yalnızca 7 ülkenin karşıladığı ortaya çıktı. 

Avustralya, Bahamalar, Barbados, Estonya, Grenada, İzlanda ve Yeni Zelanda'da yaşayan şanslı azınlık dışındakilerin kirlilikten göreceği zarara işaret edildi. 

Sırasıyla Çad, Bangladeş, Pakistan, Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Hindistan havanın en kalitesiz olduğu ülkeler olarak dikkat çekti. 

Çin'i geçerek en fazla nüfusa sahip olan Hindistan, en kirli 20 yerden de 13'ünü barındırıyor. 

Hindistan'dan Delhi ikinci sırada.

N’Djamena, ilk 20'ye birinci sıradan girerken Çad'ın başkenti dışında listedeki tüm şehirler Asya'da.

Kazakistan'dan Karağandı üçüncü, Çin'e bağlı Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nden Hotan ise 17. oldu. 

Pakistan'dan da 4 şehir ilk 20'de.

dfrgty
İncelenen kentlerin yüzde 17'si DSÖ standartlarına uyabildi (IQAir/OpenStreetMap/Independent Türkçe)

DSÖ, yıllık ortalamada PM 2,5 seviyelerinin metreküp başına 5 mikrogramın altında olması gerektiğini belirtiyor. Zira çapı 2,5 mikrometreden küçük olan ince partikül maddeler, pek çok hastalığa neden oluyor.

Çad ve Bangladeş, DSÖ’nün belirlediği sınır değeri en az 15 kat aştı. Çad'da 91,8 mikrogram ortalaması görüldü. 

Asya ve Afrika'daki pek çok ülkeden sağlıklı veriler toplanamadığını bildiren IQAir, bazı yerlerdeyse yalnızca ABD'nin diplomatik temsilciliklerine yerleştirilen sensörlere bel bağlandığını aktardı. 

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın artık bu konuyu finanse etmeyeceği ve dünyanın farklı bölgelerini kapsayan 17 yıllık verilerin airnow.gov sitesinden kaldırıldığı vurgulandı. 

Şikago Üniversitesi'nin Enerji Politikaları Enstitüsü'nden Christa Hasenkopf, en az 34 ülkeden güvenilir bilgi alınamayacağını öne sürdü.

IQAir yöneticilerinden Christi Chester-Schroeder, Çad gibi pek çok Afrika ülkesinden hava kalitesine dair gerçek zamanlı bilginin alınmasının imkansız hale getirildiğini söyledi. 

Chester-Schroeder, küresel iklim değişikliğinin altını çizerek havaların ısınmasının özellikle Güneydoğu Asya ve Güney Amerika'yı vuran orman yangınlarının şiddetini artırdığını belirtti.

Independent Türkçe, CNN, Reuters



Tarih öncesine ait dev köpekbalığı sanılandan daha büyükmüş

Megalodonun, balinalar, diğer köpekbalıkları foklar ve deniz kaplumbağaları gibi hayvanlarla beslendiği tahmin ediliyor (Alex Boersma/PNAS)
Megalodonun, balinalar, diğer köpekbalıkları foklar ve deniz kaplumbağaları gibi hayvanlarla beslendiği tahmin ediliyor (Alex Boersma/PNAS)
TT

Tarih öncesine ait dev köpekbalığı sanılandan daha büyükmüş

Megalodonun, balinalar, diğer köpekbalıkları foklar ve deniz kaplumbağaları gibi hayvanlarla beslendiği tahmin ediliyor (Alex Boersma/PNAS)
Megalodonun, balinalar, diğer köpekbalıkları foklar ve deniz kaplumbağaları gibi hayvanlarla beslendiği tahmin ediliyor (Alex Boersma/PNAS)

Gelmiş geçmiş en büyük köpekbalıklarından biri olan megalodonun aslında sanılandan daha uzun olabileceği öne sürüldü. 

20 milyon ila 3,6 milyon yıl önce yaşayan megalodonun (Otodus megalodon), bugüne kadar hiç eksiksiz halde iskeleti bulunamadı. Bilim insanları omur, diş ve pul fosillerini kullanarak bu hayvanları daha iyi tanımaya çalışıyor.

Bugüne kadar yapılan çalışmalara göre megalodon, 15 metre uzunluğa ulaşabiliyordu. Ayrıca dişlerinin büyük beyaz köpekbalığına benzemesinden dolayı iki hayvanın birbirine benzediği düşünülüyordu. Hatta büyük beyaz köpekbalıklarının, doğrudan megalodon soyundan geldiği varsayılıyordu.

Ancak hakemli dergi Palaeontologia Electronica'da yayımlanan yeni bir makaleye göre, bu teoriler yanlış olabilir. 

Bilim insanları megalodon fosillerini, yaşayan ve soyu tükenmiş 165 köpekbalığı türüyle kıyaslayarak vücut ölçülerini hesaplamaya çalıştı. 

Megalodonun diğer köpekbalığı türlerinin çoğuyla kabaca aynı orantılara sahip olacağını varsayan ekip, omurgası neredeyse eksiksiz olan bir örneğin kafası ve kuyruğuyla birlikte 16,4 metreye ulaştığını tespit etti.

Ancak bulunan en büyük megalodon omurunun çapı, bu örnektekinden 7,6 santimetre daha büyüktü. Elde ettikeleri verileri buna göre ölçeklendiren ekip, megalodonun 24,3 metre uzunluğa ulaşabildiğini saptadı. 

Araştırmacılar ayrıca bu hayvanların, sanılandan daha ince yapılı olabileceğini savunuyor. DePaul Üniversitesi'nden Kenshu Shimada, başyazarı olduğu çalışma hakkında şöyle diyor:

Hâlâ doğrudan fosil kanıtlarına ihtiyacımız olsa da yeni çalışmamız megalodonun vücut oranı bakımından, günümüzün büyük beyaz köpekbalığından daha ince olma ihtimalinin yüksek olduğuna işaret ediyor.

Shimada bu nedenle megalodonun, büyük beyaz köpekbalığından ziyade limon köpekbalığına benzediğini düşünüyor:

Önceki çalışmalar herhangi bir kanıt olmadan, megalodonun modern büyük beyaz köpekbalığının devasa bir versiyonu gibi görünmesi gerektiğini varsayıyordu.

Bilim insanları omurlardaki büyüme işaretlerine dayanarak bu köpekbalıklarının 3,6 ila 3,9 metre uzunluğunda yavrular dünyaya getirdiğini öne sürüyor. National Geographic'e göre bu doğruysa megalodonlar, balıklar tarihindeki en büyük bebeklere sahipti.

Diğer yandan Swansea Üniversitesi'nde megalodonlar üzerine çalışan Jack Cooper, bu çalışmada yer almasa da kullanılan teknikleri takdir ettiğini ancak ince yapılar ve yavruların boyutu gibi verilerin çok güçlü olmadığını belirtiyor.

Cooper şöyle diyor: 

Kısacası burada sunulan her şey ilginç ancak deneyle test edilene ya da tam bir megalodon iskeleti bulunana kadar bulgulara temkinle yaklaşılmalı.

Independent Türkçe, Live Science, National Geographic, Palaeontologia Electronica