Tarih öncesine ait dev köpekbalığı sanılandan daha büyükmüş

Bilim insanları balık tarihindeki en büyük yavruları dünyaya getirdiklerini düşünüyor

Megalodonun, balinalar, diğer köpekbalıkları foklar ve deniz kaplumbağaları gibi hayvanlarla beslendiği tahmin ediliyor (Alex Boersma/PNAS)
Megalodonun, balinalar, diğer köpekbalıkları foklar ve deniz kaplumbağaları gibi hayvanlarla beslendiği tahmin ediliyor (Alex Boersma/PNAS)
TT

Tarih öncesine ait dev köpekbalığı sanılandan daha büyükmüş

Megalodonun, balinalar, diğer köpekbalıkları foklar ve deniz kaplumbağaları gibi hayvanlarla beslendiği tahmin ediliyor (Alex Boersma/PNAS)
Megalodonun, balinalar, diğer köpekbalıkları foklar ve deniz kaplumbağaları gibi hayvanlarla beslendiği tahmin ediliyor (Alex Boersma/PNAS)

Gelmiş geçmiş en büyük köpekbalıklarından biri olan megalodonun aslında sanılandan daha uzun olabileceği öne sürüldü. 

20 milyon ila 3,6 milyon yıl önce yaşayan megalodonun (Otodus megalodon), bugüne kadar hiç eksiksiz halde iskeleti bulunamadı. Bilim insanları omur, diş ve pul fosillerini kullanarak bu hayvanları daha iyi tanımaya çalışıyor.

Bugüne kadar yapılan çalışmalara göre megalodon, 15 metre uzunluğa ulaşabiliyordu. Ayrıca dişlerinin büyük beyaz köpekbalığına benzemesinden dolayı iki hayvanın birbirine benzediği düşünülüyordu. Hatta büyük beyaz köpekbalıklarının, doğrudan megalodon soyundan geldiği varsayılıyordu.

Ancak hakemli dergi Palaeontologia Electronica'da yayımlanan yeni bir makaleye göre, bu teoriler yanlış olabilir. 

Bilim insanları megalodon fosillerini, yaşayan ve soyu tükenmiş 165 köpekbalığı türüyle kıyaslayarak vücut ölçülerini hesaplamaya çalıştı. 

Megalodonun diğer köpekbalığı türlerinin çoğuyla kabaca aynı orantılara sahip olacağını varsayan ekip, omurgası neredeyse eksiksiz olan bir örneğin kafası ve kuyruğuyla birlikte 16,4 metreye ulaştığını tespit etti.

Ancak bulunan en büyük megalodon omurunun çapı, bu örnektekinden 7,6 santimetre daha büyüktü. Elde ettikeleri verileri buna göre ölçeklendiren ekip, megalodonun 24,3 metre uzunluğa ulaşabildiğini saptadı. 

Araştırmacılar ayrıca bu hayvanların, sanılandan daha ince yapılı olabileceğini savunuyor. DePaul Üniversitesi'nden Kenshu Shimada, başyazarı olduğu çalışma hakkında şöyle diyor:

Hâlâ doğrudan fosil kanıtlarına ihtiyacımız olsa da yeni çalışmamız megalodonun vücut oranı bakımından, günümüzün büyük beyaz köpekbalığından daha ince olma ihtimalinin yüksek olduğuna işaret ediyor.

Shimada bu nedenle megalodonun, büyük beyaz köpekbalığından ziyade limon köpekbalığına benzediğini düşünüyor:

Önceki çalışmalar herhangi bir kanıt olmadan, megalodonun modern büyük beyaz köpekbalığının devasa bir versiyonu gibi görünmesi gerektiğini varsayıyordu.

Bilim insanları omurlardaki büyüme işaretlerine dayanarak bu köpekbalıklarının 3,6 ila 3,9 metre uzunluğunda yavrular dünyaya getirdiğini öne sürüyor. National Geographic'e göre bu doğruysa megalodonlar, balıklar tarihindeki en büyük bebeklere sahipti.

Diğer yandan Swansea Üniversitesi'nde megalodonlar üzerine çalışan Jack Cooper, bu çalışmada yer almasa da kullanılan teknikleri takdir ettiğini ancak ince yapılar ve yavruların boyutu gibi verilerin çok güçlü olmadığını belirtiyor.

Cooper şöyle diyor: 

Kısacası burada sunulan her şey ilginç ancak deneyle test edilene ya da tam bir megalodon iskeleti bulunana kadar bulgulara temkinle yaklaşılmalı.

Independent Türkçe, Live Science, National Geographic, Palaeontologia Electronica



Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, yediklerimizin hayatımızın ilerleyen dönemlerinde yakalanacağımız kronik hastalıkların miktarını belirleyebileceği konusunda uyarıyor.

Araştırma sebze-meyve, balık ve doymamış yağlar bakımından zengin Akdeniz diyeti gibi sağlıklı bir beslenme düzeninin yaşlılarda demans da dahil olmak üzere kronik hastalıkların gelişimini yavaşlatabileceğini ortaya koydu. İşlenmiş et ve şeker açısından zengin, iltihabı artıran diyetlerse bu süreci hızlandırabilir.

İsveç'teki Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar, 4 diyetin yaşlılardaki kronik hastalıklar üzerindeki etkilerini inceledi.

İncelenen diyetlerden üçü sağlıklı ve sebze, meyve, tam tahıl, kuruyemiş, baklagiller ve doymamış yağların alımına; şekerli yiyecekler, kırmızı et, işlenmiş et ve tereyağı/margarin tüketimininse azaltılmasına odaklanıyor.

Diğer yandan dördüncü diyet iltihaplanmaya yol açıyor ve daha az sebze, çay ve kahve; daha çok kırmızı ve işlenmiş et, rafine tahıllar ve şekerli içecek tüketimini içeriyor.

Araştırmacılar İsveç'teki 60 yaş ve üstü 2400 yetişkinin beslenmelerini 15 yıl boyunca izleyip kronik hastalıklarını takip etti.

Alınan besinleri, gıda sıklığı anketleri ve şu 4 diyet örüntüsüne bağlılıkla ölçtü: Ampirik Diyet İnflamatuar İndeksi (EDII), AHEI, Alternatif Akdeniz Diyeti (AMED) ve MIND (Nörodejeneratif Gecikme için Akdeniz - Dash Müdahalesi).

Multimorbidite, kronik hastalıkların sayısıyla tanımlanıp organ sistemlerine göre (kas-iskelet, kardiyovasküler ve nöropsikiyatrik) gruplandırıldı.

Nature Aging adlı bilimsel dergide yayımlanan sonuçlar, sağlıklı diyetleri benimseyenlerde kronik hastalıkların daha yavaş geliştiğini ortaya koydu.

Örneğin, başta AMED, AHEI ve MIND olmak üzere sağlıklı beslenme örüntülerine uzun süreli bağlılık, yaşlılarda kronik hastalıkların daha yavaş gelişmesiyle bağlantılı çıktı.

Bu, kardiyovasküler hastalıklar ve demans için geçerli olsa da kas ve kemiklerle ilgili hastalıklarda böyle bir bağlantı görülmedi.

Ancak iltihaplanma oluşturan diyeti benimseyenlerde kronik hastalık riski arttı.

Karolinska Enstitüsü'ndeki Yaşlanma Araştırma Merkezi, Nörobiyoloji, Bakım Bilimleri ve Toplum Bölümü'nde doktora sonrası araştırmacı olan ortak birinci yazar Adrián Carballo-Casla, "Sonuçlarımız, yaşlanan popülasyonlarda multimorbiditenin gelişimini diyetin ne kadar önemli ölçüde etkilediğini gösteriyor" diyor.

Diyetin koruyucu etkileri, yaşlanmaya bağlı hastalıklarda kilit önem taşıyan bir faktör olan iltihaplanmanın azalmasıyla açıklanabilir.

Araştırma makalesinin yazarları, uzun ömür üzerinde en büyük etkiye sahip olabilecek diyet önerilerini ve yaşlarına, cinsiyetlerine, psikososyal geçmişlerine ve kronik hastalıklarına göre bunlardan en fazla yararlanabilecek yaşlı gruplarını belirleyerek araştırmalarını ilerletmek istiyor.

Independent Türkçe