Stephen King'in 44 yıllık klasiği Netflix için yeniden çekiliyor

1983 yapımı Kujo'da Dee Wallace'ın oynadığı Donna ve Danny Pintauro tarafından canlandırılan oğlu Tad, Kujo'yla karşı karşıya gelir ve hayatta kalmak için ölüm kalım mücadelesi verir (Warner Bros)
1983 yapımı Kujo'da Dee Wallace'ın oynadığı Donna ve Danny Pintauro tarafından canlandırılan oğlu Tad, Kujo'yla karşı karşıya gelir ve hayatta kalmak için ölüm kalım mücadelesi verir (Warner Bros)
TT

Stephen King'in 44 yıllık klasiği Netflix için yeniden çekiliyor

1983 yapımı Kujo'da Dee Wallace'ın oynadığı Donna ve Danny Pintauro tarafından canlandırılan oğlu Tad, Kujo'yla karşı karşıya gelir ve hayatta kalmak için ölüm kalım mücadelesi verir (Warner Bros)
1983 yapımı Kujo'da Dee Wallace'ın oynadığı Donna ve Danny Pintauro tarafından canlandırılan oğlu Tad, Kujo'yla karşı karşıya gelir ve hayatta kalmak için ölüm kalım mücadelesi verir (Warner Bros)

Adı korku türüyle özdeşleşmiş ve eserleri birçok kez filme dönüştürülmüş Stephen King'in bir romanı daha yeniden çekiliyor.

Netflix, King'in Kujo (Cujo) adlı romanını yeniden filme çekilmesine yeşil ışık yaktı.

Meşhur korku filmlerinin yapımcısı

Hollywood Reporter'ın aktardığı habere göre, ürkütücü hikayenin bu yeni uyarlamasının yapımcılığını Kusursuz Arkadaş (Companion), Sevgilim Kaç (Strange Darling) ve Şeytanla Bir Gece (Late Night with the Devil) gibi korku filmleriyle tanınan Roy Lee üstlenecek. 

Hikaye, bir köpeğin dost canlısı bir hayvandan kana susamış bir ölüm makinesine dönüşmesini merkeze alırken, arabalarında mahsur kalan bir anne ve oğlunun verdikleri hayatta kalma mücadelesini konu alıyor. 

Netflix proje için senarist arayışına başladı bile.

İlk olarak 1981'de yayımlanan roman, 1983'te sinemaya uyarlanmış ve başrolde Dee Wallace yer almıştı. 

Filmde, Saint Bernard cinsi 90 kiloluk Kujo, bir tavşanı kovalarken kafasını soktuğu delikte kuduz bir yarasa tarafından ısırıldıktan sonra ölümcül, acımasız ve planlı bir avcıya dönüşüyor. 

Anne ve oğlu, arızalanan küçük arabalarının içinde güneşin altında mahsur kalıyor. Ya kuduz köpekle savaşmak ya da aşırı sıcakta araç içinde kalarak güneş çarpması riskini göze almak zorundalar.

Hollywood, King'e bayılıyor

King'in 1976'da yayımlanan Göz (Carrie) romanıyla başlayan uyarlama geleneği, Hollywood'un uzun süredir büyük ilgi gösterdiği bir alan.

77 yaşındaki King'in romanları birçok kez beyazperdeye uyarlanarak büyük başarı elde etti. Bunlar arasında Cinnet (The Shining), Esaretin Bedeli (The Shawshank Redemption), Benimle Kal (Stand by Me) ve O (It) yer alıyor. 

Mike Flanagan da King'in eserlerini beyazperdeye uyarlayan isimlerden biri. Yönetmen, The Life of Chuck, Doktor Uyku (Doctor Sleep) ve Oyun (Gerald's Game) gibi yapımlarda King'le çalışmıştı. 

Bir romanı daha film oluyor

Öte yandan Lionsgate, yazarın 1979'da yayımlanan distopik romanı Uzun Yürüyüş'ün (The Long Walk) haklarını satın alarak yönetmen koltuğuna Francis Lawrence'ı getirdi.

King'in eşsiz kariyeri boyunca yaklaşık 65 roman ve 200'den fazla kısa hikaye yayımladığı düşünülürse, bu eserlerin dünya çapında büyük ilgi görmesi ve hızla film ve dizi haklarının satın alınması hiç de şaşırtıcı değil.

Independent Türkçe, Deadline, Hollywood Reporter



Yem olmak istemeyen erkek ahtapotlar, çiftleşme sırasında partnerini zehirliyor

(Wen-Sung Chung/Queensland Üniversitesi)
(Wen-Sung Chung/Queensland Üniversitesi)
TT

Yem olmak istemeyen erkek ahtapotlar, çiftleşme sırasında partnerini zehirliyor

(Wen-Sung Chung/Queensland Üniversitesi)
(Wen-Sung Chung/Queensland Üniversitesi)

Bilim insanları, erkek mavi çizgili ahtapotların kendilerinden çok daha büyük partnerleri tarafından öldürülmemek ve yamyamlığa maruz kalmamak için seks sırasında dişilere zehir vererek onları felç ettiğini buldu.

Queensland Üniversitesi'nden araştırmacılar bu türün erkek ahtapotunun, çiftleşme sırasında dişileri hareketsiz bırakmak için ölümcül tetrodotoksin zehrinin bir dozunu onlara isabetli bir şekilde enjekte ettiğini söylüyor.

Yassısolucanlar, yumuşakçalar, amfibiler ve balon balığı gibi balıklar da dahil birçok canlı, bu ölümcül nörotoksini avını öldürmek ve kendini savunmak için kullanıyor.

Hakemli dergi Current Biology'de yayımlanan yeni çalışma, erkek mavi çizgili ahtapotların üreme sonrası yamyamlığa uğramamak için dişinin ana atardamarını isabetli bir şekilde hedef alıp ısırarak onu hareketsiz hale getirdiğini ortaya koydu.

Mavi halkalı ahtapotla yakın akraba olan bu tür, simbiyotik bakteriler kullanarak tetrodotoksin zehrini tükürük bezlerinde hapsediyor.

Bilim insanları, ahtapotun toksin dolu tükürüğünü büyük avlarını felç etmek ve ardından yutmak için kullandığını daha önce belgelemişti.

Bu son derece güçlü toksinin insanlarda ölümcül zehirlenmelere yol açtığı vakalar da daha önce kaydedilmişti.

Dişi mavi çizgili ahtapotlar erkeklerin yaklaşık iki katı büyüklüğünde olsa da bilim insanları yeni çalışmada, erkeklerdeki tükürük bezinin dişilerinkinden yaklaşık üç kat daha ağır olduğunu gözlemledi.

Araştırmacılar, erkeklerin üreme sırasında yamyamlığa maruz kalma riski taşıdığını da biliyor.

Laboratuvarda ahtapot çiftleşme deneyleri yapan bilim insanları, erkeklerin "yüksek hassasiyetli bir ısırıkla" dişinin aortunu hedef aldığını ve yaklaşık bir saat süren çiftleşme sırasında tetrodoksin enjekte ettiğini saptadı.

Toksin, dişi ahtapotların yaklaşık 8 dakika sonra nefes almayı bırakmasına, vücutlarının solgunlaşmasına ve göz bebeklerinin ışığa tepkisiz hale gelmesine neden oluyor. Bu işaretler felç olduklarını gösteriyor.

Bilim insanları "Bu asfiksi benzeri durumda dişilerin vücut rengi soluklaştı. Gözbebekleri de daraldı ve tetrodotoksin zehirlenmesi sırasında yaşandığı gibi sinir kontrolünün kaybının belirtisi olan parlak ışık flaşlarına karşı tüm reflekslerini kaybetti" diye yazıyor.

Dişiler hareketsiz kaldıktan sonra, erkekler başarılı bir şekilde çiftleşti ve dişiler, kollarının kontrolünü yeniden kazanıp erkekleri ittiğinde çiftleşme sona erdi.

Çalışmadaki dişi ahtapotların hiçbiri ölmedi, bu da ölümcül zehre karşı dirençli olduklarına işaret ediyor.

Öte yandan ısırık bölgesinde çıkıntılar ve açık yaralar gibi yaralanma belirtileri gösterdiler.

Bilim insanları, erkeklerin partnerlerini felç etmeye yönelik bu stratejisinin muhtemelen çiftleşme sonrası yamyamlığa uğrama tehlikesini azaltmak amacıyla evrimleştiğini söylüyor.

Araştırmacılar "Dişileri zehirlemek onları hareketsiz hale getirerek erkeklerin başarılı bir şekilde çiftleşmesini sağlıyor" diye yazıyor.

Independent Türkçe