Kraliçe Camilla'dan Gisèle Pelicot'ya destek mektubu

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Kraliçe Camilla'dan Gisèle Pelicot'ya destek mektubu

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Kraliçe Camilla, toplu tecavüz mağduru Fransız Gisèle Pelicot'ya destek mektubu gönderdi.

Britanya kraliyet ailesinin mührünü taşıyan zarf, kendisine tecavüz eden erkeklere ve eşine karşı verdiği mücadelenin ardından Pelicot'ya gelen binlerce destek mektubundan biri.

Pelicot'nun avukatı Antoine Camus, Le Monde'a, "Mücadelesini Britanya kraliyet ailesine duyurmayı başardığını görmek onu çok şaşırttı, duygulandırdı ve epey gururlandırdı" diye konuştu.

Eşi kendisine uyuşturucu vermek, düzinelerce yabancıyı kendisine tecavüz etmesi için tutmak ve bunu filme almak suçlarından hapse atılan Pelicot, tecavüz kültürüne karşı cesaret sembolüne dönüştü. Geçen sonbaharda Fransa'da üç ay süren toplu tecavüz davasında 51 erkek toplam 428 yıl hüküm giymişti. Emekli elektrikçi Pelicot en üst sınırdan 20 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

72 yaşındaki Pelicot, Fransa'nın güneydoğusundaki Mazan köyünde görülen davada cesur bir şekilde kimliğini açıklamayı tercih etmişti.

Buckingham Sarayı özel mektubun içeriği hakkında yorum yapmayı reddetti. Ancak Newsweek'in haberine göre Camilla'nın, Pelicot'nun mücadelesinden "son derece etkilendiği" ve onun "onurunu ve cesaretini" takdir etmek istediği belirtildi.

Mektup, Pelicot'nun Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle The Independent'la paylaştığı güçlü mesajda cinsel şiddet mağdurlarına "asla yalnız olmayacaklarını" söylemesinin ardından geldi.

The Independent'ın 2025'in en etkili kadını seçtiği Pelicot, hâlâ adalet mücadelesi veren mağdurlara, özellikle de bunu yalnız ve "karanlıkta" yapanlara dikkat çekti.

Le Monde'a göre Mazan davasının sona ermesinin üzerinden birkaç ay geçti ancak Pelicot'nun avukatları Camus ve Stéphane Babonneau, kendisine her hafta bir koli dolusu mektup göndermeye devam ettiklerini söylüyor.

Le Monde'a konuşan Babonneau, "Davanın sona ermesinden beri bu konuyu düşünmek zorunda kalmadığım, bu konuda bir mesaj almadığım ve yakınımdaki biriyle bu konuyu konuşmadığım bir gün bile olmadı" dedi.

Camus, her hafta gelen düzinelerce mektupla ilgili şunları ekledi:

Bu insanları görmezden gelemeyiz... Bunları Gisèle'e iletiyoruz ve onun adına herkese teşekkür ediyoruz.

Independent Türkçe



En İyi Belgesel Oscar'ını kazanan filme ABD'de gösterim engeli

Belgesel, Altı Gün Savaşları diye bilinen Arap-İsrail çatışması sonrasında 1967'den beri İsrail ordusunun işgali altında olan Batı Şeria'da geçiyor (Antipode Films)
Belgesel, Altı Gün Savaşları diye bilinen Arap-İsrail çatışması sonrasında 1967'den beri İsrail ordusunun işgali altında olan Batı Şeria'da geçiyor (Antipode Films)
TT

En İyi Belgesel Oscar'ını kazanan filme ABD'de gösterim engeli

Belgesel, Altı Gün Savaşları diye bilinen Arap-İsrail çatışması sonrasında 1967'den beri İsrail ordusunun işgali altında olan Batı Şeria'da geçiyor (Antipode Films)
Belgesel, Altı Gün Savaşları diye bilinen Arap-İsrail çatışması sonrasında 1967'den beri İsrail ordusunun işgali altında olan Batı Şeria'da geçiyor (Antipode Films)

ABD'nin Florida eyaletine bağlı Miami Beach'in belediye başkanı Steven Meiner, No Other Land'i (Gidecek Yer Yok) gösteren bağımsız sinemayı kapatmak için harekete geçti. 

İsrail ordusunun uyguladığı yıkım ve sürgün politikasına karşı Filistinlilerin verdiği mücadeleyi anlatan No Other Land (Gidecek Yer Yok), ay başında En İyi Belgesel Oscar'ını kazanmıştı.

Buna rağmen ABD'de dağıtımcı bulamayan filmi göstermek isteyen sinema salonlarının sayısı giderek artıyor. Ancak belgesele engel olmak isteyen de çok kişi var. 

Haaretz, Yahudi olduğunu belirttiği Miami Beach Belediye Başkanı Meiner'in O Cinema adlı işletmeyi kapatmak için harekete geçtiğini bildiriyor. 

İsrail gazetesinin haberine göre, Meiner hem bağımsız sinemaya ayrılan 40 bin dolarlık fonun kesilmesi hem de kiraladığı kamusal alandan tahliye edilmesi için baskılarını artırdı. 

Filmin antisemitik olduğunu savunan Meiner'in bu yöndeki teklifleri, çarşamba günkü belediye meclisi toplantısında ele alınacak. 

No Other Land'in cuma günü bu sinemadaki prömiyerini yapmasından birkaç gün önce Meiner'in O Cinema CEO'su Vivian Marthell'e belgeselin gösterilmemesi için baskı yaptığı da aktarılıyor.

Meiner, bir mektup yazarak "Miami Beach, ABD'de Yahudilerin en yoğun olduğu yerlerden biri. Tek taraflı bir propaganda olan No Other Land, kentimizin ve sakinlerinin değerleriyle uyumlu olmayacak şekilde Yahudilere yönelik saldırıda bulunuyor" demiş.

Amerikan AP haber ajansına konuşan Marthell, başta Meiner'in talebine sıcak baktığını ancak sonrasında ifade özgürlüğünü korumak için belgeseli gösterdiğini belirtiyor. 

İsrail ve Filistinli sinemacıların birlikte yaptığı No Other Land, Batı Şeria'nın güney ucundaki Mesafir Yatta'da geçiyor. 

2019-2023'teki gerçek olayları aktaran belgesel, Filistinli aktivist Basel Adra'nın İsrail ordusunun askeri eğitim bölgesi oluşturmak amacıyla başlattığı yıkımı belgeleme çabasını anlatıyor. 

İsrail Kültür Bakanı Miki Zohar, Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi'nin kararını şu ifadelerle eleştirmişti: 

No Other Land'in Oscar kazanması sinema dünyası için üzücü bir an. Sinemacılar, İsrail gerçekliğinin karmaşıklığını göstermektense İsrail'in imajını uluslararası kamuoyu nezdinde bozan anlatıları büyütmeyi tercih etti. İfade özgürlüğü önemli bir değer ama uluslararası tanıtım aracı olarak İsrail'i karalamak sanat değildir. Bu, özellikle de 7 Ekim katliamı ve süren savaşla birlikte, İsrail devletine yönelik bir sabotajdır.

Independent Türkçe, Haaretz, AP