Tilda Swinton oyunculuğa ara verme nedenini açıkladı

Tilda Swinton, Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı Onur Ödülü'yle (AFP)
Tilda Swinton, Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı Onur Ödülü'yle (AFP)
TT

Tilda Swinton oyunculuğa ara verme nedenini açıkladı

Tilda Swinton, Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı Onur Ödülü'yle (AFP)
Tilda Swinton, Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı Onur Ödülü'yle (AFP)

Tilda Swinton dengesini yeniden bulmak için oyunculuğa geçici süreyle ara verdiğini açıkladı.

Kevin Hakkında Konuşmalıyız'ın (We Need To Talk About Kevin) 54 yaşındaki oyuncusu, Joshua Oppenheimer'ın yakında gösterime girecek kıyamet sonrası müzikal filmi The End'in Berlin Film Festivali'ndeki tanıtımını kısa süre önce tamamladı ancak yılın geri kalanında oyunculuğa ara vereceğini belirtti.

Swinton, The Guardian'a verdiği röportajda "Sinemanın bazı yönlerinden uzaklaştığını" söyledi.

Röportajı yapan Xan Brooks, Swinton'ın "dengesini bulmak için zamana ihtiyacı olduğunu" ve "faydalı kalmak için ne yapması gerektiğini" düşündüğünü belirtmesi üzerine Swinton şöyle konuştu:

Dünyanın dört bir yanına uçarken, büyük bir karbon ayak izine bağlıyken bunu gerçekten yapamazsınız. Bu yüzden aylarca seyahat etmeyeceğimi söylemekten mutluluk duyuyorum. Bu yıl başka bir film çekmeyeceğim. Çok uzun zamandır döngü içindeyim.

Şöyle devam etti:

En basit düzeyde, yeniden kendi yatağımda uyuyor olacağım. Etrafımda gökyüzü, okyanus ve insanlar olacak. Burası bir sığınak değil; burası evim.

The End, dünyanın geri kalanı yanıp kül olurken lüks bir sığınağa saklanan milyarder bir aileyi konu alıyor.

Swinton, gençliğinde Bolşoy Balesi'nde dans ettiğini öne süren görkemli bir kadın olan Anne'i canlandırıyor. Baba rolünde Michael Shannon oynarken, oğullarını George MacKay canlandırıyor.

Berlin Film Festivali'nde yaşam boyu başarı ödülü alan Swinton, kabul konuşmasında Donald Trump'ın Gazze'yi bir "cehennem çukurundan Ortadoğu'nun Rivierası"na dönüştürme planlarıyla dalga geçti.

Swinton "büyük bağımsız sinema devletini doğuştan kapsayıcı, işgal, sömürgeleştirme, ele geçirme, sahiplenme ya da riviera mülkü geliştirme çabalarına karşı bağışık" diye tanımladı.

Swinton sözlerine şöyle devam etti:

Bizim gözetimimizde insanlık dışı bir şey yapılıyor. Bunun adını tereddütsüz ve şüphesiz koymak ve nereden gelirse gelsin gezegen yıkıcıları ve savaş suçlularıyla iyi geçinen açgözlü hükümetlerimizin kabul edilemez kayıtsızlığını fark eden herkese sarsılmaz dayanışmamı sunmak için buradayım.

Bu yıl The Independent, Swinton'ı 21. yüzyılın en iyi 20. sinema oyuncusu seçmişti.

Chris Harvey, "Swinton sinemanın en büyük bukalemunlarından biri. Kevin Hakkında Konuşmalıyız'da (2011) ulaşılması imkansız çocuğu hakkında yavaş yavaş dehşete kapılan bir anneyi canlandırırken de Büyük Budapeşte Oteli'nde (The Grand Budapest Hotel, 2014) gözü dönmüş yaşlı dul Madam D. rolündeki kadar inandırıcı" diye yazmıştı.

Independent Türkçe

 



5 bin yıl önce Avrasya'da yayılan vebanın arkasından koyunlar çıktı

Avrasya bozkırında bulunan 4 bin yıllık koyun kemiklerinde veba tespit edildi (Björn Reichhardt)
Avrasya bozkırında bulunan 4 bin yıllık koyun kemiklerinde veba tespit edildi (Björn Reichhardt)
TT

5 bin yıl önce Avrasya'da yayılan vebanın arkasından koyunlar çıktı

Avrasya bozkırında bulunan 4 bin yıllık koyun kemiklerinde veba tespit edildi (Björn Reichhardt)
Avrasya bozkırında bulunan 4 bin yıllık koyun kemiklerinde veba tespit edildi (Björn Reichhardt)

Tunç Çağı'nda Avrasya'da yaşanan veba salgının yayılmasında koyunların kritik bir rol oynamış olabileceği tespit edildi. 

İnsanlara bulaşan pek çok hastalık hayvansal kökenli. Hayvanlarda bulunan patojenler bir noktada insanlara geçerek onlar arasında yayılıyor. 

Tarihteki en ölümcül zoonotik hastalıklardan biri olan veba da sıçanların üzerinde yaşayan pireler yoluyla insanlara bulaşarak milyonlarca kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı. 

Diğer yandan 14. yüzyıldaki Kara Ölüm diye bilinen salgından sorumlu patojen, yaklaşık 5 bin yıl önce yayılmaya başlayan patojenden genetik olarak farklı. İnsanlar arasında yayılan bu Yersinia pestis türünün yaklaşık 2 bin yıl önce ortadan kaybolduğu düşünülüyor.

Ancak uzmanlar bu patojenin insanlara nasıl sıçradığını bilmiyordu. Bilim insanları hayvanlardaki hastalıkların geçmişte insanlara nasıl bulaştığını öğrenerek gelecekte yaşanabilecek bu tür olaylara karşı hazırlıklı olabilir.

Aralarında Harvard Üniversitesi'nden isimlerin de yer aldığı bir araştırma ekibi, Tunç Çağı'ndaki Yersinia pestis'in kökenini saptamak için bugünkü Rusya'da bulunan Arkaim arkeolojik kazı alanındaki hayvanlarının kemiklerini ve dişlerini inceledi.

Araştırmacılar 4 bin yıllık bir koyunda, o dönemde insanlara bulaştığı bilinen Y. pestis türünü tespit etti.

Bilim insanları koyundan alınan Y. pestis genomunu diğer eski ve modern genomlarla karşılaştırdı. Koyundan alınan örnek, aynı zamanlarda yakın bir bölgede yaşayan bir insana bulaşan patojenin genomuna çok benziyordu. 

Bulguları hakemli dergi Cell'de dün (11 Ağustos) yayımlanan makalenin ortak yazarı Dr. Christina Warinner şöyle diyor:

Bir koyuna ait olduğunu bilmeseydik, herkes bunun başka bir insan enfeksiyonu olduğunu varsayardı; neredeyse ayırt edilemezler.

Ekip, patojenin henüz bilinmeyen bir yaban hayvanından koyunlara ve oradan da insanlara sıçradığını tahmin ediyor. Öte yandan hastalığın insanlardan koyunlara bulaşmış olması da muhtemel. 

Sözkonusu patojen, diğer veba salgınlarından farklı olarak pireler aracılığıyla bulaşmasını sağlayacak genetik materyalden yoksun. Araştırmacılar bu nedenle başka bir kaynaktan yayılmış olması gerektiğini söylüyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden makalenin bir diğer yazarı Dr. Felix Key "Elimizdeki bulgular eski koyun ve insan enfeksiyonlarının, hâlâ bilinmeyen bir kaynaktan muhtemelen münferit olaylarla yayıldığını gösteriyor" diyerek ekliyor:

Sıradaki adım, o kaynağı bulmak.

Araştırmacılar o dönemde bölgede yaşayan Sintaşta-Petrovka halkının sığır, koyun ve at yetiştiriciliğiyle ilgilendiğine de dikkat çekiyor.

Çalışmanın yazarlarından Dr. Taylor Hermes "Bu erken dönem çoban topluluklarının tahıl depoları, fareleri ve pireleri çekmezdi ve daha önce Sintaşta bireylerinde Y. pestis enfeksiyonları bulunmuştu" diyerek soruyor: 

Kayıp halka çiftlik hayvanları olabilir mi?

Bu toplulukların kullandığı hayvanların yabandaki canlılarla temasa geçmesi hastalığın yayılmasını sağlamış olabilir.

Bilim insanları bunu ve patojenin kısa sürede nasıl geniş bir alana yayıldığını anlamak için çalışmalarına devam etmeyi planlıyor.

Independent Türkçe, Popular Science, Cosmos Magazine, Cell