Avustralya'da kuşlar ağaçlardan bir bir düşüyor: Yüzlercesi zehirlenmiş olabilir

Corella kuşları genellikle çiftliklere ve bostanlara zarar veriyor ancak yetkililer, kuşları zehirlemek için pestisitlerin kötüye kullanımının ağır cezaları olduğunu söylüyor

Kakadu ailesine ait corellalar, Avustralya'ya özgü kuşlardır (Temsili/Unsplash)
Kakadu ailesine ait corellalar, Avustralya'ya özgü kuşlardır (Temsili/Unsplash)
TT

Avustralya'da kuşlar ağaçlardan bir bir düşüyor: Yüzlercesi zehirlenmiş olabilir

Kakadu ailesine ait corellalar, Avustralya'ya özgü kuşlardır (Temsili/Unsplash)
Kakadu ailesine ait corellalar, Avustralya'ya özgü kuşlardır (Temsili/Unsplash)

Maroosha Muzaffar Kıdemli Asya Muhabiri 

Avustralya'nın Yeni Güney Galler eyaletinde yüzlerce corella ölü ya da kritik bir durumda bulunurken, toplu zehirlenmeden şüpheleniliyor.

Yeni Güney Galler Çevre Koruma Kurumu, pazartesi günü kötü durumdaki düzinelerce kuşun ağaçlardan düşerken görüldüğünü ve soruşturma başlattıklarını açıkladı. Etkilenen kuşlar Newcastle, Carrington ve Hamilton bölgelerindeydi.

Birçok kuş bulunduğu sırada yönünü kaybetmişti, kanaması vardı ya da kötü durumdaydı ve en az 60'ı, yerel bir veteriner tarafından uyutuldu. Kuşlar parklarda, alışveriş merkezlerinde, oval sahalarda ve ön bahçelerde bulundu.

Gelecek günlerde daha fazla kuşun etkilenmesinden korkuluyor.

Bir tür küçük kakadu olan corella kuşları, çiftliklere, bostanlara ve hatta bazen binalara kayda değer derecede zararlar verdiği için çiftçilerle sık sık çekişme yaşıyor.

Çevre Koruma Kurumu'nun düzenleyici operasyonlar icra direktörü Jason Gordon durumu "üzücü" diye nitelendirerek corella kuşlarının felç geçirdiğini ve uçamadığını söylüyor.

Gordon, "Pestisitlerin kasten veya kasıtsız bir şekilde kötüye kullanımı hiçbir şekilde kabul edilemez ve ağır cezalar gerektirir" diyor.

Hunter Yaban Hayatı Kurtarma, olayın büyük olasılıkla zehirlenmeden kaynaklandığını ifade ediyor.

Kurtarma kuruluşunun başkanı Kate Randolph "Mahallenin her yerine dağılmışlar. Halktan onları ön bahçelerinde, oval sahalarda bulduklarına dair telefonlar alıyoruz" diyor. 

Herkes birlikte çalışıyor. Bu yürek parçalayıcı bir durum.

Avustralya'nın en büyük yaban hayatı kurtarma kuruluşu Wires'tan veteriner Dr. Tania Bishop da toplu zehirlenmenin olası bir açıklama olduğunu söylüyor. Ancak Guardian'a konuşan veteriner, potansiyel zehirleri belirleyen toksikoloji sonuçlarının çıkmasının haftalar alabileceğini belirtiyor.

Çevre Koruma Kurumu, "Testler, kuş gribini elemeyi ve pestisitin potansiyel olarak kötüye kullanımına dair kanıtlar için etkilenen yerleri incelemeyi içerecek" ifadelerini kullanıyor.

Ayrıca hasta ve ölü kuşların sayısını ve tam olarak nerede bulunduklarını teyit etmek için Newcastle bölgesindeki birkaç veterinerle temas içindeyiz.

Hamilton Veteriner Kliniği'nden bir pratisyen hekim Newcastle Herald'a yaptığı açıklamada, kurumda geçirdiği 13 yıl boyunca hiç böyle bir şey görmediğini söyledi.

Hekim, "Acı içindeler" diyor.

Kanatlarını açıp adeta yardım ister gibi size bakıyorlar. Bu kesinlikle korkunç.

Olay toplumda öfkeye yol açtı. Bir bölge sakini Facebook'ta "Bu kesinlikle iğrenç! Bu canlılar bizim Avustralya yerlisi kuşlarımız ve bu dünyada bizim kadar hakları var! Biz onları korumak için buradayız" diye yazdı.

Umarım failler yakalanır, sorumlu tutulur ve çürürler!

Bir diğeriyse "Hangi hasta insan bunu yapar?" diye yazdı.

Başka biri de "Bu çok üzücü" dedi.

Bazı insanların sorunu ne? Bunlar nefes alan canlı hayvanlar. Bu gezegeni paylaşıyoruz, sahibi değiliz.

Australian Broadcasting Corporation, Victoria'daki çiftçilerin ekinlerini insancıl ve ölümcül olmayan bir yolla korumak adına, corella ve diğer rahatsız edici kuşları caydırmak için kartallar ve şahinler kullandığını 2023'te bildirmişti. Eğitimli yırtıcı kuşlar, etkilenen alanların üzerinde uçarak corellalara saldırmadan onları korkutuyordu.

Independent Türkçe,Independent.co.uk/news



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature